Pazar Postası'Güveneceğim biriyle evlenip kızım olsun istiyorum'
Paylaş
'Güveneceğim biriyle evlenip kızım olsun istiyorum'

Çağla Şıkel 1997 Türkiye Güzeli, 37 yaşında. Kuzey ve Uzay’ın annesi. Emre Altuğ ile büyük bir aşk yaşadı, 7 yıl süren evliliğin ardından geçen yıl boşanma kararı aldı. ‘Yeniden evlenip kız çocuğum olsun istiyorum’ diyor. Ünlü model ‘Kendime seksi gelmiyorum, egom da sıfırın altında’ diye ekliyor

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr


2 çocuk annesi nasıl bu kadar fit olabiliyor, kadınlar size gıcık oluyor!

Hiçbir zaman kiloluyum ya da kilo alacağım endişesiyle spor yapmadım. İşime ve kendime olan saygımdan dolayı... Fitliğim ondan!

Streç filme sarınıp yürüdüğünüz doğru mu, şehir efsanesi mi?

Evet doğru, ama bunları ben hep bakım amaçlı yaptım. Selülitim olmasın diye streçlere sarınıp 2 saat spor yaptım, çok da faydası oldu.

Hep böyle bakımlı birisiniz yani?

Evet, hala kremlerimi sürerim, bakım ve masaj yaptırırım, bol su içerim. Kendimi perişan etmem ama disiplinim vardır.

40’ınıza yaklaşıyorsunuz; panik başladı mı?

Ben göründüğüm yaştayım. Ruhumu, kendimi nasıl hissediyorsam o yaştayım. Yani 25’inde çok kilolu bir kadın da olabilirsin, 45’inde çok ince bakımlı biri de... Ben düzgün beslenen, kendine bakan bir kadın olmayı seçtim. Dolayısıyla öyle paniklerim yok; o yaşta yine böyle olurum.

Mimar Sinan bale mezunusunuz. Bu hayat biçimi ordan mı?

Aynen! Bale mezunuyum, vücuduma iyi bakmak, spor yapmak çocukluk yıllarımdan beri var. Lisede de konservatuvarda okudum. 37 yaşındayım ama hala kudurasım, hala enerjim var! Ruhun ne zaman çökerse, o zaman yaşlanıyorsun.

Meşhur bir Figen Hanım var, kim o? Sizi kendinize getirmiş!

Zaten kendimdeydim! Eskiden meditasyon, yoga gibi şeylerle hiç ilgilenmezdim. Sonra bir arkadaşımız vasıtasıyla onunla tanıştım. Meditasyon hayatıma girdi. Hep bir eksiklik, boşluk var gibi hissediyordum, artık o doldu.

Nasıl bir boşluk?

Ya çalışıyorum, para kazanıyorum, çocuklarım ve bir evliliğim var, sağlıklıyım, mutluyum; ama bir şey eksik! Farkındalığım eksikmiş; o arttı.

Çok da şuursuz görünmüyordunuz ama...

Hayır, hiç değildim. Değişim anne olmamla başladı. Hayata bakışım, kadın olarak duruşum vs. hepsi çocuk sahibi olunca değişti. Hem bedensel, hem ruhsal olarak...

En büyük fark ne oldu?

Hayatta başka bir amacım olduğunu anladım. Anne olmak için dünyaya gelmişim. Şimdi onlara iyi bir gelecek sunmak için doğmuşum, onu görüyorum ve hayatımı onlara adıyorum.

Kendinizden vazgeçmek mi bu peki?

Hayır, kendimden vazgeçmiyorum! Tam tersi, daha çok kendime yöneldim. Kendimi daha çok önemsiyorum. Hayatın anlamını buldum

“Bu saatten sonra BOŞ iLiŞKi YAŞAMAM!”

Erkek çocuğu sahibi olmak zor mu?

Vallahi kız çocuğum olmadığı için tam bilemiyorum. Ama onu da istiyorum.

Neyi? Kız çocuğu sahibi olmayı mı?

Evet, ölmeden önce bir kız çocuğum olsun, onu da görmek istiyorum. Hayata bir kız çocuğum olsun diye bakıyorum.

E o zaman evlilik de olacak...

Evet, evlenmeden nasıl doğurayım yahu! Yeniden evlenebilirim. Annelik ve evlilik konusunda iyiyimdir.

Aşk meşk durumları nasıl?

Şu an yok, ama gelmesin de demiyorum, bekliyorum da demiyorum. Bu saatten sonra boş bir şey, ilişki yaşamam, hayal ettiğim şeyi yaşatacak biri olsun isterim. Ve bir kız çocuğu.

Ya yine erkek olursa?

O zaman yandık! Yine yaparım! Bu defa 3 erkek 1 kız olur belki! Ben çok çocuk seviyorum. Ama olacaksa bu sıralar, yaşım geçmeden olmasını isterim.

Nasıl bir adama aşık olursunuz?

Güven duyacağım bir erkeğe aşık olurum. Sırtımı yaslayabileceğim bir erkeğe. Çünkü ben yalnız ve 2 çocuklu tek başına duran bir kadınım. Bu öyle bir dağ olacak ki; ben ona sırtımı yaslayıp aşkı daha rahat yaşamalıyım.

Evliliğinizde bu ‘güven’ mi eksikti?

Asla! Bu şu an hissettiğim bir yalnızlık. Ben Emre’de öyle bir güven eksikliği hissetmedim.



“EMRE İLE BİR DAHA EVLENMEYİZ”

‘Babamın yerine koyduğum adam’ dediğiniz bir noktadan, iş nasıl buraya geldi?

O gün o söz gerçekti. Aşık olduk, evlenip çocuk yaptık. Hali hazırda çok saygı ve sevgi içeren bir ilişkimiz var.

Bayağı kötü gibiydi aranız?

Hayır, biz sevgiyle ayrıldık, bu çok önemli bir şey. Öyle yansıtıldı sadece. Hayatımda tek konuştuğum erkek hala Emre!

Emre Bey ‘Popülerliğimi yitirdim, starlığımı kaybettim’ dediğinde üzüldünüz mü?

Hayır, üzülmedim. Bu onun fikri. Demek ki Emre böyle hissetmiş, ama bunu ‘Niye ben baba oldum’ gibi negatif söylediğini sanmıyorum. Üretmediği için, şarkı yapmadığı için bir özeleştiri gibi geldi bana. Onun böyle hissetmesinde belki benim de katkım olmuş olabilir.

Siz daha mı ön plandaydınız?

Ben öyle görmedim, düşünmedim. Öyle hesaplar yapmadım, ailemden dışarı çıkıp öyle bakmadım. Yaşadığımız zamanlar öyle hissetmiyordu; belki sonra dışardan bakınca öyle gelmiştir.

Sizde aşk mı bitti?

Bu, çok özel bir sebep. Yani boşanmamızın sebebi... Bunu anlatmasam?

Çocuklar bu durumu kavrıyor mu?

İkisiyle de açıkça konuştuk, istedikleri zaman babada, istedikleri zaman annede kalabilirler.

Hayatınıza girecek erkeği, çocuklarınızın onaylaması gerekir mi?

Hayır! Ben seviyorsam o erkeği, onlar da sever. Hep öyledir. Mutluysam, onlar da öyle hissediyor.

Bir gün çocuklar çok istese Emre Bey’le yeniden evlenir misiniz?

Hayır, evlenmeyiz. Çocukların bunu istemesi için büyümeleri gerek, o zaman da buna saygı duyarlar.

“Çocuklarım bile bana karışamaz”

İki erkek çocuğu sahibi olunca, yaptığınız bütün işleri ‘bir gün onlar görür’ diye hesap ederek mi yaşıyorsunuz?

Hayır! Asla! Benim doğrum, benim doğrumdur.

Büyük oğlunuz Kuzey, onda anneye karışma halleri yok mu?

Mesela bikinim açılıyor, ‘Anne bikinin açılmış’ diyor. ‘Peki oğlum, uyardığın için teşekkürler’ diyorum. Karışmayı deniyor, ama buna asla izin vermiyorum.

Verdiğiniz her poz, yaptığınız her hamle buna dahil mi?

Evet, dünyaya özgür bir kadın olarak geldim! Benim çocuğum da olsalar seçimlerime saygı duymak zorundalar.

Kuzey (6) ve Uzay (4), ünlü annebabanın çocukları olduklarının farkında mı?

Bebek Parkı’nda oynuyoruz, sokakta geziyoruz. Emre (Altuğ) ve benim ünlü olduğumuzun çok farkındalar. Ünlüler beğenilir, onlarla fotoğraf çektirilir ve onlar tanınır kısmını biliyorlar. Onun dışındaki yerlerde o kadar normal yaşıyoruz ki...


Emre Bey de aynı mıdır?

Aynı şekilde! Kötü bir sesle şarkı söyleyebilir, şımarabilir. Bir anne- baba çocuklarıyla nasıl olması gerekiyorsa öyle olması için çabalıyoruz. Ama bazen bir derginin kapağında çocuklar kendini görünce, şaşırıyor. O zaman da anlatmaya çalışıyorum.

Siz de ‘normal’ takılan bir ünlüsünüz... İnsan nasıl tozutmaz?

Sıfır egoluyum! Mutlaka kaybettirdikleri de olmuştur ama benim kadar sıfırın altında egoyla yaşayan az insan gördüm. Gerçek ve normal bir anne olmam da bundan. Kendi annem de rollercoster yapıp, yunuslarla yüzüyor. Bir de buralara gelişim çok hazmederek oldu.


Neden sadece sabah programıyla idare ediyorsunuz?

360 TV’de Alişan’la birlikte ‘Her Şey Dahil’e devam ediyoruz. Açıkçası sabah programı olduğu için kolayıma geliyor. Sonrasında kendime ve çocuklarıma vakit ayırabiliyorum. Ne olursa olsun çocukları okuldan almaya ben gidiyorum.

Kendimi hiç seksi bulmuyorum

Türkiye Güzellik Yarışması 1997!

Türkiye 1’incisi olmuştum. Babamdan gizli girmiştim. Sonra da Dünya 4’üncülüğüm var.

Hep dik başlı mıydınız?

Açıkçası ailemle fazla çatışmayız, aşağı yukarı aynı düşünürüz. Ama gene de son kararı bana bırakırlar. Söz dinlerim, ama bir yanımda da o asilik vardır.

Sanatçı ruhlu bir insan, neden güzellik yarışmasına girer ki?

Ben kendimi hiç beğenmiyorum! Neyin gazına geldim bilmiyorum!

Hakikaten çoğumuzdan uzun ve güzel olduğunuzun farkında değil miydiniz?

Değildim! Gerçekten! Uğurkan Abi (Erez) beni 1 yıl işledi, zehri verdi. Yoksa kendimi bir kare fotoğrafta beğenmişliğim yok! Burcu Esmersoy aynı yarışmada 4’üncü oldu, ama en beğendiğim kadınlardandır.

Sonra Dünya 4’üncüsü de oldunuz!

Evet, ‘Hadi bakalım Dünya Güzellik Yarışması’na gidiyorsun’ dediler. Nasıl korktum! Yarışmada bebek gibi kızlar vardı. Bir de kendime bakıyorum, saçım başım dağınık, kaşlarımı boyuyorum, kafamı tokalarla tutturuyorum. Haa ne zaman 4’üncü oldum, Avrupa Güzeli seçildim, ‘Ulan bende bir şey var, bu insanlar yanılmıyor!‘ dedim.

Hatalarınız olmadı mı?

Geçmişe baktığında kendini kötü, aşağılık hissettiğin bir duygu ile ileriye gidemezsin. Kötü de olsa her şeyimden çok mutluyum. Sadece hayatıma özellikle çocuklarım olduktan sonra yüzde yüz dikkat ediyorum.

Aklıma o ‘Akmerkez’deki özel defile’ geldi... Hata değil miydi?

Ben hiç pişman değilim, işimi yaptım. Orada namussuzluk yapan, o duygu ile nasıl yaşıyor o düşünsün. Biz defile diye gittik oraya, özel bir defile diye gitmedik. Kendi rezilliğiydi.

Yaş kemale ererken, olgunlaştığınızı hissediyor musunuz?

Hayat deneyimi olarak bir kere, babasını çok erken yaşta kaybeden bir kız olarak olgunlaşmaman imkansız. Bir olay da Emre’nin annesinin vefatından önceki 2 aydır...

Ne değiştirdi?

Kendimle, hayatla öyle bir yüzleştim ki! Ölümle bile yüzleştim. Gülçin Teyze’nin vefat edeceğini biliyorduk, son nefesini verene kadar başında bekledim. O kadar çok insan çıkardım ki hayatımdan anlatamam. Hayat çok kıymetli bir şeymiş, nasılsa öleceğiz, yaşayalım gitsin gibi değil! Her anın çok değerli.

‘Vay Çağla ne seksisin’ diyor musunuz kendinize bakınca?

Hayır, ben seksi değilim. Enerjim çok yüksek, havam olduğunu biliyorum ama seksilikle ilgili olduğunu sanmıyorum. O hava ve güvenle podyumda başka bir yüz ifadesine giriyorum. Aslında alık bir ifade! Burcu Esmersoy, Güzide Duran, Kim Kardashian seksi mesela. Plajda seksi gibi gördüğünüz bikinili halim bana seksi gelmiyor!

Haberin Devamı