Lale Belkıs, ömrünü sanata adamış bir kadın. Mankenlik, şarkıcılık, oyunculuk… Hepsini yaptı. Tam 78 yaşında ama o kendini 30’larında hissediyor, Yeşilçam’daki kötü kadın rollerinin kraliçesiydi o. Hep kötü kadın olarak anıldı, fakat o bu telaffuzdan hiç hoşlanmıyor, “Ömrünü iyiliğe adamış insana ‘kötü’ diyemezler” diyor. Eski günlere özlem duyuyor, yeni dönemi anlamakta güçlük çekiyor. İşte size yine güzel bir nostalji yolculuğu… Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Uzun zamandır ortalarda görünmüyorsunuz. Neler yapıyorsunuz?
Vallahi ben hiç boş durmam. Marttan sonraki üç ayı evde geçirdim fakat buna rağmen günleri boşa harcamadım. Hazirandan bu yana da Datça’da yazlıktayım. Biraz daha dikkatli yaşıyorum. Bir virüs salgını var ve kurallara uymak da insanlık görevi. Tek üzüntüm Yıldırım Mayruk’un defilesine katılamamak oldu. Hatta “Uçak göndereyim, aldırayım seni” dedi fakat yine de gidemedim, çekindim. Bolca kitap okuyorum, yazıyorum. Asla boş durmam.
Biraz da dinleneyim demez mi hiç insan?
Demez, dememeli. Zaten tüketim toplumuyuz. Hep hazıra duacıyız. Bazı yerlerde 81 yazılmış ama 78 yaşındayım. Fakat kendimi 30’larımda hissediyorum. Üretken olmak beni genç ve dinç tuttu. Hâlâ çok güzelim, hoşum ve en verimli çağımdayım. “Kalabalık yalnızlık” sözüne inanırım. Yalnız çalışıyorum ama o kadar çok ürettiğim şey var ki; müzik, yazılar oyunlar, söyleşiler… Hayatımdan çok memnunum.
Hiç estetik yaptırdınız mı?
Haber olacak asıl şey bu; bende tek bir estetik yoktur. Herkes hayret ediyor. Kendime saygı duyduğum için estetikten uzak durdum. Mecbur olmadıkça estetiği gereksiz buluyorum. Tüm kadınların birbirine benziyor olması bana çok itici geliyor. Herkes gergin surat, şişkin dudak, kaşları alnının tepesinde, dişleri dışarı fırlamış, ne konuştukları anlaşılmıyor... Doğal insana rastlamak öyle zor ki.
BENİM YERİMDE BAŞKASI OLSA MİLYONER OLURDU
Yalnız mısınız yoksa hayatınızda biri var mı?
Ben hiçbir zaman yalnız olmadım. Kalabalık yalnızlığım söz konusu. Ben altı kardeşin en küçüğüyüm. Bütün kardeşlerimden kalan yeğenlerim var, onlar beni yalnız bırakmıyor. Gerçi ben yalnızlığı da severim, çünkü üretimi artıyor insanın. Tiyatroya devam ediyorum, evim zaten galeri gibi. Bakın, ben hiçbir zaman çok para kazanmadım ama yine de üretmeyi bırakmadım. Mankenlik yaparken de küçücük paralar alırdık. Benim yerime başkası olsa milyoner olurdu.
ŞİMDİKİ OYUNCULARI SOKAKTA GÖRSEN TANIMAZSIN AMA BENİM NAMIM HÂLÂ YÜRÜYOR
İnsan popülerken para kazanmayacak da ne zaman kazanacak?
Yanlış yapmışsınız bence. Yeni jenerasyondakiler bir dizi ya da filmle parlıyor sonra bir bakıyorsun ismi bile unutulmuş, Yolda görsen tanımıyorsun ama biz öyle miyiz? Bak yıllar geçmiş ama namım yürüyor. Onlar parayı kazandı biz starlığı. Eserlerimi, Moda’daki ve Datça’daki evimi sanatçılar vakfına bırakacağım. Sanat bir düşünce özgürlüğüdür ve ben de paramı pulumu sanattan anlayanlara bırakmak istiyorum.
Akrabalarınız bozulmaz mı bu duruma?
Herkesin maddi durumu çok iyi, kimse de bana bu konuda gönül koymaz. Yeğenlerim de bu konuda bana tam destek. Hepsi kariyerini yapmış, bir yere gelmiş. Eşimin ailesi de yine aynı durumda.
‘YEŞİLÇAM’IN KÖTÜ KADINI’ OLARAK ANILMAYI HİÇ SEVMEDİM, BEN YUFKA YÜREKLİ BİRİYİM
Yeşilçam’ın kötü kadını olarak hafızalara kazınmak sizi rahatsız etti mi?
Gerçek hayatta çok yufkadır yüreğim. Mesela ‘Sezercik’te ufaklığa tokat atmam gerekiyordu. “Asla olmaz” dedim. Rahmetli Ayhan Işık “Lale Hanımcığım, merak etmeyin, tam elinizi kaldırdığınızda tutacağım” dedi de öyle çektik. ‘Yeşilçam’ın kötü kadını’ olarak anılmayı da hiç sevmedim. ‘Feride’ diye bir filmim vardır. Harbiye’de bir sinemada oynuyor zamanında, rahmetli anneciğim de orada. Bir kadın “Ay, bu kadını Allah kahretsin” diyor. Annem de üzülüyor, “Sen biliyor musun onun ne kadar iyi kalpli olduğunu?” diyor kadına.
Ayhan Işık’ı sever miydiniz?
Sormayın, çok iyi insandı rahmetli. Çooook yakışıklıydı. İnsanlarla derinden bir mesafesi vardı, kimseyle çok samimi olmazdı, işini yapar giderdi. Karakteri müthişti.
CÜNEYT ARKIN BENDEN HİÇ HOŞLANMAMIŞ NEDENSE
Neden Cüneyt Arkın’la film çekmediniz?
Rahmetli Zeki Müren’le bile oynadım ama Cüneyt Bey’le hiç oynamadım. Cüneyt Bey, benden hiç hoşlanmamış nedense.
Aynı filmde rol aldığınız yakışıklı jönlerden etkilendiğiniz oldu mu?
Asla! Hepsi çok yakışıklıydı ama hep kardeş gözüyle baktık, çünkü bizler profesyoneldik. Ediz Hun’la çok oynamışlığım var ama öyle çok severim ki kardeş gibiyiz.
O dönemin en güzel kadınlarındanmışsınız, hiç kıskandığınız rakipleriniz var mıydı?
Hepimiz bambaşkaydık, hepimiz güzeldik. Ben güzel olduğum kadar da havalıydım. “Rüzgarlı kadın” derlerdi bana, iyi esintisi olan bir kızdım. Giydiğimi çok iyi taşırdım. Vücudum çok güzeldi. 88-58-88’di ölçülerim. Kendime güvenim tamdı. Çok güçlü bir kadındım ben.
ÇAPKIN BİR KADINDIM
Aşk trafiğiniz nasıldı o zamanlar peki?
Çapkındım, kimseye hesap vermeyi sevmezdim ama seviyeli ilişkilerim oldu. İki kez evlendim. İlk evliliğim Pekcan Koşar’la oldu. Sonra da Yalçın Otağ (Ateşböceği Yalçın) ile evlendim ama ölüm ayırdı bizi.
Çocuğunuz olmasını ister miydiniz? Olabilirdi ama istemedim. Büyük bir sorumluluktu bana göre. Çocuk çok önemli bir şey. Her şeyi bırakıp, çocuğunla meşgul olacaksın. Kendim garanti altına değilken, bir de çocuk yaparsam nasıl olacaktı? Zor işti yani
AJDA PEKKAN YANLIŞ YAPMAZ HAKAN ALTUN’LA AŞK YAŞIYORSA HELAL OLSUN
Ajda Pekkan ile yakın arkadaş olduğunuzu söylediniz. Hakan Altun ile aşk yaşadığı iddia edildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ne yaparsa yapsın ona yakışır. Estetik de aşk da onda güzeldir! Ajda yanlış yapmaz. Ayrıca aşkın yaşı yoktur. Sevdiyse helal olsun, yaşasın sonuna kadar. Hepimizin kalbinden neler geçiyor neler... Hepimiz genç insanlara aşık olabiliriz. Şu yaşa takılmayı bıraksınlar. Sanatçı beyefendiyi tanımıyorum ama Ajda 20’lik insandan daha gençtir. Ben bunu yadırgayanları yadırgıyorum. Bu bir gönül hikayesidir. Kime ne? İnsanlar birbirinin mutluluğunu kıskanır olmuş. Keşke herkes sevse. Bıktık toplumun üzerinde kara bulut gibi çöken bu mutsuzluk ve sevgisizlikten.
ÖLÜM KORKUM YOK, EN AZINDAN ÖLDÜĞÜMDE İNSANLARIN MUTSUZLUKLARINA TANIK OLMAYACAĞIM
Ölümsüz olmak ister miydiniz? Ölüm korkunuz var mı?
Ölüm korkum yok. Zaten mezarımı eşim Yalçın’cığımın yanından aldım bile, yerim hazır. Sevenlerim beni hatırlasın yeter. Biz tarihe geçmiş insanlarız, yaptığımız işler unutulmaz. Dünya çok mutsuz bir yer haline dönüştü. Öldüğümde en azından insanların mutsuzluklarına tanık olmayacağım. Bu ülkede kimse hakkını alamıyor. Bugün benim filmlerim oynuyor ama asla telif alamıyorum. Ülkemi çok seviyorum. Babam, Çanakkale Gazisi, dedem açık denizler kaptanıymış. Ben bu toprakların nasıl alındığını biliyorum ve insanların bu kadar mutsuz olmasını kabul edemiyorum. Ekonomi giderek kötüleşiyor.
SERDAR ORTAÇ’I HİÇBİR ZAMAN SEVMEDİM, BANGIR BANGIR ŞARKILAR YAPINCA ŞARKICI OLUNMUYOR
Ekonomi konusunda Serdar Ortaç sizin tam tersinizi söylüyor, hatta sizin gibi düşünenleri nankör olarak görüyor.
Bakın benim hiçbir siyasi partiyle işim olmaz. Ben sadece bir cumhuriyet kadınıyım. Doğruyu savunur, yanlışı protesto ederim. Serdar Ortaç hiç konuşamasın, zaten hiçbir zaman sevmedim onu. Herkes onun gibi kumar oynamıyor, malını mülkünü yabancı kadınlara yedirmiyor. Beni kızdırmasın. Serdar Ortaç şarkıcı mı ki? Tek bir şarkısını bile sevmem. Bir tarzı bile yok. Bangır bangır şarkılar yapmak şarkıcılık değil. “Kim bu Japon bozuntusu demişimdir” hep. Önce haddini bilecek.
- Karlı ve yağmurlu havalarda tabak tabak için! Vücudu soba gibi ısıtıyor: Böbrek ve karaciğere kalkan oluyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama tansiyonu, şekeri tavana çıkarıyor! Zehirden bile daha zararlı 3 besin, ağzınıza bile sürmeyin
- Her yemekte sarımsak soymaya son! Dondurucuda aylarca tazeliğini koruyor
- Yumurtadan 30 kat faydalı! 1 kaşığı protein depolarını fullüyor, etten 20 kat ucuz, kaslara protein banyosu yaptırıyor
- Eşi için başladı, şimdi siparişlere yetişemiyor! Satış rekoru kırıyor: Kilosu 500 TL'den başlıyor