ENBE gibi müthiş bir orkestranın şefi Behzat Gerçeker. 'Smokinli Beyaz Türk' imajına rağmen, geldiği yeri unutmuyor ve disiplinli kimliğinden ödün vermiyor. “Müzisyen olmasaydım, tenisçi olurdum” diyen Gerçeker'in en büyük korkusu ise dostlarını kaybetmek
RÖPORTAJ: Canan DANYILDIZ
Orkestra kurmak zor iş, sen başardın, ENBE!
Beraber ortak hareket etmen gereken bir şey orkestra. Ahenk içinde olman gereken zor bir ekip işi. Enstrümanlar, müzisyenler ve herkesin alın terini bir bardağa koyup karşı tarafa taşıyan şef... Hayalimdi Ankara Devlet Sanat ve Konservatuarı’nda okurken ve oldu.
Ekibindeki herkese eşit mi davranıyorsun?
Eşit demeyeyim de pek... Her birinin farklı bir müzikal tadı var. Ben onlara nasıl bir şey istediğimi söylüyorum, ne yaptıklarına değil; benim istediğimi nasıl ve ne kadar yaptıklarına bakıyorum.
Dominantsın yani! Kendi özgünlüklerine ne oluyor?
Dominant sayılmam ama, müzik ve işim ne gerektiriyorsa onu yapıyorum aslında. Şimdilik içlerinde bunu en iyi bilen benim şef olarak.
Albümler bile satmıyorken; sen hangi cesaretle yeni isimlerin peşindesin?
Benim orkestramın bir misyonu var. Genç ve yetenekli çocuklar bir şekilde bana ulaşıyor. Onları ENBE okulunda yetiştiriyorum. Onları Aslı Güngör, Mustafa Ceceli, Elvan Günaydın ve Eren Sandal gibi sizinle tanıştırıyorum.
ENBE’den çıkan çocukların kazandıklarından pay alıyor musun?
Hayır asla! Bizim orkestrada çalışırken dünyanın her yerinde olduğu gibi kontrat yapıyoruz. Sonra zamanı gelip bizden ayrılmak isterse ya da ben onun tek başına devam etmesi gerektiğini düşünürsem; profesyonel olarak ayrılırız. Ama dostluğumuz ve alışverişimiz devam eder.
“Bestecilerle aram iyi”
İşler nasıl ilerliyor? Besteleri sen mi kovalıyorsun?
Benim bestecilerle iyi bir dostluğum var, takip ediyorum yaptıklarını. Mesela Sinan Akçıl’dan ‘Hafıza’yı dinledim ve içimden ‘Bunu Funda Arar’ söylemeli dedim. Prodüktörümüz Samsun Demir bizi Funda ile bir araya getirdi. Sonra klibi Nihat Odabaşı’nın çekmesini istedik. Sonuç: Mükemmel.
Çatıştığınız oluyor mu?
Yok, onlar ENBE’ye güveniyorlar. Biz Sezen Aksu’dan Tarkan’a, Ajda’dan dünya starlarına kadar birçok isimle çalışıyoruz. Bizim işimizi iyi yaptığımızı biliyorlar.
Kızma ama, her klipte piyanonun başındasın! Rolünden sıkılmadın mı!
(Gülüyor) Sen de mi aynı şeyi düşündün! ‘Hafıza’yı çekerken Nihat da aynı şeyi söyledi ve bana birkaç başka sahne verdi. Ama işim piyano çalmak, ondan oluyor.
Şarkı söylemiyorsun ama; piyanistşantör diye alay edenler oluyor mu?
Hayır! Asla!
Sen aniden zıpçıktı gibi ENBE oldun gibi geliyor bize ama değil...
Sizin bizi bilmediğiniz zamanlarda da çok önemli isimlerle çalışıyordum: Nükhet Duru, Kayahan, Sezen Aksu gibi. Onlardan inanılmaz şeyler öğrendim Canan. Mesela Sezen Hanım; çok titizdir her bir bestesi için; aklın almaz. Ajda Pekkan, bütün dünya müziğini takip eder, liste başı şarkıları bilir ve çok saat prova yapar. Tarkan... Nasıl ince eleyip sık dokuduğunu sana anlatmam! Bu gibi büyük isimler boşa star olmuyor.
Sence sen niye başardın? Ne farkın vardı?
Ben hayal ettim ve başardım. Ötekiler güçleri, yetenekleri olsa da bence hayal etmediler; bana öyle geliyor. Ankara’dan İstanbul’a geldiğimde kimse yardım etmedi bana, misafirhanede kaldım düşün... O gün anladım ki tekim. Tırnaklarımla kazıyarak geldim buraya. O yüzden de yardım ediyorum gençlere.
Egon ne alemde?
Elbette herkes gibi benim de egom var. Çalışırken bunu geride bırakıyorum. Daha iyisini yapmak için.
Orkestranda yer almanın birinci şartı ne?
İyi insan olmak! Buna çok önem veriyorum. Yalnız parayla ki gelip bizdeki yeni bir isim Elvan Günaydın’la düet yapıyor. Ben bunu seviyorum işte.
Sen bir anlayışı da değiştiriyorsun aslında. Ya, git bak sor; eskiden sanatçı nasıl bir şeydi biliyor musun?
İçkici, ayyaş, sızan tiplerdi. Böyle bir imajı vardı müzisyenlerin. Ben örnek olmak istedim. Elbette alkol içtiğim yerler var; ama sahne değil. Paris’te 2 sene kaldım; ben orada da böyle bir şey görmedim. Bu eskidi artık. Yeni gençler benim orkestramda, çok iyi ve disiplinli çalışıyor; spor yapıyor vs.
Çok kazanıyor musun?
Maddi manevi kazanıyoruz evet. Ama tek taraflı değil; birlikte çalıştığımız herkese bir katkısı oluyor bu işin. Klip yönetmeninden prodüktöre kadar.
Marka oldun ama...
Aslında olmak istediğimiz tam da bu. Yani ENBE bir iş yapıyorsa; isimsiz biriyle bile, mutlaka kaliteli bir şeydir. İşte bu kredimiz. Bunu başarmak önemli.
“Tarzıma uymayan davette milyon dolar verseler çalmam”
Hiç tarzınıza uymayan bir davette çalar mısın?
Hayır! Milyon dolar verseler umrum olmaz.
Orkestrandan biri, sana sormadan bir şey yapabilir mi?
Elbette, kendi kararları vardır... Ama orkestra söz konusu ise; haberdar olmalıyız.
ENBE’den Berkay Gezi olaylarına katıldı diye tartakladığın yazıldı...
Hayır, böyle bir şey yok. Ayrıca da herkesin özgür iradesi var. Ben de eşimle gittim Gezi’ye. Berkay da gitmişti. Ama iş varken, orkestrada çalışman gerekirken gidersen o zaman tartışırız. Berkay işleyişi bozdu. Biz de yalnızca oturup konuştuk. Darp ya da kavga yok.
Apolitik misin? Yani ülke yansa bitse ‘iş’ mi dersin önce?
Hayır, elbette ki benim de fikirlerim var, onaylamadığım şeyler oluyor. Biri bir yerde incinip zarar görürken nasıl bu yokmuş gibi davranabilirim ki? Ama ben politikacı değilim Canan. Şahsi fikrim elbette var, ama ben en iyi bildiğim işi yapabilirim. Politikacının bileceği iş onlar. İşe siyasetin karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Piyasada tutunmak için herkesle iyi mi geçiniyorsun?
Benim uyuşmadığım çok insan da var. Her sanatçıyla ya da insanla iyi geçinmek gibi bir kaygım yok. Ama ‘iyi insan’ meselesi benim için önemli. Piyasada tutunmak için çok çalışmak ve işini iyi yapmak gerekiyor. Bizim skandallara ihtiyacımız olmuyor gündemde kalmak için. Bu anlamda tekiz.
Sesin yok ama aslında reklam ve programlar için de bestelerin var.
Opel, Sayısal Loto, Continantal gibi markalara müzik yaptım evet. Özel istekler olunca bestelerim oluyor.
“Aşk önemli insan ruhunu doyuruyor”
Romantik biri misin? Aşk meşk?
Evet, romantik biriyim; işte o da müziğime yansıyor. Aşk da önemli bir his. İnsan ruhunu doyuruyor. Müzik o kadar öncelikli ve önemli!
Müzik seks kadar önemli bir şey mi? Arada tercih yapsan?
(Gülüyor) O da önemli, seks de! Hayatta her ikisi de var.
İnsan ruhunu seks mi müzik mi daha fazla doyurur?
Tatmin eder! Müzik, seksten daha tatmin edici, doyurucu bir şey bence.
“Zaman zaman dibe vurduğum oldu”
Beyaz Türk gibisin! 24 saatinin 18’i papyon ve smokinle... Ve tenis!
Biz Ortadoğulu arabesk bir ülkeyiz. Ama hayatta herkesin bir seçimi var. Benim seçimim de bu. Tenis oynamak. Hep smokinleyim değil mi! (Gülüyoruz) Tenis benim için çok önemli. Bence hayat tarzı tenis. Kendimi çok iyi hissediyorum oynarken. Ziynet Sali ve Ferhat Göçer var mesela oyuna kattıklarım. Yakında da ENBE Cup olacak. Müzisyen olmasaydım tenisçi olurdum.
Kendinden sıkıldığın oluyor mu?
Yaa evet! Hep müzik konuşuyorum mesela. Arkadaşlarla bazen ‘başka şey’ konuşalım dediğim oluyor. Ben de sıkılıyorum kendimden.
Dibe vurduğun var mı?
Olduğum yere kazıyarak geldiğim için zaman zaman oldu.
Yaşam koçun ya da psikoloğun var mı?
Evet var, ara sıra gidip konuştuğum oluyor. Bizim gibi zor mesleği olanların bence ihtiyacı var. Yol gösteren bir hoca olmalı.
Neyi kaybetmekten korkarsın?
Dostlarım! İyi mayamı ve karakterimi de kaybetmekten...
Kıskançlık?
Evet! Keşke şu sanatçı gibi olsaydım dediğim oluyor. Ya da teniste... Karşımdaki daha iyi topa vurduğunda. 30 yaşında başladım tenise! Bak bunları kıskanıyorum ama çalışıyorum bu hissi bitirmek için.
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı
- Kadir Ezildi tarifini verdi! Yağmura çamura meydan okuyor: Temizlik suyuna 1 çay bardağı ekleyin