Enerjisi yüzüne yansıyanlardan. Kendi iç neşesiyle dünyaya gelmiş sanki. O, bu durumu “Her koşulda mutlu olmanın bir yolunu bulur, yaratırım” diye ifade ediyor. Son dönemin en dikkat çeken oyuncularından ama büyük hırsları olmadığını söylüyor. Nilay Deniz’le Kandilli Botanik Parkı’nda buluştuk. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Nasılsın? Geçtiğimiz 10 gün hepimiz için çok kötü geçti. Sende nasıl duygular bıraktı?
Yerimde duramadım, o kadar korktum ki… Doğa aşığıyım. Yangınlardan önce, iki ay boyunca neredeyse tüm Ege’yi gezdim. Tam ben döndüğüm sırada yangınlar artmaya başladı. Çok yakın arkadaşlarım orada gönüllü çalışıyordu. Onlar için çok endişelendim. Tekrar oraya dönmek istedim. Çok karışık duygular içindeydim ama içimdeki en baskın duygu korkuydu.
Pandemi sürecinden kendine hayat dersi çıkaranlar, “Çok şey öğrendik” diyenler oldu. Benzer bir hissi orman yangınları için söylemek mümkün mü sence?
Öyleyse de keşke bunu bu şekilde deneyimleyerek öğrenmek zorunda kalmasaydık. Çok sevdiğim, hep yaşamak istediğim yerler yandı, bitti, kül oldu. Ne denir ki… Çok üzgünüm. Umarım tekrarı yaşanmaz.
Yaz boyunca ‘Kahraman Babam’da Yonca olarak ekrandaydın. Dizi geçtiğimiz hafta ekrana veda etti. Planlı bir durum muydu yoksa umulandan erken bir final mi oldu?
Biz sekiz bölüm çekip sonra tatile çıktık. Dizi sonra yayınlanmaya başladı. O yüzden planlı diyebiliriz ama ekibimiz ve senaryomuz o kadar iyiydi ki devam etmesini isterdim tabii. Bir işin uzun süre devam etmesi de tek başına başarı ölçüsü değil zaten.
Genel olarak başarı tanımın ne?
Yaptığım işte, elimden geleni sonuna kadar yaptıysam, çok sıkı sarıldıysam benim için başarı o. Zaten yapı olarak da “Her zaman, her şey hayal ettiğim gibi olacak” beklentisinde olan biri değilim. Hedef önemli ama yol benim için her zaman daha kıymetli.
Çok büyük hırsların yok o zaman?
Hırslıyım ama ne kadar? “Kendime kadar” desem yeri. (Gülüyor) Kendimi çok yıpratmam. Her zaman farklı bir yol vardır.
İKİLİ İLİŞKİDE KANDIRILMAYI GÖZE ALABİLİRİM
Karakterinin en baskın özellikleri neler?
Pozitif bir insanım. Hayatım boyunca bana en çok yardımcı olan huyum bu. Olumlu yanından bakarım hep. En sevmediğim yanım da inatçı olmak. Bazen çok inatçı olabiliyorum.
Kolay manipüle olabilen biri misin? Daha net ifadeyle; seni kandırmak kolay mıdır?
Mümkündür tabii, neden olmasın! (Gülüyor) Ben, taviz vermek istediğim zaman veririm. Karşımdaki insana ve duruma bağlı. Göze alabilirim yani. Kandırılmayı da göze alabilirim.
İkili ilişkide, aşkta da böyle misin?
Evet çünkü bir şeyi devam ettirmenin yolu bazen durmaktan, geri adım atmaktan geçer. Her zaman direkt gidemezsiniz oraya. Bir durup geri adım atmak, belki bir sola kaymak, sonra devam etmek gerekir.
HEP GÜZEL GÖRÜNME BASKISI YÜZÜNDEN DUYGULARIMIZI YAŞAYAMAZ OLDUK
Bugüne kadar seni genel olarak hep iyi projelerde izledik. Sence yetenek mi güzellik mi iyi rolü, iyi projeyi daha hızlı çağırıyor?
İkisi de gerekiyor. Güzellik zaten göreceli. Biz oyuncuyuz neticede ve istediğimizde güzel ya da çirkin olabiliriz zaten. Yetenek tabii ki şart ama ikisi birbirini taşıması gerekiyor kesinlikle. Ama hem yaptığımız işte hem sosyal hayatımızda kadınlara yönelik güzellik baskısından çok rahatsızım. Hep iyi giyinmek, iyi yerlerde gezmek, iyi mekanda yemek yemek… Bunlar beni artık gerçekten çok sinirlendiriyor.
Peki nasıl baş ediyorsun bu duyguyla?
Karşımdaki her kimse çok net cümlelerle ifade ediyorum kendimi. Güzellik dediğimiz şey, insanın enerjisiyle çok ilgili. Yüze yansıyan bir şey duygu. Dolayısıyla kendimizi iyi hissetmediğimizde, buna rağmen güzel görünme çabasına düştüğümüzde, duygularımızı bastırıyoruz aslında. Sırf bu yüzden duygularımızı yaşayamaz olduk.
ANNEANNEM VE DEDEMLE BÜYÜMEK BANA ÇOK ŞEY KATTI, O SAYEDE DAHA OLGUN OLDUM
Nasıl bir ailede büyüdün?
Annem ve babam ben daha bebekken ayrılmışlar. Babam Almanya’daydı annem de Ankara’da yaşıyordu. Beni anneannem ve dedem büyüttü. Babamla sık görüşmeye başladığımızda ben artık 19 yaşındaydım.
Duygusal olarak bu durumdan nasıl etkilendin?
Anneannem ve dedemle büyümek bana çok şey kattı, çok şey öğrendim. 20 yaşımdan beri bana insanlar “Ne kadar olgunsun” diyorsa bunun sebebi bu bence. Çünkü çok gerçek bir sevgiyle büyütüldüm. Etrafımda hep beni seven insanlar vardı. Şimdi annemle de babamla da arkadaş gibiyiz zaten.
‘AŞK BİR KERE YAŞANIR’ FİKRİNE İNANMIYORUM
Biraz güzel şeylerden bahsedelim, mesela aşktan… Aşk, ne ifade ediyor sana?
‘Aaşk bir kere yaşanır’ düşüncesine inanmıyorum. Öyle bir şey yok. Sevginin boyutu vardır, belki birini daha az, birini daha çok, birini daha farklı seversin. Aynı kişiye 10 gün sonra, bir yıl sonra yeniden aşık da olabilirsin. Değişken bir duygu. Her şekle girebilir. (Gülüyor)
‘O kişi’ diye bir şeyin varlığına inanmıyorsun o zaman değil mi?
Valla olabilir ama ‘o kişi’ ya da ruh eşi dediğimiz durumu ben bir tek anneannem ve dedemde gördüm. O yüzden ispatlayamam. O an hayatımda var olan insan benim için o insandır. Böyle bakıyorum.
ÇIKMA TEKLİFİ GERİ GELSİN, HESAP YAPMAK ZAMAN KAYBI
Twitter’da herkes sık sık “Çıkma teklifi geri gelsin” diye espri yapıyor. Herkes özel hayatında mutsuz ve aradığını bulamamaktan yakınıyor.
Bence de gelsin. (Gülüyor) İnsan ilişkilerinde konuşmaya, iletişime ihtiyaç var. İnsanlar duygularını söylemeye çekiniyor. Herkes hep bir hesap kitap derdinde ama bu işin hesabı olmaz. Belki karşındaki de senden hoşlanıyor… O yüzden hesap yapmak tamamen zaman kaybı. Hayat o kadar uzun değil.
Seven, sevdiğini söylesin mi yani? Sen söyler misin mesela?
Söyler miyim bilmiyorum ama ben duygularını çok belli eden bir insan olduğum için karşımdaki insan benim ona ne hissettiğimi mutlaka anlar diye tahmin ediyorum.
BEYİN TABİİ Kİ SEKSİ AMA NEREDE NASIL DAVRANACAĞINI BİLMEK DE ÇOK ÖNEMLİ
Uzun ilişki insanı mısın?
Kesinlikle öyleyim.
Dışarıdan çabuk sıkılabilirsin her şeyden gibi de düşündüm ben.
Tam tersi, çok iddialıyım bu konuda. Ben, tuttuğumu bırakmam. (Gülüyor) Bir de ben zaten sevmeyi seviyorum. Sevilmeyi de severim ama aslolan sevmek bence.
Geçtiğimiz günlerde gazeteci Ece Üner “En seksi organ beyin” dedi. Katılıyor musun?
Hahaha! Doğru ama denge çok önemli bence. Çok zeki ama nerede nasıl davranacağını bilmiyorsa o zekanın da önemi kalmıyor ki.
HER KOŞULDA MUTLU OLMANIN BİR YOLUNU BULURUM
“Aşkta hesap olmaz” dedin. Hayatın geneli için de böyle mi düşünüyorsun?
Olduğum yeri, yaşadığım hayatı seviyorum ama her zaman daha iyisi vardır. Onun için çaba gösteririm ama uzun vadeli plan yapmayı sevmiyorum. “10 sene sonra şurada olmak istiyorum” demem. Belki beş yıl sonra çok başka bir şeyin hayali kuruyor olacağım. Onun da önünü kesmek istemem. Oyunculuk, bana kendimi özgür hissettiren ve çok mutlu eden bir şey ama hayat o kadar sürprizlerle dolu ki… Ve ben bütün o sürprizlere açığım. Ben yaşamayı seviyorum açıkçası. İyisiyle, kötüsüyle… Her şeye açığım.
Dış dünyada olan biteni bir yana koyarsak, mutlu musun?
Mutlu olmanın bir yolunu bulur ve yaratırım. 16 yaşından beri çalışıyorum. Bir sürü şeyle tek başıma mücadele ettim. Ama hep kendimi mutlu etmenin, “Sensin” demenin bir yolunu buldum. Bunu egosantrik bir yerden söylemiyorum ama. Adapte olmakla ilgili bir durum. Her zaman kendi doğrularımla ve bildiklerimle hayata uyum sağlamaya çalışıyorum.
En son neye itiraz ettin ya da “Hayır” dedin?
Daha bir saat önce babama itiraz ettim. “Saçlarının yanlarını biraz koyulaştır, seni olduğundan büyük gösteriyor” dedi. Herhalde beş kere falan “Hayır” dedim. (Gülüyor)
Fotoğraflar: Ozan GÜZELCE
- Saç diplerindeki hassasiyet! Cildimizin sessiz uyarıları
- Şampuanın içine 2 damla atmak yetiyor! Saç köklerini coşturup yağlanmayı önlüyor, parıl parıl parlatıyor! Rapunzel gibi saçların sırrıymış
- Yüzde 100 gençleştirici doğal yağ! Kırışıklıkları karış karış açıyor: Kuru görünümü yok ediyor
- Alt karnı eriten tarif! Göbeğinden kurtulmak isteyen kaşık kaşık yesin: Kalori yakımını hızlandırıyor
- İlk hasat yapıldı! Bir ayda toplanıyor, herkes bayılıyor