İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda, meslektaşları Mana Alkoy ile Nazife Aksoy’u taciz ettiği iddiasıyla yargılanan oyuncu Uğur Arda Aydın, cinsel saldırı suçundan iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Nazife Aksoy ve Mana Alkoy hukuk mücadelesini kazandı. Kararın ardından oyuncu Nazife Aksoy ile buluştuk. Diyor ki: Rızanızın olmadığı hiçbir eyleme karşı susmak zorunda değilsiniz. Susarsanız önce ruhunuz sonra bedeniniz hastalanır.
ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
Çok geçmiş olsun. Uğur Arda Aydın’a karşı açtığınız taciz davasını kazandınız. Alınan karar size ne hissettirdi?
Bu karar herkes için sonuçtan, benim içinse süreçten ibaret. Ben göğsümde kocaman bir ağırlıkla yaşıyordum. Süreç korkularımla baş etmeyi, mücadeleyi, dik durmayı, başkalarının varlığının önemini gösterdi ve bundan sonra “Başka kadınlar için ne yapabilirim?” sorusu hassasiyetle eyleme geçmeme sebep oldu.
Bilgisi olmayanlar için sormak istiyorum. O gün tam olarak ne yaşanmıştı?
Olay anını fazlasıyla anlattım. İş yerimiz olan sahnemizde, tiyatromuzda hiç olmaması gereken; akla, mantığa çok aykırı bir eyleme maruz kaldım. Ben yapı olarak mesafeyi ve bu şekilde iletişim kurmayı severim. Özellikle aşırı laubali, kaba ve mesafesiz tavırlara ve söylemlere karşı daha netim. Bir kurumda, iş yerinde bunun başınıza gelebileceğini düşünemiyorsunuz.
Tam olarak neler yaşadınız?
Bu kurumun içinde çalışan iki kadın oyuncu olarak çok zor zamanlar yaşadık. Benim yaşadığım olaydan yedi yıl önce Mana Alkoy da aynı şahıs tarafından cinsel saldırıya uğramış ve çok baskılanmış. Benim yaşadığım olayı duyunca daha önce birbirimizi hiç tanımamamıza rağmen bana ulaştı ve o da davacı oldu. Bu şahıs onun davasından beraat etmedi, sadece Mana şikayetini süresi içinde yapmadığından o dava düştü. Benim davam devam etti.
ÇALIŞTIĞIM KURUM BENİ YALNIZ BIRAKTI
Nasıl bir süreç geçirdiniz?
Uzun süre kabuslar gördüm. Düşünün, çalıştığınız kurum içinde bile şikayetiniz işleme konulsun diye bir sürü mücadele veriyorsunuz… Sonrasında, “Burada kalmak istiyorsan sus” telkinleri… “Sadece senin mi başına geliyor?” şeklinde yargılayıcı sözler… Beni mesleğimden uzaklaştırma, yalnızlaştırma çabaları… Mahkeme bu şahsı suçlu bulmasına rağmen bu şahsın benim yargılanacağım iddiasıyla yaptığı sosyal medya paylaşımları, sahte hesaplardan tacizler, hakaretler, yalanlar, iftiralar… Bitmedi, bitmedi, bitmedi!
Süreçte sizi en çok yaralayan şeyler nelerdi?
Beni en çok yaralayan şey şu an İBB Şehir Tiyatrolarında Genel Sanat Yönetmeni olan ve olay anında nöbetçi yönetmen olan kadının, mahkeme sürecindeki tutumu oldu. Davanın her aşamasında karşı tarafı savunma adına ayrı ayrı ifadelerde bulundu. Olayın üzerini örtbas etme çabasına düştü. Bu tür mağduriyetleri yaşamış ve ifade etmeye çalışan biz kadınları yok saydı. Ayrıca oyunda hem yaşça hem kıdemce üstün olan kişilerden de “Burada kalmak istiyorsan sus” gibi söylemlerle tehdit edildim.
Eşiniz Bekir Aksoy aynı zamanda meslektaşınız. O, bu süreci nasıl geçirdi?
Eşimden yana çok şanslıydım. En sevgi dolu destekçim eşim oldu. Her zaman yanımda oldu. Maalesef bu gibi konularda her kadın eşinden ya da ailesinden destek göremeyebiliyor hatta susturulabiliyor. Bu zihniyetin değişmesi gerekiyor. İnanıyorum ki kadınlar bunu başaracak.
RIZAMIZIN OLMADIĞI HİÇBİR EYLEM KARŞISINDA SUSMAK ZORUNDA DEĞİLİZ
Pek çok kadın benzer durumda konuşmuyor...
Ben bu süreçte anne olacağımı öğrendiğimde vazgeçmek yerine bu haklı davamıza daha çok sarıldım. Bir çocuğum olacaktı. Kız mı, erkek mi bilmiyordum ama ona ileride, “Hakkını ara, susma” diyebilmem için önce benim sözümle eylemim uymalıydı. Bu davada ben ve Mana vardık ama duyduğumuz başka kadınlar da vardı. Onlar davacı olmadı. Ama bunun bir son bulması gerekiyordu.
TİYATRO İÇİNDE TACİZDEN KAZANILAN İLK DAVA
Buradan benzer durumda olan kadınlara ne söylemek istersiniz?
Tüm kadınlara şunu diyebilirim; istemediğiniz, rızanızın olmadığı hiçbir eyleme karşı susmak zorunda değilsiniz. Susarsanız önce ruhunuz, sonra bedeniniz hastalanır. Hem siz hem çevreniz yok olur. Susmazsanız, korkmazsanız çoğalırsınız, çoğalırız... Sesimiz daha gür çıkar. Hem siz hem de çevreniz yaşar. Mana ve ben iki ayrı kadındık. Oyuncular sendikası, ‘susmabitsin’ ve birçok kadın dayanışma platformları... Bize bu davayı dayanışma ve mücadele kazandırdı.
Bu davanın en büyük önemi ne?
Adaletin yerini bulması, tiyatro içinde bu sebepten açılan ve kazanılan ilk dava olması o kadar kıymetli kazanımlar ki... Bunlar çok önemli.
NE OLMUŞTU?
Oyuncu Nazife Aksoy, 2019 yılında, birlikte rol aldıkları oyunun provaları sırasında Uğur Arda Aydın tarafından tacize uğradığı, kendisini zorla dudaklarından öpmeye çalıştığı iddiasıyla dava açtı. Bu olay üzerine oyuncu Mana Aksoy da Uğur Arda Aydın’ın 2012 yılında kendisini taciz ettiğini beyan ederek dava açtı. Mana Aksoy’un davası, şikayetin yasal süresi içinde yapılmadığı iddiasıyla reddedildi.
Nazife Aksoy’un davasında ise Uğur Arda Aydın’a yönelik 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. Uğur Arda Aydın, iddiaların asılsız olduğunu, kendisinin Şehir Tiyatroları’nda üst düzey bir göreve getirilme durumu olduğu için hakkında iftira atıldığını, Aksoy’un kalçasına mizansen amaçlı vurduğunu, bu davranışının taciz olmadığını ileri sürdü ancak yargılamanın sonunda mahkeme Nazife Aksoy’u haklı buldu ve Uğur Arda Aydın’a iki yıl altı ay hapis cezası verildi.
- İncirin üstüne 1 bardak ekleyin! Aç karnına içen 100 yaşına kadar yaşıyor: Kemikleri beton gibi yapıyor, kolesterol seviyelerini yere çakıyor, iç organları da temizliyor
- Kilosu 5 TL'ye düştü! Kapış kapış satılıyor: Kolesterolü yere çakıyor, yağları cayır cayır yakıp kemikleri beton gibi yapıyor
- Nasırın kökünü kurutuyor! Mantar ve egzamayı 1 günde geçiriyor, 10 dakika bekletince ayakları pamuk gibi yapıyor, sadece 2 malzemeyle yapılıyor
- Kahvaltıda kaşık kaşık yiyin! Kilosu 125 TL: Doğadaki en güçlü antioksidan, yağlanmış karaciğeri yeniden doğmuş gibi yapıyor!
- 1 kaşık eklemek yetiyor! Kemikleri beton gibi yapıyor, kolesterolün kökünü kurutuyor, vücuda demir yüklüyor