Sevgi, saygı, itibar, yıllardır aldığınız alkışlar… Her  genç sanatçıyı imrendirecek bir tablo var ortada. Yine de “Bunların hepsini edindim ama şuna sahip olamadım ve eksikliğini hep hissediyorum” dediğiniz bir şey var mı?

Çok güzel bir soru bu, umarım bu sözleri hak ederim. Yaşamımda hiç ‘keşke’ olmadı biliyor musunuz? Hiçbir şeyden pişmanlık duymadım, yaptığım şeye hep inandım. Pişmanlık ‘küçük adamların’ işi bana göre. Fakat tüm bunların yanı sıra, istediğim gibi özgür, demokrasi ve barış toplumu içinde sanatımı yapamadığıma inanıyorum. Bu çok üzücü elbette.

Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?  

Ülkenin ve dünyanın hali nasılsa ben de o haldeyim açıkçası. İyiyim ama mutlu değilim, mutlu olmam için bir neden yok. Ama şu var; umudumu her zaman korurum. Hem ülkemin hem dünyanın bir şekilde daha iyiye gideceğini, elbet düzeleceğini umuyorum.

ÖNCE KENDİME SONRA ÇEVREMDEKİ NAMUSLU İNSANLARA GÜVENİYORUM

Size her koşulda bu umudu veren şey ne?

En güvendiğim şey her zaman önce kendim, sonra  çevrem, dostlarım… Her şeye; tüm bu çirkinliklere, hırsızlıklara, yoksulluklara rağmen hala temiz, namuslu, ahlaklı insanlarımız var. Ve onlarla bu değişimi yaşayacağımıza inanıyorum. Demokrasi mücadelesi adına gideceğimiz yol, edineceğimiz kazanımlar sol güçlerle buluşmaktan geçiyor. 

HAYATTA HİÇBİR ŞEYE TALİP OLMADIM, PEŞİNDEN GİTMEDİM HEP BANA GÖREVLER VERİLDİ

‘1984 Büyük Gözaltı’, ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’. ‘Adaletsizsiniz’, ‘Öteki’ gibi neredeyse tüm oyunlarınız toplumsal ve siyasi eleştiri içeren oyunlar. Sizce sanat, mutlaka politik eleştiri içermeli mi?

Kesinlikle içermeli. Geçmiş yıllardan beri partili yapmaya çok uğraştılar beni. Asla o anlamda siyasete bulaşmayı doğru bulmadım ama sanatımla hep siyasetin içinde oldum. Başkasını kendime yakıştıramam. Evet siyasal sanata inanıyorum, siyasal sinemaya inanıyorum. İnandığım şeylerden de onur duyuyorum.

Sahnede kaçıncı yılınız?

Profesyonel anlamda 1971’de başladım. 50 yıl oldu ama böyle şeyleri hiç kutlamam, hiç sevmem bunlara anlam yüklemeyi. Zaten kendimi konuşmayı da sevmem. Hayatta hiçbir zaman herhangi bir göreve talip olmadım Oya, biliyor musun! Hep bana görevler verildi. Ben peşinden gitmedim hiçbir şeyin.  

TORUNLARIMIN BARIŞ VE DEMOKRASİ İÇİNDE BÜYÜMELERİ BENİ MUTLU EDER

Bu geçen yılların size en büyük hediyesi ne?

Saygınlık.. Kızım Doğa’nın bana olan sevgisi ve seyircinin sevgisi tabii ki. Bunları kazanmaktan çok korumak önemli. Bazen hayat boyu doğru yaparsınız, sonra bir küçük yanlış adım atarsınız ve o yanlışla her şey biter gider.

Bundan sonrası için en çok ne istersiniz?

Çok şükür kızım ve damadım bana iki torun hediye ettiler. Rutkay ve Piraye adları. Onlarla çok mutluyum ama torunlarımın hayal ettiğim gibi bir ülkede, barış ve demokrasi içinde var olmaları ve büyümeleri en büyük arzum. Tabii yaşım itibarıyla ben çok uzun göremeyeceğim, son 50 metreye girdim artık ama böyle bir Türkiye tablosu beni çok hoşnut eder.

KADIN VE ERKEK DİYALOGDA ÇİFTLEŞİYORSA

BU, AŞKI VE MUTLULUĞU GETİRİR

Biraz aşkı konuşalım mı?

Aşk… Bu sorunun geleceğini tahmin ediyordum tabii. (Gülüyor) Sevginin kendisi… Devamlılığı zor. Gelmesi ve gitmesi olan bir duygu. Çok çabuk  gelebiliyor çok çabuk da gidebiliyor. Bazen de aksine kök salıyor… Onu bulduğunuzda mutluluğu da buluyorsunuz.

Sizi bir kadına ne aşık eder?

Katılır mısınız bilmem, kadın ve erkek arasında, ‘diyalogda çiftleşme’ diye tarif ederim ben bunu.  Diyalogda çiftleşebiliyorsanız o, karşılıklı aşkı, dostluğu, sevgiyi, mutluluğu getiriyor. Burada tabii akıl giriyor devreye ama o da duygudan kopuk bir akıl değil. Akıl ve duygu birliği olmalı.  

Fiziksel hiçbir şeye takılmaz mısınız?

Önemli olmaz mı, o da çok önemli tabii. Karşı taraf için de önemlidir, benim için de önemlidir.

Birini çok beğendiğinizde kur yapar mısınız yoksa hep cool ve mesafeli duranlardan mısınız?

Beceremem kur yapmayı.

Karşı taraf mı belli etmeli bu durumda hep?

E sanki biraz öyle oluyor.

Evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben beceremedim. Ama iyi ki kızım Doğa oldu. İyi ki var.

ALKIŞIN ESİRİ OLAN SANATÇIDAN DA SİYASETÇİDEN DE HİÇBİR ŞEY OLMAZ

Hiç “Ben Rutkay Aziz’im” egosuna kapıldığınız olur mu ya da olmuş mudur?

Hiç… Hiç hem de. Elbette ego olmadan hiçbir şey olmaz, o hepimizde var ama marifet ona kapılmamayı becerebilmekte, onu yönetebilmekte zaten.  Alkışın esiri olan sanatçıdan da siyasetçiden de hiçbir şey olmaz.

YAŞLANMAK BİR TESLİMİYETTİR

BAZI GENÇ ARKADAŞLARIMA BAKIYORUM, RUHLARI ÇOK YAŞLI

Cüneyt Arkın’la yaptığım röportajda “Yaşlanmak berbat bir şey, sakın yaşlanmayın” demişti. Yaş almak ya da yaşlanmak meselesine nasıl bakıyorsunuz?

Hayatımda hiç takılmadım buna. Ben şanslı bir adamım. Benden yaşça çok büyük ama ruhları çok genç ustalarımla beraber oldum hep. Yaşar Kemal, İlhan Selçuk, Vedat Türkali, Muhsin Ertuğrul gibi, saymakla bitmez. Elbette hepimiz yaş alacağız ama yaşlanmak bir teslimiyettir. Diğer yandan bazı genç arkadaşlarımı görüyorum, ruhları çok yaşlı. Atıf Yılmaz derdi ki hep, “Rutkaycığım, kadınlar beni hep kıskanır, çünkü yaşımı yaşamam.” (Gülüyor) 

2023 YILINDAYIZ, HALA NE ÇEKİYORSAK CEHALETTEN ÇEKİYORUZ

Gündemde çok fazla konu var ama sizi en mutsuz eden konular hangileri?

Kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yapılan şiddet, taciz… Ekonomik olarak mutlu azınlıktan sayılırım ama bunları gördükçe maalesef mutlu azınlık olduğum için de kendimden utanıyorum. 2023’e geldik. Hala ne çekiyorsak cehaletten çekiyoruz. Bunlar canımı çok acıtıyor.

Kısa kısa…

İKİRCİKLİ HANIMLAR İNSANI BEDBAHT EDER

KENDİ DE MUTSUZ OLUR

Nasıl bir kadınla asla olmaz?

Kadınlara hiçbir koşulda kıymamak lazım. Ama ikircikli, kaypak hanımlar insanı bedbaht eder. Aslında kendi de mutsuz olur.

İyi bir erkek yalanı?

Seni seviyorum.

İyi bir kadın yalanı?

Seni seviyorum.

En son kendinizi şımartmak için ne yaptınız?

Şımarmayı da şımartmayı da hiç sevmem.

En çok neye ya da kime gülersiniz?

Ben zor gülen bir adamım (Gülüyor) ama şimdi güldüm mesela… Bazen kızım Doğa beni çok güldürüyor, torunlara da çok gülüyorum. 

Fotoğraflar: Ozan GÜZELCE