Hazırlayan: Seral CUMALI

seral.cumali@posta.com.tr

1943’ün 29 Ekim’inde, bir Cumhuriyet Bayramı’nda İstanbul- Fatih’te doğar. Tesadüf o ki; ağabeyi 30 Ağustos’ta, ablası da bir şeker bayramında doğmuştur. Babası TRT sanatçısı, dönemin en büyük şarkıcılarına çalan darbuka üstadı, aynı zamanda futbolcu, hakem Ahmet Necdet Bey, annesi ise ev hanımı Macide Hanım’dır.

Halit Kıvanç’ın, Müjdat Gezen’in hayatını kaleme aldığı ‘Ağlama Palyaço Makyajın Bozulur’ adlı kitapta, usta oyuncu annesiyle babasının tanışmasını şöyle anlatır: “Babam, annemin peşine takılmış. Fatih’te Fevzipaşa Bulvarı’nda ilk görüşte anneme, ‘Hanımefendi, size kim derler’ deyince annem de demiş ki: ‘Yedi deliler, yüksek evliler’ Yüksek evimiz yoktu ama öteki garanti. Annemin ne kadar akrabası varsa deliydi; babam yıllar sonra bunun doğru olduğunu anladı. Büyük dayım son derece sakin görünürdü ama tanıdığım en sinirli insanlardan biriydi, dayımın büyük kızı, Bakırköy’de iki kez yattı çıktı. Bu hareketliliğe rağmen son derece huzurlu bir yuvamız vardı. Annemle babamın evde bir kez olsun tartıştıklarını hatırlamıyorum...”

Sünnet hatırası.

Yaramaz bir çocuktu

Öyle yaramazdır ki Müjdat, mahallede ne olsa ondan bilinir. Özellikle de kırılan camlar! Kitapta şöyle anlatır: “Üç gündür hastayım ve yataktayım. Kapı çalındı, uzak komşulardan biri kapıda anneme dert yanıyor, ‘Macide Hanım, Müjdat bizim salonun camını kırdı!’ Annem dayanamayıp, ‘üç gündür hasta ve evde’ diyor. Kadının cevabını hiç unutmam:’Hasta olmasaydı o kırardı...’ Sanatçı, o günlerdeki Müjdat Gezen’i şöyle anlatır: “Çocukken en sevdiğim numaram, karşıdaki apartmanın su borusuna bağladığım ve sonra bizim balkona çektiğim iple yoldan geçen erkeklerin fötr şapkalarını uçurmaktı. Ablam babama söylemekle tehdit edince, zile toplu iğne sıkıştırıp kaçardım...”

Sahneye ilk kez ilkokul piyesinde çıkar Müjdat Gezen o anısını hiç unutmaz: “Yıl 1953. 10 yaşındayım ve Hırkaişerif İlkokulu üçüncü sınıfında öğrenciyim. Öğretmenim okulda oynanacak ‘Küçük Çiftçiler’ adlı piyeste benim başrolü oynamamı istedi. Bense istemiyordum. ‘Ben tiyatroda falan oynamam” dedim. ‘Taaak...’ Nasıl öfkeyle indirdi kafama cetveli öğretmenim anlatamam. O sesi hiç unutmam. Alnım o anda şişti. Öğretmenim telaşlandı. Mümessil Bayram’ı bakkala gönderip ekmek aldırdı, içini bana çiğnettirdi, alnıma yapıştırdı. Araya annemi sokup beni razı etti. Oynadığım oyunla herkesi ağlatmıştım. İlk oyunumda herkesi ağlıyor görmem beni dramdan uzaklaştırıp komedyenliğe itti diye düşünürüm...”

1959’da 16 yaşındayken Şehir Tiyatroları’na girdi.

Aile boyu sanatçı

Ailede sanatçı çoktu... Müjdat Gezen’in halası folklor sanatçısı Seha Okuş, dedesi şarkı sözü yazarı, amcası ise gazelhandı. Müjdat öğretmeninin kafasına vurduğu cetvel zoruyla sahneye çıkmış ama sonra tiyatroya merak salmıştı. Babası Necdet Bey de sanatçılığın yanısıra futbolcu ve hakem olmasına rağmen oğlunu maça değil tiyatroya götürüyordu.

Yıl 1969. Müjdat Gezen (önde ortada) İstanbul Tiyatrosu kadrosunda

Eğitimine Karagümrük Ortaokulu’nda devam eden Müjdat ikinci sınıfta art arda iki kez kalınca, babası; “Sen ne yapmak istiyorsun?” diye sorar. “Tiyatrocu olmak istiyorum” der Müjdat. Babası tiyatro yasağı koyar oğluna ve ona bir söz verir: “Okulu bitir, seni kendi elimle tiyatroya yazdıracağım...”

İlk filmlerinden ‘Mıstık’ ta.

Ortaokulun ardından Vefa Lisesi’ne giden Müjdat Gezen, Uğur Dündar ve Kemal Sunal’la burada tanışır ve arkadaş olur. 1959’da, 16 yaşındayken, okuldaki notları da iyi gelince Necdet Bey oğluna verdiği sözü tutar. Onu İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’na yazdırır ve sahne amiri arkadaşı Kemal Tözem’e emanet eder. 1960’ta profesyonel oyunculuğa adım atan Müjdat Gezen Türk tiyatro ve sinemasının önemli oyuncuları arasına girer...

Aşklarını kitapta anlattı

Sakin bir özel hayat yaşayan Müjdat Gezen, sigara ve içki içmemesi ve ‘hastalık hastası’ olmasıyla da bilinir. Müjdat Gezen ‘Galiba Ben Sanatçıyım’ adlı kitabında yaşadığı aşkları da anlatır. Ama isim vermeden.

Emel Sayın’la.

Müjdat Gezen’in bilinen aşkları arasında Ayşen Gruda da var. Müjdat Gezen ilk evliliğini Gün İrk’le yapar. Bu evlilikten 1970’te Elif adında bir kızı olur. 12 yıllık bu birlikteliği noktaladıktan sonra 1988’de kendisinden 20 yaş küçük olan Leyla Turgut’la evlenir. Ünlü tiyatrocu eşi için bir röportajında; “Leyla benim için bir şanstır. Yeniden dünyaya gelirsem ve Leyla da buralardaysa, onu mutlaka arar bulurum” der.

Müjdat Gezen 1988’de Leyla Turgut’la evlendi.

Öğrencileri dizi yıldızı

Gençlere destek olmak için 1991’de Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni (MSM) açar. Onu bu işe yönelten anısını bir röportajında şöyle anlatır: “İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yaparken, bir öğrencimin kıvrandığını gördüm. ‘Ne oldu?’ dedim. ‘Vize param olmadığı için galiba okuldan ayrılıyorum hocam’ dedi. 35 lira var yanımda, 25’ini ona verdim. ‘Hocam olmaz’ dedi; ‘Sınavına gir’ dedim. Param olursa bedava bir okul açayım diye düşündüm...”

Tiyatrodaki ilk yıllarında.

MSM’de Tiyatro, Klasik Türk Müziği, Türk Halk müziği, Hafif Batı Müziği, Klasik Gitar bölümlerinde 4 yıl ücretsiz eğitim veriliyor. Mezunları arasında Ahu Türkpençe, Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Mustafa Üstündağ, Sevinç Erbulak, Dolunay Soysert, Şebnem Bozoklu, Ezgi Mola, Gökçe Bahadır, Merve Boloğur, Gonca Vuslateri gibi ünlü oyuncular var...

İzmir Fuarı’nda Egemen Bostancı, Emel Sayın, Müjdat Gezen. Zeki Alasya, Erol Evgin, Coşkun Sabah.

1981’de Perran Kutman ile ikili olarak sahneye çıktılar.

Bir dönemin starları gibi o da gazino sahnesine çıktı.

Unutulmaz filmi ‘Bekçi Murteza’da.