Kanal D’nin yeni dizisi ‘O Kız’, hem kadrosuyla hem hikayesiyle sezona iddialı bir giriş yapacak gibi görünüyor. Sezin Akbaşoğulları’nı da Sitare karakterinde izleyeceğiz. Her zaman adının önüne ‘usta’ ifadesinin konulmasından mutlu ama “Daha yolum uzun” diyor. Hem yeni dizisini ve karakterini hem de aşka ve hayata dair fikirlerini konuştuk.
Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
‘O Kız’, 21 Eylül’de başlıyor. Kadrosuyla şimdiden merak uyandırmaya başladı. ‘O Kız’ın hikayesinde sizi ne çekti? Seyirciyi nasıl bir yolculuk bekliyor?
Bir kadın meselesi olması öncelikle. Eğer yeterince güçlüysen, önemli bir statün varsa olayların ve insanların nasıl kolaylıkla manipüle edilebileceğini biliyoruz. Hikayemizde masumiyetin, temizliğin sembolü olan ‘O Kız’ o kadar köşeye sıkışacak ki bütün masumiyetini çiğneyip bir savaşa girecek. Bakalım kazanabilecek mi?
Sitare karakterine hayat veriyorsunuz dizide. Sitare nasıl biri? Onu sizin için ilginç hale getiren yanları neler oldu?
Sitare de bir zamanlar masum bir kız çocuğuydu. Yaşadığı hayat onu sertleştirmiş, saldırgan biri yapmış. En büyük hedefi güçlü kalmak, gücünü kaybetmemek. Sitare’yi benim için ilginç kılan şey; buralara nasıl geldiğini de görecek olmamız. Belki de bir yüzleşme yaşayacak kendiyle. Çünkü ‘O Kız’, onun kendi içinde, kendi hayatına dair de çağrışımlar barındırıyor.
İNSAN HAYATTA HER ŞEYDEN VAZGEÇEBİLİR
ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ: AŞKIM DA DEĞİŞEBİLİR GERÇEKLERİM DE
Sitare bir anda kariyerinin yönünü değiştiren biri aynı zamanda. Bir insanın bir şeyden küt diye vazgeçmesi bana genellikle cesaretten çok, bıraktığı şeye yeterince tutkuyla bağlı olmadığını düşündürür. Sizce vazgeçmek cesaret midir, az tutku mudur?
Bence hayatta her şeyden vazgeçilebilir. Çok sevilen bir iş, eş, her şey buna dahil. Artık o her neyse, size zarar veriyorsa, gelişiminize hizmet etmiyorsa, aynı şekilde sizin ona verecek bir şeyiniz kalmadıysa, bu ilişki, bu bağ her neyse ve toksikleşmişse artık ona sıkı sıkı tutunmaya devam etmeye gerek yok bence. Şairin de dediği gibi, “Aşkım da değişebilir, gerçeklerim de…”
Sizin bu hayatta en çok beslendiğiniz şey ne? “Hayatımdan eksilse ben, ben olamam” dediğiniz bir şey var mı?
Valla yok sanırım ya… Daha doğrusu bana bunu 10 sene önce sorsanız başka bir şey söylerdim, şu an başka şeyler söylüyorum. Ama mesleğim benim için çok önemli tabii. Düşünme biçimimi şekillendiren, benim şu anki ben olmama sebep olan en önemli şey diyebilirim rahatlıkla.
OYUNCULUKTA USTALIK 30 YILDAN SONRA BAŞLAR, BEN DAHA 20 YILIMI DOLDURMADIM
Adınızı Google’a yazınca sık sık “Usta oyuncu” ifadesine rastladım. Genellikle bu sıfat yaşı ilerlemiş oyuncular için kullanılır. Bu yaşta, bu sıfatı, bu sıklıkta duymak size ne hissettiriyor?
Çok teşekkürler güzel sözleriniz için. Ama usta olmak için bir hayli gencim gerçekten. “Bu mesleğin ilk 30 yılı zordur, sonra işler kolaylaşır” der bir ustamız. İnsanın böyle diyebilmesi için en az 50 senesini o işe vermiş olması gerekir, benim daha 20 yılım bile dolmadı. (Gülüyor)
Sizi bazen maskulen, bazen çok seksi buluyorum ki yüz ifadeniz de öyle. Bazen çok sert, bazen bir mimikle bir anda bambaşka biri çıkıyor sanki içinizden. Bu, öğrenilebilir mi, yoksa biraz yaradılışla mı ilgili?
Bu mesleğin öğrenilen bir meslek olduğundan emin olabilirsiniz. Küçükken aile eşrafının önünde yaptığınız şeyleri kimseye izletemezsiniz yani. Oyunculuk baka baka ve yapa yapa öğrenilir. Elbette çalışmadan, eğitilmeden diğer mesleklerde olduğu gibi oyunculukta da ilerlemek mümkün değil. Ayrıca bakış açınızı yeni tutmak zorundasın. Yeni neler var izlemeli, gezmeli ve okumalısınız. Dinamik kalmalısınız. Yetenek önemli ama uğraşılmamış, yontulmamış, geliştirilmemiş yetenek solmaya mahkumdur maalesef.
“Aşk bence bir çözümdür, insanı hafifletir” demişsiniz. İlginç buldum çünkü aşk genellikle büyük gelgitlerle açıklanır. Aşk sizin için dingin bir şey mi?
Aşk herkes için başka bir hikayedir. Aşk konusundaki düşünceler yaşanan o ilişkiye özeldir. Bazen de aşk zannettiğimiz duygular yaşarız. Bir boşluğu doldururuz o düşünceyle, sonra sisler dağılır, yanıldığımızı görebiliriz… Büyüdükçe, olgunlaştıkça aşkla ilgili düşüncelerimiz şekil değiştirebilir. Ben şahsen defalarca aşık oldum, daha da olurum gibi geliyor. Aşk bir şanstır, yakaladın mı rüzgarına kapılmak lazım sanki. Ve evet aşk benim için olumlu bir kavram. Öyle buhranlar, melankolik duygular içermeyen bir duygu.
HALA DEKOLTEYİ KONUŞUYOR OLMAMIZ ÇOK SAÇMA
Neredeyse 10 yıl önceki bir röportajınızda “Dekolte mevzularını komik buluyorum” demişsiniz. Bugün dekolte daha büyük bir sorun. Daha çok gündem oluyor…
Artık komiklikten çıktı durum gerçekten, çok saçma hatta gerçek üstü diyebileceğimiz durumlarla karşılaşabiliyoruz.
Siz hem mesleğinizde hem günlük hayatta sadece kadın olmanın getirdiği zorluklara maruz kaldığınızı düşünüyor musunuz?
İnsan olmak bile zorken kadın olmak daha da zor elbette.
SEKTÖRÜMÜZDE FANTASTİK HİKAYELERE YATIRIM YAPILMIYOR MAALESEF
Canlandırmayı istediğiniz ‘kötü’ kadınları saymışsınız bir söyleşinizde ve hepsi fantastik karakterler. İnsan doğasının salt kötü olamayacağını düşündüğünüzden mi fantastik bir kötü karakter daha ilgi çekici sizin için?
İnsan doğası salt iyi olamayacağı gibi salt kötü de olamaz. Ama fantastik karakterler canlandırma özlemimin altında asıl, bu fırsata sahip olma güçlüğü yatıyor. Sektörümüzde bu tip işlere çok yatırım yapılmıyor maalesef, keşke yapılsa.
Bir oyuncu için kötü karakter mi iyi karakter mi daha caziptir, neden?
Benim için bir yolculuğu olan karakterler caziptir. Karakterin hakkını korumak önemlidir. Yaptığı eylemin sebebini araştırmak ve onu haklı çıkarmak gerekir. Dolayısıyla iyi ya da kötü diyemiyoruz biz oynadığımız karaktere. Karakterler kendi evrenlerinde iyilik ya da kötülük yapabilirler tabii, o başka.
Gerçek hayatta nasıl bir insan sizde ‘bu insan kötü bir insan’ duygusu uyandırır ve uzaklaşmak istersiniz?
Vicdan sahibi olmak önemli. Vicdan sahibi olmak, başkasının varlığına saygı göstermek gibi incelikler artık lüks resmen. Haliyle sokakta, haberlere bakarken gün geçmiyor ki biri ‘bu kötü’ duygusu yaratmasın.
Kısa kısa…
İYİ BİR KADIN YALANI: ÖNEMİ YOK
İYİ BİR ERKEK YALANI: BİR TEK SEN
Hayatınızda duyduğunuz en iyi öğüt ne?
Nasıl yapacağını değil, neden yaptığını düşün.
Bugüne kadar aldığınız en güzel iltifat neydi?
İnsanlar, “Güzel enerjin var” dediklerinde mutlu oluyorum.
Bunu duymak neden iyi geliyor size?
Çünkü her şeyin yolunda olduğunun bir sağlaması gibi. İnsan her zaman iyi bir enerjide olamayabiliyor.
Sizi en kolay ne güldürür?
Absürt bir olaya, bir davranışa gülerim.
En hızlı neye kaşlarınız çatılır?
Hayvana yapılan zulüm.
İyi bir erkek yalanı?
Bir tek sen.
İyi bir kadın yalanı?
Önemi yok.
Varlığına çok sık şükrettiğiniz şey?
Kedilerim ve sevdiklerim.
Fotoğraflar: Aydan ÇINAR
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Boğa, Yengeç, Kova ve diğer burç yorumları
- Evde 5 TL'ye gargara tarifi! Boğazdaki mikrobu temizliyor: Boğaz ağrısının kökünü kurutuyor, balgamdan eser bırakmıyor
- Sodanın üzerine 1 bardak ekleyin! Akşam yemeğinden sonra için: Şişkinlik ve gazı söküp atıyor
- 2 beden incelme garantili karışım! Günde bir bardak içince yağları şıpır şıpır eritiyor, vücuda enerji depoluyor, aç kalmadan zayıflamanın formülü
- Hıçkırık şıp diye kesen yöntem! Hıçkırık nasıl geçer?