İnsanların çoğunluğu son dönemde çok gergin. Savaşlar, ekonomik sıkıntılar, pandemi… Artan endişeler psikolojimizi de olumsuz etkiledi. Sinirbilimci, biyolog, yazar ve araştırmacı Prof. Dr. Sinan Canan’la bu çağın insanlık hallerini konuştuk.
ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
“Pandemi bitti” derken bir bakıyoruz vakalar yeniden artmış. Sizce korkmalı mıyız?
Artık normal yaşantıya adapte olma zamanı, korkulardan arınmalı ama tedbiri de elden bırakmamalı. Pandemi, dünyadaki tek hastalığın COVID-19’muş gibi algılamamıza neden oldu ama tonla virüs kaynaklı hastalıklarımız var. COVID-19 bunlardan sadece biriydi. Bu iki sene sonunda hem aşılarla hem de insanların büyük çoğunluğunun COVID-19’a maruz kalmasıyla bizim bağışıklığımız gelişti. Şimdi aynen grip virüsünde olduğu gibi bu hastalık da elbette dolaşımda kalmaya devam edecek.
Öngörünüz nedir?
Birçok farklı hastalıkla yaşıyoruz. Aşırı kalabalıklaşma, şehirlerde yoğunlaşma, beslenme imkanlarının gayri tabii hale gelmesi, hareketsizlik ve tabii ki şehrin en büyük etkilerinden biri olan stresin artması bağışıklık sistemimizi yoruyor. Daha kolay hastalık kapmamıza neden oluyor. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde yine böyle salgınların olacağını öngörebiliriz ama ben dünya çapında büyük sorun yaratacak bir hastalığı yakın zamanda beklemiyorum.
KORKMAYIN! COVID-19 NETİCEDE BİR GRİP
Peki, ne olacak bu dünyanın hali?
Aslında dünya var olduğundan bu yana bu salgınlar hep vardı fakat COVID-19 biraz unuttuğumuz şeyleri tekrar hatırlattı. Ani ve hazırlıksız yakalanınca herkes şaşırdı. Ama artık ona da alıştık ve artık aşılar var ve bünyemiz daha güçlü. Dolayısıyla korkmadan dikkat ederek yaşayacağız. Korkmayın! Neticede bu da artık bir grip.
İNSANLIK EN ÇOK TRAFİK KAZALARINDA HAYATINI KAYBEDİYOR
İnsanlarda pandemi sonrası başlayan ölüm korkusu nasıl aşılacak?
Pandemi ve ölüm korkusuyla yaşamak akıllıca değil çünkü zaten öleceğiz. Ölümsüzlük henüz keşfedilmedi. Her an her şeyden ölebiliriz. Bu arada minik bir hatırlatma yapayım: Şimdiye kadar insanlık tarihinde en fazla can kaybettiğimiz yer ne savaşlar ne hastalık. Trafik kazaları! Dolayısıyla öncelikle trafik için korkmalıyız. O konuda pek bir korkumuz olduğunu hâlâ göremiyoruz. Bu korkularımızın çok nesnel olmadığını bilmek lazım. Böyle hastalıklar, problemler dünyanın durumuna göre zaman zaman çıkacak.
Bu problemlerle baş etmek için biz ne yapacağız?
‘İnsan Fabrika Ayarları’ kitabımda da belirttim. Kişisel sağlığımıza ve iyi olmaya dikkat etmek, onun ustası olmak ve mümkün mertebe doğal tabiatımıza, biyolojimize uygun bir yaşam tarzına adapte olmak gerekiyor. Geçici diyetler şeklinde değil kalıcı bir şekilde hayatımıza sağlığı oturtmalıyız. Biz bunu yapınca sadece bedensel değil zihinsel ve duygusal olarak da çok daha kararlı bir noktaya yerleşiyoruz ve böylece etraftaki olumsuz hadiseler de bizi belli bir derecede etkiliyor. Dışarıdan yardım alarak, ilaç alarak bu tip korkuların uzağına kaçabiliriz belki ama o kaçışlar bizim direncimizi daha çok düşüyor. Gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Gerçeklerin o kadar da can acıtıcı bir tarafı yok. Çok şükür birçok imkanımız var. Zihnimiz üzerinde çalışmak duygularımızın farkındalığıyla uğraşmak bence yeni dönemin en önemli becerileri. O yüzden dünyada en çok ilgi gören eğitimler ‘iyi oluş’ dediğimiz alanda oluyor.
KORKULARINIZIN ÜSTÜNE GİDİN, ANALİZ EDİN VE KURTULUN
Korkular insanı neye dönüştürüyor?
Korkulardan arınacağız. Korkularınızın üstüne gidin, analiz edin ve kurtulun. İyi analiz ederseniz ondan sıyrılırsınız.
DOĞRU YAŞARSAK CİDDİ BİR VİRÜS ORTAYA ÇIKMAZ
Tüm bu olaylar olurken aklımıza nasıl mukayyet olacağız?
Biz doğru yaşarsak, hayatımıza müdahale edecek ciddi bir virüs ortaya çıkmayacak. Kendimizi barış döneminde bile savaşa hazır bulunduracağız.
ZANZİBAR’A PANDEMİ UĞRAMAMIŞ, MASKEYİ BİLE BİLMİYORLAR
Virüs dönemi insanlarda davranış farklıları yaptı mı?
Bu karmaşık bir konu çünkü pandemiyi herkes aynı şekilde yaşamadı. Kimisi tüm pandemi döneminde normal hayata devam etmek durumundaydı. Kırsalda ya da küçük yerlerde yaşayanlar neredeyse pandeminin hiçbir etkisine maruz kalmadı. Geçenlerde Zanzibar’daydım. Oraya iki yıl boyunca pandemi hiç uğramamış, maskeyi bile bilmiyorlar. Bir şekilde pandemiyi geçirmişler. Metropol şehirlerde yaşayanlar daha zor zamanlar geçirdi. Uzaktan çalışma diye bir şey keşfettik. Günde 10 saat mesai yapmanın verim için aslında negatif etkili bir durum olduğunu fark ettik. Okullarda uzaktan eğitim verildi. Bunun da olabileceğini keşfettik. Umuyorum ki aldığımız dersleri iyi kullanırız.
PANDEMİ ÇOCUKLARININ İLERİDE DESTEK ALMASI GEREKECEK
Pandeminin içine doğan çocukların psikolojileri nasıl olacak?
Pandemi çocuklarının durumları pek parlak değil. Pandemi çocuklarının ileride destek alması gerekecek. Çoğu çocuk, anne babasının bu dönemdeki gergin davranışları nedeniyle virüs meselesinden çok anne ve babalarından korkar hale geldi. Bu da doğal; çocuğun en güvendiği anne ve babasını paniğe sokabilecek bir şey, çocuğun dünyasını tabii ki psikolojik olarak karartır. Çocuklarımız zaten çok az sokağa çıkıyordu. Gerçek fiziksel birliktelikleri az yaşıyordu. Pandemi döneminde iyice evlere kapanıp daha çok dijital eğlencelere, dijital derslere zaman ayırmak durumunda kaldılar, bu da beyin gelişiminin en önemli gereksinimlerinden biri olan sosyal etkileşimleri azalttı.
DEPRESYONUN EN ÖNEMLİ İLACI SIKI DOSTLARIMIZLA GÖRÜŞMEK
Çok sayıda insanda korku ve obsesyon başladı. Bunu nasıl aşacağız?
Kişisel olarak duyarlı olan insanlar bu koşullardan daha fazla etkilendiler. Endişe, anksiyete bozukluğu yaşayan insanlar muhakkak profesyonel yardım almalı. Ben bile bir biyolog olarak virüsün yoğun olduğu dönemlerde haberlerde hayli gerildiğimi hatırlıyorum. Virüsün haberlerde anlatıldığı gibi bir şey olmadığını bilmeme rağmen beni bile etkisi altına alan bir panik hali vardı. Anksiyetenin, depresyonun en önemli ilacı sıkı dostlarımızla görüşmek. Eğer hayatımızı bozucu bir şekilde panik ataklar, depresif sendromlar yaşıyorsak muhakkak bir uzman yardımına başvurmakta büyük fayda var.
- Bitki sulama suyuna 1 parça ekleyin! Çiçeklerin ömrünü uzatıyor: Doğal vitamin: Çiçeklerin yapraklarını coşturuyor
- Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun favorisi! Salatasını yapıp tabak tabak yiyin: Folat ve potasyum zengini: 1 aylık lif ihtiyacını tek seferde karşılıyor
- 40 yıllık sirkeciden sirke tarifi! Evde sirke yapmak sağlıklı mı? Doğal, katkısız sirkenin püf noktaları
- Turşu suyuna 1 dilim ekleyin! Turşunun lezzetini 10 kat artırıyor: Aylarca taze kalmasını sağlıyor
- Cildinizi 20'li yaşlara döndürüyor! Adete gençlik iksiri: Kayısı çekirdeği yağı ile karıştırın