Tatlı bir kıskançlık yoksa aşkın tadı olmuyor

Çok güzel… Önce şöyle bir süzüyorsunuz. Ama soğuk güzellerden değil. “Aklımdaki dilimdedir” diyor ve sohbet ederken ne kadar doğru söylediğini bizzat deneyimliyorsunuz. Şu sıra Hande karakteriyle, ‘fettan’ bir kadın olarak izliyoruz onu. En yakın arkadaşının kocasıyla birlikte oluyor ama diyor ki: Tüm pislikler de tüm güzellikler de insana dair. Ece İrtem’le yeni rolünü ve hakkında merak ettiklerimizi konuştuk.

GÖZÜ KARA BİR AŞK İNSANA HER ŞEYİ YAPTIRABİLİR

Nasılsınız? Yeni bir yıla giriyoruz. Var mı yeni yıl için özel ritüelleriniz, planlarınız?

Umut doluyum ve herkesin çok umutlu olmasını istiyorum. Hepimize sağlık, huzur, barış diliyorum. Kendim için de aşk ve çok iş diliyorum.

Normalde kariyer odaklı mısınız yoksa hayatında aşk olmayınca hiçbir şeye motive olamayanlardan mı?

Aşktan çok besleniyorum. Onun motivasyonuyla her şey daha güzelleşiyor. Her yer çiçek, böcek, kelebek oluyor. Olmayınca da işe odaklanıp, motivasyonumu korumaya çalışıyorum.

Bazıları hayatın kendiyle, her şeyle flört eder, öyle misinizdir?

Ben öyleyim, evet. İnsanları sevenlerdenim. Çevremde son zamanlarda, “İnsan sevmiyorum” cümlesini çok duyuyorum ve üzülüyorum. Onu kaybedersek bence her şeyi kaybederiz. “İnsan sevmiyorum” dediğinde kendini de sevmekten vazgeçersin gibi geliyor bana.

Hande olarak şu ara ekranda çok ilgi çeken bir roldesiniz. Hande çok yönlü, çok da fettan bir karakter. Karakterin hangi yönleri tavladı sizi?

Hayatın içinden ve uç bir karakter. Hem çok sevdiği bir arkadaşı var hem de onun kocasıyla yaşadığı bir ilişki var. Ama ne yaşadı da bu kadın arkadaşını bile göremeyecek hale geldi sorusu var. Oralar çok merak uyandırdı bende. Hem aşık hem ihanet edebilen ama aynı zamanda büyük bir arkadaş sevgisi de var.

HİÇBİR OLAYA ‘AHLAKÇI’ TARAFTAN BAKMAM ALDATMAK VE ALDATILMAK DA DAHİL

Hande, en yakın arkadaşının kocasıyla ilişki yaşaması başlı başına uç bir olay. Onu buna iten yanları nasıl anlamlandırdınız oynarken?

Bir kere aşk, insanın gözünü kör etmiyor mu? Bu kadın Reha’ya aşık ve eminim aşkı tadan herkes buna hak vermese de anlar. Gerçekten gözü kara bir aşk insana her şeyi yaptırabilir. Tek savunulacak tarafı da bu zaten.

Böyle konulara her zaman ahlaki yönden bakanlardan mısınız yoksa bazı durumları kendi içinizde normalize edebilir misiniz?

Hiçbir zaman ‘ahlakçı’ taraftan bakmam. Ben hayatta her şeyi normalize edebiliyorum. Çünkü öbür türlü ipin ucu çok kaçıyor. İntikam duygusuyla insan çok tuhaf sapkınlıklar da yapabiliyor. Oralara geçmektense bir olay olduğunda, hak vermesen de onu anlamaya çalıştığında daha temiz kalıyorsun bence. İntikam, kin gibi duygular insanı kirleten duygular.

Ne kadar doğru bir bakış açısı aslında. Hep mi böyleydiniz?

kirli duygulara teslim etmedim kendimi. Diğer yandan şunu kabul edelim ki gerçekten her şey insanlar için. Tüm pislikler de güzellikler de insana dair. Bunun bilincinde olup her zaman kendine bakacaksın.

DÜNYA BU HALDEYKEN NE AŞK ACISI YA!

Aldatıldığında dünyayı ayağa kaldıranlar var mesela. Onlar için ne düşünüyorsunuz?

Şahsen hiç anlamıyorum; hele bu tip şeyleri sosyal medyadan falan paylaşanları. Yani dünya bu haldeyken, savaş varken, gözümüzün önünde çocuklar ölürken, birilerinin çıkıp da yok aldatıldım, aşk acısı çekiyorum diye ‘bık bık’ etmesini anlayamıyorum. Kusura bakmasınlar ama cahil insanı oyalayan konular gibi geliyor bana. Kendi içinde çöz, hallet kardeşim. Allah aşkına, dünyada neler yaşanıyor?

Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?

Samimiyim ya. Hissetmediğim hiçbir şeyi konuşamam. Planlayarak hareket edemem. Neysem oyum. Gönlümdeki ağzımdakidir. Ağzımdaki de gönlümden kopup gelmiştir.

Mesleki kıskançlığınız var mıdır?

Güzel karakterler izleyince, “Ah keşke bu rolü ben oynasaydım” diyorum tabii.

TATLI BİR KISKANÇLIK OLMAZSA İLİŞKİNİN TADI TUZU OLMUYOR

Sevgilinizi kıskanır mısınız?

O tatlı kıskançlık olmazsa tadı, tuzu olmuyor ya! Yapıp üstüne konuşmak bile bence ilişkiyi derinleştiren bir şey. Kıskançlık yaptığın konuda kendini ifade etme alanı da tanır. Daha da yakınlaştırır insanları bence. Tat kaçıran, rahatsız edici kıskançlık boyutundan bahsetmiyorum tabii. Mümkünse onu kimse, kimseye yapmasın.

İLK ADIMI O ATSIN DİYE BEKLEMEM PATA KÜTE GİDERİM

Bazıları aşık olunca gerçekten kendini kaybediyor. Freni patlamış kamyon gibi gidiyor. Sizde nasıl ilerliyor gönül işleri?

Ben, ben… Benim işte o! (Gülüyor) Biraz kontrollü olmakta fayda vardır belki ama ben hiç öyle olamıyorum. Pata küte giderim. Vurulduysam birine, gerçekten beni çok heyecanlandırdıysa tutamıyorum kendimi ya. Hani şey vardır ya; ilk mesajı o atsın, ilk o adım atsın, onlar hiç yok bende. Direkt bir insanım.

Nazlanmak ya da cool görüneyim çabaları hiç yok sizde o zaman?

Hiç hem de. Bana böyle hissettirecek birini de istemem. Kendini tanıttıysa, beni heyecanlandırdıysa tamamdır yani. Kendiliğinden gelişen hikayeleri seviyorum ben. Akışta olduğu zaman kimse, kimseyi tavlamak zorunda kalmıyor ki zaten. Doğru insan seni taktik çabasına düşürmez. Ben her zaman hesapsız yaşarım duygularımı. Karşımdakinden de bunu beklerim.

KISA KISA…

Sevgilinizin odasında bir eşya olsanız ne olmak isterdiniz?

Ayna.

Sabah uyandığınızda eliniz ilk neye gider?

Köpeğime sarılırım.

“Asla yapmam” dediğiniz şeyler var mı?

Vardı, sırayla hepsini de yaptım. (Gülüyor)

Nasıl biriyle asla olmaz?

Peşin hükümlü, insanları yargılayan, küçümseyen birine asla tahammülüm yok.

İlk görüşte aşka inanıyor musunuz, hiç oldunuz mu?

İnanıyorum. Oldum…

Aşk acısı çekme süreniz genelde ne kadar?

Ben bu konuda çok depresifim. İki sene her gün ağlayarak aşk acısı çekmişliğim var. (Gülüyor) Ama kendi kendime yaşarım. Hiç rahatsızlık vermem. Hiç haberi olmaz.