Tescilli güzelin ibretlik öyküsü

BİR TÜRLÜ KURTULAMADIM

Sibel Demiralp, '2016 The Queen of Eurasia' ve '2017 Perfect Models Of Turkey' güzellik yarışmalarını kazandıktan sonra kirli ellerin hayatını yaşanmaz hale getirdiğini belirtti. Demiralp, "70 yaşındaki çok zengin bir iş insanı peşime düştü. Ben reddettikçe takıntı yaptı. Reddedince tehdit etti, evimi, telefonumu değiştirdim ama kurtulamadım. İş bulmamı engelledi. Ben de ondan kurtulmak için bir arkadaşımdan yardım isteyince başıma gelmeyen kalmadı" dedi.

'SABIKALI' DİYORLAR

Yardım istediği kişinin iş insanına şantaj yapıp para sızdırdığını söyleyen Demiralp, "Tek suçum yardım istemekti. Buna rağmen ben de o şantajcılarla birlikte suçlandım. Üç yıl hapis yattım. Daha sonra beraat ettim. Şimdi de bir iş görüşmesine gitsem şantajcı deniliyor. Misal bir reklam teklifi geliyor, her şey tamam, çekime birkaç gün kala arıyorlar ‘Sabıkan var, seninle çalışamayız’ diyorlar. 'Beraat ettim' diyorum, dinlemiyorlar" diye konuştu.

BERAAT ETTİM AMA HALKIN GÖZÜNDE HÂLÂ SABIKALIYIM

Sibel Demiralp manken ve eski Türkiye güzellerinden. Hayli ilginç bir hikayesi var. Kendisini taciz eden bir iş insanından kurtulmak için korkup birilerinden yardım istiyor ama kendi ifadesiyle, yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor. Üç yıl hapis yatıyor, beraat ediyor ama diyor ki: Adım şantajcıya çıktığı için kimse benimle çalışmak istemiyor. Hikayesini kendisinden dinlemek istedik.

Güzellik kraliçesiyken ve tam zirveyi zorluyorum derken ne oldu da birden hayatın kabusa döndü?

Güzel bir başlangıç kabusla bitti. 2016 yılında Rusya’da düzenlenen bir yarışmada ülkemizi temsil ederek birincilik getirdim. 14 yıldır yapılan bir yarışmada benimle beraber ilk kez Türkiye birinci oldu. Hayallerimin ötesinde bir anı yaşadım. Sonrasında kirli eller hayatımı kabusa çevirdiler.

Kimdi onlar, neler yaşadın?

Bizim sektörde bir yerlere gelebilmen için senden büyük bedeller istiyorlar. Birileriyle birlikte olmanı istiyorlar. Benim başıma gelen de tam buydu. Yapımcı adı altında olanlar; iş insanları, güçlü insanlar, bizim sektöre hakim olanlar, güzellik yarışmalarını izliyorlar, defileye katılıyorlar ve orada gözlerine kestirdikleri kızları beğenip kendileriyle birlikte olmalarını ya da onlarla sevgili olmayı istiyorlar. Üstelik bu insanlar bizden 40 yaş büyük insanlar. Maalesef ben de böyle şeylerle karşılaştım.

Anlattıkların çok eski yıllara ait hikayeler gibi sanki. Günümüzde bunlar hâlâ oluyor mu?

Maalesef oluyor. Şimdi 28 yaşındayım, o zaman 20’lerin başındaydım. 70 yaşında bir iş insanı karşıma çıkıp kendisiyle birlikte olmamı istedi. Ama öncesinde güzel tekliflerde bulundu tabii.

Tanıdığımız biri mi?

Evet, sık sık gündemde olan çok da tanınan bir iş insanı. Ne yazık ki ismini veremiyorum. Şu anda 75-76 yaşlarında hâlâ da duyuyorum maalesef aynı şeylere devam ettiğini. Bu iş insanı benim de bir defilede karşıma çıktı. ‘Benim sevgilim olmanı istiyorum’ dedi. Sanki emir veriyor gibiydi.

Buna nasıl cüret edebilir ki?

Adana’dan gelmiştim, İstanbul’daki ilk yıllarımdı. Her şeye, sektöre korkuyla yaklaşıyordum. Ben bunu reddedince takip etmeler başladı. Gittiğim her yerde beni bulmalar, karşıma çıkmalar, menajerimle irtibata geçmeler… ‘Sen kimsin de beni reddediyorsun? Ben varlıklı ve güçlü bir insanım, seni geldiğin yere geri gönderirim’ tehditleri aldım.

AİLEMİN ZARAR GÖRMESİNDEN KORKTUM

Sana yardımcı olabilecek kimse yok muydu? Neden şikayetçi olmadın?

20 yaşındaydım, babamı yeni kaybetmiştim, ailem Adana’da yalnızdı. Bir tek abim vardı, o da polisti. Başı belaya girebilirdi. Anneme söyleseydim korkuyla ‘Adana’ya dön’ diyecekti. Ben de abime başka bir arkadaşımın başına gelmiş gibi o arkadaşımın ne yapması gerektiğini sordum. Karşı tarafın çok fazla güçlü olduğunu söyleyince, ‘Sadece psikolojik olarak yapıyorsa, eyleme geçmiyorsa bir şey yapılamaz’ dedi.

Durdu mu sonra?

Hayır. Beni ciddi şekilde takıntı haline getirdi. Telefonumu, evimi değiştirdim. İş için gittiğim yerlerden ‘O’nun selamı var seninle çalışamayız’ dönüşleri geliyordu.

BU OLAY YÜZÜNDEN 20 YAŞINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİM

Sonra neler yaşandı?

Adana’ya, bir arkadaşımın yanına gittim, ona bahsettim. O da bana ‘Benim bir kuzenim var onu korkutalım’ dedi. Sonra ben o kişiyle görüştüm. Ona ‘Sibel benim sevgilim, ondan uzak dur der misin?’ diye sordum. ‘Tamam, ben geleceğim İstanbul’a, seni kurtaracağım’ dedi. Meğer başıma daha büyük bela almışım.

Nasıl yani?

‘Ben bu adamı araştırdım, çok zengin, ben senin dediğini yapacağım, seni kurtaracağım ama sen de benim dediklerimi yapacaksın’ dedi.

BİRİNDEN KURTULAYIM DERKEN DİĞERİ BELA OLDU

Sonra tabii başına bela oldu anladığım?

Tam da öyle oldu. Beni zorladı. ‘Sen bu kişiyi eve çağıracaksın, ben ondan para isteyeceğim ve seni bu adamdan kurtaracağım’ dedi. İş o kadar saçma sapan bir yere gitti ki… Birinden kurtulmak istiyorken diğeri başıma bela oldu. Sonra beni asıl rahatsız eden iş insanına gidip ondan yardım isterken buldum kendimi.

Yani seni taciz eden adamdan mı yardım istedin?

Ona zarar gelmesin, benim başım da belaya girmesin diye. ‘Senden kurtulmak için araya birini soktum o da senden beter çıktı’ deseydim keşke. Demeye çalıştım ama fırsat vermedi. ‘Bırak şimdi bunları çok iyi bildiğim bir otel var, gel’ dedi. O an o kadar öfkelendim ki… O durumda katil olmamak da bir sabır istiyordu. Hastane kayıtlarında da var, daha 20 yaşındayken bu nedenlerden dolayı kalp krizi geçirdim. Sonrası zaten cezaevi.

Cezaevi süreci nasıl gelişti?

Tanıştığıma her gün pişman olduğum o baskıcı adamı dinleyip; tacizci iş insanını eve davet etmek zorunda kaldım, adam ondan para isteyecekti. Burayı özellikle söylemek istiyorum; eğer benim amacım para olsaydı adam zaten bana istediğim bütün imkanları sunmaya hazırdı. Ama maalesef adamın dediklerini yaptım.

Peki ne yaşadınız, evde ne oldu?

Adam 70 yaşında olduğu için bazı ilaçlar kullanmıştı yanıma gelirken. Gözü dönmüş bir şekilde geldi. Benim üzerimde gömlek vardı, hemen üzerime gelip gömleği açmaya çalıştı. Gerçekten onu öldürmek istedim o anda. Kendimi hemen banyoya saklamak zorunda kaldım, ‘Duş alıp geleceğim’ dedim.

Ne yaptın peki sonra?

Diğer şantajcı adamlar geldi; öteki zaten soyunmuş bir vaziyetteydi. ‘Senin ne işin var burada?’ dediler. Adam da ‘iş görüşmesine geldim’ dedi. Diğer çocuk da ‘Sen 70 yaşındasın, çırılçıplak bir vaziyette 20 yaşındaki bir kızın evine böyle mi iş görüşmesine geliyorsun?’ diyerek adamı dövmeye başladı. Ben korkup çığlık atınca beni de kemerle darp ettiler. Adam hesaba parayı attı, benim hesabımı kullanarak. Her şey benim üzerimden dönüyordu. ‘Bir gün sonra parayı çekip seni bırakacağız’ dediler. Sonra birlikte oradan ayrıldık. Ama paraya anında bloke konuldu. İhbar etmiş zaten. Korktular ve beni Büyükçekmece’de, sahilde bıraktılar. Üzerimde ne para var ne bir şey. 7-8 saat orada oturdum, sonra bir kafeye yardım istemeye gittim ve polisler baskın yaptılar.

Sonra cezaevine giden sen oldun öyle mi?

Hep beraber girdik cezaevine. Takvime göre üç bana göre 30 yıl yattım. Çok acı çektim. Tek hayalim mesleğimi yapmaktı. Tüm kapılar yüzüme kapandı.

GENÇ KIZLARA TAVSİYEM BAŞINIZA NE GELİRSE GELSİN MUTLAKA HUKUKA BAŞVURUN

Neler yaşıyorsun şu an?

Devlet masum bu kişi diyor ama insanlar halen bana suçlu muamelesi yapıyor. Bir iş görüşmesine gitsem şantajcı deniliyor ya da eski haberler deşiliyor. Şimdi yakın bir arkadaşımla giyim üzerine e- ticarete girdim. Hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. Misal bir reklam teklifi geliyor, iş görüşmesine gidiyorum, her şey tamam; çekime birkaç gün kala arıyorlar beni. ‘Sabıkan var, seninle çalışamayız’ diyorlar. Bakın ben beraat ettim. Dinlemiyorlar. İnsanların gözünde sabıkam var maalesef ki.

Ailen nasıl etkilendi bunlardan?

Annemin hayatından da ben 30 yıl çaldım, öyle söyleyeyim size. Çıktığımda bambaşkaydı gerçekten. Genç kızlara tavsiyem; ünlü olmak istiyorsanız ya da bu işi yapmak istiyorsanız eğitimini alın ve öyle ilerleyin. Başınıza böyle bir şey gelirse asla çaresizliğe kapılmayın. Mutlaka hukuka başvurun. Sesinizi duyurun bir şekilde.