Türk Caz piyanisti, şarkıcı İlham Gencer kimdir?
Piyano çalmaya 1930 yılında başlayan, 19 yaşında Türkiye’nin ilk caz gruplarından birini kuran İlham Gencer, sanat hayatı boyunca Ajda Pekkan, Emel Sayın, Cem Karaca ve Eartha Kitt gibi birçok önemli sanatçıyı müzik dünyasına kazandırdı. Peki, İlham Gencer kimdir? İşte detaylar…
Türk Caz piyanisti, şarkıcı İlham Gencer, Türkiye’de caz müziğinin yaygınlaşmasına önemli katkılarda bulundu. Peki, İlham Gencer kimdir? İşte İlham Gencer’in biyografisi…
İLHAM GENCER KİMDİR?
Türkçe sözlü pop müziğini başlatan isim olarak tanınan İlham Gencer, 27 Ağustos 1926’da İstanbul’da dünyaya geldi. Müziğe ilk kez 1931 yılında henüz 5 yaşındayken annesinden aldığı derslerle, evlerindeki konsol piyanoyu çalarak başladı. Başka bir müzik eğitimi almadığını bu nedenle aslında bugün bile nota bilmediğini, doğaçlama çalıp söylediğini kendisiyle yapılan bir radyo röportajında söylemişti.
İlk bestesi olan "İlham Vals"i de beş yaşındayken besteledi ve ilk konserini de yine beş yaşındayken Saray Sineması'nda verdi.
Gencer bir röportajda, 1938'de 12 yaşındayken Atatürk'ün cenazesinde çıkan kargaşada tören atlarının altında kaldığını, başından yaralanarak 3,5 ay Teşvikiye Sağlık Yurdu'nda yattığını söylemiştir.
1943'te "Beyoğlu Erkek Lisesi"nden mezun olan İlham Gencer, Halk Evleri'nde amatörce başladığı müzik yaşamına 1944 yılında Beyoğlu’nda profesyonel olarak devam etti. Dönemin ilk yerli caz grubunda piyanoda İlham Gencer, trompette Badi Kemal, klarnette Mehmet Akter, vokalde Türkan Pasiner yer alıyordu. Üç kişiden oluşan başka bir müzik grubunu da 1949 yılında oluşturdu. İstanbul Radyosu'nda 1949’dan 1963’e kadar program yaptı. Bu yıllarda şarkılar hep yabancı dillerde söyleniyordu. Televizyonun henüz ortalarda olmadığı o tarihlerde radyo çok önemliydi ve müzik dünyasına yön veriyordu. Radyoda ilk kez tanıttığı şarkıcılardan biri de o günlerde henüz ünlenmemiş olan Berkant'tı.
1950'li yılların başında Amerikalı şarkıcı Eartha Kitt'e "Kâtibim" şarkısını öğretti. Kitt, 1953 yılında, içinde Türkçe sözcükler de geçen bu anonim şarkıyı caz tarzında ve eğlenceli İngilizce sözlerle seslendirdi. Diğer bir adı da "Üsküdar'a Gider İken" olan şarkı dünya çapında hit oldu (Şarkı Batı literatüründe "Uska Dara-A Turkish Tale" şeklinde yazılıyor).
1953’te kendisine ait ilk piyanosu olan bir "Steinway" konser piyanosunu, Koç ve Sabancılar'ın da katıldığı bir müzayededen tam otuz bin lira para vererek aldığını anlatmıştır. Gencer'e göre o tarihte bu paraya üç yalı satın alınabiliyordu.
1960 yılında İstanbul Şişli'de Site Sineması'nın da bulunduğu binada kendisine ait olan "Çatı Kulübü"nü açtı. "Türkiye’nin bir tür özel konservatuvarıydı" dediği bu kulüpte birçok şarkıcıyı müzik dünyasına o kazandırdı, bazı şarkıcıların da kendi üsluplarını ortaya çıkarmalarına fırsat tanıdı. Eski eşi Ayten Alpman'ı, Ajda Pekkan'ı, Cem Karaca'yı, Barış Manço'yu, Emel Sayın'ı, Metin Ersoy'u, Füsun Önal'ı ve Fikret Kızılok'u kendi kulübünde sahneye çıkardı. Bu dönemde misafir ettiği sanatçılar arasında Timur Selçuk, Erkut Taçkın, Yurdaer Doğulu, Cahit Oben, Cahit Berkay gibi müzisyenlerle Moğollar ve Silüetler gibi gruplar da yer alıyordu. Önceleri bu kulüpte caz ve pop tarzında söyleyen bu şarkıcılar sonraki yıllarda kendi bilinen tarzlarına döndüler. Burada çeşitli şarkıcılarla oluşturduğu gruba "Los Çatikos" adını vermişti.
Verdiği bir röportajda, "Çatı Kulübü"nü yeniden açmak ve 50 yıl sonra hâlen hayatta olan sanatçılarla eskiden olduğu gibi program yapmak gibi bir projesi olduğunu söylemiştir. Gencer, 1961 yılında "Çatı Kulübü"nde Lübnan asıllı Fransız şarkıcı Bob Azzam'ın o yıl dünyada meşhur ettiği "C'est écrit dans le Ciel" adlı şarkıyı Fecri Ebcioğlu'nun yazdığı eğlenceli sözlerle Türkçe olarak seslendirdi. Bu parça Türkçe söylenmiş ilk pop şarkısıydı. O zamana kadar Türkiye'de pop şarkılar Türk şarkıcılar tarafından orijinal dillerinde yani İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca söyleniyordu. Artık "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" adını alan bu şarkı ilk olarak 78 devirli taş plak formatında, daha sonra da 45'lik vinil plak olarak yayınlandıktan sonra ülke çapında büyük bir ilgiyle karşılandı ve bu tür şarkıların devamı çığ gibi geldi. Takip eden yıllarda yüzlerce yabancı şarkıya daha Türkçe sözler yazıldı, Türk ve Avrupalı şarkıcılar tarafından plaklar yapıldı. Özetle, "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" Türkiye'de on yıl kadar sürecek olan "aranjman" müzik akımını başlatan şarkı olarak Türk pop tarihine geçmiş oldu.
İlham Gencer Hürriyet gazetesi tarafından 1965 yılında ilk kez düzenlenen ve sonradan gelenekselleşecek olan "Altın Mikrofon" yarışmasında "Zamane Kızları" adlı şarkısıyla ilk 10'a girdi (yarışmanın birincisi "Gençliğe Veda" şarkısıyla Yıldırım Gürses oldu). Bu şarkı yayıncı tarafından 45 devirlik vinil plak olarak da basılarak müzik marketlere dağıtıldı.
İlham Gencer iki evlilik yaptı: 1953’te şarkıcı Ayten Alpman’la evlendi 1961'de boşandılar. İkinci evliliğini ise Necla Gencer'le yaptı. Bora Gencer, Ayşe Gencer ve İlhan Gencer adlı çocukları da müzikle ilgilendiler. Dünyaca ünlü opera sanatçısı Leyla Gencer, İlham Gencer'in amcasıyla evliydi. Gencer 1960 yılında vergi rekortmeni oldu. 1997’de 50. sanat jübilesi yapıldı.
PLAKLARI
"Bak Bir Varmış Bir Yokmuş", 1961. 78 devirli bu taşplakta kendisine "Karakediler" vokal grubu eşlik ediyordu.
"Zamane Kızları", 1965. Altın Mikrofon yarışması finalisti olan şarkı, 45'lik plak olarak Hürriyet gazetesi tarafından bastırtıldı.
"Volare", 45'lik vinil plak, T.C. Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığı'nın Milano'da bastırttığı plak.
- Tütün kadar zehirliymiş: Bardak bardak içiyoruz ama tansiyonu, şekeri tavan yaptırıyor
- Beyaz saçlardan kurtulmanın en doğal yolu: 1 saat bekletince saçlar eski rengine dönüyor, boyatmaya gerek yok
- Ehliyet yaşında büyük değişiklik! Gençler direksiyon başına daha erken geçecek
- Tırnağı böyle olanlar soluğu hastanede alsın! Mantar, egzama ve sedefin yanı sıra organ sağlığına işaret ediyormuş
- Aydın Dağları’nda son yılların en verimli hasadı yapıldı! En güçlü antioksidan: Kalbe giden damarlarda yağ çözücü etkisi yaratıyor