3 Büyük düşmana dikkat! Sigara, Alkol ve Stres
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekayi Kutlubay anlatıyor.
SEDEF, HASTALARI SOSYAL AÇIDAN NASIL ETKİLER?
Hem sosyal nem de psikolojik sorunlara neden olur. Bu bir kısırdöngüdür, yaralar arttıkça hastaların psikolojisi bozulur. Bozulan psikoloji yeni sedef yaralarının çıkmasını tetikler. Hastalığa bağlı mevcut görüntü kişiyi çekingen, yalnız ve stresli bir yaşama itebilir. Özgüven kaybedebilir. Hastalar yaralarının görünmesini istemez. Özellikle döküntülerinin görünebileceği ortamlardan uzak dururlar. Tatillere gitmeye ve yüzmeye çekinirler. Saçlı deri ve tırnak tutulumu gibi ağır seyreden hastalar bütün sosyal ortamlara girmekte problem yaşar. Maalesef genellikle kendilerini toplumdan izole ederler. Yaşadıkları bu stres hastalıklarını daha çok tetikleyebilir. Bu nedenle tedavinin yanı sıra stresi azaltmak da büyük önem taşır.
HASTALIK BULAŞICI MIDIR?
Sedef hastalığı kesinlikle bulaşmaz. Çünkü mikrobik bir hastalık değil. Sedefli bir kişi diğer insanların sağlığını tehdit etmez.
ALKOL VE SİGARA SEDEF YAKINMALARINI ARTIRIR MI?
Evet, artırır. Günde 20 adeti geçen sigara kullanımında, ciddisedef gelişme riski 2kattan daha yüksek. Bu artış özellikle kadınlarda daha belirgin. Stres nedeniylehastalar alkol ve sigara içmeye meyilli olurlar. Alkolizm muhtemelen sedefin, hastalığa yakalanan bireylerin üzerindeki psikolojik etkisinden kaynaklanır. Eğer hastalar alkol ve sigarayı bırakamıyorsa profesyonel destek alabilirler.
SEDEFİN ÖZEL BİR DİYETİ VAR MI?
Hastalar işlenmiş gıdalardan, basit şekerlerden, alkolden, geleneksel süt ürünlerinden, hidrojenlenmiş yağlardan ve kızarmış yiyeceklerden kesinlikle kaçınmalı. Balık yağı hastalığa iyi gelebilir. Aslında sedef hastaları sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmalı. Yani sağlıklı beslenecekler, iyi uyuyacaklar ve egzersiz yapacaklar. Aşırı kilo, sedef ataklarını tetikleyebilir, kıvrım yerlerinin tutulumunu artırabilir, iyileşmeyi geciktirebilir ve tedaviyi zorlaştırabilir. Bu nedenle fazla kilosu olanlar mutlaka ideal kiloya inmeli.
GÜNEŞ IŞIĞI SEDEFE İYİ GELİR Mİ?
Evet, iyi gelir. Yaz aylarında sedef hastalarının büyük bir kısmının iyileşme dönemine girmesinin nedeni de budur. Ancak ideal şartlarda ve ideal sürelerde iyi gelir. Hatta hastanelerimizde ultraviyole lambaları içeren fototerapi kabinlerini sedef tedavisinde kullanırız. Yanacak kadar güneşlenmek sedef hastalığını kötüleştirir. Solaryum gibi yapay ışık kabinleri sedef hastalığına iyi gelebilir fakat solaryumu deri kanseri yapma riski nedeniyle tercih etmeyiz.
İDEAL GÜNEŞLENME NASIL OLMALI?
Deriyi güneşin zararlı etkilerine karşı korumak için güneşlenme süresi ve güneşlenme saati oldukça önemli. Saat 11.00-15.00 arası güneş ışınları yeryüzüne dik açıyla ulaştığı için bu saatler arasında güneşlenme önerilir. Fakat bu saatler tansiyon gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle sabah 11.00’dan önce ya da öğleden sonra 15.00’dan sonra 30 dakika güneşlenmek iyi gelecektir. Aynı zamanda vücudumuzun ihtiyaç duyduğu D vitamini sentezini de sağlayacaktır.
KIŞ AYLARINDA ÖZEL BAKIM GEREKİR Mİ?
Kış aylarında nem azaldığı için deride kuruluk artar. Derimizin kuruması kaşıntıyı tetikler. Kaşıntı ve travma, yeni sedef yaralarının çıkmasına neden olur. Ayrıca kış mevsiminde stres yükü de artar. Sedef hastalığı da dahil olmak üzere bir çok dermatolojik hastalık bu nedenle kış aylarında alevlenir. Derideki kuruluk kaşıntıyı arttıracağı için kış aylarında deriyi uygun bir nemlendirici ile nemlendirmek hem derimizin bariyer tabakasını onaracak hem de kaşıntıya engel olacaktır.
SEDEF HASTASI HAMİLE KALABİLİR Mİ?
Sedef hastalarının hamile kalmalarında herhangi bir sakınca yok. Bu hastalık ne anneye ne de bebeğe zarar verir. Dahası anne karnındaki bebeğe sedef bulaşmaz. Hamilelik döneminde bazı hastalar iyileşme dönemine bazıları da alevlenme dönemine girer. Tedavi seçenekleri hamile kadınlarda sınırlı olduğu için hastalığı yönetmek biraz daha zor olabilir. Fakat bu durum hastanın gebe kalması için bir engel teşkil etmez. Gebelerde hem anneye hem de bebeğe zarar vermeyecek ilaçlar seçeriz.
HASTALAR NORMAL GÖREVLERİNİ YAPABİLİR Mİ?
Sedef hastalarınınbüyük çoğunluğu hastalığıhafifgeçirdikleri içinnormal görevlerini yapabilirler. Döküntülergörünür bölgelerdeyse hastaların çalışmavesosyal hayatını olumsuz etkileyebilir. Hastaları depresif,asosyal ve içine kapanıkbir kişi yapabilir. Eğerdöküntüler hastanın vücudunun büyük birbölümünü kaplarsahastanın çalışma ve sosyal hayatını etkileyebilir. Bu atak dönemleri geçici olduğuiçin iyileşme döneminde hastalar normalçalışma hayatlarına dönebilirler. Tırnak sedefi olan hastalar, elle yaptıklarıişlerde zorlanabilirler. Tırnaklarındaki şekil bozukluğundan dolayı utanç duyabilirler. Sedef romatizması olan hastaların bazılarının eklem tutulumu kalıcı olduğuiçin yaptığı işe bağlı olaraksürekli bir şekilde çalışma hayatından uzaklaşabilir. Sedef romatizması ağrıyapabilirvehareket kısıtlılığına neden olabilir.
BALIK TEDAVİSİ ETKİLİ Mİ?
Sivas ilimizin Kangal ilçesinde bulunan Balıklı Kaplıca’nın içinde yer alan balıklar 37 derece sıcaklıkta yaşayabilen tek balık türüdür. Bu kaplıcadaki suyun içerisinde selenyum, silisyum ve çeşitli mineraller bulunur. Balıkların kepekleri temizlemesi, suda bulunan selenyum, yüksek rakımdaki doğal ultraviyolesi ile sedef tedavisinde olumlu sonuçlar elde ediliyor. Kaplıca ve iklim tedavisi uzun yıllardan beri çeşitli hastalıkların tedavisinde uygulanan yöntemler. Ülkemizde de Balıklı Kaplıca bu amaçla yoğun olarak kullanılıyor. Fakat artık bu tedavi için hastaların Sivas’a gitmesine gerek yok. Üniversitemiz Avcılar yerleşkesinde kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezinde (GETAT) balık tedavisi uygulanıyor.