Boyun ağrısı bel ağrılarından sonra ikinci sıklıkta görülüyor
Prof.Dr. Turan Uslu, boyun ağrılarına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu. Geçirilen her atak boyunun eklem ve yumuşak dokularına zarar veriyor. Boyun ağrısının nedenleri ve tedavisi ve sonuçları hakkında merak edilenleri Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr. Turan Uslu anlattı.
Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr. Turan Uslu, "Boyun omurganın, en hareketli buna karşılık en zayıf kısmını oluşturur. Boyun ağrısı bel ağrılarından sonra ikinci sıklıkta görülen omurga ağrısıdır. Bilgisayar kullanımını yaygınlaşması, akıllı telefonlar ve tabletler gibi teknolojik cihazlar boyun ağrılarında artışa sebep olmaktadır. Duruş bozuklukları, yaşlanma, stres, titreşime maruz kalma, trafik kazaları, uygunsuz yastıklar boyun ağrısının en sık karşılaşılan sebepleridir.
Boyun ağrısı her yaş ve cinsiyette görülür. Büyük çoğunluğu hafif ve orta şiddette olur ve kolayca iyileşir. Nadiren çok ağrılı, hatta özürlülüğe sebep olacak kadar şiddetli olabilir. Genellikle ataklar halinde seyreder. Her atak omurganın ve yumuşak dokuların zarar görme ihtimalini artırır. Çok şiddetli ağrılarda görüntülemede hiçbir şey bulunmayabilir, bazen de çok belirgin fıtık ve kireçlenmeler ağrıya sebep olmaz. Ayrıca, boyun sorunları baş, sırt, omuzlar ya da kollardaki ağrının kaynağı da olabilir" dedi.
Boyun ağrısının sebepleri
Dr. Uslu, boyun ağrısının sebeplerini şöyle sıraladı: "Boyun ağrısı omurganın kemik ve eklem yapılarından kaynaklanabildiği gibi diskler, kaslar, bağlar ve eklem kapsülleri gibi yumuşak dokularından da kaynaklanabilir. Boyun ağrısının en sık karşılaşılan sebebi boyun omurgasının yumuşak dokularındaki yozlaşmalar ve yıpranmalardır.
Boyun fıtığı ve dejeneratif disk hastalığı en sık görülen yumuşak doku problemleridir. Sebep ne olursa olsun boyundaki kas gerginlikleri boyun ağrılarının en sık rastlanan sebepleridir. Osteoartrit, travma ve psikolojik sebepler de sıkça görülen boyun ağrısı sebepleridir. Osteoartrit (boyun kireçlenmesi); Boyun osteoartriti (kireçlenme, servikal spondiloz) eklemlerin yıpranıp, aşınmasıyla oluşur.
Boyunda bu değişiklikler 20-30’lu yaşlardan itibaren başlar, başlangıçta şikâyete sebep olmaz. Hastalık ilerledikçe boyun hareketleri kısıtlanır. Ağrı ve tutukluk bazen artar bazen de azalır, zamanla kalıcı hale gelir. Eklem kenarlarından büyüyen yeni kemik oluşumları (osteofitler) boyun hareketleri sırasında sinirlere baskı yapabilir. Sonuçta, sinirin yayılım alanı boyunca (omuz ve kollarda) ağrı, kuvvetsizlik, uyuşma, karıncalanma hissedilebilir.
Travmalar; Trafik kazaları boyunda ciddi yaralanmalara sebep olabilmektedir. Ayrıca, suya atlama, hentbol, güreş gibi sporlar ve yüksekten düşme de benzer derecede boyun problemlerine yol açabilir. Özellikle arkadan çarpmalarda ağır boyun hasarları sık görülür. Bazen bu hasarlar yaralanmadan yıllar sonra ciddi boyun ağrılarına sebep olabilir.
Psikolojik faktörler
Vücudumuzdaki kasların çoğunluğu çalışmadığı zaman tamamen gevşer. Ancak ’yerçekimine karşı koyan kaslar’ olarak bilinen ve boyun kaslarını da içeren bazı kaslar vücudumuzu dik pozisyonda tutmak için sürekli kasılmak zorundadır. Boyun kasları çok kasılırlarsa, boyun omurgası çevresindeki kaslarda kısalıklar, kontraktürler gelişir.
Kişi herhangi bir konuda endişe duyduğunda, üzüldüğünde kaslarını gereğinden daha fazla kasar. Bu durum, kasların yapışma yerlerinde aşırı bir gerginlik oluşturur. Kas yapışma yerleri hassas ve ağrılı hale gelir. Ağrı çok şiddetlendiğinde boyundan yukarı, başın arka kısmına ve öne doğru yayılır, hatta bazen göz yuvarlağının arkasında ağrı hissedilir.
Diğerleri; Kötü duruş, yumuşak bir yatak, uygun olmayan bir yastık, klimalar, cereyana maruz kalma, ıslak saçlarla açık havaya çıkmak, boyun ağrısı ve tutukluğuna sebep olabilir. Çok nadiren, boyundaki ağrı çok ciddi başka bir hastalığın sonucu olabilir. Menenjit, subaraknoid kanamalar, beyin tümörleri, MS, sirengomiyeli boyun ağrısı ve tutukluğunun nadir görülen sebepleridir.
Ankilozan spondilit ve romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmalar boyun omurgasını tutabilir." Çok ağrılı ve tutuk bir boyunun, hiçbir tedavi yapılmasa da birkaç gün - birkaç hafta içinde kısmen düzeldiğini ifade eden Dr. Uslu, "Ancak geçirilen her atak boyunun eklem ve yumuşak dokularına zarar verir. Akut boyun tutulması ve ağrısında yapılması gereken en önemli şey olabildiğince boynun dinlendirilmesidir.
Boyun ağrısı şiddetli olduğunda ve uzun sürdüğünde ise mutlaka hekime başvurulmalıdır. İlaç tedavisi Ağrılı dönemde, basit ağrı kesiciler, antiromatizmal ilaçlar ve kas gevşeticiler sıklıkla kullanılmaktadır.
İlaç dışı tedaviler
Sıcak uygulama ve masaj kasları gevşetip, ağrıyı rahatlatır. Kısa süreli boyun korseleri boyun kaslarını dinlendirir. Boyunda aks bozukluğu varsa bunu restore etmeye yönelik tedbirler alınmalıdır. Egzersizler Boyun için önerilen egzersizler eklem hareket açıklığının ve kas gücünün korunmasını sağlar. Yüzmek, bisiklete binmek, yürümek gibi yumuşak boyun hareketlerini içeren spor faaliyetleri de tavsiye edilir. Ancak tenis, hentbol, güreş, rekabete dayalı sporlar boyun ağrısı riskini artırır.
Genel olarak ağrının izin verdiğinden daha fazla boyun hareket ettirilmemelidir. Cerrahi tedavi Boynu ilgilendiren hastalıklarda cerrahi tedavi çok nadiren gerekmektedir. Sinir kökleri üzerinde kalıcı ve ilerleyici bası varlığında ya da çok hareket eden kemikleri sabitlemek gerektiğinde cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Boyun ağrılarında (fıtık, kireçlenme, spazm, düzleşme) kuru iğne tedavisi kuru iğne tedavisi ya da İMS tedavisi boyun bölgesinde bulunan kaslardaki spazm ve kısalığı gidererek disklere ve diğer yumuşak dokulara olan baskıyı ortadan kaldırır. Boyun omurgasının esnekliğini artırır.
Sinir basılarını azaltır, hatta tamamen ortadan kaldırır. Bu tedavi seanslar halinde yapılan bir tedavidir. Çoğu hasta için 6-8 seans yeterlidir. Daha önce ameliyat olan hastalarda seans sayısını artırmak gerekebilir. Başarı oranı hasta seçimine göre değişmekle birlikte %80-90 arasındadır.
Kronikleşebilir
Boyun ağrısı zamanında tedavi edilmezse kronikleşebilir. Yeterli egzersiz yapılmaz, boyun zorlanmaya devam edilirse daha ciddi problemler ortaya çıkabilir, kollarda güç kaybı gibi nörolojik bulgular ortaya çıkabilir. Servikal miyelopati çok ağır bir tablodur ve tedavi edilmeyen ya da yanlış tedavi edilen, boyun hijyeni çok kötü olan hastalarda görülür. Altta yatan sebebe göre değişkenlik gösterir. Boyun ağrılarının çoğu birkaç gün-hafta içinde basit ilaç tedavisi ve istirahatla geçer. Nadiren cerrahi gerekebilir. Boyun tekrarlayan travmalardan korunmalıdır, çalışırken yanlış vücut pozisyonlarından kaçınılmalıdır" açıklamalarında bulundu.
İHA