Depremzedeye ilk yardım nasıl olmalıdır?
Deprem gibi afetlerde yaralıya müdahalede ilkyardımı iyi bilmek; herhangi bir enkazdan hayat kurtarabilmek için son derece önemlidir. En sık karşılaşılan yaralanmalar; iç ve dış kanamalar, kafa, göğüs, karın, göz yaralanmaları, ezik veya kırıklar ve yanmalardır. Enkaz altından yaralı çıkarırken dikkat edilmesi gereken pek çok husus var. Ortopedi ve Travmatoloji bölümünden Doç. Dr. Sinan Karaca, dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Enkazdan çıkarılan depremzedelerde aceleye getirilen kurtarma girişimleri sonucunda yeni kanamalar, yeni kırıklar meydana gelebilir, ağır yaralanmalar oluşabilir. İlk kural, yaralının vücudunun katlanmadan, boynunun ve belinin sağa sola, arkaya öne kıvrılmadan, vücut boyunca çekilerek çıkarılması. Bu esnada yaralının vücudunun değişik bölümlerinin halen sıkışık olması ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. Ortopedi ve Travmatoloji bölümünden Doç. Dr. Sinan Karaca depremzedeye ilk yapılması gerekenleri bir bir sıraladı:
DEPREMZEDEYE İLK YAPILMASI GEREKENLER
Çevrede ilkyardım konusunda daha deneyimli birisi varsa, ana müdahaleyi ona bırakın ve yardımcı konuma geçin.
Soğukkanlı ve çevrenizi sakinleştirecek şekilde davranın.
Yaralıyı soğuk kanlı ve hızlı bir şekilde değerlendirin.
Bilmediğiniz konuda müdahale etmeyin.
Yaralıyı ve yakınlarını sakinleştirin.
Olay yerine ulaşan sağlık personeline detaylı ve doğru bilgi verin.
Doç. Dr. Sinan Karaca, hastanın uzuvlarının korunması mesleki pratiğimizin temel amaçlarından birisi olmasına karşın ezilme sendromu gelişen hastalarda ek olarak şu koşullardan bir ya da birkaçı varsa ve deprem bölgesinde tedaviyi sürdürmek zorunda kalırsak tercihimizi uzuv koruyucu tedaviler yerine hayat koruyucu olarak uzuv kesmeden yana kullanmalıyız;
- Dolaşımı olmayan uzuv,
- Onarılması mümkün olmayan atar damar yaralanması
- Uzuvlarda yaygın ve ileri düzeyde ezilme,
- Afetzedenin uzvunun göçük altından çıkarılamadığı durumlar
- Ciddi göğüs, kafa ve batın travmasının, bağışıklık yetmezliğinin, kronik böbrek, akciğer ve karaciğer yetmezliğinin eşlik ettiği, koruyucu tedavilere rağmen akut olarak böbrek, kalp ve solunum fonksiyonlarının kötüleştiği, sepsis tablosunun kontrol edilemediği, yaşlı ve düşkün hastalarda, ezilmiş bir uzvun korunması ya da kesilmesi kararı, hastadan hastaya ve mevcut koşullara göre değişkenlik gösterecektir. Koşullar oluştuğunda afetzedenin uzvunun kesilmesi, uzvu kaybetme olarak değil hayatı kurtarma girişimi olarak düşünülmelidir.