Hipotiroidi, hipertiroidi ve Hashimoto hastalıklarının teşhis ve tedavisinde hasta-hekim arasındaki iletişimin önemi
Hipotiroidi, hipertiroidi ve Hashimoto gibi tirod hastalıkları tedavi edilmezse kardiyovasküler hastalıklardan depresyona, osteoporozdan kısırlık ve düşük riskine kadar pek çok hastalığı beraberinde getiriyor. Tiroid bezinin düzgün şekilde çalışmaması durumu, hipotiroidi ve hipertiroidi gibi tiroid fonksiyon bozukluklarına sebep oluyor. Tiroid hastalığı hakkında farkındalığı artırmak üzere her yıl tüm dünyada Mayıs ayının son haftası Tiroid Haftası olarak anılıyor. Hafta kapsamında, bu yıl 25-31 Mayıs tarihleri arasında Tiroid Farkındalık Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Biz de endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanından tiroid hastalığı hakkında detaylı bilgi aldık.
Tiroid hastalıkları dünya çapında yaklaşık 350 milyon insanı etkileyen ve en yaygın hastalıklardan biri. Tiroid hastalıkları genellikle kadınlarda görülüyor. Ancak hastalıkla ilgili farkındalık eksikliği ve semptomların genellikle diğer rahatsızlıklarla karıştırılması nedeniyle, birçok tiroid hastalığının teşhis edilmesinde zorluklar yaşanabiliyor. Bu yüzden, pek çok hasta, tedavi edilmediği için hastalığın uzun vadeli etkileriyle yüzleşmek zorunda kalabiliyor ve tiroid hastalıklarının tedavi edilmemesinden kaynaklanan kardiyovasküler hastalıklar, depresyon, osteoporoz, kısırlık ve düşük riski yaşayabiliyor.
Tiroid, boyun kısmında bulunan, vücudun metabolizması için gerekli olan tiroid hormonlarını üreten ve tüm vücut fonksiyonlarını düzenleyen kelebek şeklinde bir bez" olarak tanımlanıyor. Bu bezin düzgün şekilde çalışmaması durumu "tiroid fonksiyon bozukluklarına" sebep oluyor.
Tiroid bozukluklarının ortaya çıkardığı hastalıklar, insan hayatında ve yaşam kalitesinde olumsuz etkilere yol açıyor. Buradaki en kritik nokta ise hastalığın teşhis aşamasında hasta ve hekim arasındaki iletişim olarak görülüyor.
Bazen hekimler tiroid semptomlarını hastaya açıklarken, hastaların anlamakta güçlük çekebileceği bir dilde konuşabiliyor. Hastalar ve hekimler arasındaki iletişim zayıflığı; hastalar açısından yanlış tedavi, yanlış tanı, nihayetinde yaşam kalitesinin azalması gibi ciddi sonuçlar doğurabiliyor.
TİROİDCE BİLİYOR MUSUN?
Araştırmalar, her 9 tiroid hastasından birinin, sağlık ekiplerinin onları doğru anlamadığını düşündüğünü gösteriyor. Hekimler ise, hastaların kendi kendilerine tanı koymalarından ve tavsiyelerini dinlememelerinden şikayet edebiliyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, "unutmamalıyız ki, tedaviyle birlikte sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisinin sağlanması, tiroid hastalarının tedavilerinde daha yüz güldürücü sonuçlar elde edilmesini sağlar" diyor.
Bu yıl, 25-31 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Tiroid Farkındalık Haftası'na Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) destek veriyor. TEMD Tiroid Çalışma Grubu Başkanı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Tiroid hormonları vücudumuzdaki tüm hücrelere etki ederek vücudun enerji kullanmasına, vücut sıcaklığının sağlanmasına, tüm organlarımızın gerektiği gibi çalışmasına yardımcı olur. Yaşam için vazgeçilmez hormonlardır. Yani Tiroid bezini vücudun maestrosu olarak tanımlayabiliriz” dedi.
TİROİD HASTALIKLARI NASIL İLERLER?
Tiroid hormonunun düzgün çalışmaması durumunda birçok hastalıkla yüz yüze gelinebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Şahin tiroid hastalığında tiroid hormonunun çok az veya fazla olması durumunda hastalarda farklı belirtilerin ortaya çıktığını belirtiyor ve Hipotirodi ve hipertiroidi semptomlarını şu şekilde açıklıyor:
- HİPOTİROİDİ: “Tiroid hormon seviyeleri kanda çok düşük olduğunda, vücut hücreleri yeterince tiroid hormonu alamaz ve metabolizma yavaşlamaya başlar. Vücut metabolizması yavaşladıkça hastada daha çok üşüme hissi, daha kolay yorulma, cilt kuruluğu, kabızlık, unutkanlık ve depresif ruh hali şikayetleri fark edilebilir. Hipotiroidizme özgü bir bulgu yoktur.
- HİPERTİROİDİ: Kanda çok fazla tiroid hormonu olduğunda, vücudun her işlevi hızlanma eğilimindedir. Hipertiroidisi olan hastalarda sinirlilik, asabiyet, terlemede artış, kalp çarpıntısı, ince el titremeleri, kaygı, uyku güçlüğü, deride incelme, ince kırılgan saçlar ve özellikle üst kollarda ve uyluklarda kas güçsüzlüğü şikayetleri bulunabilir.” dedi.
TİROİD HASTALIKLARI TOPLUMDA ÇOK YAYGIN
Hashimoto tiroidinin en sık rastlanan otoimmün hastalıklardan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şahin; “Yaklaşık 8 kadından birinde görülür. Palpasyon dediğimiz elle muayene yöntemiyle toplumda %5-10 civarında tiroid nodülü saptanırken, görüntüleme yöntemleriyle toplumun %40-60’ında nodül tespit edilebilir. Tiroid hastalıkları toplumda çok yaygın bir kısmı pandemik hastalıklardır.” dedi.
KISIRLIĞA YOL AÇABİLİYOR
Hipotirodi ve hipertiroidi durumlarının infertiliteye sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Şahin; “Ayrıca uygun şekilde tedavi ve izlem yapılmadığında düşüklerle de ilişkili olabilirler. Diğer yandan, Tiroid fonksiyon bozuklukları gebelik döneminde kendisine özel hususları olan önemli bir durumdur ve İç hastalıkları ve Endokrinoloji uzmanları tarafından takip edilmesi doğru olacaktır.” dedi.
DOĞRU MİKTARDA İYOT ALIMI ÇOK ÖNEMLİ
Tiroid bezinin tiroid hormonu salgılaması için iyota ihtiyaç duyduğunu söyleyen Prof. Dr. Şahin; “İyot vücuda yiyeceklerle gelir ve kan yoluyla tiroide gider. Tiroid hormonu üretimini dengede tutmak için doğru miktarda iyot gerekir. Çok fazla iyot almak hipotiroidizme neden olabilir veya hipotiroidi kötüleştirebilir. Gebelerde iyot eksikliği bulunması çocuklarda guatr, hipotiroidi, zeka seviyelerinde azalmaya sebep olabilir. Gebelikte iyot desteği oldukça önemlidir.” diye ekledi.