Kalça kırıkları için multidisipliner müdahale yöntemi! Bu sayede ölüm oranları düştü
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, yaptığı yazılı açıklamada, kalça kırıklarının günümüzde halk sağlığı sorunu olarak nitelendirildiğini belirterek, ileri yaşlarda en sık hastaneye yatış nedenlerinden biri olduğunu ifade etti. Öte yandan Başaran, kalça kırıklarına artık multidisipliner yaklaşıldığını, bu müdahalenin problemlerin önüne geçip, ölüm oranlarını düşürdüğünü belirtti.
İHA
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Başaran, yaptığı yazılı açıklamada, kalça kırıklarının günümüzde halk sağlığı sorunu olarak nitelendirildiğini ve ileri yaşlarda en sık hastaneye yatış nedenlerinden birinin de bu durum olduğunu vurguladı. Ayrıca Başaran, bazen tökezlemek gibi en ufak travmada bile kalça kemiğinin kırılabildiğine dikkat çekti. İşte tüm detaylar…
KALÇA KIRIKLARI HER GEÇEN YIL ARTIYOR
Prof. Dr. Başaran, kalça kırıklarının her geçen yıl daha da arttığını vurgulayarak, “1990-2000 yılları arası dünyada yıllık kalça kırığı sayısının 1,3 milyon olduğunu görüyoruz. 2050’de ise bu oranın 6,3 milyona çıkması bekleniyor. Kadınların fizyolojik olarak bazı özelliklerinden dolayı menopoz sonrası östrojen eksikliğine bağlı kemiklerinde zayıflama oluyor. Aynı zamanda, kadınların kemikleri erkeklere göre daha narin ve ince olduğu için kırık gelişme riski daha fazla oluyor” bilgisini verdi.
“KALÇA KIRIKLARININ İLACI DÜZENLİ EGZERSİZ YAPMAK”
Yapılan en büyük hatalardan birinin düzenli egzersiz yapmamak ve güneş ışığı almamak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, “Kalça kırıkları yaşlılıkta bizim bazı şeyleri ihmal etmemizden kaynaklanıyor. Bunlardan en önemlisi düzenli egzersiz yapmamak. Kasların zayıf olması düşme riskini arttırıyor. Aynı zamanda dengeli beslenmemek, özellikle D vitamini eksikliğine karşı takviye almamak, kalsiyum ve proteinden zengin besinleri tüketmemek de risk oluşturuyor” ifadelerine yer verdi.
“EVLER DÜŞME RİSKİNE KARŞI DİZAYN EDİLMELİ”
Yaşlılığın getirdiği, düşme riski oluşturacak hastalıkların da kontrol altında olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Başaran, “Yaşlılığın getirdiği çeşitli hastalıklar var. Bunlar denge bozukluklarına neden olabiliyor ve ilaç kullanımı kullanımını artıyor. Bu ilaçlara bağlı ani tansiyon, şeker düşmeleri olabiliyor bu da düşme riskini artırıyor. Bizim önerimiz insanların evini düşmeyecek şekilde dizayn etmesi, örneğin koridorları ve yürüme alanlarını açması, banyolardaki ıslak zeminlere kaymaz paspaslar kullanması gibi. Dengeli beslenmesi, düzenli egzersiz yapması ve kemik erimesi için kullanılan ilaçların ihmal edilmemesi de önemli. Kronik hastalığı olanların düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemesi hayati öneme sahip” dedi.
“KALÇA KIRIKLARINDA ÖLÜM ORANI DÜŞTÜ”
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Başaran, eskiden kalça kırıkları nedeniyle hastaların hayatını kaybetme riskinin daha fazla olduğunu ancak bugün tıptaki gelişmelerle tedavide yüz güldürücü sonuçlar alındığını belirtti. Özellikle Türkiye’de son zamanlarda bu konuyla ilgili önemli gelişmeler olduğunu aktaran Başaran, “Kalça kırıklarına artık multidisipliner olarak yaklaşıyoruz. Hastayı dahiliye, geriatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları branşları ile değerlendirip, hızlıca ameliyat yapmaya çalışıyoruz. Bu değerlendirme hastada ek problemlerin önüne geçiyor. Ayrıca ameliyatta kullanılan implantların gelişmesi de bize yardımcı oluyor. Hastaları erken ayağa kaldırabiliyoruz, erken mobilize edebiliyoruz. Bu nedenle ölüm oranları düştü. Kırıklarda hastalara ilk 24 saatte müdahale önemli. Ama bazen hastaların kan sulandırıcı ilaç kullanımı, ileri kalp yetmezliği gibi durumlarda ameliyatı erteleyebiliyoruz. Bu durumlarda hastanın genel durumunu daha çok önemsiyoruz. Bu durumlar dışında mümkün olduğu kadar ilk 24 saatte ameliyata almaya çalışıyoruz. Ameliyat sonrası iyi bir rehabilitasyonla da bu hastalar tekrar ayaklanıyor. Ameliyat sonrası hastaların sağlıklı beslenmesi ve iyi bakım alması, hızlı rehabilite edilmesi çok önemli. Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki iyi ameliyat sonrası bakım alan hastalarda ölüm oranları ciddi düşüyor” ifadelerini kullandı.