'Mucize kurtuluş' sonrası yakın takip şart! Yarı yarıya azaltılmalı
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki büyük depremlerin ardından yüzlerce bina enkaza dönüştü. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, on binlercesi ise hastanelerde tedavi görüyor. 112 ekipleri, enkaz altında kalan kişilerde maruz kalınan travmaya bağlı olarak 'reefeding sendromu'nun görüldüğünü belirtti. Karşılaşılan bu hastalığı engellemek için İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Kamil Şeref Basmacıoğlu önemli açıklamalarda bulundu.
Serpil Dokurel/Posta.com.tr - İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Kamil Şeref Basmacıoğlu, enkaz sonrası uzun saatler ve günler boyunca yemek yememiş olan kişilere aşırı doyurucu besin yüklemesi yapılmasının yanlış olduğunu söyledi. Bu durumun pankreas ve bağırsak düzensizliklerine, kalp akciğer sisteminde ön görülemeyen etkilere, nörolojik yan etkilere, bozulmuş organ fonksiyonlarına, hatta ölüme kadar sebep olabileceğine dikkatleri çekti.
Enkazdan kurtulan bireylerde uzun süreli açlığın ardından yemek yenmesiyle birlikte ölümcül hale gelen Reefeding sendromunun görülmeye başladığını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Kamil Şeref Basmacıoğlu, “Refeeding (yeniden beslenme) sendromu uzun süren açlık veya yetersiz beslenmenin ardından hızlı başlayan yeniden beslenme sonucunda, elektrolit ve metabolik bozuklukların eşlik ettiği, hayatı tehdit eden, ciddi bir tablodur. Tabloya özellikle hipofosfatemi, hipokalemi ve hipomagnezemi gibi elektrolit bozukluklarının yanı sıra vitamin düzeylerinde azalma özellikle B1 vitamini , sıvı dengesizliği ve tuz tutulumu da bu kinik tabloya eşlik eder. Oluşan dengesizlikler kardiyak, nörolojik yan etkiler, bozulmuş organ fonksiyonları hatta ölüme sebep olabilir. En önemli önleme veya koruma yöntemi farkında olmak, riskli hastalarda yeterli değerlendirme, tedavi planı ve takibini iyi yapmaktır. Yeniden beslenme protokolü her hastanın kendi klinik durumuna göre bireyselleştirilmelidir” dedi.
Dr. Öğretim Üyesi Kamil Şeref Basmacıoğlu, enkazdan çıkarılanların %35’’inde Reefeding sendromunun görüldüğünü belirterek, engellemek için enkazdan çıkarılan insanların nasıl müdahale edilmesi gerektiğini maddeler halinde açıkladı:
- Reefeding sendromu için risk altında olan depremzedeler multidisipliner sağlık ekipleri tarafından değerlendirmeli ve sonrasında kişiye özel beslenme planı oluşturmalıdır.
- Yoğun hidrasyon sağlanmalı. (100-200 cc / saat) eğer hasta uzun süre sıvı almamışsa ihtiyaç artabilir. Bu durumda hastaya sıvı yüklerken böbrek fonksiyonlarının bozulup bozulmadığı denetlenmeli, özellikle idrar çıkışı kontrol edilmelidir.
- Doku ezilmesi (Crushing) oluşan durumlarda yine çok miktarlarda sıvı gereksinimi mevcuttur. Bu hastalarda ezilen dokuların üürünleri böbreklerde çökerek böbrek fonksiyonlarını kalıcı olarak bozabilir. Bu hastalara potasyumdan zengin sebze, meyve ve meyve suyu içermeyen kronik böbrek yetersizliği diyeti ilk 3 gün uygulanmalıdır. Oral beslenmede damardan beslenmeye kıyasla daha sık görülür.
- Hastanın günlük kalori ihtiyacı belirlenmeli, bu ihtiyaç tek seferde verilmemeli, hastanın durumuna göre düşük miktarlarla başlanarak kademeli artış yapılmalıdır. Bu ihtiyaç hastanın durumuna göre ağızdan ya da damar yolu ile (parenteral) beslenme şeklinde verilebilir.
- Her 4-6 saatte sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfat ve kreatinin seviyeleri kontol edilmeli
- Bunlara rağmen yeniden beslenme sendromu gelişirse beslenmeye kilobaşına 10 kalori/günden başlayıp kademeli olarak artırılmalıdır. İlk 7-10 gün kalori alımında küçük artışlar yapılmalıdır.
- Hastanın her gün kilosu ölçülmeli, kan basıncı değişikliği, solunum sıkıntısı, ödem , kan basıncı ve nabız hızı ölçülmelidir.
- Biyokimyasal bulgular ( Fosfat , magnezyum , sodyum , kalsiyum , glikoz , üre , kreatinin ) takibi yapılmalı.
- Ağır olgularda EKG bakılmalı.
Yeniden beslenme sendromunun en önemli yönü farkında olmaktır diyen Basmacıoğlu, “ Riskli hastalar dikkatlice değerlendirilmeli ve hastanın sorunlarına ve klinik durumuna göre multidispliner olarak yaklaşılmalıdır ”açıklamasında bulundu.
Uzun süre 2-3 günden fazla ağızdan beslenemeyen hastalarda riskli, çok riskli hasta ayırımı yapılmalıdır.
Gerçek sıklığı tam olarak bilinmemekle birlikte şiddetli hipofosfatemi 200 hastadan birinde görülürken,tamamıyla damardan beslenmeye başlanılan hastaların hemen hemen tamamında hipofosfatemi görülmektedir.
120 SAAT SONRA ENKAZDAN ÇIKARILANLARDA BÜYÜK TEHLİKE!
İç Hastalıkları Uzmanı Dr Öğretim Üyesi Kamil Şeref Basmacıoğlu, 120 saat sonra enkazdan çıkarılanlarda hastaların kalori alımları en az %50 azaltılmalıdır dedi.
TABLO HASTA YAŞI VE ALTTA YATAN HASTALIKLARIN VARLIĞA GÖRE DEĞİŞEBİLİR
Basmacıoğlu hastalıkların klinik durumlarına yaşlarına , altta yatan hastalıkların varlığına , travmaların sayı ve şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösterebileceğini belirtti.
Yoğunbakım ünitelerine alınan hastaların %7-62 sinde (ortalama %35) yeniden besleme sendromu görülmektedir.
Dr. Öğretim Üyesi Kamil Şeref Basmacıoğlu, enkazdan çıkarılanlarda herhangi bir komplikasyon gelişmemesi için yapılması gerekenleri açıkladı:
Basmacıoğlu, enkaz altından çıkarılanların alkışlar eşliğinde çıkartılıyor ancak o kişinin saatlerce kendi ağırlığının üzerinde bir yükün altında kalması, aç ve susuz kalması her ne kadar, çıktığında sağlıklı gibi görünse de kesinlikle kaybedilecek bir hasta gözüyle bakılıp erkenden gerekli müdahalelerin yapılması gerektiğini açıkladı.
Ezilme, uzun süre sıvı ve gıda alamama, hipotermi gibi birçok nedenle mücadele depremzedelerin, etkili bir şekilde tedavi edilmesi, afete bağlı ölü sayısını azaltmada en önemli önlemlerden biri olmaya devam etmektedir. Geçmiş felaketlerden elde edilen tıbbi deneyim, önceki hataların tekrarlanmasını önlemede yardımcı olabilir ve sonuçları iyileştirebilir. Her afet benzersiz olduğu için farklı afet senaryoları geliştirmek, gelecekteki afetlerin lojistik tuzaklarını azaltmak için önemlidir