Tatil sezonunda uzun yolculuklara dikkat! Emboli riski artıyor
Tatil sezonunda özellikle uçak, otobüs ve otomobille yapılan uzun yolculukların sıklığı artıyor. Bu yolculuklarda uzun süre hareketsiz kalmaya bağlı emboli riskinin de artabileceğine işaret eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, yolculuğun süresi uzadıkça riskin de artacağına işaret etti. Akduman, bu sorunun tüm toplumu ilgilendirmekle birlikte, KOAH hastaları, kanser hastaları, obezite sorunu yaşayanlar, kalp hastaları gibi kronik hastalıkları olanlar, hamileler ve doğum kontrol hapı kullananlarda riskin çok daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
DHA
Genellikle bacaklardaki derin damar trombozu (DVT) sonucu oluşan bir kan pıhtısının kan dolaşımı yoluyla başka bir bölgeye taşınması ve burada bir damarı tıkaması olarak tanımlanan emboli, özellikle akciğer gibi hayati organları etkilediğinde yaşam kaybıyla sonuçlanabiliyor. Hayati öneme sahip olmasına karşın bu konuda yeterli bilgi ve bilinç düzeyine sahip olunmadığını belirterek, özellikle yolculuk sırasında yeterli sıvı alınmadığını söyleyen Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, “Yetersiz sıvı alımı nedeniyle vücut susuz kalır. Beraberinde hareketsizlik de eklendiğinde dolaşım sistemi toplardamarlar içerisinde kan dolaşımı yavaşlar ve buna bağlı olarak da pıhtı riski artar. Özellikle uçak yolculuklarında düşük kabin basıncı ve nem seviyesi de kanın koyulaşmasına neden olur. Sonuçta, emboli için hareketsizlik, düşük kabin basıncı ve nem seviyesi ve yetersiz sıvı alımının risk yaratan unsurlar olduğunu söylemek mümkün" diye konuştu.
TEK TARAFLI BACAKTA ŞİŞLİĞE DİKKAT
Ani göğüs ağrısı ve nefes darlığının emboliyi düşündürdüğünü söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi'nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, “Bunun yanında tek taraflı bacakta şişme de çok önemlidir. Emboli sırasında öncelikle bacaklarda pıhtı oluşur. Ve bu pıhtı akciğere gittiğinde pıhtının büyüklüğüne bağlı olarak şikayetler ortaya çıkmaya başlar. Çok küçük pıhtılarda hiçbir şikayet görülmese de ve pıhtı aniden attığı için, ani başlayan oksijen düşüklüğü ile seyreden, nefes darlığı, nefes açlığı gibi şikayetler ortaya çıkar" dedi.
“ŞİKAYETLER BAŞLADIĞINDA VAKİT KAYBETMEDEN HASTANEYE BAŞVURULMALI"
Embolinin acil durumlardan biri olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Ü. Akduman, sözlerine şöyle devam etti:
“Şikayet oluştuğunda mutlaka en yakın sağlık kurumuna başvurulması gerekir. Tedavi edilmeyen pıhtılarda yaşam kaybı oranın yüksek olduğu unutulmamalı. Ne kadar erken başvurulur, kalp etkilenmeden tedaviye ne kadar erken başvurulursa tedavi başarısı ve embolinin olumsuz etkilerinden kurtulma da o kadar rahat olur. Bununla birlikte daha önce bu sorunu yaşayan kişilerde riskin normal popülasyona göre daha yüksek olur. Özellikle akciğer ya da kalbi etkilenmiş hastaların ikinci embolide yaşam kaybı riski artar."
BU ÖNLEMLERİ ALMADAN YOLCULUĞA ÇIKMAYIN
Uzun yolculuklar emboli riskini artırsa da alınacak önlemlerle bu riski yönetmenin mümkün olabildiğinin altını çizen Dr. Öğr. Ü. Akduman şu önerilerde bulundu:
Düzenli Hareket Edin: Özellikle uzun uçak yolculuklarında her 1-2 saatte bir kalkıp yürüyün. Eğer bu mümkün değilse, bacaklarınızı ve ayak bileklerinizi hareket ettirerek kan dolaşımını sağlayın. Otomobille yapılan seyahatlerde mutlaka mola verin ve yürüyün.
Bol Su İçin: Her ne kadar yolculuğa çıkarken sıvı tüketmeyi birçok kişi tercih etmese de alınması gereken önlerden biri de yeterli miktarda su içerek vücudunuzu nemli tutun. Bunun yanında dehidrasyon özelliği olduğu ve vücudu susuz bırakabileceği için kafein ve alkol tüketimini sınırlayın.
Rahat Kıyafetler Tercih Edin: Dar kıyafetler kan dolaşımını engelleyebileceği için mümkün olduğunca Rahat ve gevşek kıyafetler tercih edin.
Destek Çorapları Kullanın: Özel olarak tasarlanmış destek çorapları (kompresyon çorapları) bacaklarda kan dolaşımını artırarak pıhtı oluşumunu önleyebilir. Özellikle riskli grupta yer alan kişilerin uzun yolculuklara bu çoraplarla çıkması çok önemli.
Doktorunuza Danışın: Özellikle daha önce DVT veya emboli geçirdiyseniz, uzun yolculuklar öncesinde doktorunuzla konuşun. Gerekirse, pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar kullanabilirsiniz.