İkinci beynimizin hastalığı: Hassas bağırsak sendromu
Sevinçli olduğunuzda, heyecanlandığınızda, sinirlendiğinizde bu duyguları en çok vücudunuzun hangi bölgesinde hissediyorsunuz, hiç düşündünüz mü? Pek çoğumuz bu soruya “karnımız” yanıtı verecektir. Bilim dünyası da bu bilgileri doğruluyor ve "Çünkü karnımızda ikinci bir beyin var" diyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Kalaycı ile ikinci beynimizin en sık hastalığı hassas bağırsak sendromunu konuştuk.
Özgür Gökmen ÇELENK - POSTA
NEDİR İKİNCİ BEYİN?
Karın boşluğumuz ikinci beynimiz olarak adlandırılıyor. İkinci beynimizde neredeyse beynimizdeki kadar çok miktarda sinir hücresi (nöron) bulunuyor. Hatta bazı hesaplamalara göre daha çok.
İKİ BEYİN ARASINDA BAĞLANTI VAR MI?
Evet, hem de çift yönlü bir bağlantı var. Birincisinde, ruh halimiz ikinci beynimizi etkiliyor. Günlük hayatın olağan streslerinin, üzüntülerimizin, sevinçlerimizin, telaşlarımızın karnımızda bazı yansımaları oluyor. Sınava girerken bazılarının heyecandan karnının ağrıması, bazılarının kusması gibi. Ya da sinirlenince midenizde hissettiğiniz kramplar gibi. Neden ruh halimiz ikinci beynimizde bu tür hislere yol açıyor, tam olarak çözülebilmiş değil. İkinci ilişki ise ters yönlü. Yani karnımızdaki bazı bozukluklar birinci beyni etkiliyor. Örneğin gaz çok yaygın bir şikayet. Nedenini bilmediğimiz bir hassasiyet nedeniyle bazıları aynı düzeydeki gaza çok daha fazla tepki veriyor. Ben bunu hastalara şu örnekle anlatıyorum: Beş kişi oturup aynı müziği dinliyoruz. Dört kişi gayet memnun, biri diyor ki "Sesi çok açtınız, başım ağrıyor." İşte ikinci beynimizdeki hassasiyet nedeniyle birinci beynimiz de gaz şikayetini çok rahatsız edici algılıyor. Hassas bağırsak sendromu da ikinci beynin bir hastalığı.
NEDİR TAM OLARAK?
Bu rahatsızlık için “ikinci beynin zihinsel hastalığı” yakıştırması yapılıyor. 'Huzursuz bağırsak sendromu', 'irritabl bağırsak sendromu' gibi adlarla da biliniyor. En sık belirtileri karında rahatsızlık hissi (genellikle kramp tarzında ağrı), gaz -şişkinlik ve bağırsak alışkanlığında değişiklik. Bu hastaların bazılarında kabızlık, bazılarında ishal ve bazılarında ise ikisi birden görülüyor. Rastlanma sıklığı son derece yüksek. Her 100 kişiden 10-15'i zaman zaman şikayetleri yıldırıcı olabilen bu sendromla mücadele ediyor.
ŞİKAYETLERİN SÜRESİ ÖNEMLİ Mİ?
Evet, tanı koyabilmemiz için önce süreyi sorguluyoruz. Huzursuz bağırsak sendromu tanısı için altta yatan başka bir ciddi hastalığın olmadığını ispatlamak gerekir. Huzursuz bağırsak sendromu diyebilmek için şişkinlik-gaz, karında rahatsızlık hissi ve bağırsak alışkanlığında değişiklik şikayetlerinden en az ikisinden yakınıyor olmalısınız. Bu belirtiler sizde en az altı ay önce başlamış olmalı. Mesela ben bu şikayetleri son bir aydır olan birine başka bir hastalık var mı diye kuşkuyla yaklaşırım. Bu durumda altta kanser, ince bağırsak hastalıkları, çölyak, pankreas hastalıkları gibi sorunların olup olmadığı araştırılmalı.
TEHLİKELİ MİDİR?
Hayır. Bu hastalıktaki en önemli şey, kişilerin hayat kalitesini düşürmesidir. Hastalar sürekli şiddetli karın ağrısı ve kabızlık çektikleri için iş verimleri düşer, işte geçirilen saatler azalır. Ama kesinlikle hayati tehlike göstermez. Hiçbir hastalığa yol açmaz, gerçek anlamda bir fiziksel zarar vermez. Hiçbir zaman kansere yol açmaz.
KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?
Özellikle kadınlarda... Bazı araştırmalara göre cinsel, sözel ve fiziksel tacize uğramış kişilerde daha sık ortaya çıkıyor. Huzursuz bağırsak sendromunda belirtileri açıklayacak bir sebep bulunmuyor. Ama teorilerden biri az önce bahsettiğimiz ikinci beyindeki hassasiyet nedeniyle beyinde şikayetlerin aşırı algılanması. Huzursuz bağırsak sendromu olan hastaların bir kısmında bu ağrı algılamasını azaltmak için depresyon tedavisinde kullanılan antidepresanlar kullanılıyor. Bazı hastalar haklı olarak 'Ama bende depresyon yok ki' diye itiraz ediyor. Zaten buradaki amaç antidepresanın yalnızca ağrı kesici mekanizmasından yararlanmak. Huzursuz bağırsak sendromunda antidepresanlar ağrıyı beyinde kesiyor. Ayrıca gaz hissinin giderilmesini sağlıyor. Bu arada huzursuz bağırsak sendromu olanların bir kısmı depresyona daha yatkın oluyor. Dolayısıyla bu kişilerde antidepresanın 'depresyon giderici' özelliği de işe yarıyor. Antidepresan tedavisi ortalama dört-altı haftada etki etmeye başlıyor. Hasta fayda görürse altı ay - bir yıl kullanıyor.
ANTİDEPRESAN HER HASTAYA VERİLİYOR MU?
Aslında hassas bağırsak sendromunun tek tedavisi antidepresanlar değil. İlk seçenek diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri. Örneğin her gün 30 dakika yürüyüş çok işe yarıyor. Yine şikayete yönelik ilaçlar var. Örneğin ishal ön plandaysa bir antibiyotikten yararlanılıyor. Şişkinlik ön plandaysa şişkinlik ilaçları veriliyor.
DİYETTE NE TÜR DEĞİŞİKLİKLER OLMALI?
Kısıtlanması gereken gıdaların başında süt ve süt ürünleri geliyor. Sütte rahatsızlığa yol açan laktoz adı verilen süt şekeri. Maalesef laktozsuz süt şikayetleri gidermiyor. Özellikle dondurmadan uzak durulması lazım. Süt rahatsız ettiği halde yoğurt birçok kişiyi etkilemiyor. Çünkü yoğurt içinde laktozun sindirimini sağlayan yararlı mikroplar var. Uzak durulması gereken bir başka gıda grubu şekerler. Meyvelerdeki fruktoz, tatlandırıcılardaki sorbitol ve pek çok hazır gıdada bulunan mısır şurubundan mümkün olduğunca kaçınılmalı. Hassas bağırsak sendromunda hastaların dörtte biri gluten (buğday proteini) içermeyen diyetten fayda görüyor. Kişinin gluten duyarlılığı olup olmadığını anlamanın yolu da üç hafta glutensiz beslenmeden geçiyor. Daha sonra diyete yavaş yavaş gluten ekleniyor ve kişi ne kadar miktarda gluteni tolere edebileceğini kendi belirliyor. Yakınmaları artıran bir başka besin grubu gaz yapan gıdalar. Özellikle gaz ve şişkinlik ön plandaysa fasulye, kabak, Brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, muz, kayısı ve erik gibi gıdalardan uzak durulmalı. Kabızlığı ön planda olanlarda ise bağırsak hareketlerinin artırılması için posa miktarı artırılmalı. Diyetle posayı artırmak zorsa hazır satılan posa ürünleri
DİYET VE EGZERSİZ İŞE YARAYABİLİR
Diyet ve yaşam tarzı değişikliklerini uygulamak için ille de hassas bağırsak sendromunuzun olması gerekmiyor. İkinci beyninizde ortaya çıkan herhangi bir şikayette bu öneriler işe yarayabilir. Örneğin tek başına şişkinlik yakınmanız varsa... Bazı hastalar “altı aylık hamile gibi” karnının şiştiğinden dert yanıyor. Eğer şişkinliğe yol açan başka bir sebep ortaya konulmamışsa diyet ve egzersiz tedbirleri işe yarayabilir.
STRESİ AZALTIN
Prof. Dr. Cem Kalaycı'dan son bir hatırlatma: "Kaynağı birinci beynimiz olan stres ve endişe, hassas bağırsak sendromu olsun olmasın, herkesin ikinci beyninde sorunlara yol açabilir veya şikayetleri alevlendirebilir. Bu nedenle stresle baş etmeyi öğrenin, kaygınızı azaltacak yollar bulun, gerekirse psikolojik destek alın.
- Göz tedavisinde bu detay dikkate alınmalı! Özellikle prematüreler için önemli
- Mikroplastiklere dikkat! Kolon ve akciğer kanserine yol açabiliyor: Üreme rahatsızlıklarının altında yatan sebeplerden biri
- Hafıza kayıpları ve kronik baş ağrısına dikkat!
- Vücudunuz sizi uyarıyor olabilir! Demir eksikliğiniz varsa bu belirtilere dikkat edin!
- Balık tüketerek kışı depresyonsuz atlatabilirsiniz!