Uzmanlar uyarıyor: '7 gecenin 5'inde horluyorsanız dikkat'
Horlamanın genellikle aşırı yorgunluk sonucunda ortaya çıkan zararsız bir durum olduğu düşünülür. Ara sıra horluyorsanız müdahaleye gerek duymayabilirsiniz. Horlama daha sık veya kronik duruma geldiyse ciddi bir sağlık durumunun işareti olabilir. Peki, horlama neden olur? Horlama nasıl tedavi edilir? KBB Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen horlamanın nedenlerini ve çözüm yollarını anlattı.
Neden veya ne sıklıkta horladığınızı bilmek, en iyi tedavi seçeneğini belirlemenizde önemli. İhtiyaçlarınıza bağlı olarak, yaşam tarzı değişiklikleri semptomlarınızı gidermeye yardımcı olabilir. Ama zararsız olduğunu düşündüğünüz horlama ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Horlamayı hafife almayın önerisinde bulunan KBB Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen horlamanın nedenlerini anlattı.
7 gecenin 5'inde horluyorsanız dikkat!
Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen; “Hepimiz bazı geceler horlayabiliriz ancak haftanın 7 gecesinin 5'inde horluyorsak ve bu durum sürekli bir hal aldıysa horlama bizim için bir problem olmuş demektir. Bazı kişiler devamlı olarak horlarken, kimilerinde ise bu durum hiç yaşanmayabilir. Gençlik dönemlerinde bu problemle hiç karşılaşmayan kişiler de, ileri yaşlarda horlamaya başlayabilirler.
Horlamanın nedenleri nelerdir?
Seymen horlamaya neden olabilecek etkenleri şöyle sıraladı;
1-) Genetik Yapı
Horlamanın en büyük etkenlerinden biri genetik yapıdır. Genetik olarak bize geçen; çene, geniz, boğaz, boyun ve dil kökü yapılarımızın şekli önemlidir. Bazı kişilerde bu bölgeler doğuştan dar olduğundan, horlamaya yatkınlık zaten mevcuttur.
2-) Kilo Alımı
Horlamayı artıran bir diğer önemli sebep “kilo alımıdır”. Kişiler kilo aldıklarında boyun ve boğaz geçişindeki yapılarda, dilde ve dil kökünde hacim artışı olur. Ayrıca bu bölgelerdeki kasların, gerici etkilerinin kuvveti de azalır. Bu yapılar nefes alma sırasında içeriye doğru kolaylıkla çökerler ve horlamaya neden olurlar.
3-) Yaş Alma
Yaş ilerledikçe de horlama problemi ortaya çıkabilir, ya da mevcut horlama şiddetlenebilir. Çünkü yaşlandıkça bu bahsedilen yapılarda gevşemeler ve boğaz bölgesindeki kasların kuvvetinde azalmalar görülür.
4-) Cinsiyet
Horlamanın erkeklerde daha sık görüldüğü bilinen bir gerçektir. Çünkü kadınların hormonları horlamaya karşı kendilerini bir miktar korur. Ancak kadınlarda menopoz dönemine gelindiğinde bu koruyucu etki ortadan kalkar ve boğaz yapısı horlamaya uygun hale gelir. Kadınlar özellikle kilo alırlarsa horlama problemini hemen hemen erkekler kadar yoğun yaşayabilirler.
5-) Tütün Ürünleri Kullanımı
Horlamayı artıran faktörler arasında sigara ya da nargile gibi tütün ürünleri kullanımı da çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü bu maddeler, burunda, boğazda ve dil kökünde iltihapsız bir enfeksiyon (inflamasyon) yaratarak şiddetli ödeme yol açar ve bu bölgelerin daralmasına neden olur.
6-) Hormonal Değişimler
Vücutta meydana gelen bazı hormonal değişimler de bu durumu artırabilir. Örneğin Tiroid bezi iyi çalışmayan “hipotiroidi” hastalarında, “şeker” hastalarında, “adet düzensizliği” olan ya da “erken menopoza” girmiş hanımlarda horlamaya yatkınlık artar.
7-) Mide Rahatsızlıkları
Mide rahatsızlığı olan ve şiddetli “Reflü”sü olan kişilerde de, boğaz bölgesinde meydana gelen ödemler nedeniyle horlama görülebilir.
8-) İlaç Kullanımı
Kullanılan ilaçlar da horlamayı artırma etkisine sahiptir. Bazı kas gevşetici ilaçlar, uyku ilaçları ve uyku düzenini değiştiren sinirsel ilaçlar, anti alerjik ilaçlar horlamaya yatkınlık yaratabilir.
9-) Burun Tıkanıklığı
Burun tıkanıklığı da bazı durumlarda horlmaya sebep olabiliyor. Ancak sadece burun tıkanıklığından kaynaklanan horlama problemi, tüm horlama problemlerinin %15-20’si kadarını oluşturur. Yani burnunuzdaki problemi ilaçlarla ya da gerçekleştirilen bir ameliyat ile çözseniz bile horlamanız geçmeyebilir. Hatta bazen burun açıldığı halde, boğazda ya da dil kökündeki problem devam ediyorsa nadiren horlama şiddetinde artma görülebilir.
Horlama hangi hastalığı işaret ediyor?
Horlamayan mı var?, ne oluyor yani horluyorsak? gibi genel düşünce yapısına da değinen Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen,: “Horlama sorununa gece uykuda nefes kesilmeleri de eşlik ediyorsa, bu aileniz tarafından size söyleniyorsa, sabahları yorgun uyanma, gün içinde uyuma ihtiyacı gibi durumlar hissediyorsanız, sizde ‘tıkayıcı uyku apnesi’ olabilir. Bu durum tehlike arz eder.” dedi ve uyku apnesi ve horlama arasındaki ilişkiyi açıkladı.
Uyku apnesi olanlar daha kısa yaşıyor
Halk arasında bilinen adıyla “Uyku Apnesi”nin yapılacak bir uyku testi (polisomnografi) ile kolayca tespit edilebildiğini söyleyen Sezen: “Yapılmış araştırmalar uyku apnesi hastalarının diğer normal kişilerle kıyaslandığında daha kısa bir yaşam süresine sahip olduğunu kanıtlamıştır. Çünkü bu kişiler gündüz uykululuk nedeniyle iş kazaları ve trafik kazalarına daha fazla yatkındır. Bu kişilerde; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, ritim bozuklukları, damar tıkanıklıkları daha sık gözlenir.
Bunlara bağlı olarak uykuda ani ölüm, kalp krizi, inme ve felç görülme riski daha fazladır. Ayrıca uyku apnesi iş ve aile yaşamında problemlere ve depresyona yol açarak hayatı zorlaştıran bir faktör olabilir. İşte bu yüzden horlamayı uyku apnesinin bir uyarıcısı olarak düşünmek ve ciddiye almak gerekir. Unutmayın her horlayan kişi apne hastası olmayabilir ama her tıkayıcı uyku apne hastası mutlaka horlar” dedi.
Horlamayı önlemek için neler yapılmalı?
Eğer kişi horluyorsa bu duruma önem vermesi gerektiğini vurgulayan KBB Uzmanı Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen: “Olayın şiddetini belirleyin, kilo verin, sigarayı bırakın, bir KBB hekimine ayrıntılı muayene olun. Eğer sizden istenirse uyku testi de dahil bütün testlerinizi yaptırın. Eğer bunları yaparsanız horlama ile ilgili probleminizin çözüldüğünü göreceksiniz.” diye konuştu.