Gypsy Rose Blanchard olayı: Sosyal medya desteği ne kadar ileri gidebilir?
Bütün dünyayı şok içinde bırakan Gypsy Rose Blanchard’ın hikayesini duymuşsunuzdur. Eğer duymadıysanız sizin için hemen anlatayım. Yıllar boyunca annesi hem onu hem de herkesi kızının hasta olduğuna inandırmış ve herkesi kandırmıştı. Ancak gerçek ortaya çıkınca annesini öldürten Gypsy Rose Blanchard yakın zamanda hapisten çıktı. İşte kan donduran detaylar!
Selin Öznesil – Posta.com.tr / Olayın inanılmaz korkunçluğu bir kenara Gypsy Rose Blanchard’ın çok kısa sürede sosyal medya fenomeni olması ve bunun nereye doğru gittiği beni biraz şüphelendirdi.
Size asıl konuya gelmeden önce Gypsy Rose Blanchard’ın hayatından biraz bahsetmek istiyorum. Gypsy Rose, hapse girmeden önce maalesef ki hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren, yaşadığı rahatsızlıklar sebebiyle midesinden beslenen, kanser hastası, şeker alerjisine sahip daha sayamadığım bir sürü farklı sağlık problemine sahip olan bir kız olarak biliniyordu.
Ne yazık ki hasta olan Gypsy Rose’un annesi… ‘Munchausen By Proxy Sendromu’na yani ‘hastalık hastalığı’na sahip olan annesi Clauddine Blanchard, kızının bebekliğinden beri birden fazla hastalığı olduğuna inanıyordu ve kızını sürekli doktorlara götürüyordu ve nasıl oluyorsa bir şekilde ameliyatlara bile sokuyordu.
Gypsy’nin hayatı hastalıklarla geçiyor öyle ki dişlerine varıncaya kadar çekiliyordu. Bir anne evladına nasıl bunu yapabilir dediğinizi duyar gibiyim ama olay bunlarla da sınırlı kalmıyor. Gypsy’nin hayatına şahit olanlar tarafından aileye yardımlar edildi, seyahatlere gönderildi, ev bile satın alındı. Hatta ve hatta Gypsy kendi yaşını bile tam olarak bilmiyordu çünkü annesi her seferinde yaşının olduğundan daha küçük olduğunu söyledi.
O kadar doktora gidiyor, ameliyatlar oluyor hiçbir doktor anlamıyor mu bu kızın hasta olmadığını diyor olabilirsiniz. Ama anne bu durumu fark eden doktorları ‘bu kötü doktor, bu doktora bir daha gitmeyeceğiz’ diyordu. Gypsy’i doktorlarla asla konuşturmadı ve sadece kendi iletişim kurdu hal böyle olunca her şey istediği şekilde ilerdi.
Tabii artık Gypsy artık büyüdü ve yürüyebildiğini fark etti. Ve artık sorgulamaya başladı. ‘Ben yürüyebiliyorum neden tekerlekli sandalyeyim? Yemek yiyebiliyorum neden midemde tüp var?’ diye sorduğunda annesi ‘Yürüyebilirsin ama bacakların çok güçsüz. Evet yersin ama sonra hasta olursun.’ şeklinde verdiği cevaplarla manipüle etmeye devam etti.
O sırada yapabildiği tek şey internette vakit geçirmek oluğu için kısa süre sonra internette tanıştığı Nicholas adlı arkadaşından annesinin yaşamına son vermesini istedi. Ve bu durum gerçekten yaşanıyor bir gün birlikte plan yaptılar ve annesinin hayatına son verdiler.
Tabi Gypsy’i yakından tanıyan kişiler olan babası, üvey kardeşi için büyük bir şok oldu. Çünkü Gypsy’nin gerçekte hasta olmadığını bir kendisi bir de annesi biliyordu. Şöyle ki mahkemeye çıktıklarında onu tanıyan komşuları kızın yürüyerek geldiğini gördüklerinde gözlerine inanamadılar. Hatta Gypsy bile kanser olmadığını avukatından öğrendi.
Tabii ki Gypsy’nin yaşadıkları filmlere konu oldu. Ama yaşanılanların ilginçliği hapishaneden çıktıktan sonra da devam etti. Nicholas müebbet hapisle yargılanırken Gypsy 8 yıl gibi bir ceza aldı ve Aralık ayında hapishaneden çıktı. Hapishaneden çıktıktan sonra herkes Gypsy’nın sonunda annesinin istismarından kurtulduğunu, özgür bir şekilde artık hayatını yaşayacağını düşündükleri için mutlu oldular. Gypsy hapishaneden çıktığı ilk gün paylaştığı fotoğrafıyla bir anda sosyal medya fenomeni oldu. Şu an da 8 milyonu aşmış takipçisi var.
Şu anda sürekli röportajlar veriyor, hatta hakkında belgesel çekiliyor. Sürekli kameralarla birlikte hatta hapishaneyken mailleştiği kişiyle evlendi. Katıldığı bir programda ‘cinayet kötü bir şeydir ama…’ gibi kurduğu cümlelerle insanları rahatsız etmeye başladı bile. Çünkü bir noktada insanlar cinayeti normalleştirdiğini düşündüler. Diğer taraftan yargılanıp cezasını çekmiş biri bir şey diyemeyiz diye düşünenler de var. Ama hızla kazandığı popülerlik şu an ağır linç yemesine de neden oluyor.
Normal bir hayatı yaşayamamış, çocukluğu anormal bir şekilde geçmiş ve ona her ne yapmış olursa olsun bir ölümden sorumlu bir insanın bir anda sosyal medyaya adapte olmaya çalışması açıkçası beni korkutuyor. Bunu bir iş olarak profesyonel şekilde yapan, buradan geçimini sağlayan insanların bile inanılmaz yıprandığı bu sektörde; hayatı travmalarla dolu çocukluğunu yaşayamamış bir genç kadında etkisinin nasıl olacağı ve gençlere nasıl örnek olacağı açıkçası beni endişelendiriyor.