İşte günümüz insanlarının "en büyük" korkusu!
Nomofobi, yani cep telefonundan mahrum kalma korkusuyla ilgili bu bilgileri okuduktan sonra karar sizin: Nomofobi misiniz, yoksa değil misiniz?
Gelişen teknolojiyle insan yaşamına dahil olan bir tür psikolojik rahatsızlık olan nomofobiyi 7'den 77'ye herkes yorumladı, bir anlık da olsa telefonlarından uzak kaldıklarını düşünen vatandaşlardan, "onsuz yaşayamam" diyen de oldu "bağımlıyım" diyen de.
Canlı cansız ya da mekana bağlı olarak hissedilen ileri düzeydeki korkuların toplamı fobi olarak tanımlanıyor. İngilizce 'no mobile phobia'dan türetilen "nomofobi" yani günümüzün telefon bağımlılığı. Telefonunuzun varlığını sürekli kontrol ediyorsanız, sinyal olmadığında ya da şarj bittiğinde aşırı öfke duyguları yaşıyorsanız, kendinizi eksik hissediyorsanız siz de nomofobi adaylarından biri olabilirsiniz? Sokakta farklı kullanıcı profilleri ile konuşuldu telefona bağımlı olan da var sadece iş için kullanan da.
"Bağımlıyım"
Telefonunu hiç elinden düşürmediğini belirten Murat Şen, "Oyun oynuyorum sosyal medyada geziniyorum. Akşama kadar telefonum hep elimdedir. Mesela telefonum çalınmıştı akşam gittim yeni telefon aldım, bağlıyım bağımlıyım." dedi.
"Onsuz yaşayamam"
Şeyma Adlı telefonu evde unutma ihtimalinin dahi olmadığını belirterek, "Onsuz yaşayamam gibi geliyor. Mesajlaştığım çok insan var sosyal medyada takılıyorum. Telefondan çok vakit geçiriyorum. Telefonu evde unutmam imkansız unutamam "dedi 20 yaşındaki Ramazan Öztürk ise, "Telefonsuz yaşayamayız Ben yaşıyorum ama genelde öyle söylüyorlar. Etrafa bakıyorum herkeste telefon var." dedi.
"Hayat bizi ona bağımlı yaptı"
Bizim zamanımızda telefon yoktu diyenler bile şimdilerde elinden düşürmediğini söyledi.50 yaşındaki Nebahat Özgeler, "Telefonu unuttuğum zamanlar üzülüyorum. Nasıl unuturum diyorum Ben bağımlı değilim ama hayat bizi ona bağımlı yapıyor. Elimizde olması gerekiyor."
Sergin Alparsınoğlu ise, "Telefon öyle bir alışkanlık oldu ki ben telefonsuz zamanda büyüdüm. Benim zamanımda yoktu şuanda 15 senedir filan var ama çok alıştık. Yanımda olmadığında çok zorlanıyorum." diye konuştu.
Lale Aybek 55 yaşında olduğunu ve telefonun olmadığı dönemlerden geldiğini belirterek, "Telefondan pek hoşlanamam. Biz telefona bu kadar yapışık yaşamamış bir kuşağız. Telefonu bir iş aracı olarak görürüm. Sosyal medyamı da kontrol ediyorum ama hastalık derecesinde değil." dedi.
"Kırıp atmak istiyorum"
Telefonu sadece ihtiyaçları olduğu zaman kullanan vatandaşlarda mevcut. Telefona esir olmaktan kaçınan 26 yaşındaki Kadir Can, "Fobim gelecek kaygısıdır. Nomofobiyi hiç duymadım. Telefonu kırıp atmak istiyorum aslında hiç gerek yok. Sadece kız arkadaşımla ve annemle konuşuyorum. Sosyal medyada kullanmıyorum." dedi.
Melih Esin ise, "Sosyal medyaya giriyorum. Telefonu unuttuğumda hiç pişman olmuyorum iyi ki unuttum kaldı evde diyorum." dedi.