Mevsim geçişleri ruh sağlığımızı etkiler mi?
Kıştan ilkbahara geçişin ruhsal sorunları artırabileceğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Soylu, “Hareketin azaldığı, soğuk havaya uyum sağlandığı kış mevsiminden ilkbahara geçişte tekrar uzayan günler ve artan aktivitelere uyum sağlama gerekliliği, ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Sisli ve yağmurlu havalar, bir anda ısının artışı azalışı, saatler içinde havanın değişmesi, özellikle rutubet ve basınç değişiklikleri bu konuda rol oynayabilir” dedi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Soylu, mevsim geçişlerinde görülebilen ruhsal problemler hakkında açıklamalarda bulundu.
İnsanların geçmiş dönemlere göre daha çok stresli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Soylu, “Modern yaşantılar, her ne kadar insanlara mutluluk vaat ettiyse de insanlar aslında eskiye oranla daha sıkıntılı, daha mutsuz ve daha çaresizler. İletişim imkânları artmış gözükse de, aslında daha yalnızlar. İşte bütün bu duygular, üzerine eklenen sosyoekonomik ya da diğer stres verici olaylarla bir araya geldiğinde, depresyon başta olmak üzere birçok ruhsal soruna neden olabilmektedirler. Üstelik mevsim geçişlerinin olduğu bir zaman dilimindeyseniz ruhsal anlamda hastalanmanız ve hastaysanız hastalığınızın alevlenmesi mümkün olmaktadır. Bu sorunların bir kısmı klinik olarak belirlenip tedavi edilebilmekte, ancak bir kısmı hemen anlaşılamamakta ve ikincil sorunlara neden olabilmektedirler. Örneğin, intihar bunlardan birisidir. Ne yazık ki intihar girişiminde bulunanların tamamına yakınında gizli ruhsal sorunlar, özellikle de depresif tablolar söz konusudur. Bunların yanında madde ve alkol kullanımının artması, süreci hızlandırmaktadır. Bazı kişilik bozuklukları da intihar riskini artırmaktadır” diye konuştu.
KADINLAR DAHA ÇOK ETKİLENEBİLİR
Mevsim geçişlerine bağlı şikâyetlerin her mevsim değişikliğinde yaşanabileceğine değinen Uzm. Dr. Soylu, “Mevsimsel olarak ruh sağlığının etkilenmesi nüfusun yaklaşık olarak yüzde 5’inde görülür. Herhangi bir yaş aralığında bariz farklılık olmasa da genç erişkinlik döneminde yani yaklaşık 20’li yaşlarda görülmeye başlar. Mevsimsel değişikliklerin ruh sağlığımızı etkilemesi, cinsiyetler arasında da farklılık gösterir. Kadınların ruh sağlığı erkeklere göre mevsim değişikliğinden daha çok etkilenir. Genetik altyapıya sahip bir aile içinde olmak, etkilenme oranını artıran faktörlerdendir” dedi.
RUHSAL SORUNLARI TETİKLEYEBİLİR
Kış mevsiminden ilkbahara geçişin ruhsal hastalıkları tetikleyebileceğini işaret eden Uzm. Dr. Soylu, “Hareketin azaldığı, soğuk havaya uyum sağlandığı kış mevsiminden ilkbahara geçişte tekrar uzayan günler ve artan aktivitelere uyum sağlama gerekliliği, ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Sisli ve yağmurlu havalar, bir anda ısının artışı azalışı, saatler içinde havanın değişmesi, özellikle rutubet ve basınç değişiklikleri bu konuda rol oynayabilir” şeklinde konuştu.
İNTİHAR RİSKİ ARTABİLİR
İlkbahar geçişlerinde başta psikotik tabloların ve bipolar atakların olduğu duygudurum bozukluklarının aktifleşebileceğini belirten Uzm. Dr. Soylu, “Depresyonlar, anksiyete bozuklukları, yeme ve uyku bozukluklarında da artışlar olabilir. İlkbahar sonuna doğru ise başta panik bozukluğu olmak üzere her çeşit anksiyete bozukluğu artabilir. Fakat bütün bu saydıklarımızdan daha önemlisi bu aylarda intihar riskinin artmasıdır” dedi.
Bireyi intihara sürükleyebilecek etkenlerden bahseden Uzm. Dr. Soylu, şu bilgileri paylaştı:
“İntihar yolunu seçen kişi intiharı sorunlarını giderici, çare bulamadığı acılarını dindirmeye yarayan, katlanamayacağı sonuçları yaşamamasını sağlayıp, daha önce bulamadığı huzur ortamını getirecek bir çözüm olarak görmektedir. Çünkü genellikle çevrelerinde kendilerini ezen, dikkate almayan, güvenlerini sarsan, kendilerini yüzüstü bırakan, değer vermeyen insanlardan bahsederler. Bu durumdaki kişiler kendilerini işe yaramaz, kullanılmış, günahkâr ve de cezalandırılmayı hak etmiş kişiler olarak görebilmektedirler.”
KİŞİ YALNIZ KALMAK İSTEMEZ
İntihar etmeyi düşünen bir bireyde görülebilecek belirtileri de dile getiren Uzm. Dr. Soylu, “İntihar edecek kişinin çoğu zaman bu eylem öncesinde kendisi için olası ağırlaşan tehlikeyi fark eder ve bunu kendi beden dili ya da sözel ifadesiyle açıklar. Bazı vakalarda birey 'Beni tek başıma bırakmayın, çocuklarıma ya da kendime bir şey yapmaktan korkuyorum' şeklinde uyarı mesajları verebilmekte, pencere kenarları, ecza dolaplarının bulunduğu mekânlara yakın durabilmekte, değerli ve kendince manevi değeri olan şeyleri çevresindekilere verebilmekte, vasiyetlerde bulunmakta, artan yoğunlukta hayatın anlamsızlığından bahsedebilmekte ve tehlikeli eylemleri deneyebilmektedir. Bu belirtileri dikkate almak ve bu durumdaki bireyleri fark ettiğimizde biran önce bir uzmana götürmek gerekmektedir” ifadelerini kullandı.