Neden yalan söylüyoruz, hangi aşamada bir hastalık olarak tanımlanıyor?
İkili ilişkilerde güveni zedeleyen, olumsuz etkilere yol açan yalan, ilk olarak çocukluk yıllarında başlıyor. Önce belli bir kasıt ya da art niyet içermeden başlayan "beyaz yalanlar" daha sonra sosyal hayatta sorunlara yol açıyor. Uzmanlar söylenen yalanın birine zarar verip vermemesinin değil sadece doğruluğunun kriter olarak kabul edildiğini belirtiyor. Genellikle karşıdaki kişiyi kırmamak için söylense de doğru olmayan, gerçeğe uymayan sözler, belli bir kasıt ya da art niyet içermese dahi "yalan" kapsamında değerlendiriliyor. Peki neden yalan söylüyoruz? İlk yalan ne zaman söyleniyor?
Yalan, "doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz" şeklinde tanımlanıyor. Söylenen yalanın birine zarar verip vermemesi değil sadece doğruluğunun kriter olarak kabul edildiğini belirten uzmanlar, ilk yalanların çoğunlukla 4-6 yaş aralığında başladığını ve bu süreçteki yalanların belli bir kasıt ya da art niyet içermediğini ifade ediyor. Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, yalanın ikili ilişkilerde güveni zedelediğini ve olumsuz etkiler yarattığını hatırlatarak insanların çoğunlukla karşısındaki kişiyi etkileme, onaylanma ihtiyacı ve tehlikelerden korunma gibi nedenlerle yalan söylediğine dikkat çekiyor. Çekin, bir sözün yalan olarak tanımlanmasındaki kriterleri ve insanların yalan söyleme sebepleri hakkında değerlendirmelerini paylaştı.
VERDİĞİ ZARAR DEĞİL SÖZÜN DOĞRULUĞU KRİTER
Yalan, Türk Dil Kurumu tarafından ‘doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz’ anlamına geliyor. Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Söylenen yalanın birine zarar verip vermemesi değil sadece doğru olup olmaması ana kriter olarak ele alınıyor." diyor. "Dolayısıyla birilerini kırmamak için yalan söyleyen bir birey ile insanlara zarar vermek ya da başını derde sokmamak için yalan söyleyen birey de yalancı olarak tanımlanıyor." şeklinde sözlerine devam eden Çekin; "yalanın büyüklüğü ya da karşı tarafta bıraktığı zarar farklı bir tartışma konusudur" diye ekliyor. Çünkü bu, bireyin kendi ahlaki değerlerine bağlılığı ile alakalı bir durum.
YALAN, GENELLİKLE KARŞIDAKİ KİŞİYİ KIRMAMAK İÇİN SÖYLENİYOR
Varoluştan bu yana gerek inanç sistemi olsun gerek toplumsal kurallar ve kanunlar olsun yalanın edilemeyen bir konu olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Günümüzde birçok kişi yalan söyler elbet, bu bazen beyaz yalan dediğimiz zararsız gibi görünen uydurma ve sıradan sözlerdir. Genellikle karşıdaki kişiyi kırmamak için söylenir. Kimi zaman gerçeği saklamak kimi zaman ise kişinin kendine ait bir gerçek oluşturması amacı ile söylenen bu yalanlar belirli bir süre sonra rutin haline gelebilir. Toplumsal ve tüm inanışlar açısından ahlaki olarak önem arz eden yalan söyleme durumu ikili ilişkilerde güveni zedeler ve olumsuz etkiler yaratır. Ne kadar dürüst olursak olalım herkes, her gün yalanlar söyler. Burada asıl önemli olan konu bireyin yalan söyleyip söylemediği değil, neden yalan söylediğidir” diye konuştu.
İLK YALANLAR 4-6 YAŞ ARASINDA SÖYLENİYOR
Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, ilk yalanların çoğunlukla 4-6 yaş aralığında başladığına dikkat çekiyor.
Bu süreçteki yalanlar belli bir kasıt ya da art niyet barındırmazlar. Fakat yaşça küçük bireylerin ilk yalanlarını söyledikleri zaman bu durumun işe yaradığını görmeleri, sıkıntılarından kaçınmak ya da istediklerini elde edebilmek uğruna yalan konuşmayı alışkanlık haline dönüştürmelerine yol açar.
YALAN SÖYLEMEK İÇİN BİRÇOK SEBEP VAR
Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, henel olarak kategorilendirmek gerekirse insanların bazen bir toplum içerisinde kendilerini ön plana çıkarabilme, kendilerini bir durum karşısında savunucu bir şekilde korumaya çalışma, diğer insanlara karşı kırıcı olmak istememe veya bazı kişilere zalimlik yapma amaçlı yalan söyleme ihtiyacı duyabildiklerini belirtiyor.
Çoğu kez de karşısındaki kişiyi etkileme, onaylanma ihtiyacı, kalabalık bir ortamda kabul görebilme, sonuçlardan kaçınma, üstün hissetme, tehlikelerden korunma veya başkalarını koruma amaçlı da yalan söylenebiliyor. Bu sayede insanlar hem kendi çıkarlarını koruyabilme hem de diğer kişilerle ilişkilerini devam ettirebilme becerisi kazandıklarını düşünüyorlar.
HANGİ AŞAMADA BİR HASTALIK OLARAK NİTELENDİRİLİYOR?
Sürekli ve gereksiz yere yalan söylemeye patolojik yalancılık adı veriliyor. Evet, bazı insanlar başkalarına göre daha fazla yalan söylüyor ancak bu her zaman zihinsel sağlık durumuna dair bir sorun olduğu anlamına gelmiyor. Ancak yalan söylemek bir hastalık haline gelmişse; kişi sadece dikkat çekmek adına olayları büyütmeye, saptırmaya ve/veya aslında hiç gereği yokkken bile basit şeyler hakkında yalan söylemeye başladıysa, bu "mitomani" olarak adlandırılıyor. Ancak sürekli yalan söyleme hastalığı kendi başına bir hastalık deği, başka psikiyatrik rahatsızlıkların belirtisi olabiliyor. Buna göre yalan söyleme hastalığı “patolojik yalancılık” antisosyal, narsisistik ve histrionik kişilik bozuklukları dahil olmak üzere çeşitli kişilik bozukluğunun bir belirtisi olarak görülüyor
- Her yedi kişiden birinde görülüyor! Anksiyete ve kaygı bozukluğuna neden oluyor
- Terapi masrafından kurtarıyor! Evde uygulayabileceğiniz bu yöntem stresi yok ediyor, anksiyete krizlerini azaltıyor
- Sanal kumar bağımlığına dikkat!
- Çocuklarda tepkisiz, donuk bakmaya neden oluyor: Keyifli vakit geçirdiklerini sanıyorlar ama geleceklerini olumsuz etkiliyor!
- Düzenli ve dengeli beslenme beyin sisini engelleyebilir!