Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir programı kapsamında 'Türkiye yüzyılında şehirleri fark et, inşa et' temasıyla düzenlenen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Türkiye İstişare Toplantısı'na katıldı. Toplantıda Bakan Kurum'un yanı sıra MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekilleri ile AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli iş insanları yer aldı. Bakan Kurum, MÜSİAD'ın Türkiye'nin en büyük, en güzide meslek ve sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu söyledi. Bakan kurum, MÜSİAD'ın yapmış olduğu çalışmaları Türkiye'nin ve milletin, ekonominin geleceği adına son derece kıymetli bulduğunu belirterek "Türkiye Yüzyılı'nı hazırlayan yatırımlar olduğuna inanıyor, MÜSİAD ailesinin her bir üyesini tebrik ediyorum" dedi.
İklim krizine de dikkati çeken Bakan Kurum, "Dünyamız her geçen gün, her geçen dakika; hızlı bir şekilde değişiyor, dönüşüyor. Özellikle son yıllarda karşılaştığımız iklim krizi, küresel sorunlar ve ekonomik buhranlar; bizlere benimsediğimiz genel geçer kavramların değişmesi gerektiğinin sinyalini veriyor. Şunu söylemek isterim ki; günün birinde; gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer bulutlar göremeyeceğiz. Kuraklık son yıllarda artmaya başladı. Günün birinde; yol kenarlarında, toprağın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceğiz. Bu kötü gidişata sebep olan da biziz, onu yavaşlatacak olan da yine biziz" dedi.
'ÇÖZÜM SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜŞÜNCE, MÜZAKERE VE EYLEMDEDİR'
'Sürdürülebilirlik' kavramının önemine dikkat çeken Bakan Kurum, çözümün sürdürülebilir düşünce, müzakere ve eylemde olduğunu ifade etti.
"2000'li yılların başına kadar ülkemizde uygulanan şehircilik politikalarının dönemin ihtiyaçlarına cevap veremeyen, sıkıntılara çözüm bulamayan kırılgan, klasik bir şehircilik politikası olduğuna dikkati çeken Bakan Kurum, "Ne zaman burada bir sorun olsa geleceğe dönük hiçbir planlama yapılmıyordu. Artık bu anlayışı yaşadığımız doğal afetler, salgın hastalıklar ve diğer tüm krizlere karşı dirençli olacak, adaptasyon sağlayacak ve kriz yönetecek bir politika ile değiştirmek zorunda olduğumuzu hepimiz yaşayarak gördük. İşte bu noktada biz, 2002 yılında AK Partimizin iktidara gelmesiyle birlikte medeniyetimizin işaret ettiği şehirlerdeki sürdürülebilirlik anlayışını 5 temel prensiple hayata geçirdik. Birincisi; insanın şerefli bir varlık olması bilinciyle insanı ve insanın çağın gereklerine uygun ihtiyaçlarını çalışmalarımızın merkezine aldık. Akabinde sürdürülebilir bir çevre için; doğamızın, çevremizin ve şehirlerimizin bizlere emanet olduğu bilinciyle; 'yeşil' ve 'mavi' dokumuza daima sahip çıktık. Üçüncüsü, kaynakların herkes için erişilebilir olmasının yanı sıra etkin ve verimli kullanmaya çalıştık. Sosyal adalet, eşitlik dedik ve toplumun tüm kesimlerine hizmetleri götürmeye gayret gösterdik. Dördüncü olarak her türlü afetten, sosyal ve ekonomik risklerden arındırılmış, güvenli, sağlıklı, nitelikli ve sosyal donatı merkezli yeni yaşam alanları kurduk. Son olarak tarihi dokumuzu ve kültürel varlıklarımızı koruduk, yaşattık ve gelecek nesillere aktardık" dedi.
'DEPREME HAZIRLIK TERÖRLE MÜCADELE KADAR ÖNEMLİDİR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve şehircilik ufkunun ışığında, Yunus Emre gibi alemi bir gören bakışla düşündüklerini ifade eden Bakan Kurum, 'Mimar Sinan gibi taşa ruh, şehre kimlik veren bir anlayışla inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını söyledi.
20 yıldır belirli bir planlaması olmayan, kontrolsüzce büyüyen, sürdürülemez ve dirençsiz şehirleri; geleceğe ulaşabilen, esnek, dayanıklı ve sürdürülebilir şehirlere dönüştürdüklerini kaydeden Bakan Kurum, "Bu anlamda ülkemizin dört bir yanında, 81 ilimizin tamamında, sürdürülebilir kentsel dönüşümü; hızlı, yerinde ve gönüllü ilkeleriyle yürütüyoruz. Depreme hazırlık, kentsel dönüşüm terörle mücadele kadar önemlidir. Adeta milli güvenlik, milli egemenlik meselesidir. Cumhurbaşkanımız, 'Bedeli ne olursa olsun biz şehirlerimizi dönüştüreceğiz' dedi. Bu anlamda kentsel dönüşümü, afet riskli yapıların dönüşümü, tarihi kent merkezlerinin ihyası, eski sanayi alanlarının dönüşümü, bölge ve şehir otoparklarının inşası ve tarım köy uygulamalarının yaygınlaştırılması gibi 5 temel çalışma alanı olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
'TÜRKİYE'DE 3 MİLYON 200 BİN KONUT YENİLENDİ'
Bugüne kadar Türkiye'de, tam 3 milyon 200 bin konutun yenilendiğini açıklayan Bakan Kurum, İzmir'de de riskli yapı olarak tespit edilen
57 bin 109 konut ve işyerinin dönüşümünü gerçekleştirildiğini kaydetti. Bakan Kurum, kentsel dönüşümde, çevresel sürdürülebilirlik doğrultusunda bütün çalışmalarını '2053 Net Sıfır Emisyon' hedefi doğrultusunda, Yeşil Kalkınma anlayışıyla bir bütün içerisinde değerlendirip, çalışmaları bu doğrultuda yürüttüklerine dikkati çekti.
"Yeşil dönüşüme liderlik eden ülke olmak zorundayız" diyen Bakam Kurum, şunları söyledi:
"Buradaki teknolojiyi, bilgiyi yurt dışına ihraç eden ülke olmak istiyoruz. 'Tarihe Vefa, Geçmişe Saygı' anlayışıyla; 45 ilimizdeki 80 tarihi meydanımızı, Türkiye Yüzyılı'nın abide eserleri haline getirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. İnşa edildiği yıllarda, şehrin dışında yer alan sanayi alanlarımız, şehirlerin genişlemesiyle beraber merkezde kaldı. Bu da trafik yoğunluğundan sağlık sorunlarına, görüntü kirliliğinden fiziksel kirliliğe kadar çok çeşitli problemlere sebep oluyordu. Esnafımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelen sanayi alanlarımızı kentlerimizin dışına taşıyoruz. Bu kapsamda şehirlerimizin ekonomisini, yatırım potansiyelini güçlendirecek 10 bin sanayi sitemizi, dükkanımızı 'Sanayide Yeşil Dönüşüm' anlayışıyla 81 şehrimizde inşa ediyoruz. Yine dönüşüm kapsamında şehirlerimize 10 binlerce araçlık otoparklar kazandırıyoruz. Yöresel dokuya uygun tarım köy projelerimizi 81 ilimizin kırsal bölgelerinde yaygınlaştırıyoruz. Şu anda sahada, toplam 7 bin yeni köy evimizi tamamladık, kalanlarını da inşa ediyoruz."
'İZMİRİMİZİ ASLA BECERİKSİZLİĞİN İNSAFINA TERK ETMEDİK'
Son 4-5 yılda çok büyük afetlerle karşı karşıya kalındığını hatırlatan Bakan Kurum, "Elazığ ve Malatya'daki depremlerde; Sinop, Bartın ve Kastamonu'daki sellerde, Antalya ve Muğla'daki yangınlarda zarar gören yapıların dönüşümünü sağladık. Bu anlamda tüm afet bölgelerinde 45 bin yeni konut, iş yeri, ahır, köy evlerimizi büyük oranda tamamlayarak afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. İzmir’imizde de depremin ardından şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için İzmir'de tarihinin en büyük kentsel dönüşüm sürecini yürütüyoruz. İzmir depremi sonrasında hiçbir vatandaşımızı açta, açıkta bırakmadık. Biz iyi günde de kötü günde de vatandaşlarımızın yanındayız. İzmir’imizi asla liyakatsizliğin, belirsizliğin, beceriksizliğin insafına terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Bugün, Barış Sitesi'ndeki yeni evine misafir olduğumuz Hatice teyzemizin gözlerinde İzmir'in geleceğini gördük, umudu gördük. Depremde en büyük acının yaşandığı Rıza Bey Apartmanı'nı ziyaret ettim. Orada da çocuklarımızın gözünde İzmir'in istikbalini gördüm, umudu gördüm, İzmir'e dair beklentiyi gördük. Artık, her zamankinden daha kararlıyız. İnşallah istiklalin şehri İzmir’imizi kültürel ve tarihi dokusuna, doğal dokusuna uygun, iklime uyumlu ve sürdürülebilir akıllı şehir uygulamalarıyla istikbalin de şehri yapacağız" dedi.
'İZMİR'DE TOPLAM 12 BİN 400 KONUT İNŞA EDİLECEK'
Eylül ayında Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin hayata geçirildiğini hatırlatan Bakan Kurum, "İlk etapta 250 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa, 10 bin işyerini milletimize kazandıracağız. Projemiz kapsamında İzmir’imize toplam 12 bin 400 konut inşa ediyoruz. 25 bin konutluk arsamızı, 700 dükkanımızı İzmirli kardeşlerimize armağan ediyoruz. İzmir'imizin kura çekimini 6-13 Şubat tarihleri arasında gerçekleştireceğiz. İnşallah hem kentsel dönüşüm hem de yeni üreteceğimiz sosyal konutların ardından, İzmir'imizde afetlere karşı dirençsiz tek bir sağlıksız yapı, tek bir çöküntü alanı kalmayıncaya kadar, İzmir'deki körfez kokusunu giderene dek, çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz. Çöp, çukur anlayışına da inşallah İzmirli kardeşlerimiz Cumhurbaşkanımıza rekor oyla destek olacak ve gereken cevabı verecek" diye konuştu.
'ŞEHİRLERİMİZ AYNAMIZ GİBİDİR'
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı da yurt içinde ve dışında toplam 165 şube ve irtibat noktasına ulaşan MÜSİAD'ın, 13 binin üzerinde üyesi ile hem Türkiye ekonomisine katma değer sağladığını hem de yurt içi ve yurt dışında farklı iş birliklerinin geliştirilmesine öncülük ettiğini söyledi. MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Bilal Saygılı da yaklaşık 30 yıldır işi gereği dünyanın dört bir yanına gitmiş biri olarak şehircilik anlayışı uygulamalarını hep irdelediğini vurgulayıp, "Ancak, artık durum öyle değil. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonu doğrultusunda şimdi ülkemizin geldiği nokta Amerika'dan Avrupa'dan asla geri değil. İzmir’imize baktığımızda açmazların aşılamadığını görüyoruz. Harmandalı'da çevre kirliliği konusunda perişan bir haldeyiz. Diğer bir konu da çarpık kentleşme sorunu. İzmir'in neredeyse her ilçesinde çarpık kentleşme var. İzmir bu görüntüden kurtarılmalı" diye konuştu.
'TÜRKİYE YENİDEN İMAR VE İNŞA EDİLMEYE BAŞLAMIŞTIR'
Saygılı'nın sözleri üzerine konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise 'Harmandalı çöplüğü, 10 senedir konuştuğumuz konu. Burası artık sürdürülebilir değil. Harmandalı'na çözüm bulunmazsa il Ümraniye çöplüğüne doğru gidiyor' dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır da "Eğitim ve sağlık nasıl ki bir sosyal hak ise, aynı zamanda sağlıklı konutlarda yaşamak da temel bir insanlık hakkıdır. Sosyal devlet anlayışı ile son 20 yılda yapılan yasal düzenlemeler ile Türkiye yeniden imar ve inşa edilmeye başlamıştır. Bugüne kadar 3 milyon 200 bin konutun dönüşümü ile 13 milyon vatandaşımızın güvenli, sağlıklı, iklim dostu konutlarda yaşaması sağlanmıştır" dedi.