Bilim Kurulu üyesi Kayıpmaz: Her yıl aşı olmamız gerekebilir
Corona virüs aşılarıyla ilgili en çok merak edilenler arasında 'Yıllar sonra beklenmedik bir etkiyle karşılaşır mıyız?' ve 'Her yıl aşı olmamız gerekir mi?' gibi konular var. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz Hürriyet'te yanıtladı...
- Aşı olanlarda birkaç yıl sonra hiç akla gelmeyen yan etkiler çıkabilir mi?
Şu ana kadar binlerce gönüllü üzerinde yapılmış, faz çalışmaları hakemli dergilerde yayınlanmış aşılara baktığımızda en sık istenmeyen etkileri aşının uygulandığı bölgede ağrı, yorgunluk, baş ağrısı, kas-eklem ağrısı, ateş yüksekliği, titreme olarak görüyoruz. Bu etkilerin de geçici olduğu ve genellikle 48 saat içinde sonlandığı belirtiliyor. İnaktive virüs aşıları zaten hastalık yapıcı etkisi ortadan kaldırılmış virüslerden oluşuyor. Bu yüzden uzun dönemde beklenmedik bir etki beklemiyoruz.
- Bundan sonra her yıl aşı mı olacağız?
Bu, aşılara vücudumuzun bağışıklık sisteminin geliştirdiği yanıtın süresine bağlı olarak değişecek. Tıpkı grip aşılarında olduğu gibi koronavirüsler için de her yıl aşılanmamız gerekebilir.
Aşılar DNA'mızı değiştirmez
- Aşılar ilerleyen dönemde DNA’mıza zarar verir mi?
Böyle bir durumu beklemiyoruz. mRNA aşıları aracılığıyla vücuda verilen mesajcı RNA, hücrenin sitoplazmasında kalıp, hücreye virüsün diken proteinini sentezlettirme mesajını verdikten sonra zaten hücre tarafından yok ediliyor. Hücrenin genetik bilgiyi içeren kısmı ise çekirdektir. Mesajcı RNA’ların çekirdek üzerine bir etkisi yoktur.
- Aşı mı ilaç mı daha önemli?
Elbette ki aşı önemlidir. Bunu aslında koruyucu hekimliğin tedavi edici hekimlikten üstün olması ilkesi ile de açıklayabiliriz. Siz hekim olarak bir insanı hasta olmadan hastalıktan koruyabiliyorsanız başarılı olmuşsunuz demektir. Bizim de pandemi süresince bütün çabamız bunun içindi. Kişi hastalandıktan sonra ilaçlarla tedavi de çok önemlidir ama koruyucu hekimliğin ardından gelir. Ayrıca şu anda COVID-19’a karşı yüzde yüz etkin olduğu gösterilmiş bir ilaç da ne yazık ki yok.
- Aşı gibi yeni ilaçlar da gündemde mi?
Evet ilaçlarla ilgili de çalışmalar bir yandan devam ediyor. ABD’de dağ gelincikleri üzerinde yapılan bir deneysel çalışmada molnupravir (MK-4482 / EIDD-2801) isimli ajanın enfekte hayvanlarda üst solunum yolundaki virüs yükünü azalttığı ve etrafa virüs saçılımını önlediği bulundu. Ayrıca monoklonal antikor tedavilerinden bamlanivimab ile casirivimab + imdevimab kombinasyonu FDA’den acil kullanım izni aldı.
- Vatandaş sıra beklemeden ücreti ile eczaneden ne zaman aşı olmaya başlar?
Henüz bunları konuşmak için erken bir dönemdeyiz. Aşılama risk gruplarına göre aşama aşama yapılacaktır. Zaten şu anda Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nda (TİTCK) incelemeleri süren inaktive aşı da ücretsiz olarak uygulanacaktır.
- Adres değişikliği yapan ancak aile hekimini değiştirmeyen, aşı sırası gelen vatandaşlara ne önerirsiniz?
Herhangi bir karışıklığa yol açmaması adına adres değiştiren kişilerin taşındıkları ilçedeki aile hekimlerine kaydolması gerekiyor.
- Farklı hastalıklara sahip, örneğin Sjögren Sendromu (kuru göz ve kuru ağıza neden olan otoimmun) hastalarının COVID-19 aşısı olmalarında herhangi bir sakınca var mı?
COVID-19’un kronik hastalıkları olan kişilerde daha ağır seyrettiğini biliyoruz. Bu nedenle bilhassa kronik hastalığı olan kişilerin aşı olmasında büyük yarar var.”
Rusya'nın aşısı yüzde 91.4 etkili
- Moderna ve Oxford aşısı da ülkeye gelecek mi?
Şu aşamada Moderna’nın sınırlı üretim kapasitesi nedeniyle kısa-orta vadede ülkemize gelmesini beklemiyorum. Oxford/AstraZeneca’nın geliştirdiği aşı için görüşmeler ileride olabilir. Şu anda onlar da Rusya’nın benzer teknolojiyle, vektör temelli olarak üretilen Sputnik V aşısı ile ortak aşı geliştirme çalışmaları içindeler.
- Rusya ile karşılıklı aşı anlaşması yapıldı ancak faz-3 çalışması Türkiye’de başlamadı. Bunun nedeni nedir? Rus aşısı yeterince güvenilir mi?
Geçtiğimiz hafta heyetlerarası görüşmelerde Rusya ile aşı tedariki ve ortak aşı üretimi noktasında mutabakat zaptı imzalandığı belirtildi. Ayrıca 14 Aralık’ta Rusya’da aşıyı geliştiren Gamaleya Araştırma Enstitüsü, klinik çalışmaların son kontrol noktasının veri analizine dayanarak aşının etkinliğinin yüzde 91.4 olduğunu açıkladı. Bunun yanı sıra beklenmedik bir istenmeyen etkiyle de karşılaşılmadığı duyuruldu.
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu
- Feci kazada yeni detay ortaya çıktı! 300 metre ileride bulundu