Cani Ragıp cezayı duyunca aşka geldi! Karısına kurşun yağdırmıştı…

46 yaşındaki Nurtaç Canan, 23 yıllık eşi Ragıp Canan’dan evliliklerinin ilk gününden beri dozu gittikçe artan bir şiddet görüyordu. Biricik oğlu için yıllarca bu şiddete göğüs germeye çalışan talihsiz kadın, aldatıldığını da öğrenince “Artık yeter” dedi ve boşanmak istediğini söyledi. Terk edileceğini öğrenen Ragıp Canan daha da öfkelenmişti. Zeytinburnu’ndaki evlerinde, 4 Haziran 2020 gecesi silah sesleri yükseldi.

Ragıp Canan, kendisini terk etmek isteyen eşine tam 5 kurşun yağdırmış ve evden kaçmıştı. Kan gölünün içinde kalan Nurtaç Canan, ölümü beklerken, zemine kendi kanıyla, “Annem, babam hakkınızı helal edin. Üzülmeyin. Beni Ragıp vurdu. Kurtuldum” yazdı. O sırada eve gelen oğlu Furkan’ın yardımıyla hastaneye götürüldü. Doktorların olağanüstü gayretleriyle hayatta kaldı.

Hürriyet’ten Burcu Purtul Uçar’ın haberine göre; Polis, Ragıp Canan’ı 19 Haziran 2020 günü, Esenyurt’ta gizlendiği evde yakaladı. Savcılık, ‘eşi kasten öldürmeye teşebbüs’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘silahla tehdit’ suçlarından 39 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.

‘ASLA AFFETMEM ONU’

Savcının ceza talebini duyan Ragıp Canan kağıda kaleme sarıldı, kendi elleriyle öldürmeye çalıştığı karısına aşk mektupları yazmaya başladı. Tutuklu bulunduğu cezaevinden eşine onu çok sevdiğini, kendisini affetmesini ve şikayetini geri almasını isteyen satırlarla dolu tam 20 mektup yolladı. Ancak neyse ki Nurtaç Hanım, Ragıp Canan’ın bu uyanıklığına kanmadı. Gelen mektupların çoğunu okumadan iade eden Nurtaç Canan, Hürriyet’e şunları anlattı:

‘ZALİME MERHAMET EDİLMEZ’

“Mektuplarda sürekli beni sevdiğini, onu affetmem gerektiğini, şikayetimi geri çekmemi istiyor. ‘Kaldığımız yerden devam edelim’ diyor. Kurtulup kafama sıkmak için duygu sömürüsü yapıyor. Yarım kalan işini tamamlamak istiyor. Yaptığı baskıyı görmeleri için mektupları mahkemeye sundum. Bir kelime dahi görmek istemiyorum. Hayatımı mahvetti. Beni yarım bıraktı. Psikoloğa gidiyorum. İdam verirlerse sandalyesini ben çekerim, kısas verirlerse 5 kurşunu da ben sıkarım. Silah sıktığı günden itibaren benim için yok hükmünde. Geleceğimde de asla olmayacak. Zalime merhamet edilmez, mahkeme de merhamet etmesin ona.”

KANIYLA 'BENİ RAGIP VURDU' YAZMIŞTI

Ragıp Canan’ın 5 kurşunuyla yere yığılan Nurtaç Canan, ölümü beklerken, zemine kendi kanıyla, “Annem babam hakkınızı helal edin. Üzülmeyin. Beni Ragıp vurdu. Kurtuldum” yazmıştı.

PINAR GÖZLÜM ŞİKÂYETİNİ ÇEK SERBEST KALAYIM

“Gözümün nuru, Nurtaç’ım. Aklımdan bir saniye çıkmıyorsun. Fıstıklı çikolata var kantinde arkadaşlar alıyor, ben almıyorum. İkram ediyorlar yemiyorum. Sen seviyordun diye. Elma hiç yemiyorum. Görünce gözlerim doluyor. İstesen beni ilk mahkemede alırsın Nurtom. Geçmişe bir sünger çekelim. Unutalım. Kıymetini bil nasıl bir sevdayla bağlıyım sana. Senin için hapis yatıyorum. Canımı feda ettim sana. Eğer bir dilekçe verip şikâyetten vazgeçersen, mahkemede güzel bir ifade verirsen, büyük ihtimalle bırakırlar. Çünkü ceza düşecek ve basit yaralamaya girecek. Şikâyetten vazgeçmezsen ceza farklı olacak ve epey sürecek mahkeme. İleride vicdanın seni yiyecek Nurtom.”

KÖLEN OLURUM VAR YA...

“İçim sıkıldıkça koşup sana yazıyorum. Beni harcatma. Şikayetini çekmezsen gerçekten çok ceza alırım. Bu da sonum olur. İnadı bırak affet. Eşinim, ahiretliğinim. Büyüklüğünü sadakatini göster. ‘Eşimdir, ağır laflar konuştum bir anlık öfkeydi’ dersen basit yaralamaya girer. Yine de ceza verirler ama azını verirler. İşte o zaman kölen olurum var ya. Başımda taşırım seni.”

CEZA BENİ ALTÜST ETTİ

“Sana Silivri’nin soğuk ve uzak olan, hasret olan bu yüreğimden sana kucak dolu selamlar, sevgiler. Aslında bu mahkemede çok umutlanmıştım çıkarım diye ama olmadı Nurtom. Savcının ceza istemesi de psikolojimi altüst etti. Gerçi önemli olan Başkan. Ama gene de korkuyorum, inan aslında belden aşağısı yaralamadır. Ama teşebbüsten verse çok hukuksuz olur. Ama verir mi verir, belli olmaz. Eğer şikayetten vazgeçersen hemen çıkarım. Bir gün herkes diyecek, seveceksen Ragıp’ın Nurtaç’ı sevdiği gibi seveceksin. Yazıyorum şuraya.”

BAŞIMA TAÇ OLURSUN

“Merhaba pınar gözlüm, sevdam, ömrümün katili, kalbimin tek sahibi Nurtom. Ne ismin ne de hayalin hiç gitmez gözümden. Burada saatler hiç geçmiyor. Bir de sevdiğin uzaktaysa işte en büyük ceza bu. Bilmem için acıyor mu hiç? Beni hiç özlemedin mi? Tamam haklısın ben suçluyum. Ama vefa, fedakarlık, sevgi dar gün için lazım. İyi günde kötü günde diye yemin etmişiz. Seni ve oğlumuzu çok sevdiğimi, bu talihsiz olayın bedelini ödedikten sonra seni başımızda taç yapacağımızı bilmeni isterim. Oğlanı evlendiririz, torun torbaya karışırız. Kendimizi buluruz, birbirimizle uğraşmayız. Onlara adarız kendimizi. Gözünde göz izi olmasın Nurtom.”