Çapa'da büyük başarı! 400 binden fazla hasta koronavirüs tanısı ile değerlendirildi
Koronavirüs salgınında bir yılı aşkın sürede 400 binden fazla hastanın değerlendirildiği Çapa’daki İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi örnek oldu. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, 'En yoğun dönemde günde bin 500’e yakın hasta başvurusu oluyordu. Diğer hastalıklar için ayrı yoğun bakım üniteleri oluşturduk” dedi. Tükek ayrıca, 'Haziran ayından itibaren vaka sayılarının oldukça düşeceğini ve rahatlayacağımız düşünüyoruz.' ifadelerini kullandı.
Koronavirüs pandemisinde üçüncü dalganın yakıcı etkisi devam ederken, şimdiye kadar binlerce kişiyi yaşama döndüren fedâkar sağlık kurumlarının başında Çapa’daki İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi geliyor.
Kovid-19 salgınında bir yıl geride kalırken, üçüncü dalganın yakıcı etkisi devam ediyor. Pandemi sürecinde yoğun mesai harcayan ve binlerce kişiyi yaşama döndüren sağlık kurumlarının başında ise İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi yani bilindik ismiyle Çapa geliyor. Pandemi sürecinde bir yandan Kovid-19 hastalarına, bir yandan diğer branşlardaki hastalara hizmet veren Çapa’da, öğrencilerin eğitimlerine dijital ve yüz yüze olarak devam ediliyor.
2020’nin Mart ayından bu yana pandemiye karşı verilen mücadeleyi Milliyet’e anlatan İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, şunları söyledi:
GÜNDE 1500 BAŞVURU
“Bu zorlu dönemde bir yılı aşkın sürede 400 binden fazla hasta Kovid-19 ön tanısı ile değerlendirildi. En yoğun dönemde günde bin 500’e yakın hasta başvurusu oluyordu. Bir üniversite hastanesi olarak çok büyük bir hasta sayısına hizmet verirken, diğer hastalıklar için ayrı yoğun bakım üniteleri oluşturduk” dedi.
Çocuk ve erişkin olmak üzere Kovid-19 servislerine bugüne kadar 2 bine yakın hasta yatırıldığı bilgisini paylaşan Prof. Dr. Tükek, Milliyet’e şu bilgileri aktardı:
“Yoğun bakım servislerimizde bir yıllık süreçte 500’den fazla Kovid-19 hastasına hizmet verdik. Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında Kovid-19 İzlem Merkezi’ni hayata geçirmemiz çok önemli bir atılımdı. Bu merkez adeta hastalığa ilişkin bilgi bankamız oldu. Merkezden elde edilen veriler sayısında çok sayıda bilimsel yayın çıktı ve çıkmaya devam ediyor. Merkez, iyileştikten sonraki dönem hastaların karşılaşacağı sorunlara yönelik de önemli çalışmalar ortaya koydu.”
DİSİPLİNLİ YAKLAŞIM
“Kovid-19’la mücadelede enfeksiyon, göğüs hastalıkları, dahiliye, acil dahiliye bölümü doktor ve hemşireleri ön safhada yer aldılar. Bu bölümlerdeki arkadaşlarımız savaşı yönetirken, diğer kliniklerdeki asistanlarımız sürece destek verdiler. Pandemi ile mücadelede bir havuz oluşturduk ve herkes nöbetleşe yükü sırtladı. Pandemi sürecinde Çapa’yı farklı ve özel kılan ramotoloji, immünoloji, hematoloji, yoğun bakım, gastroenteroloji, anestezi, kardiyoloji destek ekibinin olmasıydı. Dahiliye olarak acil dahiliye birimi ön saftaydı.
Süreçte bu uzmanlık alanlarının olması çok önemliydi. Kovid-19 sadece enfeksiyon hastalığı değil. Kanda, akciğerde, böbrekte, karaciğer ve kalpte hasara neden olabiliyor. Bu sekellerin iyileştirilmesi saydığım branşların gücünden kaynaklanıyor. Kovid-19’un neden olduğu ek hastalıklara multidisipliner yaklaşım çok önemli. Çapa’da çok disiplinli yaklaşım en önemli özelliğimiz diyebilirim. Enfeksiyon hocalarımız bu dönemde bize çok büyük katkı sundukları gibi, adeta yüreğimize su serptiler. Enfeksiyon Kontrol Komitesi’nin katkısı süreçte yadsınamaz. İlk vakanın ardından kısa sürede müthiş organize olduk. İkinci ve üçüncü dalgada daha deneyimli hareket ettik. Hem kurumsal yerlerden, hem hayırseverlerden ciddi bağışlar vardı. 22 tane yüksek oksijen akım cihazı satın aldık ve bu sayede birçok insanın yoğun bakıma gitmesinin önüne geçtik. Çapa’ya yapılan yardımlar hastalara şifa oluyor.”
Prof. Dr. Tükek, pandemi sürecinde aşı karşıtlarının söylemlerine kulak asılmaması gerektiğine de dikkat çekerek, “Yerli aşılar Ekim ayıdan sonra piyasaya çıkabilir. Yaz sonuna kadar nüfusun büyük kısmının aşılacağını tahmin ediyoruz. Belki ikinci aşılamanın bir kısmı yerli aşılarla yapılacaktır” dedi.
"HAZİRAN'DA RAHATLARIZ"
Geleceğe dair öngörüsünü sorduğumuz Prof. Dr. Tükek, “Haziran ayından itibaren vaka sayılarının oldukça düşeceğini ve rahatlayacağımız düşünüyoruz. Ancak eylül ve ekimde dördüncü dalga gelebilir. Sene sonuna geldiğimizde yeni ilaç ve ikinci tur aşılamalar ile 2022’de pandemiden kurtulmayı umuyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ASİSTANLARIMIZIN FEDAKARLIĞINI HİÇ UNUTMAYACAĞIZ"
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, pandemi sürecinde branş olarak lokomotifliği üstlendiklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Asistanlarımızın fedakârlığını asla unutmayacağız. Onlar olmasa süreç, bu kadar başarılı yönetilemezdi. Çalışma arkadaşlarımızın tamamı ellerini taşın altına koydular. Salgın süreci devam ediyor ve tüm enerjimizi ortaya koyduk.
Diğer branşların katkılarını da inkar edemeyiz. Tüm branşların asistanları pandemi sürecinin omuzlanmasında destek verirken, 12 saatlik vardiyalar halinde servislerde görev aldılar. Aynı zamanda hemşirelik hizmetleri de en üst düzeyde yürütüldü. Özverili şekilde doktorlarla el ele çalıştık. Pandemi uzadıkça haliyle herkes ne zaman bitecek diye soruyor. Hepimizin sosyal ve aile hayatı var tatil var. Hastaların artması moralimizi bozuyor. Umarım son dalgadır.”
"BİRBİRİMİZE DESTEK OLDUK"
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ümmühan İşoğlu ise salgın sürecinin hem tedavi, hem de tedarik ayağı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Her iki başlık altında bakınca, başlangıçta bilinmeyenlerle dolu bir süreç yaşadık. Tedarik ayağında güçlüklerimiz oldu ancak süreçte hem devletin katkısı, hem de bağışçıların desteği ile zorlukları kısa sürede aştık. Pandemi döneminin başlangıcında, bilinmezliklerle dolu ‘düşmana’ karşı, alanda çalışan meslektaşlarımızı eğitmek ve koordine etmemiz gerekiyordu. Eğitici kimliğimizin olması, deneyimli ‘İnfeksiyon Kontrol Komitesi’nin varlığı işimize çok kolaylaştırıp, doğru davranış modeli oluşturmamızı sağladı. Arkadaşlarımıza bire bir uygulamalı eğitim vererek, öncelikle kendilerini nasıl korumaları gerektiğini uzman hocalarımızdan öğrendiler. Pandeminin başında süreç heyecan ve bilinmezlik dolu olduğundan endişe yaratmıştı. Çapa ailesi olarak birbirimize destek olup, başlangıç sürecini başarıyla atlattık. Aşı ve aşılanma konusunda, vatandaşların hem kendilerine, hem de yaşadıkları topluma karşı sorumlulukları bulunuyor. Vatandaşlarımızdan beklentimiz kendilerini ve sevdiklerini dolayısıyla da toplumu koruma görevini yerine getirmeleridir. Herkes mutlaka aşılansın.”
- Sevgi İzi nedir? Sevgi İzi başvurusu nereden ve nasıl yapılır? Kayıpların bulunması için Sevgi İzi projesi
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu