Ceren Özdemir cinayeti ile ilgili tüm detaylar
Ordu'da, evinin önünde bir saldırgan tarafından karnından ve göğsünden bıçaklanan Ceren Özdemir (20) ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Özdemir'in katili Özgür Arduç yakalandı ve suçunu itiraf etti. Arduç'un cezaevindeki 2 arkadaşının da firar ettiği öne sürüldü. Adalet Bakanlığı’nın iddia üzerine yaptığı açıklamada, "Özgür Arduç'un Efirli Cezaevi'ndeki 2 arkadaşı daha firar ettiği haberleri doğru değil” denildi
Olay, saat 19.30 sıralarında Altınordu ilçesi Zaferi Milli Mahallesi'nde meydana geldi.
Balerin Ceren Özdemir, antrenman sonrası geldiği evinin önünde kimliği belirsiz bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Vücuduna aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralanan genç kız, kanlar içerisinde yığıldı. Saldırgan kaçarken, çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesini yaptığı Özdemir, Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Özdemir, hastanede hayatını kaybetti.
Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Özdemir'in ölüm haberini alan yakınları hastane önünde sinir krizleri geçirdi.
Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hakan Timur, saat 19:50 sıralarında Ceren Özdemir'in yaralı olarak hastanelerine geldiğini belirterek "Göğsünde ve karnında kesici ve delici alet yaralanması vardı. Acil serviste gerekli müdahaleyi yaptık. Ameliyathaneye alındı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kızımızı kurtaramadık. Üzgünüz" dedi.
Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, çevredeki iş yerlerinin güvenlik kameralarını incelemeye aldı.
Rektör açıklama yaptı
Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelen Rektör Akdoğan, akşam saatlerinde Altınordu ilçesi Zaferi Milli Mahallesi'ndeki evinin önünde uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden Ordu Üniversitesi (ODÜ) Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ceren Özdemir'in (20), ailesine başsağlığı diledi.
Hastane yetkililerinden bilgi alan Akdoğan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, olayı öğrenince Tıp Fakültesi dekan yardımcısını arayarak gerekli müdahalelerin acil yapılması yönünde talimat verdiğini ve zaten tüm doktorların anında intikal ettiğini söyledi.
Kalbinden ve göğsünden bıçaklanmış
Rektör Akdoğan, şunları söyledi:
"Doktorumuzun anlattığına göre çocuğumuz göğsünden ön taraftan, kalbin sağ yanından muhtemelen büyük bir bıçakla yaralanmış. Çünkü doktorumuzun anlattığına göre çocuğumuzun kalbini ikiye bölmüş bıçak. Vücudun ana damarını kesmiş ve karaciğere de saplanan büyük bir facia. Doktorlarımız ellerinden gelen çabayı ortaya koymuşlar. Zaten çocuğumuz gelene kadar kan kaybetmiş. Aldığım bilgiye göre okulundan çıkıyor, evine gelirken bir yere uğruyor. Oradan eve gelince zile basıyor ve yukarıdan ablası anahtarı atıyor. O ara biraz geç kalınca ablası aşağı indiğinde bakıyor ki evladımız kan içinde yatıyor. Burada tıbbi anlamda doktorlarımız tüm tıbbi müdahaleleri yapmalarına rağmen evladımızı ne yazık ki kaybettik."
"Devletimiz, yetkililerimiz bu katili, haini, caniyi inşallah en kısa sürede bulacak ve Türk adaletinin, Türk hukukunun önüne çıkaracaklar. Bundan hiç şüphem yok. Türk adaleti ona hak ettiği gerekli işlemi yapacaktır" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim bir evladımız, kardeşimiz, bir çocuğumuz, üniversitemizin bir öğrencisi evladımızı kaybettik. Başımız sağ olsun. Allah bizleri böyle olaylarla karşılaştırmasın. Üniversitemiz öğrencilerinin her türlü can güvenliği, mal güvenliği, emniyetlerine kendi çocuklarım gibi hassas davranıyorum ama ne yazık ki işte böyle Ordu gibi iyi insanların yaşadığı bir ilde cani, bir tane hain, katil, vatan haini, insan haini ne yazık ki evladımızın canına kıydı. Başımız sağ olsun, Ordumuzun üniversitemizin, ailenin başı sağolsun."
Gözaltına alınan kurye serbest bırakıldı
Cinayetin ardından Ordu Emniyet Müdürlüğü saldırganı yakalamak için harekete geçerek özel ekip kurdu. Ceren'in bale antrenmanı yaptığı kurstan eve kadar olan 2.5 kilometrelik mesafeyi yürüyerek geldiği belirlendi. Polis, güzergahtaki ve olay yerindeki güvenlik kameraları ve MOBESE kayıtları ile Ceren'in cep telefonunu incelemeye aldı. Özel ekip, Ceren'in en son kimlerle görüştüğünü ve tehdit edilip edilmediğini inceledi.
Polis, iki kardeşin evine yemek siparişi getiren kurye M.D.'nin, bir süre önce Ceren'e arkadaşlık teklifi ettiğini, ret yanıtı alınca da genç kızı rahatsız etmeye başladığını öğrendi. Bunun üzerine, M.D. gözaltına alındı ancak cinayetle ilişkisi olmadığı tespit edilerek serbest bırakıldı.
Ceren'in annesi Güfer Özdemir
Ordu Devlet Hastanesi morgundan alınan Özdemir'in cenazesi ilk olarak Zaferi Milli Mahallesi'ndeki evine getirildi. Burada helallik alınmasının ardından üniversitesinin Cumhuriyet Yerleşkesi'ne götürüldü. Üniversitede düzenlenen törende Baba Yılmaz, Anne Güfer ve abla Gizem Özdemir'n güçlükle ayakta durabildiği gözlendi. Bu sırada Anne Güfer Özdemir'in "Kızımın katillerini bulun" diyerek gözyaşı döktüğü görüldü. Cenazede ayakta güçlükle duran Gülfer Özdemir'in hemşire olduğu ve kanlar içindeki kızına ilk müdahaleyi de onun yaptığı öğrenildi.
Helallik alınan ve dualar edilen törenin sonunda, Ceren Özdemir’in tabutu sevenleri tarafından cenaze aracına kadar omuzlarda taşındı. Vali Yavuz ve Belediye Başkanı Güler de tabuta omuz verdi. Ceren, Ulubey ilçesinde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verildi.
Katili ablası görmüş
Ceren'i bıçaklayarak öldüren katil zanlısını, genç kızın ablası Gizem Özdemir'in pencereden gördüğü ortaya çıktı. Gizem Özdemir, pencereden baktığında bina önünde bekleyen 40 yaşlarında, siyah giyimli bir kişiyi gördü. Ceren pencereden atılan anahtarı alıp, içeri girdikten sonra Gizem Özdemir çığlıkları duydu ve koşarak aşağıya indiğinde kız kardeşini kanlar içinde buldu.
Cinayetin ardından polisin bilgisine başvurduğu abla Gizem Özdemir ifadesinde şunları söyledi:
"Kardeşim beni telefonla arayarak, bina giriş kapısının anahtarını istedi. Anahtarı atmak için pencereye çıktığımda binanın önünde 40 yaşlarında siyah giyimli bir şahsın olduğunu gördüm. Ceren gelince anahtarı attım. İçeri girene kadar pencerede bekledim. Sonra içeri girdim. Akabinde çığlıklar duydum, aşağı indiğimde, binanın giriş katında kardeşimi kanlar içinde buldum."
Annesinden çorba istemiş
Ceren'in babası, diğer kızı Gizem'e sarılarak gözyaşı döktü.
Ceren Özdemir’in, bıçaklanmadan hemen önce annesini aradığı ve çorba yapmasını istediği öğrenildi. Anne Gülfer Özdemir, kızı Ceren’in son giydiği elbisesini koklayarak acısını yüreğine bastırıyor.
Anne Gülfer Özdemir, “Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı? O zaman bunu bırakan da suçlu, hepimiz suçluyuz. Ben hiçbir cana kıyamam. Benim evladım da kıyamaz. Bu canileri bir yerde tutsalar da insanlar rahat etse olmaz mı? Bu insanlar ölmek için mi yaşıyor? Benim çocuğumun ne hayalleri vardı. Bu memlekette bir yerlere gelip insanlara örnek olacaktı. Gittiği yerde hep sevgi dağıtıyordu yavrum. Bir tek benim değil, herkesin yavrusuydu. Herkes severdi onu. Sadece canileri istemiyoruz, böyle potansiyeller toplansın. Bu elbise en son giydiği kıyafetlerden birisiydi. Sadece kokusunu bundan alıyorum bir saat giyse çıkarıyordu. Ben ona hayranlıkla bakıyordum ama doyamadım” dedi.
"Böyle caniler sokakta oldukça çok canlar yanar"
Yakalanan katil zanlısını tanımadıklarını ve daha önce hiç görmediklerini belirten anne Gülfer Özdemir, “Katil ile hiçbir alakamız yok, tanımıyoruz. Benim çocuğum kediden korksa beni çağırır, koşar giderdim. Şüphelense çağırırdı. Ben koşarak gider onu alırdım. Çekinirdi, sokakları iyi olmadığını biliyorduk. Onun en ufak bir şüphesi olsaydı bize bildirirdi. 5 dakika önce telefon ile görüştük, bana ‘Anne ben eve geliyorum ne yemek var?’ dedi. ‘Bu gece çorba içmek istiyorum’ dedi, arkadaşları çağırmış bir yerde oturmak için gitmemiş, keşke gitseydi. Onlarla gitse belki kurtulurdu ama olmadı böyle caniler sokakta oldukça çok canlar yanar” diye konuştu.
“Eğitim sistemi düzelsin, sevgi tohumları eksinler, insanlara nefretle bakılmasın"
Anne Gülfer Özdemir, duygularını şöyle ifade etti: ”Benim ciğerim yandı, hiçbir annenin ciğeri yanmasın. Eğitim sistemi düzelsin, sevgi tohumları eksinler. İnsanlara nefretle bakılmasın. Böyle canileri, böyle potansiyelleri de toplasınlar. Hiçbir anneyi yakmasınlar. Bizim başka yerimiz yok, bu Türkiye’de yaşayacağız. Hep birbirimize sevgi ve saygı ile bakalım. Belki saygı tohumları olsaydı bunlar yaşanmazdı. Benim çocuğum bu şekilde seçilemezdi. Benim çocuğum bir karıncaya dahi dokunamazdı. Evden alıp dışarı atardı. Sevgiyle yaşadı, sevgi ile gitti benim yavrum. Hak etmedi, yüreğim yanıyor. O cani de cezasını çeksin. Eğer arkasında onu destekleyen varsa o da çeksin. Hepimiz bir olalım, bulalım. Başka diyecek bir sözüm yok, tek isteğim bu. Benim gibi kimse yanmasın. Bütün Türkiye benim çocuğuma ağlıyor, farkındayım. Benim çocuğum her yerde başarılı olmak istediğini söylüyordu. Sanatçı ruhluydu benim yavrum. Ona kıyamazdım. Her zaman da destekliyordum, her türlü arkasındaydım. Kapıdan yolcu etsem arkasından sevgi ile bakardım. Hiç büyümesin yanımda kalsın diyordum ama kalmadı, caniler yedi çocuğumu, başka kimsenin canı yanmasın. Benim tek dileğim böyle potansiyeli olanları toplasınlar, ben bunu istiyorum. Tek isteğim bu. Silah ve bıçak vermesinler ellerine.”
“Evdeki adama kelepçe takılıyor da, buna neden takılmadı?
Baba Yılmaz Özdemir de katil zanlısının cezaevinden firarını anlamakta güçlük çektiğini belirterek, “Ben çocuğumu 20 yaşına kadar yetiştirmişim, bizim elimizden alıyor. Buna nasıl bir yasa uygulanır? O cinayetten yargılanan, cezaevinde açıkta yatıyorsa da dışarıda insanlar kelepçe ile geziyor. Bunlara neden kelepçe takılmadı, firar edeceği bilinmiyor muydu? Dışarıdaki adama kelepçe takılıyor, evine gidiş-geliş saati takip ediliyor ama içerideki adama izin veriyorsun. Adam firar ediyor. Benim tek düşüncem bu. Bununla hangi kurum ilgileniyorsa, bilemiyorum o konuda duygumu ifade edemiyorum. Ne yapmaları gerekiyorsa yapsınlar” dedi.
Katil zanlısı tutuklandı
Ceren'in öldürülmeden önceki son anlarında evine doğru yürüdüğü görüldü. Katil zanlısı Özgür Arduç., polis operasyonu ile yakalandı. Saklandığı evde gözaltına alınırken kendisini yakalamaya çalışan bir polisi de bıçakla yaraladı. Uyuşturucu bağımlısı olduğu öne sürülen Özgür Arduç, geniş güvenlik önlemleri altında sorgulanmak üzere emniyet müdürlüğüne götürüldü. Şüphelinin saldırısı sonucu ağır yaralanan polis memuru ise tedavi altına alındı.
Özgür Arduç, "canavarca hisle kasten öldürme" suçundan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Ardından güvenlik gerekçesiyle Şırnak Cezaevi'ne gönderildi.
Vali Yavuz: 12 ayrı suçtan sabıkası var
Ordu Valisi Seddar Yavuz, Ceren Özdemir’in katil zanlısının yakalanmasıyla ilgili açıklama yaptı. Ordu Emniyeti'ni başarılı çalışmasından dolayı tebrik eden Vali Yavuz, zanlının 12 ayrı suçtan sabıkası bulunduğunu belirtti. Olay yeri ve çevredeki tüm kamera kayıtlarının titizlikle incelendiğini, teknik ve analizlerin ardından suçlunun hem kimliğinin saptandığını, hem de yakalanmasının sağlandığını ifade eden Vali Yavuz, şunları söyledi:
"Ceren evladımızı bir katil maalesef aramızdan aldı. Üzüntümüzü tarif edecek cümle bulmak mümkün değil. Özellikle gencecik bir evladımızı, üniversite öğrencimizi kaybetmenin derin üzüntü ve acısı içindeyiz. Ceren kardeşime, evladımıza Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Olayın meydana geldiği 19.40'tan itibaren emniyet birimlerimiz, benim bizatihi koordinemde yoğun bir mesai harcadı. Başta istihbarat birimlerimiz ve diğer birimlerimiz olmak üzere yoğun bir çalışma yapmış, tüm kamera, teknik ve analiz çalışmaları detaylıca gerçekleştirilmiş ve zanlının eşgaline ulaşılmış ve çalışmalar neticesinde de 15.45 sularında, otogar civarında üzerinde suç aleti ile birlikte yakalanmıştır. Bu esnada polislerimize direnmiş ve hafif şekilde iki polis memurumuz da yaralanmıştır. Ama polislerimiz çok şükür, sağlık durumları iyi. Herhangi bir hayati tehlikesi bulunmamaktadır'' dedi.
Ceren Özdemir'in odasında kullandığı gitar, bağlama gibi enstrümanlar yer alıyor. Kıyafetlerinin yanı sıra arkadaşlarının balerin çiziminin yer aldığı tablolar göze çarparken, oturma odasında ise kullandığı müzik aletleri ile fotoğrafları bulunuyor.
Suçunu itiraf etti
Zanlının suçunu itiraf ettiğini de anlatan Vali Yavuz, "Mülakatta katil zanlısı suçunu itiraf etmiştir. Ve olayı kendisinin gerçekleştirdiğini söylemiştir, beyan etmiştir. Bu kişi 01.12.2019 tarihinde cezaevinden firar etmek suretiyle bu eylemi gerçekleştirmiştir. Aranan bir şahıs. Daha önce de çok sayıda suç kaydı mevcut. Olay çok yönlü şekilde incelenmekte, araştırılmakta, takip edilmekte. Olay tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulması için başta Emniyet Müdürümüz, güvenlik birimlerimiz, adli makamlarla işbirliği yaparak neticelendirecek. Özellikle Ordulu kardeşlerimizin bu konu üzerindeki hassasiyeti takdirle karşılaşacak düzeyde. Bizlere de yardımcı olmuşlardır. Ordulu kardeşlerimizin göstermiş olduğu güvene ve emniyet güçlerimize göstermiş oldukları yardım ve duyarlılık için teşekkürü bir borç olarak ifade ediyorum. Güvenlik birimlerimizin hızlı ve etkin çalışması neticesinde faailin ele geçmesi de elbette acımızı hafifletmiştir. Bunu açıkça söylemek istiyorum değerli kardeşlerim. Ümit ederim böylesi acılar bir daha yaşamayalım, şiddetin her türlüsünü kime karşı yapılırsa yapılsın, kimden gelirse gelsin karşısında duralım. Bütün dileğimiz, temennimiz budur'' diye konuştu.
Özgür Arduç'un (35) 14 yıl önce Ordu'da bir çocuğu öldürdüğü ve cezaevine konulduktan sonra 2017'de çıkan yasa ile gönderildiği açık cezaevinden firar ettiği ortaya çıktı. 1 yıl sonra hırsızlık yaparken yakalanan ve tekrar konulduğu açık cezaevinden 1 Aralık'ta yine firar eden Özgür Arduç'nın 3 gün sonra Ceren'i öldürdüğü ortaya çıktı.
Ceren’in katili: Pişman değilim
Özgür Arduç’un tam ifadesine DHA ulaştı. Polis sorgusunda cinayeti soğukkanlılıkla anlatan Arduç, "Yaptıklarımdan pişman değilim" dedi.
"Birçok bayanı öldürmek için takip ettim. Ancak çevrede başka insanların olması nedeniyle olayı gerçekleştiremedim. Bu amaçla bir dükkanın önünden geçerken bıçağı çaldım. Olay günü Süleyman Felek Caddesi üzerinde kızı gördüm, takip ettim. Evinin önüne geldiğimizde montumun cebindeki bıçağı çıkartarak, koluma soktum. Amacım, kızı öldürüp, çantasını almaktı. Bu sırada kız kapı ziline bastı. Üst kat camından bir bayanın baktığını gördüm. Kapı açılınca kız içeri girdi. Ben de arkasından 'Bakar mısınız, burada Metin diye biri oturuyor mu?' dedim. Bana dönmesiyle birlikte bıçağı rastgele iki defa sapladım. Koşarak oradan uzaklaştım."
Geceyi cezaevinden firar ettikten sonra sürekli kaldığı inşaatta geçirdiğini bildiren Arduç, şöyle konuştu:
"Burada yattım. Ertesi gün otogar civarına geldiğimde polisler beni yakaladı. Bu arada vatandaşlar bana saldırdı. Polisler beni kurtardı ve araca bindirdi. Polislerden birinin yanında arka koltukta oturdum. Bu sırada polisin boğazına sokmak için bıçağı cebimden çıkardım. Polis bu sırada bana döndü. Tam bu anda bıçağı göğsüne sapladım. Bıçakla ikinci kez hamle yapacağım sırada polis engel oldu. Aracı kullanan polis durdu ve bana müdahale etti. Bu sırada onu da parmağından yaraladım. Yaptıklarımdan pişman değilim."
Bir gün önce Ticaret Borsasına gitmiş
Özgür Arduç’un olaydan bir gün önce öğle saatlerinde Ordu Ticaret Borsasının önünden geçtiği, daha sonra geri dönüp içeri baktığı, sonra tekrar dönüp içeri girdiği güvenlik kameralarına yansıdı. Borsa binasından içeri girdikten sonra güvenlik görevlisiyle bir süre konuştuğu gözlenen zanlının para istediği ancak alamadığı için geri döndüğü belirtildi.
Komşusu anlattı: Neşeli, mütevazı bir genç kızdı
Yaşananlara tanıklık eden ailenin komşusu emekli öğretmen Kıymet Akınoğlu, "Evlerimiz çok yakın. Balkondaydım. Bir köpeğin çıkarttığı gibi hırlama sesi geldi. Herhalde bir çocuğa hayvan saldırdı dedim. Ardından Ceren'in seslerini duydum. Sonra çığlıklar geldi. Çok korkunçtu. Demir olan dış kapı kapalıydı ancak içeride ışık yanıyordu. Üst kattan birileri indi girişe. Oğlum da yakındı, o da gördü. Ceren'in annesi hemşire olduğu için ilk müdahaleyi o yapmış. Ceren neşeli, mütevazı, çok güzel bir genç kızdı. Ölümüne çok üzüldük" dedi.
Ceren'in odası
Ceren, 6 Aralık olan doğum gününü kutlamaya hazırlanıyordu. Babası doğum günü için heyecanlanan kızını şu sözlerle anlattı: "Arkadaşlarının bir hazırlığı vardı bildiğim kadarıyla. Çünkü her yıl kutluyorlardı. Annesi hediyeler alırdı, ufak pasta yapardı. Bu sene de bir yerden kazak takımı beğenmiş, annesine anlatmış. Annesiyle konuşurken, 'param olunca o kazakların çeşitlerini alacağım' diyordu. Annesi de 'yatağının üzerine sereceğim o eve gelmeden' dedi, 'görsün mutlu olsun' diyordu."
Çirkin sosyal medya paylaşımları hakkında soruşturma
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu
- Feci kazada yeni detay ortaya çıktı! 300 metre ileride bulundu