Corona virüsün Türkiye rotası
Türkiye’de görülen corona virüsün genetik yapısının incelendiği raporda dikkat çeken tespitlere yer verildi. Raporda, Türkiye’de görülen virüsün genetik yapısının ağırlıklı olarak Suudi Arabistan ve İran kökenli olduğu vurgulandı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 Danışma ve İzleme Kurulu, Kovid-19 pandemisine yönelik hazırlanan iki aylık değerlendirme raporunu kamuoyuna duyurdu. Raporda, Türkiye’de görülen virüsün genetik yapısının incelenmesi sonucu Kovid-19’un ağırlıklı olarak Suudi Arabistan ve İran kökenli olduğu vurgulandı.
Doğrulanmış ölüm sayısı Türkiye’den düşük
Milliyet'ten Mert İnandık'ın haberine göre; 144 sayfalık raporda , Türkiye’nin, milyon kişi başına günlük doğrulanmış ölüm sayısı bakımından ilk 30 günde İran ile benzerlik gösterdiği, daha sonra günlük ölüm sayısının İran’dan düşük seyrettiği, Bulgaristan ve Yunanistan’da ise günlük doğrulanmış ölüm sayısının Türkiye’den düşük olduğu bilgileri dikkat çekti.
Dikkat çeken ayrıntı
23 Mart ile 10 Mayıs tarihleri arasında TTB tarafından bizzat tespit edilen Kovid-19 tanısı almış sağlık çalışanı sayısını 902 olduğu, bu kişilerin yüzde 77.8’inin hastanelerde, yüzde 18.2’sinin Aile Sağlık Merkezleri ve diğer birinci basamak sağlık kuruluşlarında çalıştığının tespit edildiği dikkat çeken ayrıntılar arasında yer aldı.
Erkeklerde oran daha yüksek
Kovid-19 tanısı alan sağlık çalışanlarının büyük bölümünü ise iç hastalıkları ve alt dallarında çalışanlar ile acil servis ve göğüs hastalıkları kliğini çalışanları oluşturuyor. Rapora göre Kovid-19 tanısı konan hekimlerin yüzde 58.8’i erkek.
Raporda diğer dikkat çeken kısımlardan birini de “hidroksiklorokin” etken maddeli ilacın etkinliğine yönelik belirsizlik olduğuna vurgu yapılan kısımlar oluşturdu. Bu kısımda şu ifadelere yer verildi:
Laboratuvar ortamındaki çalışmalarda gösterilmiş olmasına rağmen klinikte sınırlı sayıda kontrollü çalışma mevcuttur ve bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar çelişkilidir. Çin’de yapılan çalışmada Klorokin’in Kovid-19 hastalığında zatürre gelişimini önlediği, radyolojik bulguların iyileşmesinde etkili olduğu, PCR negatifleşme süresini kısalttığı ve hastalık seyrini iyileştirdiği gösterilmiştir.Çin’de yapılan başka bir kontrollü çalışmada ise ‘hidroksiklorokin’in Kovid-19 hastalığında konvansiyonel tedaviye göre başarısı ve güvenilirliği araştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda ‘hidroksiklorokin’ tedavisinin yedinci gün sonunda viral yükü azaltmadığı gösterilmiştir.
İlk gün yüksek doz tedavi
Raporda “favipiravir” için de sınırlı sayıda çalışma yapıldığına yer verilirken, söz konusu ilacın öksürük ve ateş yüksekliğini iyileştirmede daha etkin olduğu belirtildi. “Favipiravir”in klinik kullanımında farklı öneriler mevcut olduğuna dikkat çekilirken, “Bazı çalışmalarda ilk gün 12 saatte yüksek doz önerilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın rehberinde ise ağır seyirli zatürre ve hidroksiklorokin tedavisi alırken kliniği ağırlaşan ya da zatürre bulguları ilerleyen olgularda ‘favipiravir’ ilk gün yükleme dozunu takiben beş gün süre ile önerilmektedir. Bununla birlikte Avrupa ve Amerika’da yayınlanmış tedavi rehberlerinde ‘favipiravir’den bahsedilmemektedir” denildi.
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu
- Feci kazada yeni detay ortaya çıktı! 300 metre ileride bulundu