Kendisini öldüresiye döven kocasını mahkemede savundu
Eskişehir’de kocası tarafında öldüresiye dövülen kadın, ablaları tarafından açılan davanın duruşmasında kocasını ablalarına karşı savunması duruşmaya katılan herkesi şaşırttı. Şiddete maruz kalan Nezaket A., hakimin sorusu üzerine ‘maalesef bunlar benim ablalarım’ dedi. Ayrıca, “Benim hayatımı mahvettiniz. Sizin bu davranışlarınız yüzünden benim eşim böyle davranıyor, siz suçlusunuz.” diyerek ailesini eleştirdi.
Eskişehir’de 1 Şubat 2019 tarihinde meydana gelen olayda, kocası Sercan A., tarafından kemer, kürek ve kavanoz ile feci şekilde darp edilen ve bu sırada 5 aylık hamile olan Nezaket A., hayati tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle uzun süre hastanede tedavi altına alınmıştı.
Olay sonrasında Sercan A., polis ekipleri tarafından yakalamış, ardında çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
Sercan A. hakkında Nezaket A.’nın ablaları Rahmine Taş, Yasemin Törü tarafından da kendilerine ‘Tehdit ve hakaret’ edildiği gerekçesiyle dava açılmıştı.
Eskişehir 6’ıncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmaya eşini dövdüğü gerekçesiyle tutuklanan sanık Sercan A., darp edilen Nezaket A. ile ablaları katıldı. Duruşmada konuşa sanık Sercan Alır, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Sercan A., duruşmadaki ifadesinde, “Telefon görüşmesi sırasından tehdit hakaret etmedim.
Eşimin ablaları ilk önce telefonda bana hakaret etti. Ben suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
KENDİSİNİ DARP EDEN KOCASINI KORUDU
Şiddete maruz kalan Nezaket A. ise duruşmada verdiği ifadede herkesi şaşırttı. Hakimin sorusu üzerine ‘maalesef bunlar benim ablalarım’ diyen Nezaket A., şunları söyledi:
“Bahsi geçen telefon konuşmaları yanımda gerçekleşti. Telefonun hoparlörü açıktı. Önce Yasemin ablam küfretti, daha sonra Rahime ablam küfretti. Ayrıca eşimin konuşmasında tehdit içeren bir söz yoktu. Onları hakaretlerine karşı eşim Sercan da küfretti.”
Duruşma sonrasında hâkim kararını açıkladı. Hâkim, tehdit içeren somut bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle Sercan A.’ın ‘Tehdit ve Hakaret’ suçlarından beraatına karar verdi.
Duruşma sonrasında konuşan Nezaket A’ın ablası Rahime Taş, kız kardeşinin darp edilmesine rağmen eşinden hiçbir zaman şikâyetçi olmadığını söyledi. Dava öncesinde yaşanan olaylara değinen abla Taş, şunları söyledi:
“Biz bugün Sercan Alır ile ilk yaşanan olayla ilgili davaya girdik. Ve ne yazık ki ne telefon kayıtları dinlenildi ne verdiğimiz evraklar incelendi. Bu adam bize, ‘Kardeşinizi öldüreceğim’ diye vaatte bulundu. Vaadini de 10 gün sonra gerçekleştirdi.
Biz o gün polisle gitmeseydik, o gün gerçekleştirecekti. O gün fırsat bulamadı. Belki uyuşturucu maddenin etkisi geçti. Ama 10 gün sonrasında akşam 21.00’dan sabah 07.00’a kadar aralıksız; önce kemerle, sonra suratında kavanoz kırarak, sonrasın da vücudunda kürek kırarak ve üzerine kramponla defalarca kez kırdığı yerlere vurarak darp etmiş.
O zaman 5 aylık hamileydi kız kardeşim. Sadece karnına vurmamış ama öldü diye bırakmış.
Merak edip eve gidenler öğle saatlerinde bulmuşlar kız kardeşimi yerde baygı bir şekilde ve üstü ıslakmış. Çünkü bu adam, kız kardeşim bayıldığında ayıltmış tekrar dövmüş.
Biz tüm bunları öğrendik. Hastanede kız kardeşimi daha önceden gören polis memurları, ‘Bu kız 3 günde bir hastaneye geliyor. Sizin haberiniz yok mu?’ dediklerinde biz bir şok daha yaşadık. Çünkü kız kardeşim hiçbir zaman eşinden şikâyetçi olmadı.”
“SADECE ONLARIN BİR ŞANSI OLSUN DİYE BİZ AİLE OLARAK CANLA BAŞLA MÜCADELE ETTİK”
Kardeşinin kendisini kurtarması için mücadele ettiklerini dile getiren Rahime Taş, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Şuan da şikâyetçi değil. Bu davayla ilgili de zaten bizim karşımıza geçti, kocasını haklı çıkaracak ifadelerde bulundu. Bizim verdiğimiz mücadeleyi herkes çok iyi biliyor. Ben kız kardeşime sadece şunu söyledim, evin hazır, hayatın kurtulacak, sadece bir adım atman gerekiyor.
Senin kendin için yapacağın bir şey yoksa çocukların için en azından bir adım at. 3 tane kız evladı var yarın senden daha ağır şartlara maruz kalacaklar, bu çocukları kurtar. Sadece onların bir şansı olsun diye biz, aile olarak canla, başla mücadele ettik.
61 yaşındaki annem, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. Benim kız kardeşim, yıllardır çalıştığı iş yerinden bir kuruş tazminat almadan işini bıraktı, memleketini bıraktı, doğduğu toprakları bıraktı ve tamamen yabancı olduğu bir şehre taşınmak zorunda kaldı.
Biz yıllardır çok ciddi psikolojik şiddet altındayız. Yani bu adam sürekli bizi çocuklarla ve kız kardeşimle zaten tehdit ediyor.
Şimdi kız kardeşim diyor ki, “Benim hayatımı mahvettiniz. Sizin bu davranışlarınız yüzünden benim eşim böyle davranıyor, siz suçlusunuz.” Yani sütte leke var, eşinde yok. Biraz mantık çerçevesinde bakan bir insan neyin ne olduğunu çok iyi görebilir.
Ben yine tekrarlıyorum, benim kız kardeşimin ruh sağlığı kesinlikle yerinde değil.”
“O ŞUAN GELECEKTEKİ KATİLİNİN EVİNDE OTURUYOR”
Sanığın cezaevinde çıktıktan sonra kardeşini öldüreceğini iddia eden Taş, “O şuan gelecekteki katilinin evinde oturuyor diye düşünüyorum. Bunu bile göze almış durumda. Ama ben çocuklar konusunda hala endişeliyim.
Bizim konumuzda hala endişelerim aynı. Yarın bir gün bu adam serbest kalırsa, bugün tehdit, hakaret davasından beraat etti.
Yapılan telefon konuşmalarının kayıtları dinlenilmedi. Bizim mahkemeye sunduğumuz evrakların üzerinde durulmadı, yaptığımız suç duyuruları incelenmedi ve bugün beraat etti.
Temyiz hakkımız var 1 hafta içerisinde. Ben tekrar müracaat edeceğim bununla alakalı. Ama kesinlikle beklediğim sonuç bu değildi. Çünkü somut delil yok denildi. Ama aslında çok büyük somut deliller vardı. Yani adamın vaadini gerçekleştirdiğinin haberini hâkim önüne koyduk. Maalesef buna rağmen beraat etti” dedi.
“MAHKEMEDE BİLE KENDİSİNİ ÖLDÜRESİYE DÖVEN ADAMI SAVUNDU”
Yaşadıklarını ne çabuk unutup kocasını savunabildi, diyerek kardeşinin yapmış olduğu savunmaya tepkisini dile getiren abla Rahime Taş, “Bugünkü mahkemede bile kendisini öldüresiye döven adamı savundu.
Yani sanki biz, hiçbir şey yokken gidip kocasına hakaret, tehdit etmişim. Böyle bir şeyin olması zaten mümkün değil. Bu adam sana bunu yapıyor, ben de abla olarak yıllardır bu durumdan rahatsızlığımı dile getirerek, şikâyette bulunuyorum.
Sen ölümden dönmüşsün. Ben hastanede gördüğümde konuşamıyordu, su içemiyordu.
Ağzında 4 dikiş vardı, şuan hala burnu kırık, dişleri kırık tedavisi yaptırılmıyor. Kollarında, ayakların ciddi kırıklar vardı. Komple alçı içerisinde mumyalanmış şekildeydi. Bu acıları nasıl unuttun da bu adamdan şikâyetçi olmuyorsun” diye konuştu.
“KIZ KARDEŞİM ÇOK GÜZEL KARŞI TARAFI SAVUNDU”
Bir diğer abla Yasemin Törü, ise mahkeme sonrasında ki düşüncelerini şu şekilde dile getirdi:
“Bu mahkemede gerçekten karşı tarafın ceza alacağına inandığımız için katılmıştık. Ama kız kardeşim de geldi, ablalarının yanında olmayarak çok güzel şekilde karşı tarafı savundu.
Beraat etti, yani beklemediğimiz bir şeydi orada yapılan hakaretler, söylemiş olduğu kelimeler var. Aynı zamanda adam eylemini yapıp 10 gün sonra gerçekleştirdi belgelerimiz var. Bunun üzerine kalkıp eğer hakim bey bir karara bağlamadıysa ben adalet sistemine olan inancımı kaybettim. Bu burada kalmamalıydı, bu adam cezasını almalıydı.
Sonuna kadar bu olayın da arkasındayız. Evet, kız kardeşimi kurtaramadık ama hala hiçbir şey bitmiş değil. En azından çocuklar için mücadelemize devam edeceğiz.”
“DIŞARI ÇIKTIĞINDA ZATEN KIZ KARDEŞİMİ ÖLDÜRECEKTİR”
Kardeşinin hayatında şüphe ettiklerini söyleyen Törü, “Sercan Alır, evet bugün beraat etmiş olabilir. Şuan ağır cezada yargılanması devam ediyor.
Bir, üç, beş yıl fark etmiyor bu adam eninde sonunda zaten dışarı çıkacak. Dışarı çıktığında kız kardeşim için gerçekten çok büyük bir tehdit oluşturacak. Bugün kız kardeşim öldü diye hastane köşelerine bırakan insan, dışarı çıktığında zaten kız kardeşimi öldürecektir bu açık ve net” dedi. İHA
- Sevgi İzi nedir? Sevgi İzi başvurusu nereden ve nasıl yapılır? Kayıpların bulunması için Sevgi İzi projesi
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu