Ölüm sayıları gizleniyor mu? Nedim Şener yazdı
Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu, "Türkiye bu süreci, vaka ve ölüm verilerini elektronik ortamdaki doğru paylaşımlarla şeffaf bir şekilde yürütmektedir” dedi. Türk Tabipler Birliği ise, “Sağlık Bakanlığı COVID-19 ölümlerini Dünya Sağlık Örgütü’nün kodlarına göre raporlamıyor” şeklinde açıklama yaptı. Hürriyet yazarı Nedim Şener, "İlk bakışta tutarsız" olarak ifade ettiği bu iki açıklamayı köşesine taşıdı.
İşte Nedim Şener'in yazısından ilgili kısım:
Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu, Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesini dünyaya örnek gösterirken, “Türkiye, tanı kapasitesi ve yeni tip koronavirüsle mücadelede tedavi konusunda muazzam çabaları sayesinde örnek bir ülke. Türkiye bu süreci, vaka ve ölüm verilerini elektronik ortamdaki doğru paylaşımlarla şeffaf bir şekilde yürütmektedir” dedi.
Ursu’nun sözleri 8 Nisan’da Türk Tabipler Birliği’nin yaptığı, “Sağlık Bakanlığı COVID-19 ölümlerini Dünya Sağlık Örgütü’nün kodlarına göre raporlamıyor” şeklindeki açıklamasını aklıma getirdi.
İlk bakışta iki açıklama arasında sanki bir tutarsızlık var gibi...
Fedakar sağlık ordusu
Konuyu detaylandıracağım ama önce sağlık çalışanları üzerine gözlemimi aktarmak istiyorum.
165 bin doktor, 205 bin hemşire olmak üzere 409 bin sağlık çalışanı ve 360 bin destek personeliyle toplam sayısı 750 bini aşan sağlık ordusu, corona virüse karşı en ön cephede gece gündüz savaşıyor.
TV programlarında halkı bilinçlendirmek için ekrana çıkan doktorları dinliyorsunuzdur. Konuşulanlar arasında beni en çok etkileyen, her kriz durumunda mutlaka bir çözüm üretmeye dönük yaklaşımları oluyor.
Açıklamanın en dikkat çekici bölümü şu:
“Birliğimize bağlı hekimlerden yapılan bildirimler, bilgisayarlı tomografi ve/veya klinik bulguları hastalığı desteklediği halde, PCR testi (laboratuvar testi) pozitif olmayan hastaların yaşamlarını yitirdiklerinde kayıtlara COVID-19 olarak geçmediği, bunun yerine ‘viral pnömoni’, ‘doğal ölüm’ veya ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçebildiği biçimindedir.”
Kısacası, açıklamada COVID-19 testi pozitif çıkmayanların ölüm sebebinin COVID-19 olarak yazılmadığını söyleniyor. Diğer bir deyişle, TTB’ye göre testi negatif çıksa da COVID-19 belirtileri taşıyanların da ölüm raporlarına sebep olarak COVID-19 yazılmalı. Bunun için geçmişe dönük “sözlü otopsi” önerip rakamlarda güncelleme yapılmasını tavsiye ediyorlar.
Haftalar önce sosyal medya dedikodusu, WhatsApp söylentisi şimdi başka türlü karşımızda. Birkaç günden beri de bunun peşine düştüm. Gördüğüm her doktora, uzmana soruyorum. Öncelikle, “COVID-19 teşhisi konulan biri vefat ettiğinde aksi yönde rapor hazırlanamaz, hiçbir doktor bunu yapmaz” cevabını alıyorum. Testi negatif olduğu halde klinik bulgularında şüphe duyulanlarla ilgili uygulama da farklı. Kimi ölüm raporuna “COVID-19” yazarken, kimi diğer hastalıkları yazabiliyor. Ortak görüş: Tüm ülkelerde uygulama ne ise Türkiye’de de aynısı yapılıyor, karışıklıklar olması mümkün ama içinde hekimlerin olduğu bu sistemde hiç kimsenin kasıtlı olarak vaka ve ölümlerle ilgili eksik bildirime yönelik bir tutumu olmayacağı yönünde.
- Sevgi İzi nedir? Sevgi İzi başvurusu nereden ve nasıl yapılır? Kayıpların bulunması için Sevgi İzi projesi
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu