Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tam kapanmaya geçiyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00'dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00'e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Milletimin ve tüm İslam aleminin artık yarısını tamamlamak üzere olduğumuz Ramazan-ı Şerif'ini bir kez daha tebrik ediyorum.
Geçtiğimiz hafta kabinemizde küçük bir değişiklik yapmıştık. Bugün Kabine toplantımız öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar'ı misafir ettik.
(Kabineden ayrılan bakanlar) Bu arkadaşlarımızla ilgili sosyal medyada yürütülen linç kampanyalarını kınıyorum. Gerektiğinde birikimlerinden istifade etmeyi sürdüreceğiz.
(Birleşmiş Milletler Toplantısı) Toplantının sonucu ne olursa olsun Kıbrıs Türk kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz.
'NE YAPMAMIZ GEREKİYORSA ONU SÜRDÜRECEĞİZ'
TSK geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak'ta terör yuvalarına kapsamlı operasyon başlattı. 2015 yılından itibaren terörle mücadelesinde yeni konsepte geçmiştir. Artık teröristlerin burnumuzda eylem yapmasından önce onları yuvasında engelleyeceğimizi tüm dünyaya duyurmuştuk. Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım adı verilen son operasyonlarımız da bu adımla yürütülmektedir. Operasyondaki tüm askerlerimizi alınlarından öpüyorum.
Irak ve Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinin tacizinden kurtardığımız gibi sınırlarımız ötesinde de herhangi bir terör eylemine izin vermeyeceğiz. Tabi bu arada 2 şehidimiz var. Şehitlerimize Allah'tan rahmet eyliyorum, mekanları cennet olsun. Suriye'de sınırlarımızın dibinde terör oluşumu oluşturmaya çalışanların da bu gerçeği göreceğine inanıyorum. Ülkemizin bekası için ne yapmamız gerekiyorsa onu sürdüreceğiz.
BIDEN'IN SKANDAL SÖZLERİNE TEPKİ
ABD Başkanı Biden, yayınladığı mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür. Türkiye karşıtı grupların baskıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Ancak bu durum iki ülke arasındaki tutumu ortadan kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse, bu yarıştan alnı ak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz.
ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir. Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı tarihçiler söylüyor. Sadece dedelerin torunlarına, yürekleri burkularak anlattığı acı hatıraları vardır. Çünkü bu insanlar Türk'tür, Müslümandır. Millet olarak bugüne kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor.
Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana'dan Antep Maraş'a, İstanbul'dan Çanakkale'ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bile bilir. Biz hala en başta söylediğimiz yerdeyiz.
Tarihteki olayların araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni olaylarıyla ilgili ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir cevap alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken, karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.
24 NİSAN'DA NE OLMUŞTU?
Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu, ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden ve inançtan insanların yaşadığı coğrafya olmuştur. Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlının son döneminde batılılar tarafından silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır.
Aynı durum Doğu'da Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Bu çeteler topraklarımıza saldıran Ruslarla işbirliği yapmıştır. 24 Nisan'da ne olmuştur? Aslında insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaş halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür.
Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek, Ermenilerin acılarına saygı duyarak son yıllarda mesaj gönderiyoruz.
''BUGÜNE KADAR ÇAĞRILARIMIZA CEVAP VEREMEDİLER''
1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum. Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum. Buyursun gelsinler, belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz. Ama bugüne kadar bizim çağrılarımıza cevap veremediler. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha azdır. 150 bin kişinin her biri candır ve önemli bir rakamdır.
Gerçek rakamların 1 sıfır ile abartıldığı, Ermeni tarihçiler tarafından itiraf ediliyor. Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir. Mazereti olanlar da sevkten maruz tutulmuşlardır. Bu dönemde kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır.
Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız. 300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür. Şuan da İstanbul'da 100 bin Ermeni yaşamaktadır. Biz bu konularda hiçbir zaman dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine ulaşmıştır. Herhalde soykırıma uğrayanlar bu topraklara geri dönmez sayın Biden. Suriye, Ürdün ve Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa'ya zamanla göç etmişlerdir.
O gidenler soykırım yalanlarını desteklemeye çalışmaktadır. Zaten o günlerde savaştığımız düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır.
'TAM KAPANMAYA GEÇİYORUZ'
Zaman zaman artan zaman zaman azalan bir seyir izleyerek süren busalgın krizini, Türkiye ve millet için en hayırlı şekilde yönetmeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, sağlık hizmetleri konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını kaydetti.
Vatandaşların aldıkları sağlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek için ilave adımlar da atıldığını vurgulayan Erdoğan, "Bu çerçevede, Sağlık Uygulama Tebliği listesinde yer alan işlemlerin tamamı için yüzde 10 ile yüzde 20 oranında, tıbbi malzeme fiyatlarında ise yüzde 10 oranında artış yaparak, sağlık sistemimizi destekledik. Ayrıca, toplamda 115 bin vatandaşımızı ilgilendiren diyaliz hizmetlerinin bedelini yüzde 20 artırdık. Yine 34 bin vatandaşımızın faydalandığı çölyak tedavisinin ödeme tutarında, şimdi yüzde 25 ve ağustos ayından itibaren de ilave yüzde 25 artış yaptık." diye konuştu.
"Vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine maliyeti 7 milyar lirayı geçen bu düzenlemelerin millete ve sağlık sektörüne hayırlı olmasını diledi.
Salgın dönemi ve ramazan dolayısıyla başlatılan patates ve soğan dağıtımlarına ilişkin de bilgi veren Erdoğan, "Patates ve soğan dağıtımlarında 103 bin tonu geride bıraktık." dedi.
Artan vaka ve vefat sayılarının ramazan ayıyla birlikte tedbirlerin sıkılaştırılmasına mecbur bıraktığını dile getiren Erdoğan, alınan tedbirlerin neticelerinin yavaş yavaş alınmaya başlandığını bildirdi.
Kabine toplantısında salgınla ilgili son gelişmelerin enine boyuna değerlendirildiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Amacımız tedbirlerin, temizlik, maske, mesafe kurallarından asla taviz vermeden, vatandaşlarımızın hayatlarını en az etkileyecek şekilde uygulanmasını temin etmektir. Vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde, kısıtlayıcı tedbirlerin artırılması kaçınılmaz hale gelmektedir. Ramazan Bayramı'nın ardından hayatımızı kolaylaştıracak adımları atabilmemiz için rakamların bugünün çok daha altına düşmesi şarttır. Avrupa'nın açılma sürecine girdiği bir dönemde, bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz. Aksi takdirde, turizmden ticarete ve eğitime kadar her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır.
Hedeflediğimiz rahatlamayı sağlayabilmek için önümüzdeki günlerde hep birlikte biraz daha fedakarlık yapmamız gerekiyor. Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum. Özel hastanelerde yoğun bakım ve aşı hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler alıyoruz. Hukuken bu hizmetler için vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edilemez. Yoğun bakım ve aşı hizmetleri sebebiyle ilave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız bu durumu Sağlık Bakanlığımıza ve Sosyal Güvenlik Kurumumuza bildirirlerse, failleri hakkında gereken işlemler derhal yapılacaktır. Salgın başladığından beri filyasyon ekipleriyle birlikte yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın aşılarına başlanacağının müjdesini de bu vesileyle vermek istiyorum."
Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak
Bayram sonrasına kadar sürecek yeni tedbirlere ilişkin de bilgi veren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00'dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00'e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz. Bu tarihler arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen üretim, imalat, gıda, temizlik, sağlık gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir. Yeme içme sektöründe sadece paket servisle hizmet verilebilecek, şartları uygun olan işletmeler bu hizmeti gerektiğinde kesintisiz devam ettirebilecektir. Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecektir. Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları yüzde 50 kapasiteyle çalışabilecektir. Önceki uygulamalardan farklı olarak bu defa konaklama tesislerindeki rezervasyonlar, sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir. Hizmetlerini sürdürecek olan kamu kurumlarındaki personel uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecektir. Uzaktan çalışan kamu personeli de sokağa çıkma sınırlamasına tabi olacaktır. Anaokulu, kreş, 8'inci ve 12'nci sınıflar dahil, tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecektir."
Tarım sektöründe çalışanların faaliyetlerini salgın tedbirlerine uygun şekilde yürütebilmesi için gereken düzenlemelerin yapılacağını aktaran Erdoğan, ihtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkamayan yaşlı veya ağır hastalığı olan vatandaşların Vefa ekiplerinden destek isteyebileceklerini hatırlattı.
AA
- Sevgi İzi nedir? Sevgi İzi başvurusu nereden ve nasıl yapılır? Kayıpların bulunması için Sevgi İzi projesi
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu