Bir zamanların en çok konuşulan oyuncusuyken bir anda yok oldunuz.

Aslında yok olmadım. Ekranlardan uzaklaştım. O klişeden uzaklaşmak istedim. Zaten bu sektörün çok da içinde durulması gerekmiyor bence.

Size bunu düşündüren bir olay mı yaşadınız?

15 yıl önce oynadığım dizileri 45 dakika boyunca bile anlatmaya sıkılırken şimdi dizilerin iki saat civarında olması düşündürücü. Ben senaryoyu okurken sıkılıyorum, izleyicinin nasıl olup da sıkılmadığını anlayamıyorum ama çok sıkılıyorlardır. Ben bu işe 11 yaşında başladım. 41’inci yılımdayım ve artık her şeyin değiştiğini görüşüyorum. Ayrıca ben doğayı çok seviyorum, doğa tutkum beni ekranlardan uzaklaştırdı.

HİÇBİR ZAMAN ŞÖHRET HASTALIĞINA YAKALANMADIM

Şöhreti ve ilgiyi kaybetmek zor gelmedi mi size?

Ben hiçbir zaman şöhret hastalığına yakalanmadım. Şöhret denen geçici şey beni zehirleyemedi. Beni özleyen, ekranda olmamı isteyen çok izleyici var, saygı duyuyorum ama ben böyle iyiyim. Keyfim de çok yerinde. O insanlar beni ekranlarda olduğum için değil karakterim ve başarım için sevdiler. İnsanları göreceğiniz tek mecra artık televizyon değil. Önemli olan performansın kalitesi ve farklılığı.

EKRANDA OLMAYI HİÇ ÖZLEMİYORUM, DOYDUM VE EGOLARIMDAN ARINDIM

Hiç mi özlem duymuyorsunuz cidden?

Ekranda olmayı hiç özlemiyorum. Doydum ve egolarımdan arındım. Daha fazla bencilleşmeden sıyrıldım. Aşırı şöhret tutkusu iyi bir şey değil. Ona kapıldığın anda sürekli kendini her yerde görmek istiyorsun, tüm dizilerde, haberlerde… Ben kaliteye inanıyorum, bir şey yap ve yıllarca unutulmasın. ‘Kara Melek’, ‘Aşkım Dağlarda Gezer’, ‘Ay Işığında Saklıdır’ gibi daha nice şey bırakmışım arkamda ve o diziler, filmler hafızalardan hiç silinmedi. Bu bile bana yeter. Ayrıca sinemanın dilini, hayata bakışını daha çok seviyorum.

ŞEHRİN ENERJİSİ YARATICILIĞIMI TÜKETİYOR

Yeni projeler için teklifler gelmiyor mu?

Daha az şehirde durma taraftarıyım, çünkü şehrin enerjisi yaratıcılığımı tüketiyor. Hem sanatla ilgilenip hem de son derece insan gibi, yani basit, sade ve gerçekçi yaşanabiliyor. Her şey lüks dairler, arabalar değil. Doğayı keşfedince anlarsınız demek istediğimi.

ŞÖHRET NE KATAR Kİ İNSANA? ANCA PARTİLERDE LAY LAY LOM

Şöhreti sevmiyorsunuz siz bence?

Şöhret ne katar ki insana? Anca partilerde lay lay lom! Şöhretten kasıt ne? Yolda hayranlardan yürüyememek mi? Kendini başka bir havaya sokarsan hayat hiç kolay olmaz. Ben doğayı, denizi seviyorum. Bu da benim bireysel tercihim. Ben oyunculuğun eğitimini de aldım, okulunu da okudum. Bir şey çok iyi olmayacaksa ben o işi yapmıyorum. Tarihte bir iz bırakması lazım.

‘Bir Türk Masalı’ isimli film çektiniz. Pandemi olmasaydı 23 Nisan’dan vizyondaydı.

Maalesef dünyayı etkileyen pandemi bizi de etkiledi. Oysa çok heyecanlıydık. Hem yapımcılığını yaptım hem filmi çektim hem oynadım.

Ne anlatıyor bu film?

‘Bir Türk Masalı’, karanlık ve aydınlık tarafından kaderleri değişen mutluluk ülkesi karakterlerinin yaşadıklarını konu ediyor. Kadroda Burak Sergen, Cemal Hünal, Amine Gülşe, İclal Aydın, Doruk Sarıduman, Orçun İynemli gibi birçok önemli isim yer alıyordu. Belki de 2021’in sonrasında girecek vizyona. Belirsiz bir süreçteyiz. Ama yine de karamsarlık yapmıyorum. Bu benim ilk filmim ve umutsuz değilim.

BENİM EKRANA DÖNMEM NORMAL AMA KASAP NUSRET’LE ORTAK İŞE GİRSEM İLGİNÇ OLURDU

Kaç yaşına geldiniz? Şu anda nasıl bir enerjidesiniz?

52 yaşındayım, gayet mutlu ve rahatım. Benim ekrana dönmem normal ama kasap Nusret’le ortak işe girsem ilginç olurdu. Ben tiyatroyu birincilikle bitirdim, yönetmenlik yüksek lisansı yaptım. Her şeyi layığıyla yapmak istedim. Yaptığın şeylerin bir değeri olmadan onu göstermenin bir anlamı yok. Yogaya gittiğimi, çorba pişirdiğimi de sosyal medyada paylaşmayı sevmem. Mesela pandemide herkes o kadar çok ekmek yaptı ki, her yerde bunu sergiledi. Bizim annelerimiz, ninelerimiz zaten yıllarca ekmek yaptı ama çıtını bile çıkarmadı.

Dünyada bir gösteriş merakı oluştu galiba?

Biraz fazla abarttık her şeyi ama doğada bu abartıyı bulamazsınız doğa gerçektir, abartısızdır. Sahteliklerden sıkılan kişiler de genelde doğaya sığınır. Ben şu sıra ‘Doğa’nın İzleri’ diye bir proje geliştirmeye çalışıyorum ve bunu dijital platformlarda göreceksiniz.

TÜRKİYE’DE BİNLERCE İYİ OYUNCU VAR AMA DİZİLERDE HEP AYNI KİŞİLER OYNUYOR

Televizyonun bugünkü durumunu nasıl buluyorsunuz?

Türkiye’de binlerce iyi oyuncu var ama dizilerde hep aynı kişiler oynuyor. Dünyadaki işlere baktığımda bizim çok yavaş olduğumuzu görüyorum, biraz hızlanmamız lazım. Futbolda bile öyleyiz. Sistemi gömmüyorum, sadece neden bu sistem de yokum bunu anlatmak istiyorum.

MERYEM UZERLİ BİR ZAHMET OYUNCULUĞU BIRAKSIN, NE TİPİ NE KONUŞMASI DEĞİŞİYOR

Tükenmişlik sendromu yaşadınız mı hiç?

Tabii ki hayır! Ruhumu yoracak her şeyden uzaklaşırım. O dediğinizi sanırım Meryem Uzerli yaşamıştı. Meryem Uzerli bir zahmet oyunculuğu bıraksın. Ne tipi ne konuşması ne hayata bakışı değişiyor. Ortalamanın altında performanslar var ortada. Kimse yeteneğe bakmıyor, güzellik yarışmasında birinci olanlar oyuncu oluyor. Bu da sektör için çok acı.

Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Doğal bir hayat yaşayan, basit ve düz bir adamım. Şu an keyfim yerinde, kendi dünyamda mutluyum.

DOĞAYLA O KADAR İÇ İÇEYİM Kİ BIRAKIN BİR KADINA YETMEYİ KEDİ BESLEYECEK VAKTİM YOK

Hiç evlenmediniz. Aşk hayatınızın neresinde?

Doğayla o kadar iç içeyim ki bırakın bir kadına yetmeyi, kedi bile besleyebilecek vaktim yok. Kimseye haksızlık yapamam. Ben doğa adamıyım ve sürekli geziyorum.

İnsanın bir çocuğa bir hayat arkadaşına ihtiyacı olmaz mı?

Bunlar çok klasik laflar. Herkes evleniyor, çocuk yapıyor diye ben de yapamam. Hayat ve insanlar öyle tuhaflaştı ki sade yaşayanı meczup sanıyorlar. Kameralar önünde yaşayanları normal görüyorlar.

İyi para kazanabiliyor musunuz?

Doymamaya başladıktan sonra hiçbir para sana yetmez. Fazlası zarar ve stres kaynağı. Ben pek çok kategoride iş yaptım. Tabii ki paramı kazandım, kazanıyorum.