30 yaşına girdiği gün hayatının şokunu yaşadı: Kanseri yenen Seden Baş’ın şans ve umut dolu hikayesi
Sokakta bulduğu yavru kediye 'Şans' adını veren Seden Baş, kedisinin kendi yaşamında nasıl bir dönüm noktası olacağının farkında değildi. Kedisinin göğsüne atlamasıyla hissettiği şişlik, hayatının tamamen değişeceğinin habercisiydi. Doktora gittiğinde önce kedi tırmığı hastalığı olabileceği söylendi. Daha sonra 3. evre meme kanseri olduğunu öğrendi. Gördüğü tedavi sonrası sağlığına kavuşan Baş, “Doğum günümden 1 gün önce kanser olduğumu öğrendim. 30 yaş pastamı kanser hastası olarak üfledim. Yuva olduğum Şans, bana ikinci bir hayat şansı verdi” diyerek yaşadıklarını anlattı.
Elif Bayram / Posta.com.tr - İzmir'de bir hastanede sağlık memuru olarak çalışan Seden Baş, 'Şans' adını verdiği kedisi sayesinde hastalığının farkına vardı. Meme kanserini yenmeyi başaran Baş, "Hastalığımı öğrendiğim günü hiç unutmuyorum. Doktor, 'Kaç yaşındasınız?' diye sorduğunda yarın 30 olacağımı söyledim. Doktorun gözlerindeki o üzüntü ifadesi hala gözümün önünde. Doktorum, 'Maalesef, kansersiniz' dediğinde dünya başıma yıkıldı" diyerek tedavi sürecini ve hayata olan bakışının bu mücadele sonrasında nasıl değiştiğini anlattı.
Göğsündeki şişlik için başvurduğu hastanede meme kanseri olduğunu öğrenip, aldığı tedaviyle hayata yeniden tutunan Seden Baş, hastalığını öğrendiği anı şu sözlerle anlatıyor:
Ben çocukken hep 30 yaşıma nasıl gireceğimi hayal ederdim. 4 Ocak'ta kanser evremi öğrendim ve 5 Ocak benim doğum günümdü. 3 gün boyunca ağladım. Kanser kelimesi çok soğuk, öleceğini düşünüyor insan. Sonra kendime dedim ki ‘Sen 30 yıl önce annenden, bugün ise bu bedende yeniden doğuyorsun. Sen bu hastalığı yeneceksin!
“29 YAŞINDA MEME KANSERİNE YAKALANDIM”
Kanseri fark etmesinin kedisi sayesinde olduğunu söyleyen Baş, “Ailemde kanser öyküsü yok ve tarama yaşında bile olmadığım bir yaş olan 29 yaşında meme kanserine yakalandım. Kedim Şans normalde kucakta yatan bir hayvan ama son dönemlerde sadece sağ memeye yatmaya başlamıştı ama bunu benim anlamam imkansızdı. Geçen yıl Ekim ayında uzanırken kedim sağ memeye hızla zıpladı ve o günden sonra orada ağrı oluşmaya başladı. O güne kadar olmayan ağrılarım gün geçtikçe artıyor ve kitle şişiyordu. Doktora gitmeye karar verdim” dedi.
“ŞANS BENİ HASTANEYE YÖNLENDİRMİŞ OLDU”
Kedi tırmığından kaynaklandığı düşünülen şişliğin tümör çıktığını belirten Baş, “Doktorlara kedi atlayınca ağrım başladı dediğim için, önce kedi tırmığı hastalığı ile karıştırıldı. Bu yüzden 3 ay boyunca sürekli antibiyotik ile eve gönderildim. Sonra biyopsi alındı ve teşhis kondu. 3. evre meme kanseri olduğumu öğrendim. Şans memeye atlayıp beni hastaneye yönlendirmiş oldu. Hayvanlar ağrı olan bölgeyi hisseder ve oraya tepki gösterirlermiş. Bunu doktorlardan da pek çok hastadan da duymuştum. Yuva olduğum bir canın bana hayat vermesi, benim için en büyük hediyeydi” diye konuştu.
“HASTA OLANA KADAR HİÇ ‘BEN’ DEMEMİŞİM”
Şans isimli kedisinin kendisine ikinci bir yaşam şansı verdiğine inandığını söyleyen Baş, “Şans adının karşılığını vererek gerçekten de benim şansım oldum. 30 yaşıma çok üzgün girsem de doğum günümde insanlar aradı, destek oldu. Çevremde gülmemle tanınan bir insandım. O günden sonra yeniden kahkahalarla gülmeye başladım. Sonra yavaş yavaş bu hastalık neden bana geldi değil de bana neyi öğretmek istiyor? sorusu üzerine yoğunlaştım. Fark ettim ki hasta olana kadar ben hiç ben dememişim. Herkese koşmuşum ama hiç kendimi dinlememişim. Bedenim artık yavaşla demiş bana bunu fark ettim. Artık önce ben diyebiliyorum” ifadelerini kullandı.
Kemoterapi tedavisinin bittiğini radyoterapinin ise son dönemlerinde olduğunu söyleyen Baş, sağlığına kavuştuğunu ve koruma aşamasına geçildiğini anlattı. Bu dönemde kedisinin kendisini yalnız bırakmadığını anlatan Baş, sözlerine şöyle devam etti:
Kedim Şans hastalık sürecimde yanımdan ayrılmadı. Kediler sahiplerinin üzerinde yatarlar genelde bu normal bir durum. Bizim sürecimizde tek fark şansın tümörlü bölgeye çok fazla yoğunlaşmasıydı. Sürekli oraya masajlar yapıyor ve sürekli orada yatmak istiyordu. Tümör küçülüp yok olduktan sonra şansın o garip halleri de ortadan kalktı.
“BU SÜRECİ YAŞAYANLARA UMUT OLMAK İSTEDİM”
Sosyal medya hesabından tedavisi sürecini paylaşarak meme kanseri hakkında farkındalık oluşturan Seden Baş, “İnsanlara maddi olarak yardımcı olmaya gücüm yetmese de bu süreci yaşayanlara umut olmak istedim. Meme kanseri olduğumu öğrendikten sonra yaşadığım her süreci sayfamda paylaştım. Yavaş yavaş bu hastalığı yaşayan kişilere ulaşmaya başladım. Onlar süreçlerini benimle paylaşıyor, ben de onlarla paylaşıyorum. Psikolojik olarak birbirimize destek oluyoruz. Ben elimden geldikçe her mesaja cevap vermeye çalıştım. Türkiye’nin her yerinden abla, ağabey, kardeş edindim. Benimle aynı kaderi yaşayan insanlardan öyle güzel mesajlar alıyorum ki gerçekten mutlu oluyorum” dedi.
“AİLEMDE KANSER YOK, YAŞIM GENÇ DİYE DÜŞÜNMEYİN”
Meme kanseri konusunda tüm kadınların ve genç kızların dikkatli olması gerektiğini söyleyen Seden Baş, “Tüm kadınlara ve genç kızlara çağrı yapmak istiyorum. Lütfen ailemizde kanser öyküsü yok, yaşım genç veya elime kitle gelmiyor diye düşünmeyin. Her yıl taramalarınızı yaptırın. Çünkü erken tanı gerçekten hayat kurtarıyor” diye konuştu.
“BU HASTALIĞIN EN BÜYÜK DÜŞMANI GÜLMEK”
“İnsanlar beni gördükçe motive olmaya başladı” diyen Seden Baş, meme kanseriyle mücadele edenlere önerilerde bulundu:
Çok zor bir süreçten geçtiğinizi biliyorum, ben de hepsini yaşadım. Lütfen karamsar olmayın, neden ben demeyin. Hastalık eğer size geldiyse, önce ben demeyi öğrenmenizin zamanı gelmiştir. Kendinizi kapatmayın. Bu hastalığın en büyük düşmanı gülmek. Siz ne kadar çok gülümser, hastalığı ciddiye almazsanız o kadar hızlı vücudunuzdan uzaklaşır. Bu zorlu sürecin sonunda güzel günlerin geleceğini ve hayatın ikinci şanslarla dolu olduğunu unutmayın.