Gebze ilçesinde yaÅŸayan Hamiyet BaÅŸaran, gençliÄŸinde mahalle baskısı yüzünden eÄŸitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Yine aynı baskılar yüzünden evlenen BaÅŸaran, dünyaya 3 çocuk getirdi. Resim yapmak içinde hep bir uhde olarak kalan BaÅŸaran, yıllar sora Halk EÄŸitim Merkezi’nde eÄŸitim almaya baÅŸladı. Aldığı eÄŸitime birlikte sanata olan yeteneÄŸini keÅŸfeden BaÅŸaran, hayalini kurduÄŸu ressamlığı hiç bırakmadı. Çocuklarıyla birlikte eÄŸitimini tamamlayan BaÅŸaran, maddi imkansızlıklar sebebiyle resim atölyesinden ayrılmak zorunda kaldı. Sanatını devam ettirebilmek için evini adeta bir atölyeye dönüÅŸtüren BaÅŸaran, burada tuvalleri içindeki duygularıyla renklendirmeyi sürdürüyor.
"Resim yapmaya baÅŸlayınca çok güzel bir ÅŸey çıktı ortaya"
Zor zamanlardan geçtiÄŸini söyleyen Hamiyet BaÅŸaran, "Kızların okuması hoÅŸ görülmeyen bir zamandı. Mahalle baskısı çok fazla vardı. O zaman açılamadık. Lise döneminde resim yapıyorduk. Bir dönem yaptık, sonra yaptığımız resimleri yırttık attık. Yine mahalle baskıları devam etti. Bu baskılar yüzünden evlendik, resim geride kaldı. Daha sonra çocuklarım oldu, 3 çocuÄŸum var. Halk eÄŸitim kurslarına baÅŸladım, resim aÅŸkım da o zaman baÅŸladı. Resim yapmaya baÅŸlayınca çok güzel bir ÅŸey çıktı ortaya. Ben ÅŸaşırdım, öÄŸretmenler de ÅŸaşırdı. 'Niye daha önce yapmadık bunu’ dediler. Ä°lk sergimi 1995 yılında Osman Hamdi Bey Müzesi’nde açtım. Çok da güzeldi. Akabinde Ä°zmit’te yine kiÅŸisel sergi açtık. O zamanlar çok güzeldi. Ondan sonra biraz daha eÄŸitime ağırlık vermek istedim. Liseyi yarım bırakmıştım. Bir yandan çocuklarımı büyütürken liseyi dışarıdan bitirdim. Üniversiteye gittim, güzel sanatlar bölümünde halıcılık, motiflerle, halı yapılmasıyla genel anlamıyla sanat eÄŸitimiyle destekledim" dedi.
"Sürekli evin içerisinde olmak güzel bir duygu ama tam olarak alışamadım"
Atölyeyi kapatıp eve yerleÅŸmek zorunda kaldığını kaydeden BaÅŸaran, "Biraz sıkışık olsa da güzel olacak inÅŸallah. Burada devam edeceÄŸim, sergilere katılmaya devam edeceÄŸim. Åžu sıra biraz daha evde demlenme zamanı olsun diye düÅŸünüyorum. Sürekli evin içerisinde olmak güzel bir duygu tabii ama tam olarak buna alışamadım, tam yerleÅŸemedim. Bir yandan kediler de evde olunca onlarla biraz zorlanıyorum. Biraz zorlanacağım ama alışacağım evden çalışmaya. Bahçeyi düzenlemeyi düÅŸünüyorum. Hava güzel olduÄŸu zaman bahçede çalışacağım. Çünkü evin zorluÄŸu ÅŸurada; yaÄŸlı boyalarla çalışmayı sevdiÄŸim için biraz dokunuyor. Havalandırmanın gayet iyi olması gerekiyor. Cam açık bir ÅŸekilde idare edeceÄŸiz, alışacağız. Evin iÅŸi bitmediÄŸi için atölye çok daha rahat. Evden çıkıyorsunuz, orada kendinizi unutuyorsunuz. Buradaki eserlerin bir çoÄŸunu atölyede çok rahat ürettim. Ama evde de o tempoyu inÅŸallah tutturacağım" diye konuÅŸtu.
"Tuvalin başına geçip eseri orada çıkartmayı seviyorum"
Yaptığı bir resmin zaman içerisinde deÄŸiÅŸiklikler gösterebildiÄŸini aktaran BaÅŸaran, "Gönül ister ki sadece içimizdeki ÅŸeyleri tuvale dökelim. Ama hayat ÅŸartları buna izin vermiyor. Böyle zorlana zorlana daha güzel ÅŸeyler çıkıyor diye düÅŸünüyorum. Resimlerimi yaparken huzurluyum, mutluyum. Normalde bir sipariÅŸ olduÄŸunda tabii ki o sipariÅŸi de yapıyorum. Ama kendi içimdeki duyguları aktarmak, o bambaÅŸka bir ÅŸey. Onu sürekli yapmak ister insan. Tasarlamadan tuvalin başına geçip eseri orada çıkartmayı seviyorum. Çizgilerle iyice yerleÅŸtirmek deÄŸil ama ruhumdan ne geliyorsa burada evrilebilir. Bu astar, bakışlar deÄŸiÅŸir, her ÅŸey deÄŸiÅŸebilir. En son baktığımda ne çıkıyorsa bırakırım onu artık. Belki bir yıl sonra birkaç rötuÅŸ yaparım, o baÅŸka bir ÅŸeye evrilir. O takibi seviyorum" ÅŸeklinde konuÅŸtu.
"Resimlerin üzerinde konuÅŸmuyoruz"
Sergilerde, yapılan resimlerin hikayelerine gereken önemin verilmediÄŸinden yakınan BaÅŸaran, "En yakındığım konu ÅŸu; para veriyoruz, sergilere gidiyoruz, sürekli fotoÄŸraf çektiriyoruz. Oturup bir sohbet anlamında konuÅŸamıyoruz. Havada kalıyor. Son gittiÄŸim sergilerde maalesef sıkıldım. Herkes kendi derdinde. Hiç kimse diÄŸerinin iÅŸiyle çok da fazla ilgilenip üzerinde durmuyor. Toplanıyoruz, gülüÅŸüyoruz, ÅŸiir okuyoruz, ÅŸarkılar söylüyoruz ama resimlerin üzerinde konuÅŸmuyoruz" ifadelerini kullandı.