Paralimpik sporun geleceği İstanbul’da yazılacak! 21-28 Temmuz 2025 tarihleri arasında, Avrupa Para Gençlik Oyunları için geri sayım resmen başladı. Bu büyük organizasyon, yalnızca bir spor etkinliği değil; aynı zamanda bir ilham festivali, bir azim vitrini ve genç paralimpik sporcular için uluslararası sahnede ilk adım anlamına geliyor. Avrupa’nın dört bir yanından gelen genç yetenekler, İstanbul’un tarihi dokusunda ve modern tesislerinde hem yarışacak hem de unutulmaz deneyimler yaşayacak.
Avrupa Para Gençlik Oyunları, paralimpik hareketin Avrupa kıtasındaki en önemli yapı taşlarından biri. Bu organizasyon sayesinde genç sporcular, yalnızca fiziksel yeteneklerini değil, aynı zamanda karakterlerini, takım ruhlarını ve hayallerini sergileme fırsatı buluyor. İstanbul’un bu etkinliğe ev sahipliği yapacak olması ise büyük anlam taşıyor. Çünkü bu şehir, kıtaların birleştiği, kültürlerin kaynaştığı, geçmiş ile geleceğin el sıkıştığı bir metropol. İstanbul 2025, yalnızca bir spor organizasyonu değil; aynı zamanda bir vizyonun, bir toplumun spora ve eşitliğe olan bağlılığının yansıması olacak.
Sporun birleştirici gücüne her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, genç sporcuların başarı hikâyeleri, yalnızca tribünleri değil, kalpleri de dolduracak. İstanbul’un parkurlarında, pistlerinde, salonlarında ve sahalarında atılacak her adım, geleceğin paralimpik şampiyonlarının yolunu aydınlatacak. Onların her gülüşü, her ter damlası, bir neslin “ben de yapabilirim” diyerek spora tutunmasına ilham verecek. Geri sayım başladı… Ve İstanbul hazır. Avrupa Para Gençlik Oyunları için değil sadece; umut, azim ve ilhamın yeniden tanımlanacağı bir haftaya ev sahipliği yapmaya.
MERSİN’DE BİR İLK: PLAJ OYUNLARINDA PADEL HEYECANI!
18-25 Ekim 2025 tarihleri arasında Türkiye, dünya çapında büyük bir spor organizasyonuna ev sahipliği yapacak: Dünya Bedensel Engelliler Plaj Oyunları. İlk kez düzenlenecek bu prestijli etkinlik, Mersin’in masmavi sahillerinde engelli sporcuları ve sporseverleri buluşturacak. Organizasyonun en dikkat çekici yeniliklerinden biri ise hiç şüphesiz padel sporunun bu oyunlara dahil edilmesi. Hızla büyüyen bu yeni nesil raket sporu, yalnızca teknik becerileri değil, aynı zamanda kapsayıcılığı ve erişilebilirliği ile de dikkat çekiyor.
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin öncülüğünde gerçekleşen bu yenilikçi adım, hem ayakta oynayan hem de tekerlekli sandalye kullanan sporcular için fırsat eşitliği sağlayacak. Bu vizyoner yaklaşımın en somut örneklerinden biri, World Abilitysport ile Inclusive Padel Tour arasında imzalanan iş birliği anlaşması oldu. Inclusive Padel Tour, İtalyan para-atlet Alessandro Ossola tarafından kurulmuş ve fiziksel engelli sporcular için uluslararası padel turnuvaları düzenleyen ilk platform olma özelliğini taşıyor.
Türkiye, engelli sporlar alanındaki yükselişine bir yenisini daha ekledi. Fransa’nın Reims kentinde düzenlenen VIRTUS Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nda millî atletlerimiz tam anlamıyla tarih yazdı. Organizasyondan 13 altın, 10 gümüş ve 7 bronz olmak üzere toplam 30 madalya ile dönen Ay-Yıldızlı kafile, şampiyonanın en dikkat çeken ekiplerinden biri oldu. Bu büyük başarı, sadece madalya sayısıyla değil, sporcularımızın ortaya koyduğu mücadele ve takım ruhuyla da Türk spor tarihine altın harflerle kazındı.
ALTIN ADIMLAR, ALTIN KARAKTERLER: 13 ŞAMPİYONLUK!
Millî sporcularımız Avrupa arenasında bayrağımızı defalarca göndere çektirdi. Özellikle Aysel Önder, Esra Bayrak, Reyhan Taşdelen, Mustafa Yıldırım, Fatma Damla Altın ve Ebrar Keskin, şampiyonanın yıldızları arasında yer aldı.
Aysel Önder, 400 metre ve 200 metre yarışlarında altın madalya alırken, 4x200 ve 4x400 metre kadınlar bayrak takımlarının da önemli bir parçası olarak tam 4 altın madalya kazandı.
Reyhan Taşdelen, 60 metrede bireysel altın, 200 metrede gümüş, 800 metrede bronz alırken, iki bayrak yarışında da takım arkadaşlarıyla birlikte zirvede yer aldı.
Esra Bayrak, hem uzun atlama hem de üç adım atlamada altın madalya kazanırken, 60 metrede gümüş, bayrak yarışlarında da altınlar kazandı.
Mustafa Yıldırım, sırıkla yüksek atlamada şampiyon olurken, bayrak yarışlarında takımını zirveye taşıdı; pentatlonda da bronz madalya alarak çok yönlülüğünü gösterdi.
Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te düzenlenen IBSA Para Judo Grand Prix’de milli judocularımız tarihi bir başarıya imza attı. Türkiye, organizasyondan 3 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplamda 7 madalya ile ayrıldı. Farklı sıklet ve klasmanlarda mücadele eden milli sporcularımız, hem bireysel performansları hem de Türk para judo sisteminin geldiği noktayı bir kez daha ortaya koydu.
YASİN ÇİMÇİLER VE GÖKÇE YAVUZ’DAN GÜMÜŞ MADALYA
Erkekler J1 95 kg kategorisinde yarışan Yasin Çimçiler, güçlü rakiplerle çıktığı müsabakalarda gösterdiği mücadeleyle gümüş madalyanın sahibi oldu. Yasin, uzun zamandır sürdürdüğü istikrarlı performansını bu turnuvada da devam ettirerek kürsüye çıkmayı başardı. Bir diğer önemli başarı ise Erkekler J1 -81 kg kategorisinde mücadele eden Gökçe Yavuz’dan geldi. İlk turda Kanadalı E. Houedakor’u ve çeyrek finalde Kazakistanlı B. Arstanbekov’u ippon ile mağlup eden Gökçe, yarı finalde de Brezilyalı Geronimo Silva’yı geçerek finale yükseldi. Finalde ev sahibi Gürcistan’dan S. Bagdavadze’ye ippon ile yenilerek gümüş madalya kazandı. Gökçe’nin performansı, gelecekte altın madalya için güçlü bir aday olduğunu net biçimde gösterdi.
KADINLAR JUDODA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE
Kadınlar klasmanında da milli sporcularımız madalya kürsüsünü boş bırakmadı. Duygu Çete Artar, Kadınlar J2 70 kg kategorisinde gümüş madalya kazanarak Türkiye’nin kadınlar klasmanındaki başarı geleneğini sürdürdü. Yıllardır milli formayla elde ettiği derecelerle tanınan Çete Artar, bu turnuvada da göz doldurdu. Kadınlar J1 70 kg kategorisinde mücadele eden Esmer Taşkın, bronz madalya kazanarak kariyerine bir başarı daha ekledi. Aynı zamanda Kadınlar J1 52 kg kategorisinde yarışan Ecem Taşın Çavdar, turnuvada etkileyici bir performans sergiledi.
İspanya’nın Barselona kentinde 17-24 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenen Para Swimming World Series müsabakaları Türk para yüzme sporunun gövde gösterisine sahne oldu. Milli sporcularımız, farklı yaş kategorilerinde ve branşlarda gösterdikleri üstün performanslarla 2 altın, 2 gümüş olmak üzere toplamda 4 madalya kazanarak uluslararası alanda Türkiye’nin gücünü bir kez daha ortaya koydu.
SEVİLAY ÖZTÜRK’TEN ZİRVEDE ALIŞILDIK BİR PERFORMANS
Kadınlar 50 metre Sırtüstü S5 kategorisinde yarışan milli sporcumuz Sevilay Öztürk, elemelerde 45.19’luk derecesiyle ilk sırada yer aldı. Finalde ise 45.63 yüzerek altın madalyanın sahibi oldu. Sevilay, bu madalyayla sadece birinciliği değil, yıllardır süren istikrarlı performansını da perçinlemiş oldu.
SÜMEYYE BOYACI’DAN GÜMÜŞLE GELEN GURUR
Aynı kategoride mücadele eden Sümeyye Boyacı, elemeleri 47.08 ile ikinci sırada tamamladı. A Final’de ise 47.14’lük derecesiyle gümüş madalyayı kazanarak Sevilay ile birlikte Türk bayrağını kürsüye taşıdı. Bu sonuçla Türkiye, Kadınlar 50m Sırtüstü S5 kategorisinde ilk iki sırayı alarak büyük bir başarıya imza attı.
TURGUT ASLAN YARAMAN’DAN GENÇLERDE ALTIN MADALYA!
Genç Erkekler 100 metre Sırtüstü branşında yarışan milli sporcumuz Turgut Aslan Yaraman, 1.10.49’luk derecesiyle birinci sırayı elde ederek altın madalyanın sahibi oldu. Genç yaşına rağmen sergilediği güçlü performans, Turgut’un gelecekte paralimpik sahnelerde büyük başarılara imza atabileceğinin sinyalini verdi.
Paralimpik sporlar, engelli bireylerin eşit rekabet koşullarında yarışmasını sağlamak için detaylı bir sınıflandırma sistemine dayanır. Her sporcunun, fiziksel, görme veya zihinsel engel durumuna göre adil bir şekilde kategorize edilmesi, yarışmaların hem etik hem de sportif anlamda doğru bir zeminde gerçekleşmesini sağlar. Bu nedenle, sınıflandırma sürecinin net, şeffaf ve bilimsel kriterlere uygun olması, Paralimpik Oyunlar için hayati bir öneme sahiptir. Bu bilinçle hareket eden Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK), IPC’nin 1 Ocak 2025’te yürürlüğe giren Sınıflandırma Tüzüğü çerçevesinde önemli bir adım attı. Federasyonlarımız ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katılımıyla düzenlenen online çalıştay, Türkiye’nin kendi Ulusal Sınıflandırma Kodunu oluşturması yolunda büyük bir başlangıç oldu.
Katılımcılar, IPC Sınıflandırma Tüzüğü’nün detaylarını ele alarak, ulusal düzeyde uygulanabilirliği ve Türkiye’ye özgü bir sınıflandırma kodunun oluşturulması için fikir alışverişinde bulundu. Çalıştayda, sınıflandırma süreçlerinin daha adil, şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesi için gerekli adımlar tartışıldı. Türkiye’de paralimpik sporların daha profesyonel bir yapıya kavuşması için IPC (Uluslararası Paralimpik Komitesi) tarafından belirlenen sınıflandırma kriterlerine uygun bir sistem oluşturmak büyük önem taşıyor. TMPK Sınıflandırma Departmanı moderatörlüğünde gerçekleştirilen online çalıştay, federasyonlarımızın sınıflandırmacıları, fizyoterapistleri ve bakanlık yetkililerinin katılımıyla büyük bir bilgi alışverişine sahne oldu.
Bu çalıştay, sınıflandırma süreçlerinin uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi, sporcuların doğru kategorilerde yarışabilmesi ve Türkiye’de sınıflandırma sisteminin daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için kritik bir aşama oldu. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Dr.Av. Murat AKSU çalıştayın ardından yaptığı açıklamada, “Paralimpik sporun gelişimi ve sporcularımızın uluslararası standartlarda haklarını koruyabilmesi için bu süreç büyük bir önem taşıyor. Ulusal Sınıflandırma Tüzüğümüz, sporcularımızın adil bir şekilde değerlendirilmesini sağlayacak ve Türkiye’nin paralimpik spor alanındaki gücünü daha da artıracaktır. Bu süreçte emeği geçen tüm federasyonlarımıza, sınıflandırmacılarımıza, fizyoterapistlerimize ve bakanlık yetkililerimize teşekkür ederiz” dedi. Çalıştayda ele alınan başlıca konular:
IPC 2025 Sınıflandırma Tüzüğü’nün temel prensipleri.
Ulusal ve uluslararası sınıflandırma sistemleri arasındaki farklar.
Türkiye’nin mevcut sınıflandırma altyapısının değerlendirilmesi.
Sporcu hakları ve sınıflandırma sürecindeki etik yaklaşımlar.
Sınıflandırma sürecinde federasyonların ve sağlık profesyonellerinin rolü. Bu başlıklar, Türkiye’nin kendi Ulusal Sınıflandırma Kodunu oluşturması için bir yol haritası çizdi.
Türkiye, ITTF Para Masa Tenisi World Para Future Lignano Turnuvası’nda büyük bir başarıya imza attı! Milli sporcularımız, İtalya’nın Lignano kentinde düzenlenen turnuvada 1 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya kazanarak büyük bir gurur yaşattı. Turnuvada farklı kategorilerde mücadele eden sporcularımız, zorlu rakiplere karşı sergiledikleri performansla Türk bayrağını kürsüye taşıdı.
Merve Cansu Demir’den Altın Madalya
Kadınlar Class 9-10 kategorisinde mücadele eden Merve Cansu Demir, turnuvanın en başarılı isimlerinden biri oldu. Grup aşamasını 3 galibiyet ile lider tamamlayan milli sporcumuz, yarı finalde bir diğer milli sporcumuz Neslihan Kavas’ı 3-1 mağlup etti. Finalde ise Çekyalı Tereza Cakorova ile karşılaşan Demir, 3-2’lik galibiyetle altın madalyanın sahibi oldu.
MASA TENİSİNDE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE!
Milli para masa tenisi sporcularımız, İtalya’da düzenlenen bu prestijli turnuvada büyük bir başarı göstererek uluslararası arenada Türkiye’nin adını yeniden duyurdu. Bu başarılar, Türk para masa tenisinin geleceği için büyük bir motivasyon kaynağı olacak. Sporcularımızın gösterdiği azim ve kararlılık, önümüzdeki turnuvalarda daha büyük zaferlerin habercisi. Türkiye, masa tenisinde uluslararası alanda güçlü bir konuma ulaşmak için emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Bir sonraki büyük hedef, Avrupa ve dünya şampiyonalarında daha fazla madalya kazanmak!
GÜMÜŞ MADALYALARLA BÜYÜK BAŞARI
Turnuvada 4 milli sporcumuz gümüş madalya kazandı ve Türkiye’nin masa tenisindeki yükselen başarısını bir kez daha kanıtladı.
Dünya Salon Kürek Şampiyonası’nda iki farklı kategoride mücadele eden milli sporcumuz Yiğit Doğukan Bozkurt, çevrimiçi düzenlenen PR2 Erkekler 2000 metre yarışında gümüş madalya kazanarak dünya rekoru kırarken, PR2 500 metre yarışında altın madalyanın sahibi oldu.
Dünya Rekoruyla Gelen Gümüş Madalya
Çevrimiçi düzenlenen Dünya Salon Kürek Şampiyonası’nda mücadele eden Yiğit Doğukan Bozkurt ilk olarak PR2 500 kategorisinde 1.39.07’lik derecesiyle altın madalya kazandı. Daha sonra da PR2 Erkekler 2000 metre yarışında ikinci olarak gümüş madalya kazandı. Ancak madalyanın ötesinde bu yarış, Bozkurt’un kendi yaş kategorisinde dünya rekoru kırdığı tarihi bir an oldu. Büyük bir dayanıklılık ve güç gerektiren 2000 metre yarışında sergilediği üstün performans, onun kürek sporundaki yeteneğini ve potansiyelini gözler önüne serdi.
Altın Madalya ile Zirvede!
Kısa mesafe yarışlarında hız, patlayıcı güç ve mükemmel teknik gereklidir. Bozkurt’un altın madalya kazandığı bu yarış, onun sadece dayanıklılığını değil, aynı zamanda teknik becerilerini ve hızını da ortaya koydu. 500 metre yarışındaki bu üstün performans, gelecek büyük organizasyonlar için önemli bir motivasyon kaynağı oldu.
Türk Kürek Sporunda Yeni Bir Dönem
Yiğit Doğukan Bozkurt’un kazandığı altın ve gümüş madalyalar, sadece bireysel bir zafer değil, para kürek branşının küresel ölçekteki yükselişinin de bir simgesi. Bozkurt’un bu başarısı, genç kürekçilere ilham verirken, Türkiye’nin paralimpik sporlarda lider ülkelerden biri olma yolundaki kararlılığını da perçinliyor.
Dünya Abilitysport Plaj Oyunları, ilk kez 18-25 Ekim 2025 tarihleri arasında Türkiye’nin Akdeniz’deki incisi Mersin’de düzenlenecek. Türkiye’nin uluslararası paralimpik spor organizasyonlarına ev sahipliği yapma vizyonunun en yeni ve en önemli adımlarından biri olan bu organizasyon, engelli sporcuların deniz, kum ve güneşin eşsiz atmosferinde mücadele edeceği benzersiz bir etkinlik olacak. Mersin 2025 World Abilitysport Plaj Oyunları’nın logosu ise oyunların ruhunu, şehrin doğal mirasını ve kapsayıcılık vizyonunu simgeleyen anlamlı detaylarla tasarlandı.
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Murat Aksu’nun da vurguladığı gibi, Mersin 2025’in logosu şehrin doğal mirasını, kapsayıcılığını ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığını temsil ediyor. Logo, Caretta Caretta deniz kaplumbağası ve bir narenciye yaprağı olmak üzere iki temel öğeyi bir araya getiriyor. Caretta Caretta, Akdeniz’in sıcak kıyılarında yaşam süren ve Mersin’in simgesi haline gelen nesli tükenmekte olan bir deniz kaplumbağası türüdür. Bu özel canlı, Mersin’in çevre bilinci ve doğaya olan bağlılığını simgelerken, sporcuların da mücadeleci ruhuna ve dayanıklılığına atıfta bulunuyor. Açık denizlerde kilometrelerce yol alabilen, güçlü ve uyum sağlayabilen bu kaplumbağalar, paralimpik sporcuların azmiyle benzerlik gösteriyor.
Logonun ikinci temel unsuru olan narenciye yaprağı, Mersin’in tarımsal kimliğini ve bölgenin ekonomik ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Türkiye’nin narenciye üretiminde önemli bir merkez olan Mersin, canlılığı, büyümeyi ve tazeliği simgeleyen bu yaprak aracılığıyla Plaj Oyunları’nın dinamik ve enerjik atmosferini görselleştiriyor. Bu iki unsurun birleşimi, Mersin’in doğal güzellikleriyle sporun evrensel değerlerini birleştirdiğini ve Plaj Oyunları’nın yalnızca bir spor etkinliği değil, aynı zamanda bir yaşam ve doğa bilinci hareketi olduğunu vurguluyor.
PLAJ OYUNLARI: DAYANIKLILIK, MÜCADELE VE STRATEJİ SAHNESİ
Mersin 2025 World Abilitysport Plaj Oyunları, deniz ve plaj sporlarında paralimpik sporcuların yeteneklerini sergileyebileceği bir arena olacak. Oyunlar, sadece sporun fiziksel yönüyle değil, mücadele ruhu, dayanıklılık ve kapsayıcılık gibi değerleriyle de dikkat çekecek. Paralimpik sporcular, engel tanımayan yetenekleriyle plaj sporlarına yeni bir boyut kazandırırken, bu organizasyon aynı zamanda engelli bireylerin spor yoluyla topluma entegrasyonunu destekleyen bir platform olacak. Dünya Abilitysport Plaj Oyunları, paralimpik sporların yaygınlaşmasını ve engelli bireylerin spor yapma imkanlarının artırılmasını hedefleyen uluslararası bir organizasyon olarak, Mersin’in ev sahipliğinde unutulmaz bir ilke imza atacak.
SPORUN VE DOĞANIN KESİŞİMİ MERSİN
Mersin, tarihi mirası, doğal güzellikleri ve modern spor altyapısıyla büyük çaplı uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek donanıma sahip bir şehir. Daha önce birçok önemli spor etkinliğine ev sahipliği yapmış olan şehir, 2025 World Abilitysport Plaj Oyunları ile sporun ve doğanın iç içe geçtiği bir merkez haline gelecek. Caretta Caretta’ların yuvalama alanlarıyla ünlü sahilleri, Akdeniz’in masmavi suları ve yıl boyunca süren ılıman iklimi sayesinde Mersin, sporcuların en iyi performanslarını sergileyebileceği ideal bir ortama sahip. Aynı zamanda bu organizasyon, şehrin uluslararası spor turizmi açısından önemli bir destinasyon haline gelmesine de büyük katkı sağlayacak.
Giriş