Günümüzde sporun en önemli paydaşlarından biri, hatta olmazsa olmaz parçası sponsorlar. Gerek dünyada gerekse ülkemizde sporun ve sporcuların gelişimine, sporun global etkisine sağladıkları katkılar neredeyse sporu yöneten kurumlarla eş değer hale geldi. Bugün, düzenleyeceğiniz herhangi bir ulusal ya da uluslararası organizasyondan tutun da, alt yapıya yapacağınız yatırımlara kadar sponsorların desteğine ihtiyacımız var. Biz sporu yönetenlerin önemli bir kısmı, artık bu bilinçle hareket ettiğimiz için gerek devlet sektöründe gerekse özel sektörde faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarımızı, ticari işletmeleri spora destek vermeye özendirme gayreti içindeyiz.
İŞ DÜNYASI AKTİF HALE GELİYOR
Spora yapılan yatırımın maddi ve manevi getirisinin farkına varan iş dünyamız da, sağ olsunlar giderek bu alanda daha aktif olmaya başladılar. Bu da, ülkemiz sporu için son derece memnuniyet verici bir gelişme. Bu hafta işte bu kuruluşlarımızdan birinden, Procter&Gamble’dan (P&G) bahsetmek, yaptıkları örnek çalışmaları sizlerin bilgisine sunmak istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde P&G ile Bilinçli İletişim Paneli’nde buluştuk.
P&G'nin merkezinde yapılan 'Bilinçli İletişim Paneli'ne çalışanlar ve üst düzey yöneticiler katıldı.
YÜZDE 50 YEREL ÜRETİM
Procter&Gamble (P&G), 1837 yılında William Procter ve James Gamble tarafından Amerika’nın Cincinnati kentinde kurulmuş, önce sabun ve mum üretiyormuş. Bugün, 65 markasıyla dünya çapında 180’den fazla ülkede günde 5 milyara yakın insanın yaşamına dokunuyor. P&G hızlı tüketim ürünleri alanında faaliyet gösteriyor. En güzel tarafı Türkiye’de satışa sunulan tüm P&G ürünlerinin yaklaşık yüzde 50’sinin yerel olarak üretilmesi.
OLİMPİK ANNELER GÜZEL BİR OLUŞUM
P&G’nin çalışanlarının yüzde 58’i kadınmış, icra kurulunun bile yüzde 55’i kadınlardan oluşuyormuş. Umarız diğer kurumlara da örnek olurlar. 2004 yılından bu yana, Migros ve Özel Olimpiyatlar Türkiye işbirliğinde yürüttükleri ‘Minik Sporcular’ projesi ile 6 bine yakın özel ve partner sporcunun yetişmesine destek veriyorlar. 2014 yılından beri de Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile iş birliği yapıyorlar. ‘Olimpik Anneler’ projesi ile 30 sporcu ve annesine 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları yolunda destek oldular. Olimpik Anneler projesi kapsamında Türkiye’nin ilk online spor haritasını yayınladılar ve toplamda 330 bin spor ekipmanı, 50 bin eşofman bağışında bulundular.
SPORA VE SAĞLIĞA DESTEK
Aslında destekleri sporun her alanında denilebilir. A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın özgüven sponsorluğunu yapıyorlar. A Milli Erkek Futbol Takımımızın, A Milli Kadın Futbol Takımımızın, Milli Kadın Voleybol Takımımızın sponsorluğunda da onlar var. Hastanelerde de ‘Hastane Bilinçlendirme Programı’ yapıyorlar. Bugüne kadar 22 milyon anne adayı ve yeni doğum yapan anneye ulaşmışlar. Yaptıkları ciddi de bir bebek bezi bağışı var ki öğrendiğime göre 400 bini aşmış.
GERÇEK YAŞAM HİKAYELERİNİ ANLATTIK
P&G CEO’su Tankut Turnaoğlu ile sevgili kardeşim Ahmet Gülüm vasıtasıyla tanıştık. Buluştuğumuzda, P&G’nin, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne ve Olimpik sporculara destek olduğunu ancak Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ne ve Paralimpik sporculara destek olmadığı konusunu konuştuk. Ve kendilerine bir ülkede, bir kentte Paralimpik Oyunları yapılmadan Olimpik Oyunları’nın yapılamayacağını, bunun uluslararası bir kural olduğunu anlattık. Çok geniş ve güzel bir görüşme oldu. Ve daha sonra da Tankut Bey’in isteği üzerine geçtiğimiz hafta P&G’nin merkezine gittik. Online de dahil yaklaşık 120 kişinin katıldığı bu toplantıya, görme engelli ikizlerimiz Kerim-Selim Altınok kardeşlerimiz ve milli basketbolcumuz Ferit Gümüş ile birlikte katılıp yaşanan gerçek hikayeleri şirketin çalışan ve üst düzey yöneticilerine anlattık.
PROGRAM YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ
Güzel bir sohbetti. Hem güldük hem de bazen üzüldük. Çünkü anlattıklarımızın hepsi gerçek yaşam hikayesi idi. Ve sonunda nasıl birlikte ilerleriz konusu görüşüldü ve önümüzdeki günlerde daha az sayıda P&G çalışan yetkilileri ile bir araya gelip program yapmayı düşündük. Özellikle Tankut Turnaoğlu’na gösterdiği yakınlık ve hassasiyet için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Siz, sevgili okurlarımızı da ileride bu gelişmelerden haberdar edeceğiz.
ÇENGELLİ PANO
‘KİTAP VE MEKTUP YOLLAR MISINIZ?’
33 yaşındayım, 6 yıldır cezaevindeyim. Değerli ve kıymetli okurlar okumadığınız dini kitap ve romanları bana göndermenizi rica ediyorum. Cavit Ulgun L Tipi Kapalı Cezaevi F 1 Koğuşu Mahmutlar / Alanya
Burada zamanımı kitap okuyarak, kitap ve şiir yazarak geçiriyorum. Tiyatroyla ilgileniyor, oyunculuk yapıyorum, senaryo da yazıyorum. Tiyatro kursları açıldığında oyun sergiliyorum. Hem eğitim veriyorum hem de kendimi geliştiriyorum. Almanya’da doğdum, büyüdüm, kaderde Türkiye’de İzmir Ödemiş Cezaevi’nde yatmak varmış. Bana dert ortağı olacak herkesin mektuplarını bekliyorum. Nesimi Sever T Tipi Kapalı C.İ.K. A-15 Koğuşu Kaymakçı Ödemiş / İzmir
26 yaşındayım, 7 yıldır bu dört duvar arasındayım. Daha önümde uzun yıllar var. Mektup arkadaşı arıyorum. Samimi olarak arkadaş arayanların mektuplarını bekliyorum. Bu dört duvar arasında insanın en yakın arkadaşı kağıt ve kalemdir. Mehmet Koparan M Tipi Kapalı Ceza Evi C-5 Koğuşu Manisa / Alaşehir
36 yaşındayım, 2 yıldır cezaevindeyim. İki yıl daha cezam var. Kimseden maddi konuda beklentim yok, sadece mektuplaşacak arkadaşlardan mektup bekliyorum. Mustafa Parlak E Tipi K.C.İ.K. B-4 Koğuşu Şehit Kamil / Gaziantep