Çocuklar balık yağını artık çok seviyor

Sevgili Okurlar;

Omega-3 vücut için gerekli olan ama vücutta üretilemeyen ve mutlaka dışarıdan alınması gereken yağ asitleridir. Artık hemen hemen herkes omega-3’ün faydaları konusunda az veya çok fikir sahibi.

- Beyin gelişimi ve fonksiyonları
- Kalp ve damar sağlığı
- Eklem sağlığı ve inflamasyonlu hastalıklar
- Karaciğer sağlığı ve kolesterol seviyeleri
- Depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite

Problemlerinde yadsınamaz yararlarının olduğu konusunda herkes hemfikir. Anne karnındaki gelişimden başlayıp bir ömür boyu insan vücudundaki birçok yaşamsal faaliyetin sağlıklı ve düzgün çalışması için önemli bir rol oynuyor.
Özellikle DHA’nın çocuklarda beyin, sinir ve retina gelişimine katkıda bulunduğu artık iyi biliniyor. Birçok çalışma, Omega-3 takviyesi verilen çocukların okulda daha iyi performans gösterdiğini ve daha iyi konsantre olduğunu tekrar tekrar gösterdi. Bu nedenle ebeveynler her zaman çocuklarına ideal bir Omega-3 takviyesi vermeye çalışıyorlar. Fakat anne babalar olarak hala çocuklara Omega 3 takviyesi verirken sorun yaşıyoruz. İçirebilmek için binbir şekle giriyoruz. Üstelik bir süre başarılı olabilsek, tadını sevdirsek bile birkaç hafta sonra yine içiremeyip bir kenara atmak zorunda kalıyoruz.

Peki çocuklar neden balık yağı kullanmak istemiyor?

Bir dönem ağır balık tadı ve kokusu nedeniyle zorla içirilmeye çalışılan balık yağları günümüzde çok farklı aroma ve tatlandırıcı içeren formlarda artık eczanelerimizde var. Ancak yine de balık yağı takviyeleri çocuklar tarafından sevilmiyor.

Çocuklar uzun süreli olarak balık yağı kullanmayı istiyorlar mı? Yoksa daha hala çocuklara balık yağı içirmek zor mu?

Dünyada üst düzey kalitede balık yağı üreticisi en önemli ülke olan Norveç’te özellikle bu konu üzerinde çok duruluyor.
Buradaki temel sorun balık yağının istenmeyen kokusu ve tadının iyi maskelenememiş olması. Bu yüzden; yağ asitleri, su ve yağda çözünen vitamin ve mineralleri emülsiyon formatında birleştiren patentli bir yöntem geliştirildi.

EN BÜYÜK SORUN

Vitamin, mineral, balık yağı gibi etken maddelerin vücutta yüksek oranda kullanımına yönelik yeni bir form olan Concordix teknolojisi, NorwegianUniversity of Scienceand Technology (NTNU) ile yapılan çalışmalarla geliştirilmiş. Bu sayede biyo yararlanım artmakta ve daha iyi tat maskelemesi yapılabilmekte. Şeker ve yapay madde ilavesine de gerek kalmıyor.

Balık yağı kullanımındaki en büyük sorunlardan bir diğeri de içilen balık yağının mide sıvısının yüzeyinde toplanmasından dolay kullandıktan sonra tüm gün boyunca ağıza balık tadı gelmesi, reflü ve gaz şikayetlerine sebep olması. Geliştirilen bu emülsiyon yöntemiyle balık yağı mide sıvısının içerisinde homojen olarak dağılıp reflü, gaz ve ağıza kötü tat problemleri engelleniyor.


Ayrıca diğer vitamin ve minerallere de uygulanabilen bu teknolojiyle kullandığımız desteklerden daha yüksek yararlanım sağlanacak olması sevindirici.

Ekonomisinin büyük kısmı balıktan gelen Norveç’te kutup çizgisi üzerinde üretilen bu teknolojiyle çok değerli bir destek olan Omega-3’e çocuklar tarafından daha fazla ilgi geleceğe benziyor.

3 YENİ MESAJINIZ VAR

GENLER PROGRAMLANABİLECEK

Araştırmacılar hem sağlıklı hem de hastalıklı hücreleri yeniden programlamanın mümkün olduğunu açıkladılar. Bir insan deri hücresini alıp embriyoda bulunan aynı tür başka bir hücreye dönüştürmeyi başardılar. Özenli bir çalışma ile hücreler vücudun diğer herhangi bir hücresi haline gelebiliyor.

BİR BÖBREK SİPARİŞ EDECEKTİM

İsveçli bir şirket üç boyutlu yazıcılar ve biyolojik mürekkep ile insan dokusu ve organ oluşturmayı başardı. 30 dakikalık bir işlem sonunda organ ve doku yapılabiliyor.Şu anda üretilen organlar sadece ilaç testleri için kullanılıyor. Ancak 20 yıl içerisinde kan dolaşımıyla uyumlu organlar üretileceğine inanıyor.

KANSERDE HEYECANLANDIRAN BULUŞ

Kanadalı bir doktora öğrencisi, kanser hücrelerinin yayılmasını önlemeyi başardı. Keşif ticarileşme anlamımda henüz çok erken safhalarda ama çalışma ekibi buluş için patent başvurusunu yaptı. Ürünün ticari olarak kullanılabilmesi için 5 ila 8 yıllık bir çalışmaya daha ihtiyaç var.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

- Propolisin arılar tarafından üretilen, kovanı korumak için kullandıkları mum kıvamında bir madde olduğunu,

- Günümüzde de antibakteriyel, antiviral, ve genel bağışıklık güçlendirici olarak kullanıldığını,

- Yara iyileştirici özelliğiyle de hemoroit probleminde hamileler dahil tüm yaş gruplarında propolisli kremlerin kullanılabildiğini,

- Ağız içi florasına özel kullanılan probiyotiklerin ağız yarası ve boğaz enfeksiyonlarına karşı koruyucu olabileceğini biliyor muydunuz?