Adile ÖzdağMevsimsel geçişler ve hastalıklar

HABERİ PAYLAŞ

Mevsimsel geçişler ve hastalıklar

Haberin Devamı

Sevgili Okurlar;

Ekim ayı Dünya Sağlık Örgütü tarafından meme kanseri hakkında bilinçlendirme ayı olarak kabul edilmiştir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlarda en sık görülen kanser türü, yüzde 24.1 ile meme kanseridir.Meme kanserinin şikâyete neden olmadan erken evrede tanınması, hastalığın tamamen tedavi edilmesi olasılığını artırıyor. Meme kanserine karşı ilk önemli adım, kadınların bu hastalık konusunda bilgi sahibi olmaları ve meme sağlıklarını nasıl koruyabilecekleri konusunda bilinçlenmeleri. Gelecek hafta meme kanseri konusunda yapmamız gerekenler ve alabileceğimiz önlemleri sizlerle paylaşacağım.

Mevsimin sonbahara geçişiyle bağışıklık sistemimiz zayıflıyor ve hastalıklar da daha sık kapımızı çalıyor. Havaların soğuması ve hızlı ısı değişimleri bu dönemlerde yetersiz ve dengesiz beslenmenin de neden olduğu etkenler nedeniyle hastalıklara davetiye çıkarıyor. Salgın hastalıkların en fazla ortaya çıktığı mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmanın en iyi yolu ise bağışıklık sistemini güçlendirmekten geçiyor.

Mevsimsel geçişler ve hastalıklarBağışıklık sisteminin nasıl güçlendirilebileceğini Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bölümü öğretim üyesi ve Probiyotik Derneği Başkanı Prof. Dr. Tarkan Karakan ile konuştuk.Bağışıklık sisteminin ve sindirim sistemi rahatsızlıklarının önüne geçebilmek için probiyotik desteği alınmasını öneriyor. Takviye edici probiyotik ürünlerinin kullanımının önleyici bir etkiye sahip olduğunu ve sorunları azalttığını belirten Prof. Dr. Tarkan Karakan, mevsim geçişlerinin yaşandığı dönemlerde probiyotik kullanımına daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Probiyotik kullanımının insan sağlığına etkilerini Prof. Dr. Tarkan Karakan’a yönelttim.

PROBİYOTİKLER GERÇEKTEN DE SAĞLIKLI OLMAMIZI SAĞLAR MI?

Probiyotik kavramı son zamanlarda hayatımıza daha yoğun bir şekilde girdi. Tam olarak nedir probiyotik?

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre probiyotik, sağlık açısından yarar sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Yararlı bakteriler olarak da bilinmektedir. İnsanlar doğal olarak vücutlarında probiyotik barındırırlar ancak çoğu zaman bilinçsizlik nedeniyle yok ediliyor. Probiyotiklerin azalması da pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Probiyotik bakteriler 3,5 milyar yıldır vücudumuzda ve bağırsaklarımızda yaşıyor. Bağışıklık sistemimizi güçlendirip hastalıklardan koruyor ve vücudumuzda dengenin sağlanmasına destek oluyor. Ancak özellikle antibiyotik kullanımı, stres, yanlış beslenme gibi nedenlerle bağırsaklardaki bu bakteriler yok oluyor.

Antbiyotik kullanımının bakterileri yok etmemesi için probiyotik takviyesi mi gerekiyor?

Evet. Antibiyotikler çoğu zaman hastalıklarda ilk başvurduğumuz ilaçlar fakat ne yazık ki iyi ve kötü bakteriler arasındaki ayrımı bilemediklerinden bağırsaklarımızdaki faydalı bakterileri de öldürebiliyor. Buna bağlı olarak da ishal gibi problemlerle karşılaşılıyor. Bu nedenle antibiyotik alırken mutlaka probiyotikdesteği de alınmalı.
Mevsimsel geçişler ve hastalıklar

Probiyotikler bizim gerçekten de sağlıklı olmamızı sağlar mı?

Bağırsaklar ve bağışıklık sistemi arasında sıkı bir ilişki vardır. Bağırsaklar güçsüz düştüğünde bağışıklık sistemimiz de zayıflar. İnsan bağırsak florası, bağırsağın iç duvarını kaplayan hücrelerin çoğalmasına ilişkin karmaşık süreçlerde görev alır. Ayrıca, vücutta zararlı mikroorganizmaların istilasını önleyen bir koruyucu bariyer işlevi görür; bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını düzenler; besinlerin sindirilmesine yardımcı olabilir; çeşitli vitaminleri ve diğer yararlı maddeleri sentezler. Bu kompleks ekosistem, tüm vücudun sağlığı üzerinde etkilidir.

Hangi durumlarda takviye probiyotik ürün alınmalıdır?

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, vücudun hastalıklara karşı direnç kazanması için birçok alanda probiyotik bakterileri kullanabiliyoruz, bununla birlikte şu problemlerde de probiyotiklerden destek almaktayız;

  • Gaz, kabızlık, şişkinlik ve ishal gibi sindirim sistemi sorunlarında,
  • Enfeksiyon, besin zehirlenmesi veya antibiyotik kullanımı nedeniyle oluşan ishal tedavisinde,
  • Antibiyotik kullanımında,
  • Yoğun stres altında,
  • İdrar yolu enfeksiyonlarında,
  • Maya enfeksiyonunun önlenmesi ve tedavisinde,
  • İrritabl bağırsak sendromunda ve iltihabi bağırsak hastalıklarında,
  • Mesane kanseri riskini azaltmada,
  • Kolon kanserine karşı korunmada,
  • Bağışıklık sisteminin desteklenmesinde,,
  • Karaciğer hastalıklarında.
Probiyotiği sadece besinlerden almak yeterli midir?

Bazı besinlerde özellikle fermente ürünlerde probiyotikler vardır. Ev yapımı yoğurt, tarhana, turşu, şalgam, boza gibi. Fakat bozulmuş bir bağırsak florasını düzeltmekte genellikle yeterli olamazlar. Çünkü bunların büyük bir kısmı mide asidinde parçalanır. Eczanelerde bulunan probiyotik destekleri ise mide asidini geçebilecek şekilde üretilir.

Mevsimsel geçişler ve hastalıklar

Çocuklar için probiyotiğin önemi nedir? Onlar da probiyotik takviye alabilirler mi?

Sezaryen ile doğan veya anne sütü ile beslenemeyen bebekler, sindirim sistemini düzenleyen dost bakterilerden uzak kalıyor. Normal doğumda bebekler annelerin doğum kanalından geçerken probiyotiklerivücutlarına alarak dünyaya gelirler. Daha sonra probiyotikler, anne sütünde bulunan maddeler sayesinde çoğalır ve bebeği çeşitli sindirim problemlerinden korurken, bağışıklık sistemini güçlendirir.

Çocukların bağırsak florasının gelişimi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve ishal, kabızlık gibi sindirim sorunları için gereken probiyotik takviyesi flakon, damla ve saşe gibi şeklindeki ürünlerle verilebilir. Kullanıma hazır olmasının yanı sıra tatsız, kokusuz ve renksiz olan ürünlerin kullanımı çocuklarda kolaylık sağlayacaktır.

3 YENİ MESAJINIZ VAR

UZUN BOY-MEME KANSERİ İLİŞKİSİ

Nedeni henüz bilinmese de uzun boylu kadınlarda meme kanseri riski artıyor. Yine menopoz öncesi dönemde aşırı zayıf kadınlarla, menopozdan sonra idealin üzerinde kilosu olanlarda da meme kanseri riski daha fazla. Menopoz sonrası dönemde aşırı kilolar ve özellikle yağ dokusu fazla miktarda östrojen hormonu yapımına neden oluyor.

LABORATUVARDA MİNİ BEYİN ÜRETİLDİ

Harvard Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi'ndeki araştırmacılar ilk kez bir laboratuvarda beyin devresini çalıştırdıklarını açıkladı. Kök hücrelerden büyütülen mini beyinler, araştırmacıların otizm ve epilepsi gibi nörolojik koşulları daha iyi anlamalarına yardımcı olacak.

ÇÜRÜMEYEN DİŞLER

Dişlerde yaşayan bakteriler, şekeri mine tabakasını aşındıran ve çürümeye neden olan laktik asite çevirir. Bir Amerikan şirketi, genetik mühendisliği teknikleriyle bir bakteri türü geliştirdi. Bu bakteri laktik asit üretmediği gibi çürümeye yol açan doğal bakteriyi öldüren bir antibiyotik de salgılıyor.

SAĞLIK TAVSİYELERİ

Betaglukan: Ekmek mayasından elden edilen betaglukan, bağışıklık sistemini uyarıcı etkisiyle hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir.

5-HTP (5-Hidroksitriptofan): Vücutta serotonin üretiminde kullanılır. Serotonin seviyelerinin normal düzeyde tutulmasına katkı sağlayarak, uyku kalitesini arttırır ve stresin azaltılmasına yardımcı olur.

Laden (Cistuscreticus): Laden bitkisini içeren boğaz pastilleri ağız ve boğaz mukozasında koruyucu bir bariyer tabaka oluşturarak solunum yoluyla gelen bakteri ve virüslerin girişini engeller.

At kuyruğu: Saç, tırnak ve derideki bağ dokunun ana bileşenlerinden olan silisyum (silika), yeryüzünde oksijenden sonra en yaygın görülen elementtir ve at kuyruğunda bolca bulunur.




Sıradaki haber yükleniyor...
holder