İSTİNYE BORSA

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, İstanbul’da ailenizle, dostlarınızla birlikte keyifli bir iftar yemeği yiyebileceğiniz mekanlar arasında her damağa ve her keseye göre bayağı seçenek var. Ama, Ramazan ayı dışında da geleneksel Türk mutfağına öncelik veren klasiklerin hali bir başka oluyor tabii. İstinye Park AVM’nin havuzlu meydanına bakan Borsa Restaurant da bunlardan biri. Bu sıcak yaz akşamında, ister hafif esintili terasda, ister klimalı ana salonda iftarınızı açabilirsiniz.
Bakalım bu yıl ki Ramazan mönüsünde neler var: Önce serpme iftariyelikler geliyor elbet: Hurma, Tereyağı, bal, kaymak, reçel, pastırma, zeytin ve peynir çeşitleri ve Vakfıkebir pidesi. İnsanın gözü doyuyor, o kadar bol. Ardından çorba. Resmi geçit devam ediyor: Zeytinyağlı başlangıçlar, sonra su böreğinden etli kara lahana dolmasına sıcak başlangıçlar ve mevsim salatası.
Ana yemeklere gelince: Domates pilavı eşliğinde döner kebap, hünkâr beğendili kuzu tandır, ızgara köfte veya piliç şiş ızgara. Sıra güllaç, şekerpare, tavuk göğsü, fırın sütlaç, ekmek kadayıfı, hurmalı incir tatlısı, portakallı çikolatalı sufle ve profiterola uzanan tatlı listesine geliyor. Ayran, meşrubat çeşitleri, çay ve kahvenin yanı sıra, elbette frambuaz ve böğürtlenli Ramazan şerbeti de var.
Banttan klasik Türk müziğinin hoş nağmeleri akarken, kendinizi gerçekten huzurlu bir aile ortamında buluyorsunuz. Restaurant müdürleri Hüseyin Şahin ve Haluk Çalışyüksel yönetiminde servis, kusursuz. Ceremesi mi? Kişi başına 120 TL. Doğru, pek de ucuz değil; ama bu bolluk, kalite ve lezzete göre, bence oldukça makul. Bir deneyiniz derim. (Borsa, İstinye Park AVM, İstinye-İstanbul, Tel: 0212 345 53 33.)

YABANCI GÖZÜ VE YORUMLARIYLA TÜRK MUTFAĞI
TURQUOISE

Avustralya’nın ünlü şeflerinden ve Melbourne’daki MoMO Restaurant’ın başaşçısı Greg Malouf ve eşi Lucy Malouf’un birlikte yazdıkları ve İngiliz fotoğraf ustaları Lisa Cohen ve William Meppem’in görüntüledikleri Turquoise-Bir Şefin Türkiye Seyahati kitabı çok başarılı bir yapıt.
Henüz Türkçe’ye çevrilmeyen bu kitapta, İstanbul, Ege ve Güneydoğu Anadolu mutfaklarımızdan birçok yemeğin tarifi var. Greg Malouf’un bir özelliği de bu tariflerden bazılarını kendine göre yorumlaması ve hatta kendisinin de bir tarif üretmesi. Söz gelimi, bizim favaya değişik bir gömlek giydirmeyi düşünmüş ve bence de çok başarılı olmuş.
Nasıl mı? Favanın üzerine sızma zeytinyağını döktükten sonra üzerine, kıyılmış dere otu serpmenin dışında, ince rendelenmiş katı yumurta, bir çimdik ince kıyılmış acı kırmızı biberli (chilli) bir karışım katıyor. Yanında tatlı kırmızı biber ve limon dilimleriyle sunuyor. Yani bizim baba kırmızı soğan yok. 354 sayfalık bu kitabı seveceksiniz. Teşekkürler, Greg ve Lucy Malouf! (Greg and Lucy Malouf, Turquoise- A Chef’s Travels in Turkey, Hardie Grant Books, Prahran, Victoria, Australia, 2007.)

BİR UĞRAYIN!
ŞEN BALIK

Çengelköy’de ana cadde üzerindeki Şen Balıkçı yanındaki sokakta bir de balık lokantası açalı nerdeyse bir yıl olacak. Av yasağı 1 Eylül’de sona erecek, ama oltacı küçük balıkçılara serbest olduğundan, şimdiden bu yılki Çingene palamutuna “Merhaba!” Diyebiliyoruz.
Hoş, Boğaz’da Poyrazköy’de 20 Temmuz’dan beri suüstü çaparisi ile tutulan bu yavru palamutlar birkaç haftada iyice irileşti ama henüz tam anlamıyla yağlanmadıkları için, ızgara yerine, tavası ya da sahanda yahni veya pilakisi güzel oluyor.
Geçenlerde nişanlanan Poyrazköy’lü İbrahim Uzun’un bu pırıl pırıl mekanında karışık bir mevsim salatası ile birlikte mısır unununa bulanıp tava edilmiş bir yavru palamut söyledim (15 TL). Yönetici Ertan Güçlü her masaya güler yüzle koşturuyor.
“Palamut tavam geldi, çıtır çıtır.” Elhak, Cemal Usta ile çömezi Tuncay Çalık, balığı güzel pişiriyorlar... Listede başka balıklar da var: İstavrit (porsiyonu 8 TL), tekir (12 TL), fileto mezgit tava ve sardalya, daha doğrusu yavru tirsi (10 TL). Şen Balık, içkisiz gerçek bir mahalle lokantası. Aileleri, dostlarıyla birlikte taze balık yemek ve keselerini üzmemek isteyenlere öneririm. (Halk Cad. Cakalı Sok No: 6/A, Çengelköy-İstanbul. Tel: 0216 557 79 29.)