Giriş
1.5 yaşında mental retardasyon teşhisi konulan, ilk öğretmeninin ‘Bu çocuktan bir şey olmaz’ dediği Sezen Kaya, mental engelli kadın sporcu olarak başarıdan başarıya koşuyor. Gözünü parakaratede dünya şampiyonluğuna diken “Türkiye’nin ilk mental kadın şampiyonu” Sezen, milli takımın hayalini kuruyor.
1.5 yaşında mental retardasyon teşhisi konulan, İzmirli engelli sporcu Sezen Kaya, farklı branşlarda yakaladığı başarıyla tüm gençlere örnek oluyor. İlk öğretmeninin ‘Bu çocuktan bir şey olmaz’ dediği 21 yaşındaki Sezen Kaya, yüzme ve güllenin ardından gözünü şimdi de parakaratede Türkiye şampiyonluğuna dikti. “Türkiye’nin ilk mental kadın şampiyonu” Sezen, milli takımın hayalini kuruyor. Spora 3 yaşında yüzme ile başlayan Sezen Kaya, 5-6 yaşlarında atletizmle tanışıyor. Annesi Meryem Keser’in eskiden yaptığı spor dalı gülle atma ile yola devam eden Sezen ilk başarısını da burada yakalıyor. Gülle atmada iki kez Ege Bölge Şampiyonu olan Sezen, Türkiye’de 2022’de ilk kez seçmesi yapılan Dünya Karate Federasyonu’nun görme, bedensel ve mental engeliler için düzenlediği yarışmada şampiyon oldu. Bu başarıyla “Türkiye’nin ilk mental engelli kadın şampiyonu” unvanını alan Sezen bu yıl altın madalyayı küçük bir detayla kaçırdı. Trabzon’da 21-23 Şubat’ta düzenlenen ‘Türkiye Karate Şampiyonası’nda parakarete dalında tatamiye çıkan genç sporcu Sezen, hakemlere selam vermeyi unutunca altın madalyayı kaçırarak ikinciliği göğüsledi.
Ayrıca Sezen Kaya’nın hikayesini anlatan ‘Sezenler Olsun’ adlı kısa belgesel de yarışmalarda birçok ödüle layık görüldü. Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Akademisi Antrenörlük Bölümü 2. sınıf öğrencisi olarak eğitimine de devam eden Sezen Kaya, “Spor benim hayatım. Kendime güveniyorum” diyor. Sezen, ayrıca antrenman yaptığı karate salonunda diğer öğrencilere ders de veriyor.
HİKAYEMİ İZLERKEN AĞLADIM
Senin hikayeni anlatan ‘Sezenler Olsun’ belgeseli birçok ödül aldı. Belgeseli izlerken neler hissettin?
Çok duygulandım. Karışık duygular hissettim. Doğduğum andan bugüne kadar olanları anlattı annem belgeselde. Onları dinlerken duygulandım bazen ağladım.
‘MÜCADELESİNİ HERKES GÖRSÜN İSTEDİM’
Sezen’in babası Arkın Kaya’nın çocukluk arkadaşı Yönetmen Adem Giliz’in çektiği ‘Sezenler Olsun’ adlı belgesel, birçok engelliye ve ailelerine ilham oluyor.
Belgesel fikri nasıl ortaya çıktı?
Sezen’in babası Arkın Kaya ile çocukluk arkadaşıyız. Onların yaşadığı her zorluğu verdikleri her mücadeleyi an be an biliyorum. Sezen’in başarılarını ve azmini de gördükçe onun için bir şey yapmak istedim. Herkes bu hikayeyi duysun, Sezen’i görsünler istedim. Çekimler sırasında çok fazla duygusal anlar yaşandığı için belgeseli 2 yılda tamamlayabildik. Katıldığımız birçok yarışma ve festivalde ödüller aldık. Mayıs’ta düzenlenecek Fenerbahçe Üniversitesi’nin yarışmasında finalistiz. Kazanırsak 11’inci ödülümüz olacak. Fakat önemli olan bu ödülleri almak değil, ‘Sezen’lerin herkes tarafından görülmesini, fark edilmesini ve desteklenmesini sağlayabilmek. Eğer ‘Sezen’ler desteklenirse, duyarlılık oluşursa benim için en büyük ödül bu olacak.
‘Sezenler Olsun’ Belgeseli’nin aldığı ödüller: İstanbul Uluslararası Nartugan Film Festivali 2’ncilik ödülü, İstanbul Uluslararası Nartugan Film Festivali Turkuaz Aslan Cesaret Ödülü, Anatolian Film Awards En İyi Belgesel Film Ödülü, Lahore İnternational Film Awards Resmi Seçki, Indie Line Film Festivali En İyi Belgesel Film Ödülü, Anatolia İnternational Film Festivali Resmi Seçki, İstanbul Uluslararası Bahar Film Festivali En İyi Belgesel Film Ödülü, Golden Bridge İstanbul Kısa Film Festivali Resmi Seçki, Fenerbahçe Üniversitesi Ulusal Kısa Film Festivali Finalisti.
HAYALİM MİLLİ TAKIMA GİRMEK
Spora ilk başladığın zamanlarda da derece ya da şampiyonluk hedefin var mıydı?
Hep sporla uğraştım. Kendimi iyi hissediyorum spor yaparken. İlk yüzmeye başladım. Sonra atletizmde gülle atma branşını seçtim. Önceleri sadece spor yapıyordum, sosyalleşiyordum. Şimdi karatede Türkiye şampiyonu olmak istiyorum. Milli takıma girebilmek en büyük hayalim. Bunun için de her gün antrenman yapıyorum. Kendime güveniyorum ve başaracağıma inanıyorum.
Hem eğitimine devam ediyorsun hem de dersler veriyorsun. İkisini birlikte yürütmek zor olmuyor mu?
Hayır; çünkü okulumu da öğretmenlerimi de arkadaşlarımı da çok seviyorum. Spor hayatımın her yerinde var. Hem spor yapmayı hem de antrenörlük yapmayı seviyorum. Aslında hocamın yardımcısıyım.
ANNEMİ ÇOK SEVİYORUM
‘Kendimi geliştirmek istiyorum’ dediğin alan ya da başka spor dalı var mı?
Konuşmamda bozukluklar var. Daha çok kelime öğrenmek için çok fazla kitap okumam lazım. Yatmadan önce okuyorum zaten. Bazen de unutuyorum, üzülüyorum.
Senin gibi özel arkadaşlarına nasıl bir mesaj vermek istersin?
Sporu bırakmasınlar. Herkes bir gün engelli olabilir. Onlar da engelleri tek tek aşabilirler.
Bir rol modelin, örnek aldığın biri var mı?
Annem. O da gülle atma sporu yapıyormuş eskiden. Spora başlamamı da annem istedi. Beni çok seviyor. Ben de onu çok seviyorum. Bir de tabi ki Mustafa Kemal Atatürk’ün;
“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünü örnek alıyorum.
‘ÇOK AKILLI VE ALGILARI ÇOK AÇIK’
Antrenör Orhan Paksoy, karate camiasından başka birinin öğrencisi olarak tanıdığı Sezen’le şimdi birlikte başarı hikayeleri yazmak için çok çalıştıklarını söylüyor.
Sezen nasıl bir sporcu? Antrenmanlarda zorlandığınız zamanlar oluyor mu?
Sezen çok akıllı, algıları çok açık bir kız. İlk başta babası teklif ettiğinde biraz geri planda kaldım. Ama Sezen’le yaptığımız ilk deneme dersinde ona ne öğrettiysem hepsini tek seferde yapabildi. Antrenmanlarda zaman zaman Sezen’e görevler verip uzaktan izliyorum. Bizi izleyerek öğrendiği ve benim söylemediğim hareketleri bile yapmaya gayret ediyor. Kendi kendini geliştirebilen bir öğrenci. O yüzden Sezen ile çalışmak hiç zor olmuyor. İnanılmaz azim var Sezen’de. Karatede ülkemizde Türkiye şampiyonluğunun üstü yok. Mental engelli kategorisinde daha ilerisine henüz geçemiyoruz ama federasyon bu konuda çok çalışıyor. Bu konuda aşama kaydedildiğinde Sezen’in ülke sınırlarını da aşacağına inanıyorum. Sponsor desteklerinin özellikle engelli sporcularda yetersiz olması da birçok alanda özel çocukların önünü kapatıyor. Bu destekleri artırabilirsek özel çocuklarımız çok daha büyük başarılara imza atabilir.
Bu yıl Trabzon’dan ikincilikle döndünüz. Orada neler yaşandı?
Sezen aslında çok hastaydı. Gitmeyelim katılmayalım dedim ama dinletemedim. Yarışmadan önceki gece Sezen çok ateşlendi, serum bağlandı, oksijen takviyesi aldı ve o şekilde ayağa kalkabildi. Maçın akşam üstü saatlerine ertelenmesi de ertesi gün onu biraz yıprattı. Tam biz şampiyonuz derken bir yandan hastalık bir yandan yorgunluk Sezen selam vermeyi unuttu ve ikinci olduk. Sezen ağlayacak gibi oldu, üzüldü ve küstü ama sonra toparladı.
