Adil Kullanım Kotası (AKK) veya Adil Kullanım Noktası (AKN), Türkiye tüketicisinin uzun zamandan beri alışık olduğu, iletişim hürriyetini engelleyici garip bir savunma kalkanıydı.
Neyse ki BTK’nın aldığı bir kararla bu savunma kalkanı yıkıldı ve internet tüketicisi artık özgür kaldı diye sevinirken sevincimiz kursağımızda kaldı.
Zira telekomünikasyon firmaları öyle internet paket fiyatları açıkladı ki resmen “düşük hız – yüksek fiyat” şoku ile karşılaştık. Kota mı? O zaten hız ve fiyat unsurları karşısında en önemsiz şeydi. Belki birçoğumuz kotamızı doldurmamasına rağmen sırf psikolojik sınırlar kalktığı için sevinecekken hayati öneme sahip unsurlar olan hız ve fiyattan kaybediyoruz.
Yani iyilik gibi gösterilen durum karşısında fırsat ekonomisi devreye girdi.
Mevcut halde, 24 mbps 150 gb kotalı internet paketiniz için 79 TL öderken şimdi kotasız 8 mbps hız için 79 TL ödeyeceksiniz. İşin komik tarafı, önceki tarifede kotayı aştığınız zaman zaten hızınız en çok 8 mbps'ye kadar düşebiliyordu. Yani rahatsız olduğumuz yer hızımızın 8 mbps'ye düşmesi idi. Şimdi aynı fiyata hep 8 mbps hızınız olacak diye “müjdelemeye” kalkıyorlar.
Hele 4 mbps hızı en az 10 sene öncesinde bıraktığımızı düşünürken fiyatları o kadar artırdılar ki mecburen 4 mbps hızlık bir tarife de eklemişler tercihler arasına.
Olay kısaca şu: 24 mbps hızı 79 TL’ye kullanırken şimdi 119 TL’ye kullanabiliyorsun. 40 TL’lik bir zam, önceki fiyatı ile karşılaştırıldığında %50 oranında.
Peki, tüketicilerin hali ne olacak? Türkiye tüketicisi internet hızında 10 sene önceki durumuna geri dönecek.
Bazı ülkelerin anayasasında bir vatandaş hakkı olarak korunan “internete ücretsiz ulaşma hakkı” bizde maalesef görünen şekilde.
Bir de şu taahhütler meselesi var ki ben şimdiden uyarımı yapayım: Gördüğüm o dur ki bazı şirketler “ahlaksızlık” yapıp normal tarife fiyatlarını şişirerek iki senelik taahhüt karşılığında %67 düşüreceklerini açıklamışlar. Mesela normal tarife fiyatı 210 TL imiş de, taahhüt verirseniz 70 TL olacakmış. Yani taahhüdü bozarsanız yaptığı indirim bedelini isteyebilme hakkını “ahlaksızca” kötüye kullanmışlar. Elbette bu, yeni davaların ufukta gözüktüğü anlamına da geliyor.
Hak ve yükümlülüklerini devamlı kendi lehine yontmaya çalışan şirketlerin ve tarifelerin tüketiciler tarafından tercih edilmemesi gerekir. Artık internet hizmeti sunan onlarca şirket varken bu kriz ortamında tüketicilerin daha dikkatli davranması şart oldu. Sonra demedi demeyin!