Besin otomatlarına konumlanmış içecek ve yiyecekler, özellikle bahar ve yaz aylarında arılar gibi böceklerin girişine açık olabilir. Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, besin ve içecek otomatlarının kullanımının zararlarına dikkat çekerek alerjik şok riskine karşı uyarı da bulundu.
Besin otomatlarına konumlanmış içecek ve yiyecekler, özellikle bahar ve yaz aylarında arılar gibi böceklerin girişine açık olabilir. Bu durum, arı alerjisi ve böcek alerjisi olan bireyler için ciddi sağlık riskleri barındırır. Böcek sokması sonucu ortaya çıkabilecek anafilaksi, alerjik reaksiyonların en şiddetli ve hayati tehlike arz eden türüdür. Vatandaşların ve özellikle arı alerjisi olan bireylerin bu tür otomatları kullanırken dikkatli olmaları büyük önem taşımaktadır.
Otomat işletmecileri, otomatların düzenli bakımını yaparak ve olası böcek girişlerini engelleyecek önlemleri alarak bu riski minimize etmeleri gerekmektedir. Halkımızın sağlığını korumak adına bu tür önlemler hayati öneme sahiptir. Ayrıca böcek alerjisi olan bireyler, ani reaksiyonlar için her zaman adrenalin oto-enjektörü gibi acil durum ilaçlarını yanlarında bulundurmalıdır.
Aynı şekilde, açık alan otomatlarından alınan yiyecek ve içeceklerde besin alerjisi olan hastalarımız için de birtakım riskler barındırmaktadır. Besin alerjisi olan bireyler, otomatlardan alınan ürünlerin içeriğini kontrol edemeyebilirler, bu da yanlışlıkla alerjenlere maruz kalma riskini artırabilir. Özellikle çapraz kontaminasyon, otomatlar içinde farklı ürünlerin yan yana bulunmasıyla oluşabilir.
Bu tür durumlar, önceden bilgi sahibi olmayan alerji hastaları için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, otomat işletmecileri, ürünlerinin etiketlerinde alerjen bilgilerini net bir şekilde belirtmeli ve otomatların içindeki ürünlerin çapraz kontaminasyon olasılığını en aza indirecek şekilde düzenlemelidir. Alerji hastalarının da alerjen içerebilecek ürünlere karşı tetikte olmaları ve mümkünse, alerjen bilgisi net olmayan ürünleri tüketmemeleri önerilmektedir.
Genel olarak alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere (alerjenlere) karşı aşırı tepki vermesi sonucunda ortaya çıkan tepkiler olarak ifade edilebilir. Bu alerjenler arasında polen, ev tozu akarları, hayvan tüyleri, gıdalar, ilaçlar alerjen olarak karşımıza çıkabileceği gibi içinde bulunduğumuz yaz dönemlerinde artan arı alerjileri ve böcek alerjilerine de unutmamak gerekir.
Alerjik reaksiyonlar içerisinde en ciddisi, en tehlikelisi ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden durum anafilaksi yani alerjik şok tablosudur. Çeşitli faktörlere bağlı meydana gelebilen anafilaksi görülme sıklığında, artan alerjik hastalık sıklığına paralel olarak son 10 yılda 7 kattan daha fazla artış olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
Anafilaksi, vücudun hızlı bir şekilde bir alerjene aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Anafilaksi durumda, bağışıklık sistemimiz bir takım maddeler salgılar, bunun sonucu olarak da kan basıncı düşer, solunum güçlüğü, boğaz şişmesi, dudak veya yüzde şişlik, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu yüzden anafilaksi acil bir tıbbi durumdur ve hemen tedavi edilmelidir. Eğer tedavi edilmezse, alerjik şok adı verilen hayati tehlikeli bir durum gerçekleşir ve ölümle sonuçlanabilir.
Alerjik hastalıklarda neden olan alerjeni saptamak için cilt testleri ve/veya kanda alerjene özgü ölçümler yapılarak bulunabilir. Cilt testleri ağrısız olup, hemen sonuç veren tüm yaşlarda güvenle yapılabilen tanı yöntemidir. Önemli olan husus bu testlerin doğru sonuç verebilmesi açısından çocuk ya da yetişkin alerji hekimleri tarafından uygulanması gerekmektedir. Ancak deri hastalığı nedeniyle cilt testi için uygun deri alanı olmayan ve şikayetleri nedeni ile almış olduğu antihistaminik diye adlandırdığımız alerji şurubu tedavisini kesemediğimiz olgularda, alerjiye yönelik testler kan örneklerinden yapılabilir.
Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi arı alerjisi olan olgularda da hangi arı çeşidine alerjisi olduğu alerji deri testi ve kan testlerinden faydalanarak saptanabilir. Alerji deri testlerinde arı alerjenleri kullanıldığı için yüzeyel deri testleri ve intradermal deri testleri son derece riskli olabilir. Bu yüzden alerji deri testleri mutlaka alerji hekimleri tarafından yapılmalıdır.
Anafilaksiye karşı önlem almak için, alerjenlere maruziyeti önlemek, alerjik reaksiyonları tetikleyebilecek yiyecekleri veya ilaçları tüketmemek ve arı böcek sokmalarından korunmak gibi genel önlemleri almak hayati önem arz etmektedir. Arı alerjisi gibi anafilaksi riski taşıyan bireylerin mutlaka anafilaksi acil eylem planına sahip olmaları ve adrenalin iğnesi (adrenalin oto enjektörleri) kullanım bilgisine sahip olmaları gerekir.
Adrenalin oto enjektörleri, anafilaksi gibi ciddi alerjik reaksiyonlara yönelik acil müdahalede kullanılan hayati öneme sahip araçlardır. Bu yüzden tüm açık alanlarda ve tesislerde, özellikle alerjen maruziyetinin yüksek olduğu yerlerde adrenalin oto enjektörleri bulunmalıdır.
Örneğin, tatil bölgelerindeki otellerde, teknelerde, restoranlarda, yine alışveriş merkezlerinde, stadyum gibi spor salonlarında ve konser mekanlarında acil durumlara karşı hazırlıklı olmak için adrenalin oto enjektörlerinin bulundurulması hayati öneme sahip olduğu unutulmamalıdır.
Ek olarak arı alerjisi olan hastaların ilkbahar ve yaz aylarında arıların dikkatini çekebilecek renkli kıyafetler giymemeli, elinde açık gıdalarla (kola, meyve, şeker vb. gezmemeli, parfüm kullanamamalıdır. Ayrıca arı alerjisi olan olgular arı alerjen aşı tedavisi olarak arı sokması sonrası gözlenen ağır hayati tehdit edici şikayetlerinden kurtulabilir.
Adrenalin enjektörleri, anafilaksi sırasında hızlı ve etkili bir şekilde adrenalin dozunu vermek için tasarlanmış cihazlardır. Bu cihazlar içerdikleri adrenalin dozunu önceden ayarlanmış bir şekilde sunmaktadır. Bu, kişinin doğru dozu sağlamasını kolaylaştırır ve yanlış dozdan kaynaklanan sorunları azaltır. Ek olarak doğru doz ile anafilaksi semptomlarını hızla kontrol altına alınması ve hayati organların etkilenmesini önlenmiş olur.
Çoğu hazır enjektör, otomatik olarak iğneyi deriye sokar ve adrenalin dozunu enjekte eder. Ayrıca, genellikle küçük ve taşınabilir boyutlarda olan bu enjektörler, bireylerin her zaman yanlarında taşıyabilecekleri bir acil durum aracı haline gelir. Bu nedenle, anafilaksi riski taşıyan bireylerin enjektörü doğru şekilde kullanmayı öğrenmeleri ve her zaman yanlarında taşımaları önemlidir. Ayrıca, enjektörün son kullanma tarihine düzenli olarak dikkat edilmesi ve gerektiğinde yenilenmesi de önemli olduğu unutulmamalıdır.
Bütün bu özelliklerinden dolay adrenalin oto enjektörleri, tedavide acil müdahale sağlaması, adrenalin dozunun doğru şekilde verilmesi, kolay ve taşınabilir olması nedeniyle arı alerjisi gibi yüksek anafilaksi riskine sahip bireyler için büyük önem taşıdığını unutmamak gerekir.