Aytül FarquharsonSağlık sudan geliyor...

HABERİ PAYLAŞ

Sağlık sudan geliyor...

Haberin Devamı

Sağlık ve güzellik için gerekli olanlar listesinin en başında su olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Vücudumuzun yüzde 60’ı su ve aklımıza gelebilecek her türlü işlem için insan vücudu suya ihtiyaç duyuyor. Vücut ısımızın ayarlanmasından, oksijen kullanımına ve organların çalışması için gerekli olan yakıta kadar... Peki çoğumuzun zaman zaman vücudumuzu dehidratasyona (susuzluk) maruz bıraktığını biliyor muydunuz?

Uzmanlara göre susadığınız anda vücudunuz çoktan susuz kalmış bile. ‘Şunu da yapayım sonra içerim’ ihmalciliğiyle yüzde 5 oranında su kaybediyoruz. İnsan vücudunun yüzde 60’ının su olduğunu düşünecek olursak yüzde 5 önemli bir miktar. Şimdi anlatacaklarımı okuduktan sonra şu sıcak günlerde suyu yanıbaşınızdan eksik etmeyeceğinize şüphem yok...

Suyun faydaları:

Ağız: Su ağzı nemli tutarak kuruluk duygusunu, ağız kokusunu ve hatta diş çürüklerini önlüyor. Ya sesimiz? Susuz kaldığımızda ses tellerimizin üzerinde kayganlığı sağlayan salgılar kurumaya başlıyor ve bu durum seste kısılma etkisi yaratıyor. Sıcak yaz günlerinde devamlı boğazınızı temizleme ihtiyacı duyuyorsanız çoktan susuz kalmışsınız demektir!
Kalp: Susuzluk vücutta kan yoğunluğunu azaltıyor. Bu durum kalbimizi, azalan kan miktarını pompalayabilmek ve gerekli oksijeni hücrelere taşıyabilmek için ekstra efor sarf etmeye zorluyor. Bu da merdiven çıkmak, yürümek gibi basit günlük aktivitelerin yapılmasını zorlaştırıyor. Kısaca, susuzluk kalbi yoruyor.
Kan dolaşımı: Spor yaptıktan veya herhangi bir şekilde efor sarf ettikten sonra yüzünüzün neden kızardığını hiç merak etmiş miydiniz? İnsan vücudu sıcaklık arttığında cilt yüzeyindeki damarları genişleterek ısı atıyor. Bu nedenle yüzümüz kızarıyor. Vücudumuz yeterince su olmadığında damarları genişletip sıcaklığı atabilmek için daha çok ve uzun zaman çalışmak durumunda kalıyor. Yani serinleme işi çok daha uzun sürüyor.
Uzuvlar: Uzuvlarımızda bulunan kas hücrelerinin iç ve dışındaki su miktarı, hücrelere gerekli besinin taşınmasında, hücrelerden artıkların atılmasında, kısaca uzuv performansının kalitesinde çok önemli rol oynuyor. Ayrıca kol ve bacaklardaki krampların da hücrelerin susuz kalmasından olduğu düşünülüyor.
Beyin: Su hafızamızın aktif ve canlı kalmasına yardımcı olurken, ruh halimizi dengede tutmada da çok etkili! Araştırmalar susuz kalmanın beyine giden oksijen miktarını azalttığını ve geçici olarak beyindeki nöronları küçülttüğünü gösteriyor. Yani sıcak bir günde aklınızı toplayamıyor ve kendinizi motive hissetmiyorsanız susuz kalmış olma ihtimaliniz çok yüksek.
Cilt: Susuzluğun yarattığı etki kuruluktan çok farklı. Kuruluk genellikle sıcak suyla banyo yapmaktan veya kullandığımız sabun ve şampuanlardan kaynaklanabiliyor. Vücudumuz susuz kaldığında cilt esnekliğini kaybediyor. Susuzluk cildimizdeki yaşlılık kırışıklıklarının nedeni olmasa da, iyi su alan bir ciltte kırışmanın daha az olacağına da şüphe yok. Böbrekler: Böbreklerimizin kandan gelen artıkları süzmek ve bu artıkları idrarla atmak için suya ihtiyacı var. Bol su tüketiminin idrar yolları enfeksiyonlarını ve böbrek taslarını önlemede önemli bir yeri var. Ciddi boyutlarda susuzluk yaşandığında böbrekler duruyor ve vücut toksin üretmeye başlıyor.

Merak ettiğimiz soruların cevapları

Her gün 8 bardak su içmemiz şart mı?

Amerikan Tıp Enstitüsüne göre yetişkin erkeklerin günde üç litre, kadınların da iki litre suya ihtiyacı var. Tabii bu aynı zamanda herkese göre değişen bir miktar. Vücut boyutlarınıza ve günlük aktivite miktarınıza bağlı olarak tüketmeniz gereken su miktarı da değişiyor. Fakat yeterince su tüketip tüketmediğinizi idrar renginizi kontrol ederek anlayabilirsiniz. İdrarınız limonata rengi ise su tüketiminiz sağlıklı, elma suyu renginde ise yeterince su tüketmiyorsunuz demektir. Hamile ve süt veren kadınların ekstra suya ihtiyaçları varken, antihistamin ve bazı antidepresan ilaç kullananların daha çok su tüketmesi gerekiyor.

Hava değişimi su ihtiyacımızı etkiliyor mu?

Nemli ve sıcak havada su ihtiyacı iki katına çıkıyor. Şaşırtıcı olabilir fakat soğuk ve kuru havada da su ihtiyacımız artıyor. Kahve, çay veya alkol susuzluğu arttırır mı? Kafein, teknik olarak diuretik de olsa, bu içeceklerde bulunan suyun çoğunu vücudumuz alıyor. Alkol tüketiminde ise tek bir kadeh, hiçbir zarar vermezken, bira en az içilmesi gereken içki. Su ne kadar çok tüketilirse o kadar iyi mi? Esasen bu yanlış bir inanış. Suyun fazlası kanda sodyum seviyesinin düşmesine neden olabiliyor. Buna su zehirlenmesi veya hyponatrema deniyor. Belirtleri ise dezoriyantasyon (denge kaybı). Kafa karışıklığı, halsizlik, mide bulantısı, kendini toparlayamama belirtilerin bazıları.

Su içmek zayıflamama yardımcı olur mu?

Araştırmalar yemeklerden önce iki bardak su içen insanların daha az yediğini ve bunun 12 hafta içinde gözle görülür bir kilo kaybına neden olduğunu gösteriyor.

Duş suyunu filtreden geçirmemiz gerekiyor mu?

Filtreden geçirilmemiş duş suyunda bulunan klor, endüstri artıkları ve her türlü kimyasal duş aldığınızda sadece sizin vücudunuza girmekle kalmıyor aynı zamanda soluduğunuz havaya geçiyor. Araştırmalar kimyasalların solunan hava yoluyla vücuda girmesinin meme, idrar yolu kanseri ve astımla alakalı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle duş başlığına takılacak küçük bir filtre sağlık açısından çok önemli olabilir. Kaliteli bir duş filtresinin sudaki zararlı maddeleri yüzde 99 oranında arıttığını ve sudaki ihtiyacımız olan oksijen miktarını 10 katına çıkardığını gösteriyor.

( 31.07.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır. )

Sıradaki haber yükleniyor...
holder