Coğrafi ve ekonomik koşullar ülkelerin ve bölgelerin mutfağında belirleyici olmuş... Hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde et ve hayvansal ürün kültürü; tarımın yoğun olduğu yerlerde ise ot ve sebze ağırlıklı besinler mutfaklarda öne çıkmış. Çeşitli otların hakim olduğu mutfaklara da coğrafi ve ekonomik koşulların yön verdiğini görüyoruz.
Yokluktan o dönemlerde dere kenarları, dağlık alanlarda ot toplamaya çıkan yerli halk özellikle de kadınlar bugünün sofralarının hem lezzetli hem de sağlıklı ot kültürünü ortaya çıkarmış. Özellikle mübadele döneminde Giritli mübadillerin de yanlarında getirdikleri ot ağırlıklı mutfak, Ege yemeklerinde göçün izlerini taşımış. Çoğu yabani olarak tarlalarda, dere kenarlarında, zeytinliklerde yetişen birçok ot ile çeşitli salatalar, etli veya etsiz yemekler yapılır.
Kadınlar, ot toplarken bellerine bağladıkları uzun önlükleri bohça gibi yapar, otları içine doldururlar. Otları iyi tanıyanlar bu toplama işi sırasında bir yandan da ayıklayıp temizlerlermiş. Son yıllarda Ege’de gastronomi ağırlıklı etkinliklerde çeşit çeşit otlar ve bu otlardan yapılan lezzetler ön plana çıkıyor. İlk ot festivallerinden biri olan “Alaçatı Ot Festivali” de 2010’dan beri Çeşme Belediyesi’nce düzenleniyor.
Festival, atölyelerin ve yarışmaların gerçekleştiği, yeme içme tadımlarının yapıldığı, yöresel yemeklerin satıldığı şenlik havasında geçiyor. Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi ağırlayan festivalde, Ege Bölgesi’nde yetişen yüzlerce ot çeşidinden yapılan birbirinden lezzetli yemekleri keşfetme fırsatı buluyorsunuz.
Her yıl bir otun ana tema olarak belirlendiği ve yemeklerin ağırlıklı olarak bu otlarla yapıldığı festivalde; dağlama, deli kereviz, deve tabanı, ebegümeci, hardal, iğnelik, körmen, radika, şevketi bostan, tilkişan, tirşikotu, turp otu ve yabani rezene yüzlerce otlardan sadece birkaçı. Ev yapımı salçalar, reçeller, çörekler ve pastaların da sunulduğu organizasyonda, tüketilen yiyecekler ve kullanılan malzemelerle ilgili farklı bilgiler ve tarifler de veriliyor. Alaçatı Ot Festivali, doğal ve organik ürünleri öne çıkararak vegan ve vejetaryen beslenenlerin de uğrak noktası.
SADECE YEMEKTEN İBARET DEĞİL
Festival sadece yemekten ibaret değil. Yemek yemenin yanı sıra ziyaretçilerine eğlence ve farklı deneyimler de yaşatıyor. Kadınların yöresel giysi ve aksesuvarlarıyla katıldıkları yürüyüş kortejiyle açılışı yapılan festivalde yarışmalar, konserler ve çeşitli atölyeler de düzenleniyor.
Etkinlikte aynı zamanda yine yerel halkın kendi evlerinde yaptığı katkısız tarhana, salça, reçel, zeytinyağı, meyve gibi doğal ürünler veya el emeği süs ve giyim eşyaları da satılıyor. Alaçatı sokaklarında kurulan farklı stantlarda yerel Ege halkı tarafından yapılan zeytinyağlılar, dolmalar, salatalar ve hamur işlerinin yanı sıra bergamotlu kurabiye, ıspanaklı pasta, enginarlı pilav, otlu kek, otlu tatlılar ve damla sakızlı kurabiye gibi daha yüzlerce çeşit otantik lezzetin kokusu sokakları sarıyor.
Türkiye’nin ünlü gurmelerinin ve önde gelen mutfak şeflerinin de katıldığı festivalde ziyaretçiler, düzenlenen paneller ve söyleşiler sayesinde faydalı bilgiler ve daha önce duymadıkları yemeklerle ilgili püf noktalar öğreniyor. Tek bir alana değil tüm Alaçatı’ya yayıldığı için misafirler, farklı restoranları, otelleri, kafeleri, sergileri ve galerileri keşfederek kültür turizmi deneyimi yaşıyor. Dağlarda ve kırlarda düzenlenen yürüyüşlerde doğadaki yabani otları tanıma ve toplama deneyimleri de olan Alaçatı Ot Festivali, tam baharı karşılama şenliği aslında.
ETKİNLİK DEPREM YARARINA YAPILACAK
Çeşme Belediyesi’nce bu yıl 12’ncisi düzenlenecek olan “Otların Rüzgârlı Öyküsü” Alaçatı Ot Festivali, 27-30 Nisan arasında yapılacak. Bu yılın bir özelliği de depremin yaralarını sarmak amacıyla düzenlenecek dayanışma festivali olması. Stantlar, depremden etkilenen ve mutfak kültürleri dünyaca ünlü olan 11 ilin bölgesel lezzetlerinden oluşturulacak.
Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Osmaniye, Adana, Adıyaman, Malatya, Kilis’in yöresel ürünlerinden oluşturulacak stantlarla, vatandaşlara ve yerel üreticilere destek olunacak. Hatay’ın künefesinden, içli köftesine, Malatya’nın kayısısından Gaziantep’in baklavasına kadar birçok ürün sergilenecek.
BU YILIN TEMASI ‘YENİDEN DOĞUŞ’
Alaçatı Ot Festivali, bu yıl da konserler, stantlar, sergiler, söyleşiler, yarışmalar ve yemek yapım atölyeleri ile kalabalıkları ağırlayacak. Dünyaca ünlü şeflerin jüri olarak katılacağı festivalin bu yılki ana teması “Yeniden Doğuş” olacak.
Festivalin kurucularından Ayhan Sicimoğlu ve Tülin Onaner’in katılımıyla gerçekleşecek Festival Korteji, 28 Nisan’da ünlü isimlerin eşliğinde yapılacak. Festival kapsamında, otları tanıma ve toplama gezilerinden yemek atölyelerine, yabani ot ve bitkilerle beslenme seminerlerinden konserlere kadar birçok etkinlik programlanmış. Doğadan toplanan yüzlerce türdeki otun tezgahlarda yerini alacağı festivalde Çağla Şıkel’in sunacağı yarışmada da en güzel yemekler ve otlar yarışacak.
KARSU ve ANTAKYA MEDENİYETLER KOROSU SAHNEDE
28 Nisan akşamı adını Hatay’ın Karsu köyünden alan ve depremde çok sayıda akrabasını kaybeden şarkıcı Karsu Dönmez konser verecek. Depremlerde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu da dayanışma konseriyle sahnede olacak.
Medeniyetler arasında köprü oluşturmak ve kadim kent Hatay’ın tanıtımına katkı sağlamak amacıyla 2007’de farklı din ve mezheplere mensup sanatçılarla kurulan koro, depremde yıkılan şehirlerde yaraların sarılması için sahneye çıkacak. Topluluk, konserlerinde depremlerde kaybettiği üyeleri Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz’ın anısına da şarkılar seslendirecek. Koro, 2012’de Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş ve 2019-2020’de Kültür Bakanlığı Özel Ödülü almıştı.
‘FESTİVAL, SEVGİ VE ONARMA KÖPRÜSÜ OLACAK’
Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, 11 ili etkileyen depremlerin yaralarını sarmak amacıyla bu yıl Alaçatı Ot Festivali’nin dayanışma festivali olarak düzenleneceğini kaydediyor.
Festivalde depremden etkilenen 11 ilin bölgesel lezzetlerinden oluşturulacak stantlarla, vatandaşlara ve yerel üreticilere destek olunacağını belirten Oran, depremzede yakınlarını kaybeden tüm vatandaşlara başsağlığı dileyerek, şu ifadelere yer veriyor: “Depremler ülkemizi yasa boğdu. Umutları diri tutmaya ve daha çok üreterek güzellikleri çoğaltmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde Alaçatı Ot Festivali, bir ‘sevgi ve onarma köprüsü’ olacak. Alaçatı Ot Festivali hiçbir zaman sadece bir yemek festivali olmadı. 100 yıl önce küllerinden doğan bir milletin yeniden doğuşunun ikinci 100 yılı olacak. Bu yıl temamız ‘Yeniden Doğuş.’ Festivalimizi depremde kaybettiğimiz canlarımızın ve depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için yapıyoruz. Bu bilinçle hazırlanan bir program bekliyor vatandaşlarımızı.”
OT YEMEKLERİ MUTFAĞINI YAŞATMAK İÇİN
Jüri Başkanı Ayhan Sicimoğlu da kurucusu olduğu Alaçatı Ot Festivali organizasyonunda yer almaktan duyduğu mutluluğu şu sözlerle anlatıyor:
“Alaçatı’da Boşnak ve Giritli göçmenlerin torunları oturuyor ve kaybolmak üzere olan bir ot yemekleri mutfağına sahipler. Bu kültürü yaşatmak için Alaçatı Ot Festivali’ndeki yoldaşım Tülin Onaner ile ufak bir yemek yarışması yapalım dedik. Bir ekip kurduk, sponsorlar bulduk ve anayasasını yazdık. Türkiye’nin en iyi festivalleri arasına girdi, yıllardır süren müthiş bir festivale dönüştü. 27-30 Nisan’da insanlar buna tanıklık edecek.”
Depremden etkilenen 11 ilin yöresel ürünlerinin sergileneceği “Yeniden Doğuş” temalı bu yılki Alaçatı Ot Festivali, 27-30 Nisan arasında düzenlenecek.