Boynunu bir gerdan gibi saran surlarında 33 medeniyetin izlerini taşıyan Mezopotamya’nın kadim şehri Diyarbakır; doğası, mutfağı, tarihi, kültürü ve sanatıyla tüm ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vadediyor ve sizi onu keşfetmeye çağırıyor, kerem ke (Buyrun)… 7000 yıllık surlarının arkasında utangaç bir çocuk gibi saklanan bu zamansız şehir, Dicle’nin kıyısında kurulmuştur.
Bu mağrur kent, çevresini bir kalkan gibi sarmış olan taş ile örülü surları ile birçok medeniyeti korumuş, içinden akan Dicle’nin bereketi ile onları beslemiş. Onu vatan edinenlere böylesine cömert davranan Diyarbakır’ın büyüleyici kültür mozaiği işte bu şekilde oluşmuş. Bu kadar güzelliği içinde halen barındırmayı başaran bu güzeller güzeli kentin güzel insanlarından bahsetmemek haksızlık olur.
Bu şehir, ev sahipliği yaptığı insanların ayrışmasına çok da şahit olmamış. Farklı dinler, farklı diller hep bir arada hoşgörü ve sevgiyle sulamış kentin dar sokaklarını. Yeri gelmiş Süryaniler, Ramazan’da komşuları için iftar vermiş, yeri gelmiş herkes bir arada Paskalya’da yumurta boyamış. O günleri yaşayan, büyüklerinden dinleyen Diyarbakır halkı; bu izleri hala genlerinde taşıyor, anılarında yaşıyor….
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de kent turizmi açısından bölgenin turistik ve doğal güzelliklerini duyurmak için çalışmalar yapıyor, etkinlikler düzenliyor. Diyarbakır’ı biz de gezmeye, görmeye doyamadık. Diyarbakır Valisi ve Belediye Başkan Vekili Münir Karaloğlu ile çalışmalarını konuştuk:
DAHA ÇOK İNSAN ZİYARET EDECEK
Vali Karaloğlu; Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin’in Mezopotamya’nın altın üçgeni denilen bölgede Karacadağ’ın eteklerinde kurulduğunu söylüyor. Karacadağ’ın jeoparklar ağına dahil edilmesi için UNESCO’ya yapılan müracaat sürecini de anlatan Karaloğlu, “Karacadağ, UNESCO tarafından kabul edilerek listeye eklendiğinde bölgeyi daha çok insan ziyaret edecek. 9 ilin içinde olduğu Mezopotamya bölgesini yeniden konumlandırma ve yeniden markalaştırma konusunda gayretimiz var. Dünya bu değerlerimizi görme noktasında şehrimize daha çok seyahat etmeli. Doğa turları başlayınca turizm potansiyelimiz artacak. Kırsal turizm gelişecek, bölge halkının da turizmden pay almaya başlayacağını göreceğiz. Artık Diyarbakır’da bizi üzecek olaylar yaşansın istemiyoruz” diyor.
ŞELALELER VE EŞSİZ BİR VADİ: TABİAT PARKI
Vali Münir Karaloğlu’nun girişimleriyle Yabanardı-Şeyhandede Şelaleleri’ni kapsayan vadi ‘Yabanardı- Şeyhandede Tabiat Parkı’ olmuş. 86 hektarlık, 2 büyük ve 1 küçük şelale, 2 mağara ile arasında orman ve akarsu ekosistemlerinin bir arada bulunduğu vadi; doğa yürüyüşünden kuş gözlemciliğine birçok etkinliğe imkân tanıyacak. Bölgenin, koruma altına alınarak turizme kazandırılması için de çalışma yapılacağını öğreniyoruz.
ESAS DİYARBAKIR’I ŞİMDİ GÖRÜN ‘KEREM KE’
Diyarbakır’ın kültürel zenginlikleri, tarihsel mirası ve doğal güzellikleriyle 40 yıldır perdelenen ve örtülen bir şehir olduğunu ifade eden Vali Karaloğlu, şehirdeki huzur ve güven ortamı sayesinde kentin keşfedildiğini ve değerlerinin ortaya çıkması açısından fırsat oluşturduğunu aktarıyor.
Bölgenin turistik ve doğal güzelliklerini duyurmak amacıyla farklı etkinlikler düzenlediklerini anlatan Karaloğlu, “Bu şehirde yaşayanlara, ülkemize, bütün dünyaya Diyarbakır’ın bu örtülen güzelliklerini göstermek lazım. Diyarbakır artık o tozlu, puslu, gri yer değil. Başka bir Diyarbakır var. Diyarbakır’dan içeri gelin, esas Diyarbakır’ı şimdi görün. İnsanlığa bu huzur ve güven ortamında ‘Diyarbakır’a gelin hep birlikte keşfedelim’ diyoruz. Bütün çabamız gerçek Diyarbakır’ı ortaya çıkarabilmek. Oluşturulan kötü imajı, algıyı yıkıp gerçek hazineyi ortaya çıkarabilme gayretindeyiz” diyor. Antik çağda yerleşim yeri olan ve M.Ö. 6000 yılından beri kullanılan Lice’deki Bırkleyn Mağaraları’nın dağcılık, tırmanma, mağaracılık sporu bakımından dünyaya mal olabilecek nitelikte olduğunu belirten Karaloğlu, şöyle devam ediyor: “Mağara duvarlarında Asurlular dönemine ait rölyefler ve kitabeler var. Burası tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer alıyor. Bölgeye gelen herkes, bu mağarayı gözü gibi korumalı. Diyarbakır, doğal güzellikleriyle turistleri çekiyor. Son dönemde çok güzel bir iç turizm hareketi var. Bunu inşallah dış turizmle destekleriz. Bütün insanlığa ‘kerem ke’ (buyurun) diyoruz.”
FİSKAYA CAM TERASTAN KENTİN GÜZELLİKLERİ İZLENİYOR
Diyarbakır’a atandığında en çok gelen taleplerden birinin Fiskaya Şelalesi’nin yeniden akması olduğunu belirten Karaloğlu, buradaki çalışmaları şöyle özetliyor:
“Sorunları önceliklerine göre sıraladık, her birini çözmeye muktediriz. Fiskaya Şelalesi yeniden akmaya başladı. 7 bin yıldır kesintisiz sulu tarım yapılan ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Hevsel Bahçeleri’nin, Taş Konak’ın, Dicle Nehri ve Millet Bahçesi’nin bir arada izlenmesi için Fiskaya Cam Terası’nı açtık. Misafirlerimiz buradan Diyarbakır’ın güzelliklerini görme şansına kavuşacak. Diyarbakır’ın bugünü dünden daha iyi diyoruz. Yarını da bugünden iyi olacak. Fiskaya bölgesinde çarpık kentleşme var. Çok sayıda vatandaşımızla anlaşma imzaladık. Yıkım ihalemizi yaptık. Yakın zamanda gecekondu bölgesini temizleyeceğiz. Tamamen yeşil bir rekreasyon alanı olacak.”
SURLARDA RESTORASYON YEDİKARDEŞ BURCU GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Büyükşehir Belediyesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Diyarbakır Surları’nda başlattığı restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Kentin en görkemli anıtsal ve üzerinde kitabelerin bulunduğu Nur, Yedikardeş, Evlibeden Selçuklu ve Urfakapı burçlarındaki 1. etap restorasyon çalışmalarının yüzde 86’sı tamamlamış.
Şu ana kadar 4 ayrı ihale yaptıklarını aktaran Karaloğlu, Yedikardeş Burcu ile Urfakapı arasındaki 6 burcu içine alan kısımda yürütülen çalışmalarda görülmeye değer manzaraların ortaya çıktığını ifade ediyor. 50 senedir kapalı olan Fetih Kapısı’nı yeniden açtıklarını anlatan Karaloğlu, surların 4 ana kapısını onarıp yerlerine yerleştirdiklerini kaydediyor.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK LOJİSTİK ÜSSÜ
Vali Karaloğlu, Diyarbakır’ı Ortadoğu ve Orta Asya pazarına açacak olan Diyarbakır Lojistik Merkezi’ne ilişkin şu bilgileri veriyor:
“217 hektar üzerine kurularak Türkiye’nin en büyük lojistik üssü haline gelecek. 5 şeritli demiryolu terminali yer alacak. Bu, lojistik köyün farkını ortaya koyacak. Depo alanları, 700 araçlık tır parkı, akaryakıt istasyonu da bulunacak. Merkez, bölgenin en önemli ticaret yollarının kesişim noktalarında bulunan Diyarbakır’ın istihdamına katkı sunacak. 1 milyar 150 milyon lira bedelle yapılan ihale şeffaf bir süreçle yönetildi. Pandemide lojistiğin önemi daha çok ortaya çıktı. Şu anda dünya çok önemli mal sıkıntısı çekiyor. Bunun temelinde yetersiz lojistik var. Diyarbakır’da Türkiye’nin en büyük lojistik merkezlerinden birini hayata geçirdiğimizde hem ülkemiz hem bölgemiz ciddi rekabet avantajı sağlayacak ve ekonomiye ciddi katkımız olacak.”
OSB BÜYÜDÜ BURSA’DAN SANAYİCİ GELDİ
Diyarbakır, huzur ve güven ortamının sağlanmasıyla yatırımcıların gözdesi haline gelmiş. Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) 1., 2., ve 3., etapları dolunca 2020’de 4. etap da yatırımcılara tahsis edilmiş. 4. etap, 6 ayda dolmuş. Yatırımcıların yoğun talebi üzerine 5. etap çalışmaları başlamış.
Karaloğlu, dışarıdan da çok sayıda yatırımcının Diyarbakır’a gelmek istediğini belirterek, 5. genişleme bölgesini hayata geçirmeyi planladıklarını, sanayicileri boş çevirmek istemediklerini söylüyor. Diyarbakır’ın pozitif bir gündeme büründüğünü ve bunun yansıması olarak 4 OSB’de yer kalmadığını anlatan Karaloğlu, şöyle devam ediyor: “Karacadağ OSB’yi yeni kurduk, yatırımcılarımızın yer talepleri var. Tekstil İhtisas OSB’de yüzde 75 doluluk var. Orada da genişleme yapacağız. Bursa’dan sanayicinin gelip Türkiye’nin en büyük yem fabrikasını kuruyor olması Diyarbakır’ın algı ve diğer sorunlarını çözdüğüne dair bir işaret. Farklı grupları, farklı sanayicileri, yatırımcıları da Diyarbakır’a bekliyoruz.
YATIRIMCILARIN ARTIK GÖZDESİ
Yatırımı, ihracatı, istihdamı artırarak bu kentte doğan insanları huzurlu, mutlu ve refah içinde yaşatma gayretindeyiz. Türkiye’nin her yerinden yatırımcıların ilgi duyduğu bir şehre dönüştük. Bunu korumak, geliştirmek Diyarbakır’da yaşayan herkesin görevi. Diyarbakır’ın potansiyeli sadece Diyarbakır’a değil ülkeye de yeter. Yakaladığımız bu yatırım iklimini, huzur ve güven ortamını bozmak isteyenler olabilir ama biz Diyarbakırlılar olarak buna izin vermeyelim. OSB’lerde yer tahsisini yaptığımız firmaların hemen inşaata ve üretime geçmelerini arzu ediyoruz. Çünkü Diyarbakır’ın genç nüfusu fazla; istihdam oluşturmalıyız.
TARİHİ REKOR
Diyarbakır’da iş insanları geçen yıl Cumhuriyet tarihi rekorunu kırarak 254 yatırım teşvik belgesi aldı. Bu teşvik belgeleriyle yaklaşık 2 milyarlık yeni yatırım ve yaklaşık 16 bin yeni çalışan istihdamı taahhüt ettiler. 2021 ilk 6 aylık ihracat rakamlarımız geçen yılın ilk 6 ayına göre yüzde 195 büyüdü. Bu rakamlar bir şehir için tarihi rekor. Diyarbakır’ı tarım, turizm, ticaretin yanında sanayi ve teknoloji şehrine de dönüştürmek için çalışıyoruz. Kentte sanayi sektörü ciddi bir gelişme içinde.”
Diyarbakır surları, Çin Seddi’nden sonra dünyadaki en uzun sur olma özelliğini taşımaktadır. Dünyanın en eski uygarlıklarına tanıklık eden 5700 metre uzunluğundaki surlar, eski olmasının yanında dünyanın en dayanıklı surları arasında da yer alır.