Kuşadası, 1413’te 1. Mehmet (Çelebi) tarafından Osmanlı egemenliğine katılmış. Bu tarihten sonra, şehir tamamen Türklerin elinde kalmış ve Türklerin yaptığı eserlerle dolmaya başlamış. Bunlardan bugünkü Kervansaray ve Kuşadası’nı çeviren surlar, Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Surlarla çevrili şehre o zaman ancak üç kapıdan girilebiliyormuş. Bu kapılardan bir tanesi, Barbaros Hayrettin Paşa Caddesi ile Kahramanlar Caddesi’ni birbirinden ayırıyor ve üst kısmı bugün Şehiriçi Trafik Bölge Amirliği olarak kullanılıyor.
Diğer kapılar ise bugün mevcut değil. Bizanslılar için önemli bir askeri üs görevini yapan Güvercinada, 1834’te büyük bir yenilenme görüyor ve ünlü kalesi yapılıyor. “Kuşadası” adını bu kaleden alıyor. 1957’de İzmir’den ayrılan Kuşadası, Aydın’a bağlanıyor. Türkiye’nin ilk turizm merkezlerinden olan Kuşadası’nın turizm tarihi 1960’lara dayanıyor, ilk kruvaziyer gemi turizmi burada başlıyor. Kuşadası Limanı Türkiye’nin en büyük limanlarından biri olma özelliğine sahip. 2016’da büyük yolcu uçağı Kuşadası Körfezi’ne batırılıyor ve dalış turizminde büyük pay sahibi oluyor.
Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Kuşadası, sahip olduğu mavi bayraklı plajları ile doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra yerel lezzetleriyle de ön plana çıkan turizm kenti. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, zamanında turizm konusunda Türkiye’nin amiral gemisi görevini üstlenen Kuşadası’nın yıllar içinde bu özelliğini başka bölgelere kaptırdığını belirterek, “Ancak Kuşadası bu özelliğini tekrar geri kazanabilir. Bunun için yapılması gereken birçok çalışma var. Bunu başarmak için yaptığımız çalışmalarımızdan biri de Kuşadası Sokak Festivali. Kuşadası’nda dünyanın en iyi kirazı ve üzümü yetiştiriliyor. Kentimizin 83 farklı reçeteli yemeği var. Bu yemeklerin coğrafi işaretlerini alacağız. Festivalimizi geliştirerek uluslararası boyuta taşıyacağız” diyor.
YEREL LEZZETLERİYLE ÖN PLANA ÇIKAN TURİZM KENTİ
Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile Kuşadası’nın turizm ve gastronomisine ilişkin de konuşuyoruz. Türkiye’de ilk kez Kuşadası’nda gerçekleşen sokak festivaliyle bir ilke imza atmanın mutluluğu içerisinde olduklarını söyleyen Günel, şu bilgileri veriyor:
“Festivaller kenti Kuşadası olarak yine kendimize yakışanı yapıyor ve modern bir turizm kenti olmanın gereği olarak ‘Kuşadası Sokak Festivali’ markasıyla lezzeti, sanatı, müziği ve eğlenceyi sokağa taşıdık. Sadece Kuşadası değil, Türkiye yeni bir festival kazandı. Ege ve Kuşadası mutfağının tadını çıkarttık. Festivalimizin dopdolu, ilginç ve sıra dışı içeriği hem Kuşadalı hemşerilerimize hem de kentimizi ziyaret eden yerli, yabancı konuklarımıza çok iyi geldi. Kuşadası Türkiye’de sahip olduğu mavi bayraklı plajları ile doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra yerel lezzetleriyle de ön plana çıkan bir turizm kenti. Kuşadası’nda dünyanın en iyi kirazı ve üzümü yetiştiriliyor. Kuşadası Sokak Festivali’ndeki lezzet duraklarında beğeniye sunduğumuz tatlar, tamamıyla buraya özel olanlardı. Bu özel tatları katılımcılara ikram ederken, aynı zamanda bu yemeklerin tarihine, kültürüne ve gelişimine de ayna tuttuk. Üç gün boyunca bölgemize has yöresel lezzetleri sokak müziği, sokak sanatları ve sokak eğlencesi ile birleştirerek renkli ve eğlenceli günler yaşadık. Bu yıl ilkini yaptığımız festivali önümüzdeki yıllarda geliştirerek uluslararası boyuta taşımak istiyoruz. Özellikle Akdeniz coğrafyasındaki ülkelerin lezzetlerini de Kuşadası’na taşıyacağız. Vegan kültürü olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Etkinliğimize vegan mutfağını da ekleyeceğiz. Yine bir yeme içme festivalinden çok işin akademik tarafını öne çıkaracağız. Akademik desteklerle bölgemizin 83 farklı tatlarını deneyimlettirmek istiyoruz.”
TEKRAR LİDER OLMA HEDEFİ
Günel, şöyle devam ediyor:
“Kuşadası, 1960’lı yıllarda Türkiye’nin turizm kenti olmayı başarmış. Mavi yolculuk kültürünü Türkiye’ye tanıtmış. Altın Güvercin Beste Yarışması, Türkiye’nin ilk ve tek beste yarışması. Çok popüler olan bu yarışma zamanla heyecanını kaybetmiş. Biz bunu tekrar canlandırıyoruz. Zamanında Türkiye’nin amiral gemisi görevini gören Kuşadası, yıllar içinde bu özelliğini başka bölgelere kaptırmış. Liderliğini devam ettirmemiş. Ancak Kuşadası bu özelliğini tekrar geri kazanabilir. Bunun için yapılması gereken birçok çalışma var ve Kuşadası Belediyesi olarak bunu başarmak için çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızdan biri de Kuşadası Hayat Sokakta Festivali.”
BU YIL 450 GEMİ VE 750 BİN TURİST BEKLİYOR
Kuşadası’nın zamanla yazlıkçı bölgesi olarak anılmaya başlandığını belirten Günel, “Kuşadası’nda 44 bin nitelikli olmak üzere yaklaşık 60 bin yatak kapasitesi var. Önümüzdeki bir iki yıl içinde 3 tane beş yıldızlı otel geliyor. İlave 4 bin yatak kapasitesi dahil olacak. Bölgemizin yatak kapasitesini hızla artırıyoruz. Kuşadası, karavan turizmi açısından da turistleri bekliyor. 33 bin metrekare bir alanda karavan ve çadır için kamp alanımız bulunuyor. Bunu 7 bin 500 metrekare daha büyüttük. Bunun yanında dijital göçebeler için yani beyaz yakalı uzaktan çalışan kesim için 12 ay çalışabilecekleri 17 bin 500 metrekare alanda Kampinova projesini hayata geçirdik. Kuşadası Limanı kruvaziyer gemileri açısından da önemli bir ziyaret merkezi konumunda. Buradan Efes, Meryem Ana gibi noktalara geçiliyor. Kuşadası, 2011 yılında 750 gemi ve 1 milyon turist ile rekor yılını görmüştü. Ondan sonra bu rakamları göremedik. 2022’de pandeminin etkilerinin kırılması ile birlikte 450 gemi ve yaklaşık 750 bin turist bekliyoruz. 2023 yılında tekrar 1 milyon yolcu rekorunun denenebileceğini düşünüyoruz” diye belirtiyor. Dünya turizminin en önemli gastronomi ve sanat merkezlerinden biri olma hedefiyle yola çıkan Kuşadası, karnavalları ve festivalleri ile ünlü ülkelerin sokak sanatlarını, kostümlerini “Hayat Sokakta” sloganıyla festivalde buluşturdu. “Kuşadası Sokak Festivali”, 10-12 Haziran’da 3 gün boyunca 21 ülkeden yüzbinlerce turist ve Türkiye’nin her bölgesinden misafir ağırladı.
LEZZET ŞÖLENİ YAŞANDI
Kuşadası Belediyesi ile Kuşadası Altın Güvercin Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı (KUSAV) tarafından Ayhan Sicimoğlu’nun katılımıyla düzenlenen “Kuşadası Sokak Festivali” Rio; Madrid, Meksika karnavalları benzeri renkli görüntülere sahne oldu. Festival, “Lezzet Sokakta”, “Eğlence Sokakta”, “Müzik Sokakta” ve “Sanat Sokakta” başlıklarında hazırlanan programı ile kendi alanında tanınmış müzisyenleri, aşçıları, şefleri, sanatçıları, dansçıları ve konuşmacıları ağırladı. Kentin 8 farklı noktasında lezzet durakları kuruldu. Katılımcılar, Adnan Menderes Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Kuşadası Aşçılar Derneği’nin danışmanlığında hazırlanan Ege ve Kuşadası mutfağına özgü yöresel yemeklerin tadına baktı. Lezzet turları kapsamında Kervansaray’da incir banma, Kale Kapısı’nda kese yoğurdu ile kuru biber ve Ege otlu mücver, Kaya Şavkay Meydanı’nda kabak çiçeği dolması, Sevgi Sokak’ta iç bakla, ArkeoPark’ta yuvalama ile kuzu etli şevketi bostan, Heykel Sokak’ta keşkek ve bolama, Bülent Ecevit Parkı’nda incir uyutması, Güvercinada’da ise kalburabastı servis edildi.
MÜZİK VE EĞLENCE DOLU FESTİVAL
Kentte karnaval havası estiren “Kuşadası Sokak Festivali” kortej yürüyüşle başladı. Pek çok farklı ülkeden gelen sokak sanatçıları ve müzisyenleri, jonglörden akrobata, pantomim sanatçılarından sokak yemeklerinin usta şeflerine kadar binlerce kişi kostümlerini giyerek birbirinden ilginç gösteriler ve şovlar eşliğinde Kuşadası’nı turladı. Sokak müziğinin dünyaca ünlü grubu Light in Babylon’un sahne aldığı festival kapsamında tarihi Kervansaray’da Ayhan Sicimoğlu eşliğinde Zeytinyağı Tadım Atölyesi, ADÜ Davutlar Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Şef Ozan Güngör’ün katılımıyla Yöresel Lezzet: Bolama Atölyesi ve farklı konularda uzman kişilerin konuşmacı olduğu söyleşiler gastronomi tutkunları ile buluştu. Salyangoz yemeği ile kapari ve sardalya turşusu atölyeleri, kay kay ve bisiklet akrobatlarının şovları ile Kuşadası’nın 8 farklı noktasında aynı anda gerçekleşen konserler ve sokak dansçılarının performansları ilgiyle izlendi. Festival, Kuşadası Profesyonel Aşçılar Derneği üyesi aşçılar tarafından 4 tonluk dev kazanda pişirilen etli, nohutlu bulgur pilavının 5 bin kişiye ikram edilmesiyle son buldu.
Kuşadası’nın ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, Efes’e bağlı Neopolis ismi ile İyonlar tarafından kurulduğu sanılıyor.