Bayram tatilinde 3 günde sadece İzmir’de 355 orman yangını oldu. Bu kadar uyarılan, bu kadar önlem alınan ama bir türlü önlenemeyen orman yangınlarının en büyük sebebi: insanlar!
Elbette tatil yapmak, deniz manzarasına karşı mangal yapıp yemek yemek, keyif yapmak herkesin hakkı…
Ama giderken çöpünü toplamamak, arkanda dağ gibi çöp yığını, söndürülmemiş ateş bırakmak kimsenin hakkı değil.
Israrla medya, sosyal medya ve kanallarda çağrılar yapılsa da ne yazık ki azalacağına her geçen yıl daha da çok orman yanıyor. Doğadaki canlıların yuvaları, kuşlar, arılar, börtü böcek yok oluyor.
ALAÇATI GERÇEKLERİ
Bayramda bir diğer tartışma da Alaçatı’nın geldiği durumdu. Sadece Alaçatı değil, birçok tatil beldesi bilinçsiz turizme kurban ediliyor.
Gazeteci arkadaşım Öncel Öziçer; tam zamanında, tam isabet Alaçatı’nın içler acısı halini yüzümüze çarpmışken, ben de ekleyeyim istedim.
Fotoğraflarda gördükleriniz, baharda Alaçatı sokaklarında çektiğim plastik begonvil ve çiçek süslemeleri!
Doğallığı korumak için 2000’lerin başında o dönemin belediye başkanı Muhuttin Dalgıç’ın koyduğu ‘Alaçatı Kuralları’ndan bugün eser yok.
O kurallara göre, her dükkan kapısının önüne buraya özgü çiçek dikecek, yüksek ses müzik yapılmayacaktı… Sanırım 10 civarıydı maddeler…
Ne o maddelere uyan işletmeler ne o huzur kaldı Alaçatı’da…
Nargile kafeler, dansöz oynatılan masalar, iğne atsan yere düşmeyen plajlar, begonvilin en güzelini yetiştirecekken ona bile sabredemeyip plastiğiyle idare edilen işletmeler...
Alaçatı, daracık bir caddeye turizmin sıkıştırıldığı bir tatil curcunası artık.
Bir zamanların sakin ve huzurlu Ege beldesinin, günümüz vahşi eğlence ve turizm kültür çeşidine kurban edildiği, içimizi acıtan bir örnektir artık! Korkarım Urla da Alaçatı’ya benzemesin… Bunun için Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli ve Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’a büyük iş düşüyor.